# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
DEATH ANGEL – Relentless Retribution
| 14.06.2011

Thrash metal adına büyük, DEATH ANGEL için küçük bir adım.

Bugün saygıyla bahsedilen hiçbir gruba kimse bol sıfırlı çekler uzatıp “git albüm kaydet” demedi. Çok çetrefilli yollardan büyüdüler. Hani derler ya “Zirveye çıkmak değil, orada kalmak önemli,” diye.

İnsanların doğrudan “sert” albümler dinlemediği, mekanik zevklerden ibaret olmadıkları zamanlardan gelen bir grup Death Angel. Tıpkı Onslaught, Sadus, Overkill ve Artillery gibi son dönemlerde kendine gelmişse de basiretsizlik konusunda bunları geçer ve Metallica ile başa başa devam eder. Bilindiği üzere Metallica’dan Cliff Burton bir konser dönüşü buzlu yol nedeniyle yapılan kazada hayatını kaybetmişti. Death Angel kurulduğu ve ilk albümlerini yayınladığı sırada 14 yaşında olmasına rağmen hayvani bir performans göstermiş olan davulcuları Andy Galeon da bir tur sırasında Nevada civarında kaza yapan otobüsten fırlar. Vücudunun bir kısmı dışarıdaysa da içeride kalan kısmının üzerine ekipmanlar devrilir. Uzun süre toparlanamaz, toparlandığında da pek eskisi gibi olamaz.

Bir grup elemanını kaybetmek gerçekten zor olmalı ama eminim ki iki kardeş ve diğerleriyle kuzen olan bir grubun elemanını ve akrabasının kaza geçirmesi ve sonrasında düzelememesi de oldukça zor olmalı. Bu yüzden de onca desteğe rağmen grup dağıldı. Başka davulcuları denemeyi reddettiler, bir süre sonra Chuck Billy için düzenlenen yardım konserlerinden birinde sahne almak için döndüler, başka isimlerle denediler, tarzlarında ufak değişiklikler dahi yaptılar ettiler ama grup o en güzel zamanlarına bir türlü dönemedi. Grup kimyası denen bir şey gerçekten var. Türkiye’deki grupların pek çoğu için bu bir anlam ifade etmese de, bu yüzden bu kadar başarısız olsalar da gerçekten var.

2008’de yayınlanan “Killing Season” albümü de eski görkemli günlerdeki kadar iyi değildi, en azından bir “The Ultra-Violence” değildi ama grubun adını da batırmamıştı. Relentless Retribution ise grubu Killing Season’dan bir adım öteye götüren bir albüm.

Thrash metal adına yeniliklerle dolu değil belki (öylesini kim temenni eder bilemedim), bir klasik değil belki, çok da orijinal bir çalışma değil belki ama tam bir thrash metal albümü. Ve daha da önemlisi bir Death Angel albümü.

Claws In So Deep’in akustik bölümü ya da Volcanic bu albümde hiç yer almasa gayet kızgın ve yavan bir albüm olurdu bu. Bir de tabii bariz bir metalcore etkisi var. Mangal sonrası sinmiş bir koku değil metalcore etkisinden kastettiğim. Bazı noktalarda, gerektiği için kullanılmış şeyler. Bunu eski Death Angel yapmazdı elbette, mutlaka daha iyisini çıkarırdı. Bu nedenle de elimizde çok iyi bir thrash metal albümü ve de sıradan bir Death Angel albümü var.

Neden sıradan bir albüm bu, hemen açıklayalım. Daha önceki vaazlarımda da belirttiğim üzere thrash metal kaidelerinden en önemlisi rif zenginliğidir. Hem hızlı, hem yaratıcı olmazsa pek de uygun görülmez. Elbette böylesi riflerin üzerine oturan şarkılar da fazlasıyla etkileyicidir. İşte Death Angel’ın ilk albümleri böyle albümlerdi ve şimdi elimizdekine durup baktığımızda yeni bir Death Angel albümü dinlediğimiz için heyecanlanıyoruz ama ortaya çıkan şeyden de yeterince tatmin olamıyoruz.

Albümün en büyük artısı Mark Osegueda’nın vokal tarzındaki inanılmaz olgunluk. Nerede “The Ultra-Violence” şarkılarındaki çiğ vokal, nerede bu albümdeki. “Dandik metal” seven güruh olarak dönüp bir de o pencereden baktığımızda albümün ışıltısı biraz gözlerimizi kamaştırmıyor değil elbette ama objektif bir bakış açısıyla on numara olmuş vokal kayıtları.

Davulda da Machine Head’in durgun dönemlerinden birinde grupla sahne almış Will Carroll var. Onun dışında çaldığı diğer grupların pek ses getirmemelerin düşünecek olursak Death Angel kendisi için nur nimet olmalı. Hakkını da vermiş şarkıların ama Death Angel dendiği anda bir thrash metal klasiği olan Bored’ın klibindeki Andy geliyor benim gözlerimin önüne.

Prodüktör olarak God Forbid, Trivium, The Black Dahlia Murder gibi isimlerle çalışmış olan Jason Suecof ile çalışmaları da şarkıların neye ihtiyacı olduğunu görmelerinden kaynaklı olsa gerek. Efsane albümlerinde thrash ve heavy metal ağırlığında kayıtlara imza atan prodüktörlerle olan çalışmalarına bakarak da aradaki farkı görmemek de imkânsız.

Albümün ilk şarkısı Relentless Retribution tam bir klasik thrash metal şarkısı. Bununla birlikte bir diğer favorim de Claws In So Deep (Ortadaki videoda İstanbul performansı görülebilir). Bu şarkının akustik kısmını tıngırdatan kişi de Meksikalı gitarist Rodrigo y Gabriela. Albümün bir diğer konuk müzisyeni de meşhur yapımcı/gitarist (Charred Walls of the Damned) Jason Suecof. Bu bilgileri tazeledikçe grubun gittikçe daha da modern denemelerine gireceğinden korkmuyor değilim. Sanırım bu yüzden de “Relentless Retribution”ı ne zaman dinlemeye başlasam elim eski albümlere kayıp duruyor. Onca insanın arada kalmasının nedeni de bu olsa gerek. Ya gerçekten sevilen ya hiç sevilmeyen bir albüm oldu.

Seneler sonra açıp dinler miyim bu albümü bilmiyorum. Tek bildiğim Death Angel dinlemek istediğimde daha eskilere yönlendiğim. Her şeyin toplamında gerçekten başarılı bir albüm bu ama daha başarıları varken devede kulak kaldığı da aşikâr.

Ayşe Nur

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.16/10, Toplam oy: 44)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2010
Şirket
Nuclear Blast
Kadro
Mark Osegueda: Vokal
Rob Cavestany: Gitar, vokal
Ted Aguilar: Gitar
Damien Sisson: Bas
Will Carroll: Davul
Şarkılar
1. Relentless Revolution
2. Claws In So Deep
3. Truce
4. Into the Arms of Righteous Anger
5. River of Rapture
6. Absence of Light
7. This Hate
8. Death of the Meek
9. Opponents at Sides
10. I Chose the Sky
11. Volcanic
12. Where They Lay
  Yorum alanı

“DEATH ANGEL – Relentless Retribution” yazısına 9 yorum var

  1. junkman afatsum says:

    not çok uygun olsada ben 6 yada çekebilirim bence grubun en zayıf albümü canlı izledikten sonra dahada çok tapsamda çok zorlama yüklü bir albüm maalesef yani bence thrash metalin güler yüzlü sterilize olmuş yüzünü temsil eden grup bu albümde suratını ekşitmiş alman thrash göz kırpmış gibi vokallerde modern Schmier gibi bu tabiride headbang kritiğinde görmüştüm cuk oturmuş bir benzetme ama bir çok thrash albümünden iyidir bu albüm sadece death angel standartlarını altında ve ters yöne sapmışlar maalesef

    Ayşe Nur

    @junkman afatsum, resmen 6 yazıp sonra biraz daha düşünüp 7 dedim ben de. resmen kıyamadım yani. ne yazık ki haklısın, ne yazık ki.

    junkman afatsum

    @Ayşe Nur, bu kadar önemli mazisi olan grubada daha düşüğü verilemez zaten yani 6-7 uyar ama eğlenmesini bilene bu notu yukarıyada çekebilir tabii

  2. saklanan saman says:

    kapak çok güzelmiş ayrıca 14 yaşında thrash metal albümü kaydetmek ne ya :S şaka mı bu ?

  3. demir bakire says:

    vallahi şahane albüm, kesinlikle bir geri adım albümü falan değil gayet kütür kütür death angel işte

    ayrıca kıymeti de pek bilinmiyor bu grubun, thrash metalin sterilize tarafında, cayır cayır metal yapan kaç tane üst düzey grup var ? bir megadeth’in son albümü yaktı ortalığı o kadar

    heavy metal + thrash enerjisi işte death angel; hız kesmek yok, TAVİZ YOK !

    junkman afatsum

    @demir bakire, kıymeti bilinmediği noktasına katılıyorum kesinlikle ama albüm maalesefki zayıf maalesef diyorum keşke dilimi eşek arısı soksada demesem

  4. cenkozmercan says:

    act III’ü çok severdim özellikle, bu albümü 2-3 kere dinledim ama pek sevemedim. bi de çok sağlam thrash çalıp a room with a view gibi süper bi ballad yapmak…yazık oldu bunlara be

  5. cenkozmercan says:

    haha bide şimdi aklıma geldi lise’de derse I’m bored diye bağırırdık biz arada :D

  6. Mr Shred says:

    Act III benim de en çok dinleyip de sevdiğim Death Angel albümüdür. Room with a view beni de ilk dinleyişimde benden almıştı.
    İlk albümlerinin soundu daha da leş, bazı thrash severler o soundu daha çok sevip sahipleniyor. Böyle modern soundlu thrash gruplarının da günümüze çok yakıştığını düşünüyorum.
    2010′da çıkan favori thrash metal albümlerimden biridir.
    Heathen ve Bay Area Metal’ini çocukluğumdan beri seviyorum, yanlış anlamayın yaşım 20 bu arada. Hava atmak gibi olmasın ama anne karnından beri dinliyorum diyebilirim bu sert müziği.
    Güzel inceleme. Albümdeki favorim kapanış şarkısı; Where They Lay, vokalle de birleşince tam bir speed/thrash eseridir.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.