Darkest Hour ile ilk tanışmam “Deliver Us” dönemi zamanları işkence gibi bir ödevi yaparken olmuştu. Daha önce duyduğum metalcore’dan farklıydı ve gerçekten ilaç gibi gelmişti. Hatta kendilerini mp3 çalarıma doldurup tek tek arkadaşlarıma dinletmiş ve onların vokali duyunca ekşiyen suratlarına karşı “Hay sizin mnsikzmm..”
Neyse girişelim. Albüm hakkında tek kelime etmeden önce söylemek istediğim şey şudur ki; bu albüm grubun “Undoing Ruin”den beri yaptığı en iyi albüm. Metalcore kadar piç edilen başka bir tür bulmak zor fakat Darkest Hour bu müziğin ilk gruplarından ve müzikleri klasik metalcore tınısı ile sınırlı değil. En başta grupta sağır sultanın bile anlayabileceği bir isveç death metali etkilenimi var.
Bu etkilenim müziğe öyle güzel yedirilmiş ki dadından yenmiyor. Albümün prodüktör koltuğunda da Soilwork gitaristi Peter Wichers abimiz var.
Grup albümle ilgili ilk günden beri “En melodik, en duygusal Darkest Hour albümü olacak, sıkı hazırlanın!” gibi açıklamalar yaptı ve gerçekten de dediklerini yaptılar.
Albümden çıkan ilk single Savor The Kill iç parçalayıcı nakaratı ile beklentilerimi yüksek tuttu. Kris Norris’in ayrılığından sonra şarkı yazım görevi tüm gruba sistemli bir şekilde dağılmış ve gerçekten belirgin bir ilerleme kaydedilmiş. Darkest Hour damar yapmak istediği zaman bu işi çok iyi başaran, sertleşmek istediğinde de aynı başarıyı yine gösteren nadide bir grup.
Bu albümde rifler, sololar, vokaller, davullar son 2 albüme göre çok daha akılda kalıcı ve akıcı hale gelmiş. Tüm bu farklılıklar varken Darkest Hour’a dümdüz metalcore sıfatını yapıştırmak düpedüz öküzlüktür, sikimsonikliktir. Metalcore kalıbını delip geçen sololar, rif zenginliği, break down’a sırt dayama olayının olmaması, yırtıcı vokal gibi özellikleriyle gruba melodik death metal bile denebilir.
Darkest Hour bu albümde 2001 yılından beri çalıştığı plak şirketinden ayrılıp E1 Music ile anlaşma yapmış, bu da böyle bir ayrıntı işte. Martılar falan hayat garip… Neyse.
Diğer albümlerde bulunan agresiflik bu albümde de mevcut fakat bu agresiflik bu sefer duygusallığın içine yedirilmiş ve ortaya iç parçalayan bir sonuç çıkmış. Metalcore piyasasında Darkest Hour kadar iyi şarkı yazan bir grup daha yok nazarımda. Müziklerinden hiç taviz vermeyip dinleyicisinin yüzünü düşürmediği için de ayrı bir sempatim var.
Parmak basmak istediğim (iyi parmak basarım) bir konu da vokaller. “Undoing Ruin”deki kadar yırtıcı bir vokal performansı yok. Vokaller scream vokalden brutale doğru çok hafif kaymış ve melodik nakaratlarla birleşince “piyasaya oynuyorlar” havası yaratmış. Grubun yapmak istediği tam olarak bu mudur bilmiyorum ama bu değişim beni çok rahatsız etmedi ve müziğe yakıştığını düşünüyorum.
Tamam yeter anladınız Darkest Hour’u pek seviyorum, bu yüzden de ne kadar objektif oldum, tartışılır. Devin Townsend’in grupların tüm potansiyelini ortaya çıkarma gücünü de yanına alarak “Undoing Ruin” gibi bir şaheser yaratan bu adamlardan, Soilwork gitaristi falan dinlemeyip “Hadi ordan lan biz Devin’e gidiyoruz” demelerini istiyorum. N’olur lan çok rica ediyorum. Zira Kris Norris gencosunun ayrılığının gazını bir Mercenary gibi iyi kullanamadıkları açık.
İşte bunun için dönün artık Devin abinin kollarına da bu albümü de aşın, “Undoing Ruin” gibi bir şeyle gelin.
Albümün inciğini cinciğini karıştırmaya gerek yok. Klasik Darkest Hour müziğinin, aynen grubun da dediği gibi daha fazla melodi ve duygusal bir agresiflik içinde yoğurulmuş hali.
Darkest Hour’un yine en karanlık saati değil, ama en romantik saati.
Kadro Mike Schleibaum: Gitar
John Henry: Vokal
Ryan Parrish: Davul
Paul Burnette: Bas
Michael "Lonestar" Carrigan: Gitar
Şarkılar 1. Terra Nocturnus
2. The World Engulfed In Flames
3. Savor The Kill
4. Man And Swine
5. Love As A Weapon
6. Your Every Day Disaster
7. Violent By Nature
8. Purgatory
9. Severed Separates
10. Wound
11. Terra Solaris
12. Beyond The Life You Know
@Cihan, Ne kadar hafifletici bir sebep olur bilemiyorum ama çizimlerin birebir aynı olduğunu göz önüne alırsak bu ünlü bir eser olabilir. Gene de ben bir grup olsam daha önce kullanılmış bir şeyin aynısını bir daha kullanmaktan kaçınırdım.
evet bu durumda biraz “hafifletici sebep”, evrenselleşmiş görüntü kullanımı oluyor:)ama yine de bana da Tesla’nın da kullandığından haberleri yokmuş gibi geldi elemanların…
@Ahmet Saraçoğlu, bende haberleri olduğunu zannetmiyorum. ayrıca kapağın albümü çok iyi yansıttığını düşünüyorum. albüm içeriği, adı ve kapak resmi çok iyi tamamlıyor birbirini.
Mark of the Judas ve Undoing Ruin’le baş edemeyen bi albüm. Fazla benzer yapıda şarkılar yapmaya başladılar bence Undoing Ruin sonrası. Sevdiğim bi grup, ama benzerleri gibi Darkest Hour da sınırları çok belli ve genişletilemez bi müzik yapıyor yıllardır. Bir de, adıyla müsemma, Terra Nocturnus ile The World Engulfed In Flames arasındaki geçiş bana In Flames’in son albümünün albümle aynı addaki şarkısını hatırlatıyo. Clean başlama ve benzer şekilde tansiyon yükselmesi falan.
yalnız bu kapak, bu kadar da olmaz dedirten cinsten…
http://www.google.com.tr/images?q=tesla%20forever%20more&um=1&ie=UTF-8&source=og&sa=N&hl=tr&tab=wi&biw=1680&bih=925
17.02.2011
@Cihan, oha oha. bacakların ucu ve arkaplan hariç hepsi aynıymış bu kadar da olmaz gerçekten.
17.02.2011
@Cihan, Ne kadar hafifletici bir sebep olur bilemiyorum ama çizimlerin birebir aynı olduğunu göz önüne alırsak bu ünlü bir eser olabilir. Gene de ben bir grup olsam daha önce kullanılmış bir şeyin aynısını bir daha kullanmaktan kaçınırdım.
17.02.2011
@Cihan, Tesla’nın albümü 2008′de çıkmış. O fotoğraf 2007′de İtalya’daki bi kazıda bulunan iskeletlere ait.
http://www.dailymail.co.uk/news/article-434454/Locked-eternal-embrace.html
yani, en fazla Darkest Hour’un Tesla kapağından haberi yoktur, ya da varsa bile çok beğenmişlerdir bu fotoğrafı, kullanmadan edememişlerdir.
17.02.2011
evet bu durumda biraz “hafifletici sebep”, evrenselleşmiş görüntü kullanımı oluyor:)ama yine de bana da Tesla’nın da kullandığından haberleri yokmuş gibi geldi elemanların…
23.06.2011
@Ahmet Saraçoğlu, bende haberleri olduğunu zannetmiyorum. ayrıca kapağın albümü çok iyi yansıttığını düşünüyorum. albüm içeriği, adı ve kapak resmi çok iyi tamamlıyor birbirini.
geçen albümden daha güzel olmuş yeni albüm, melodiler gene cayır cayır.
aşklı sevgili müzik yapanları hiç sevmiyorum arkadaş.
23.06.2011
@Deniz, al benden de o kadar.
Mark of the Judas ve Undoing Ruin’le baş edemeyen bi albüm. Fazla benzer yapıda şarkılar yapmaya başladılar bence Undoing Ruin sonrası. Sevdiğim bi grup, ama benzerleri gibi Darkest Hour da sınırları çok belli ve genişletilemez bi müzik yapıyor yıllardır. Bir de, adıyla müsemma, Terra Nocturnus ile The World Engulfed In Flames arasındaki geçiş bana In Flames’in son albümünün albümle aynı addaki şarkısını hatırlatıyo. Clean başlama ve benzer şekilde tansiyon yükselmesi falan.
23.06.2011
@Ahmet Saraçoğlu, bir daha Undoing Ruin seviyesinde bir albüm yapabilmeleri için bir Devin amca lazım.
Bu albüm kesinlikle Deliver Us ve The Eternal Return’ ü döver.