Duyduğumuz saçma isimli grupların bu isimleri nereden ve nasıl buldukları, metal dünyasının gizemli soru işaretlerinden biridir.

İnsan bir albüm yazısına neden böyle başlar? Muhtemelen bahsedeceği grubun ismi konusunda ilginç yahut abuk bir durum söz konusudur.

Bugün konuğumuz olan grup için durum abukluğun son raddesinde. SLAOTVEAN. Ne demek olabilir sizce? Tahmin ederek bulmak bence imkânsız. Neden; çünkü bu kadar saçma bir fikirle yola çıkılmış olabileceğini aklımıza getirmeyecek kadar aklı başında insanlarız.

Evet, açıklıyorum. SLAOTVEAN, “Satan” ve “Love” kelimelerinin iç içe geçirilmesinden oluşan sallamasyon bir kelime. Yapılan müziğin black metal oluşunu da buna ekleyince, grup çok çok iyi bir müzik yapsa dahi bu isim barajını aşmak yürek istiyor.

a: “Bak abi mükemmel bi grup buldum.”
b: “Hmm iyiymiş, adı ne?”
a: “…Slaotvean.”
b: “O ne be?”
a: “İsim işte boşver.”
b: “Ne demekmiş?”
a: “Metallica da bozdu yeaa…”

Durum bu arkadaşlar. Birtakım insanlar saatlerini veriyor enstrüman öğreniyorlar, müzikler dinliyor, provalar yapıyor, paralarını zamanlarını harcıyorlar, sonra kendileri gibi başka kimselerle bir araya gelip grup kuruyorlar, yine bir sürü ortak emek, para, zaman, vesaire; ve günün birinde içlerinden bir akıllı çıkıp diyor ki: “Hafız bizim grubun adını Şeytan ve Aşk kelimelerinin harflerini kaynaştırarak yapsak ya.”

Asıl saçma kısım ise bundan sonra başlıyor, çünkü kalan diğer insanlar bu öneriyi kabul edip olayı gerçeğe dönüştürüyorlar. İki kelimenin Türkçe’lerini alsak, ortaya ŞAŞ EY TANK gibi bir isim çıkıyor ki, kimse bu ismin SLAOTVEAN’dan kötü olduğunu iddia edemez.

Bu isim grup elemanları arasında bir şakadan çıkmış olsa da, olmamalıydı… Yine de yapılmamalıydı. OLAY BURALARA VARMAMALIYDI!!!1!!!

Neyse uzatmayalım, SLAOTVEAN özel istekle yazdığım bir kritik. Jameel adlı Kanadalı bir arkadaşımın ricası üzerine, üstelik de bir kelime bile bilmediği Türkçe olarak yazmamı istediği bir grubun kritiği. SLAOTVEAN 1993 yılında işe başlamış, 2000′de ilk albümünü yapmış, 2009′da bahsi geçen bu albümü çıkarmış ve geçen ay verdiği son konserle de fişini çekmiş. Quebec’de ikâmet eden, black metal yapan, türün klişelerini kullanan, ancak makyaj yapmayan grup, İngilizce ve Fransızca biliyor.

“Hell Inside” grubun son albümü. Photoshop’ta iki dakikada yapılan bir kapağı, orta düzey bir kaydı ve orta karar bir müzikâl içeriği var. Black metale melodik bir pencereden bakan SLAOTVEAN, sayfadaki üç şarkıdan da duyulacağı üzere damar bir yaklaşım benimsemiş. Depresif black metalle alâkası olmayan, lâkin çoğu anında bir hüzün duygusu barındıran müzik, grup adındaki Satan kelimesinin altını doldurma amacı gütmeyen bir sözel konsept barındırıyor. Metılarkayvz’da karanlıktan bahsettiği söylenen sözler, eğer öyleyse, orijinal olma adına fazla da bir çaba sarf etmeyen gruba yaraşır bir düzeydedir herhalde diyor ve müziğe geçiyorum.

SLAOTVEAN çok yumuşak, tehditkârlıktan uzak, ılıman bir black metal yapıyor. Melodileri dinlerken aklınıza en az gelecek duygulardan bazılarının soğukluk, şeytanilik, kötülük gibi türün olmazsa olmaz hisleri olması kuvvetle muhtemel. Arada bu tarz ortamlara da mahâl veriliyor elbet, ancak olayın büyük bir kısmı az önce bahsettiğim gibi hüzünbaz (ıyk…), kederşinas (böargh…), böyle feridundüzağaçsal yakarışlar ve tematikler içerisinde ilerliyor.

Drum machine olduğunu sandığım ancak olmayabilitesi de olan davul (ki galiba değil ama olabilir de; yine de değil bence ama çok da emin değilim), gayet duyulabilir durumdaki bas, etkin şekilde icra edilen ve türlü sololarla müziği coşturan gitar ile sıradan diyebileceğimiz vokal, SLAOTVEAN’ın en kısa özeti durumunda. Aslında olayın temeli bu. Daha fazla deşmeye gerek duymuyorum. Zaten dağılmış ve fazlasıyla underground diyebileceğimiz bu gruba dair kritiği yavaştan kaparken, Halifax’de ikâmet eden Jameel dosta selam ediyor, bu yazıyı okuyan black metal aşıklarına da sayfadaki şarkıları sevip sevmeme oranlarına göre grubu araştırma telkininde bulunuyorum. Dinlediyseniz duyduğunuz üzere, ortalama, sıklıkla duyabileceğiniz türde melodik bir black metal söz konusu ve türe fazlasıyla meraklıysanız, buradaki üç şarkının ötesine geçmeyen ama kaliteyi de yerlere düşürmeyen diğer şarkıları da duymak adına “Hell Inside”ı bulmaya çalışabilirsiniz.

SLAOTVEAN ha…

Vay arkadaş.