İnsan neden depresif müzik sever? Veya sevmeyenleri de kapsayacak bir laf edeyim, neden içini acıtan her şeyi her gün yeniden diriltip hayatı kendine zehir eder? Bence, yani çünkü, insanı kendisi yapan, kendini pişmanlık veya gururla konumlandırdığı geçmişi ve anılarıdır. Acı; fazlasıyla bireysel, içedönük, oturduğu yerde infilak edene kadar pasif agresif, tasvir edilmesi güç olduğu kadar olmaz olası zevkler barındıran, edebî bir kavram. Nefret, hırs, özlem; göğsümüze çöreklenen o yekpare hissin sebebi, bizi anlık yenilgilere gark eden, seni sen olmaktan bıktıran, beni sana paralel kılan o uktelerle dolu geçmiş, molekülüne kadar hak ettiğimizin bize verilmediği zamanlardır. O konserlerde, fotoğraflarda, kliplerde kendini kanatan adamlar veya figüranlar, türe adını veren intihar mevhumundan ziyade yaşamın merkezinde yanan ateşin, küllenmeyen tüm duyguların sunumunu yapıyorlar.
Bu albümü her dinlediğimde ciğerime cam kırığı kaçmış da, her nefes alışımda yerinden oynuyor, oynadıkça kanırtıyor gibi hissediyorum. Ellerimden çekip alınan, daha kötüsü ellerimle yok ettiğim her şeyi iğrenmeyle, suçlamayla, öfkeyle, alaycılıkla anıyorum. Minicik kıymıktan dev bir iltihaba dönüşen o laflar, o gediğini geç tespit ettiğimiz taşlar, o bıkkınlıkla, sigara kokan ellerle ulaşılan anlamsız sabahlar, bu albümün birincil dekor olduğu bitmek bilmeyen filmin negatifi. Her düşüşte egom acaba bilenip de keskinleşti mi, yoksa ben ben olmaktan çıktım mı diye düşünürken tren pencerelerinin çerçevelediği o akıp giden canlı fotoğrafları izliyorum, neyi, hangi güneşi, kimi suçlayıp acımdan sıyrılacağımı bilemiyorum.
“Halmstad”, hayatıma üçüncü kişiler tarafından atılan resetin soundtracki. Öldüresiye bir nefret ve ölesiye bir aşk misali birbirine zıt, bir o kadar da “aynı tarafta” duyguların birbirinin içine geçtiği kült bir albüm. Vokalist, bozuluşuna hem tanık hem aktör olduğu masumiyeti, o yokluğuyla savaştığı güzellikleri keskin sözleriyle, pek çok kişinin sevmediği hırıltılı sesiyle anlattıkça, salyası, teri ve kanıyla lekeledikçe ben bir kum torbasında stres atan cılız ergen gibi geçici bir huzura kavuşuyor, yorgunlukla olduğum yere düşüp kalıyorum. İlk parça, tükürmek istediğim tüm kutsallıkları ve unutmak istediğim tüm iç çürüten anıların boğuculuğunu yüklediğim o fiziksel yapının can çekişerek parçalandığını gösteriyor zihnimde. İnsanlığımdan zerre utanmadan, büyük keyifle bize yaşattıklarının binde biri etmeyecek ızdırabını izliyorum. Kvarforth denen o elin adamı, kimbilir hangi hastalıklı barda, hangi rutubetli bodrum katında veya izbe sokakta şarkılarına malzeme olan korkunç, belki de şımarık anılarını biriktirip de senin, benim, onun kısacık hayatındaki dev mahvoluşları, zayıf bedenlerimizin zor taşıdığı morarışları önce sözlere sonra notalara döküyordu.
“Halmstad”, değer verdiğim tek şeyin hikayesi. Üstü kapalı olsa da paylaşmış olmaktan pişmanlık duyacağım, yazgısı kaybedişe mahkum ömürlük bir tasarının arkaplanı. Hani en şaşkınlık uyandırıcı, en haklı, en büyük acı kişinin kendisininkidir ya, albümün dingin anlarında onun Çin Seddi’ne “bıdık seni” dercesine yücelerden bakan kanserli dev bir duvar olduğuyla yüzleşiyorsunuz işte. Çok kuvvetli şekilde deneyimlediğim buydu. Ve bugün sapkın bir zevkle dinlediğim Halmstad, keşke sadece bir İsveç semti olsaydı.
As I was going up the stair
I saw a man who wasn’t there
He wasn’t there again today
Oh, how I wish he’d go away…
Uzun dakikalara yayılan detone çığlıkları ve lanetli notalarıyla, en öfke dolu kalbin en aksak çırpınışıyla vücuda gelen Halmstad, hedeflediği kitlede büyük ama gayet tanıdık bir etki bırakan, en iyi niyetli hayallerle taçlanmış ruhları doksan dereceden bataklıklara saplayan bir yapıt. Besvikelsens Dystra Monotoni’nin başındaki kakafonik keman, hasretinde boğulduğunuz şey her ne ise ona uzanan dermansız elinizin titrekliğinin işitsel yansıması. Aniden giren kaotik davul, en huzurlu anınızda yüzünüze inen sert bir tokat. Låt Oss Ta Allt Från Varandra, paha biçemediğiniz o hasret nesnesinin size aşkla dokunduğu, sizden soğukkanlılıkla yüz çevirdiği, yanan bedeninize kahkahalar atarak buz gibi suyu döktüğü anların mazoşist rahatlaması.
Maddeleşen duygular derinizin altında gezerken, onun, (hatta meşrebinize veya hikayenizin karışıklığına bağlı olarak) onların yokluğu bir kül tablası, bir bardak kadar parmakla gösterilebilir hale geliyor Ytterligare Ett Steg Närmare Total Jävla Utfrysning ile. Johan Hallander’in damarında akan kanın şiddetinden nasiplenen parmağının nanometrik titremesi sayesinde çınlayan o bas, hikayenizdeki aktristin/aktörün irisindeki renk değişimi kadar büyüleyici. O körelmeyen umut, yankılanan alkışlara kadir sabrınızı seksen altı bin dört yüz birime bölen acınızın son demlerinde bile capcanlı. Åttiosextusenfyrahundra çarpı o, her gün büyüyen bir boşluk eder.
Bizi elimizden gelmeyen çözümlerin, çarpık gülümsemelerin ağırlığından aşağılamayla ayıran, sonra kupkuru bir kabuk gibi bırakan, bunalımlı bir piyanistin ihtişam kisvesine bürüdüğü o çaresiz son hamlesinde tuşlara bitkince düşürdüğü parmakları gibi enerjisiz koyan sonsuz çilelerin, kursakta kalan heveslerin ezik bir özeti olsun bu da. Shining bize yıllanmış ve taptaze; küflenmiş ve iç açan bunaltılarından bir demet hazırlıyor yine bu günlerde. İmzasını ruhlara kazıyan “V–Halmstad”ın dinlenen değil görülen, koklanan, teni yırtan, aynaya küskün o donuk yüzleri en utanılası, saklanası hallere sokan bir albüm olduğunu bugün dördüncü yılında hatırlamak, hatırlatmak istedim.
Kadro Niklas Kvarforth: Vokal, klavye
Ludvig Witt: Davul
Fredric "Wredhe" Gråby: Gitar
Johan Hallander: Bas
Peter Huss: Gitar
Şarkılar 1. Yttligare Ett Steg Närmare Total Jävla Utfrysning
2. Längtar Bort Från Mitt Hjärta
3. Låt Oss Ta Allt Från Varandra
4. Besvikelsens Dystra Monotoni
5. Åttiosextusenfyrahundra
6. Neka Morgondagen
Depresif BM adına dinlediğim en iyi albüm açık ara budur sanırım. İkincilik için çekişen iki albümden birinin de The Eerie Cold olması, Shining’in mükemmelliğine net bir kanıt gibi.
Shining üzerine en çok sevdiğim şey, sanırım şarkılarının yalnızca depresiflik ve hüzün değil, aynı zamanda epey yüksek bir dozda saf nefret üstüne kurulmuş olması.
Zirvemdeki üç albümün sonuncusu da Silencer – Death-Pierce Me evet.
“karanlık ve depresif” modundan “depresifim aynı zamanda romantik” tarzına geçiş yaptıkları bir albüm. klagosalmer’den daha işe yarar parçalar var bence bu albümlerinde. hele Besvikelsens ve Neka Morgondagen(özellikle akustik bölümü) şahane parçalar. bence fredric graby gibi bir gitaristin gelmesi shining’in gidişatını çok fazla iyi yönde değiştirdi. yoksa teheyy hala yeraltı grubu olarak gezinirlerdi.
bi de cowbell’dir, rocknroll tadında riflerdir, türe uymaz gibi duran bi sürü farklı detayı katıyolar ve hiç sırıtmıyo. “damarın dibindeydik, nerden çıktı bu coşkulu rif?” dedirtmiyo insana.
Längtar Bort Från Mitt Hjärta ve Neka Morgondagen albümdeki favorilerim ama Längtar Bort Från Mitt Hjärta direk 1 numara. Dinlediğim ilk Shining şarkısı. Sonunda sample’a ve Niklas’ın en sondaki “ja masta mörda dig” diye bağırışına hasta oluyorum. Neka Morgondagen’in solosu da alıyo vuruyo ve gidiyo yani. 10 veririm gözüm kapalı. Son olarak Güzide Hanım’dan [ç]alıntı yapıyorum.
@darth sidious, şimdi de ortak noktada birleşmişiz:)söylediğin şarkılar benimde favorilerim ki cd yi taktığımda önce ”Längtar Bort Från Mitt Hjärta” sonrada ”Neka Morgondagen” şarkılarını dinlerim…jilet gibi şarkıdır 2 side…albüm zaten türünün en iyi örneklerinden biri…10/10
@B U R Z U M, ahaha bak bu iyi olmuş güzel olmuş =)
Längtar Bort Från Mitt Hjärta’nın sonundaki Prozac Nation sample’ında Christina Ricci’nin söylediği kısım direk alıyo götürüyo, Neka Morgondagen’e kadar da geri getirmiyo :)
“Gradually, then suddenly. That’s how depression hits. You wake up one morning, afraid that you’re gonna live”
Besvikelsens Dystra Monotoni ve Neka Morgondagen isimli parçalar ya da şeyler hala anlayamadım bunler ne, insanı insan olmaktan çıkarıyor arkadaşım nedir bu! (Kritik on numara eline sağlık)
” Ve bugün sapkın bir zevkle dinlediğim Halmstad, keşke sadece bir İsveç semti olsaydı.”
Herhalde, deri altına böylesine bir enginlik ve coşkuyla giren yazıların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Geçerse de, bir elde ondan fazla parmak vardır demektir. Yukarıda ki cümleyi ise nedense daha fazla içselleştirdim.Sizin de, sitedeki başka bir yazara dediğiniz gibi; zihninize sağlık.
Esasen Shining’e hiç sevemediğim bir albümle başlamıştım, ama tabi değişim kaçınılmaz oluyor.
kritik cidden çok güzel olmuş yahu, dönüp dönüp okudum. çok severim bende bu albümü; ilginç şekilde opeth’in morningrise/orchid albümlerdeki atmosferi yansıttığını düşünüyorum ki onlara da ayrı hastayım. bu albümün modunda değilim her zaman tabi, ama olmasam da çekiyor; bi şekilde açtırtıyor bana kendini. ayrıca albüm kapağı garip bi şekilde hoşuma gidiyor baya.
shining muhteşem bir grup.black metal dinlemeye galiba shiningle başlamıştım.ayrıca tek dinlediğim depresif bm.diğer gruplar bence gereksiz bir müzik yapıyorlar ancak shining çok çok iyi.düz bm tarzı değilde progresif etkili olması dinlememde en büyük etken.
@Güzide Arslaner, VI – Klagopsalmer albümünü hala sindirememiş biri olarak bu albümü bayaa çabuk sindirdim. İyi olmuş diyebilirim ama o albümü düşünerek yorum yapacak olan sizsiniz efenim, daha mantıklı bir yorum gelecektir sizden. Biz de heyecanla bekliyoruz o halde :)
depresif bm sevmemiş,şimdiye kadar bir kaç örneğinden de tır tır kuru gürültü bir çiğlik almış ben,bu albüme, hiç olmadığı kadar yaklaştım dinlemeye.dinliyorum..atmosferini sevdim,aralarda yaylılar,vokal ilginçlikleri de ilgimi çekti.
Biraz BM dinleyeyim dur bakalım neler varmış diye sitede gezinirken kritiğe rastladım(dipnot:kritik muhteşem) ve dinlemeye başladım. Şu an 7. kez döndürüyorum albümü. Müzikal orgazmı en derinlerde hissetmemi sağladı ki daha yeni tanıştım bu grupla daha neler olacak tahmin etmek bile istemiyorum..Ağzıma sıçtınız bu albümü tanıtmakla,teşekkür ederim :)
Çok abartılan grup ve aynı şekilde çok abartılan bir albüm. Benim öküzlüğümden midir ama beni etkilemeyi başaramadı duygu olarak. Parçalar kendini çok tekrar ediyor, toplasan yarım albüm yapabileceğin malzemeyi sakıp gibi uzatıp bir albüm yapmışlar, ki çok sinir olduğum bir durumdur. 7 verilebilir. En iyi depresif black metal albümü bu deniyor, gerçekten buysa o zaman bu türün vay haline.
@Guinan, dinlemeye devam ediyorum da zor bir tarafı yok bence, olsa olsa 5 dakika olabilecek parçanın uzatılıp uzatılıp 10 dakika yapılmasından hiç hoşlanmam. Hala 7′nin üzerini hak ettiğini düşünmüyorum. Ortalaması 9.03. Neyse zevkler ve renkler tartışılmaz diyip bitiyorum ama dediğim gibi bence bayağı abartılan bir albüm.
Ha bir de 3 dakika akustik gitar eşliğinde gırtlaktan garip sesler çıkarmanın müzisyenlik gerektirmediğini birinin bu adamlara anlatması gerek. Gerçi seven seviyor gene, işte geçiniyor grup da neden bozsunlar ki.
icimi karartti solugumu kesti.sayenizde shining ile tanistim tum ruh halimi sikip atti.olmeden once dinleyeceginiz son album nedir diye sorsalar shining-halmstad derim.
pause tusuna basmak ile basmamak arasinda kaldim.canim hem dinlemek istiyor hemde aglamamak icin kapatmaya calistim.
muzigin ruh halini ne kadar degistirebilecegini bu album sayesinde anladim. 10/10!
@Utku, Aslında olumsuz şeyler söylüyorsunuz ama konu Halmstad olunca bu hisler albümün ne kadar başarılı olduğunun altını çiziyor. Ben de ilk dinlediğimde çok yakın şeyler hissetmiştim, fakat o ağlama hissi yerini zamanla belli belirsiz bir öfkeye bırakmıştı ve artık dinleme “amacım” kuvvetli melodilerin temposundan güç almaya dönüşmüştü.
Yorumunuz için teşekkür ederim, site vasıtasıyla tanışıp yorum yapmanız benim için ayrı bir önem taşıyor.
@Utku, baştan söyleyeyim, depresif black metalden bahsediyorsan açık konuşayım hiç anlamam, depresif herhangi bir müzikten bahsediyorsan (doom metal) az çok anlarım, beğendiğim işler vardır.
1. şarkı: 1.40′da başlayan kısım özellikle güzel, gerisi de güzel, son 2 dakkası çok boş geldi bana. Genelde güzel.
2. şarkı: ana riff çok güzel, piyano ve yaylı kullanılan kısımlar çok güzel, sonu gene biraz düşürüyor parçayı. Genelde çok iyi.
3. şarkı: en beğendiğim bu oldu zaten, üzerinde çok durmaya gerek yok ama bazı kısımlar çok fazla tekrarlanmış. Genelde çok güzel.
Ama gördüğün gibi bence kusurları var, 10 alacak kusursuz bir albüm değil. Filler kısımlar var, çok fazla tekrarlanan kısımlar var vs vs.
@illuminati, bu thrash yada progressive metal degil. surada rif tekrari,surasi uzun olmus diye depresif muzik dinlenmez.
bu sarkilarin uzun tutulmasinin sebebi dinleyen kisiyi o ruh halinden veya sarkinin etkisinden hemen cikarmamak. sen nasil bir ruh halindesin bilmiyorum,ama ben kendimle sorunlari olan ve manik depresyon geciren biriyim.bu albumu belki dinledigim en iyi album ilan edebilecek noktadayim.tabi bu icinde bulundugum kendimden nefret etme hali yuzundendir bilemem.ama suan cok mutlu bir insan olsaydim shining’in bu kadar etkisine girermiydim bilmem
@Utku, sen de haklısın tabi. Ben depresif black metal dinlerken hüzünlenen, death metal dinlerken gaza gelip orayı burayı kırmak isteyen, groove metalde headbang yapan bir tip değilim. Oturup tarafsızca müzik dinlerim, belki de biraz ondan kaynaklanıyor. Ama gene de kendini tekrar etmeyen hüzünlü müzik (morningrise geldi aklıma hemen) bence daha vurucu.
@Utku, şahsen ne bu müziğin nede silencer gibi diğer grupların depresif müzik yaptığına inanmıyorum. olsa olsa şizofren ve ruh hastası bir müzik. ama depresif değil. hüzün bu değil abi 3 dakika akustik gitara arkadaşın dediği gibi gırtlaktan garip sesler çıkarmak depresiflikse benim kedim bütün depresif black metal alemini s.ker atar.
death metal dinlerken saga solu yikmakla,groove metal dinlerken headbang ile ne alakasi var? bende seni ciddiye alip konusuyorum.suc bende.
belliki amacin dalga gecmek
@Utku, dalga falan geçmedim, depresyonda olduğun için alınganlık başlamış sende sanırım. :D Yani tam olarak o müziği yaşayamam, gaza gelmem ya da hüzünlenmem, eğer bir albüm çok hüzünlüyse ama müzikal değeri azsa, çok hüzünlendirici diye 10 basmam onu diyorum. (Bu son cümlemin Halmstad’la bir alakası yok.)
valla benim fikrim shining şarkı sözleri dışında öyle depresif bir müzik yapmıyor. karanlık evet, hüzünlü pek değil. kötü grup anlamında söylemiyorum zira halmstad benden 10 alacak bir albüm ama esasında içine girmesi biraz zor, o yüzden doğru bakış açısıyla yaklaşmalı. atıyorum bi ekstrem anathema tadı beklenmesin, farklı olaylar var bu albümde.
ya karşim moonlight sonatayı alıp, çalıp, arkadan “adlsd, akfjalfmafadş” gibi gark gurk yapmanın ne anlamı var, ben de @illuminati gibi düşünüyorum, 9luk bişey yok ama sanki 8 alabilir…
@blackroseimmortal, boyle hakaret edemezsin benim sevdigim muzige. asdasd asdasd gark gurk gibi yorumun aptalcadan da ote,anaokul 1 seviyesinde.kendine gel artik!
madem sevmiyorsun anlamadigin seye neden laf atiyorsun.black rose immortal’a akustik gitarli black metal sacmaligi oooo eeee iii aaaarrr desem nasil olur?sevmiyorum ama gidip opeth’e laf sokmam.sende oyle yap,yorumlarini dikkat et.hakaret ettigin shining in flames gibi gruplari dinleyen insanlar var burada.
Bu albüme tapanlara saygı duyuyorum,ama anlamıyorum.Bırak 8 puanı anca 6 puan alır benden.Birincisi ortada pek müzikal kabiliyet yok.Depresif müzikte teknik olmaz,ruh olur diye yırtınan gençler var.Ne alaka yani,hem depresif hem müzikalite birarada olamaz mı?
İkincisi ve en önemli olay ise benim şahsi görüşüm tabi:
Bu albümde depresif müzik yok.Evet hiç yok.Albümü öve öve bitiremeyen gençler tuhafıma gitti ve albümü baştan sona en az 7-8 defa dinledim ve hiç etkilenmedim.Soğuk ve karanlık bir hava var.Depresiflik sadece karanlık bir atmosfer yaşattırarak icra ediliyorsa;evet bu albüm depresif bir albüm.
Türk toplumu çok ağlak bir toplum.Ota boka depresif deyip tanrılaştırıyor ve ağlıyor.Çok underground albüm ve gruplara gerek yok.Zaten bir arkadaş yazmış morningrise daha vurucu diye.Madem öyle bende opeth’ten örnek vereyim.Orchid albümünde ki forest of october parçası şu öve öve bitirilemeyen shining’in albümünün tümünden daha depresif.
Olay depresif müzik yapıyorum demek değil.Kendine etiket yapıştırıp piyasa yaparak milleti etkileyebilmek te değil.Pek kaygı gütmeden işin içine ruhunu katarak içinden geldiği gibi müzikal yeteneklerini de birleştirip depresif müzik pekala yapılabilir.Kasmaya gerek yok!
bu albüm melankolik müzikten çok daha fazla duygu yoğunluğu ihtiva ediyor ve kanımca dinlerken sizi bu dünyadan soyutlayıp bambaşka dünyalara, kendi içinize yolculuk yaptırıp karamsarlaştırıyorsa dünyanızı allak bullak ediyorsa dengesizleştiriyorsa o müzik depresiftir. ister folk olsun ister rock olsun farketmez. melankoli daha yumuşak hüzün verir ama bu albüm gerçekten tehlikeli arkadaş. tartışıp kasmaya pek gerek yok.
türü başlatan adam olarak görmek yanlış olabilir ama bugün önüne gelen “suicidal black metal” icra etmeye çalışıyorsa, bunun en büyük nedeni “niklas kvarforth”tur. orasını burasını jiletleyen insanların fotoğraflarının net üzerinde yayılmasını sağlayarak, müziği hayat içindeki acılarla görsel olarak entegre etmeye çalışmıştır. şov adamıdır, şebektir, belki para peşindedir ama en nihayetinde zeki adamdır. özellikle ergen kesimin içinde bulunduğu duygu karmaşasından güzelce yararlanmıştır.
benim favorim 2002 tarihli III – Angst – Självdestruktivitetens Emissarie’dir ama V – Halmstad da gayet yoğun ve güçlü bir albüm.
Nedense albümü defalarca dinlememe rağmen depresif bir hale bürünemedim.Çünkü müziğini samimi bulmuyorum.Samimi olmayan müzisyen,müziğinden belli olur.İsterse bir tür başlatmış olsun,isterse yüzlerce insan kendini jiletlesin.
Noctunal depression’un nostalghia şarkısı meşhurdur.Bir onu dinleyin derim.Tamam belki müzik çalıntı,belki altyapı yok belki kayıt kötü vs.Ama şarkıyı dinlerken ki samimiyeti iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz.Shining’in müziği kaliteli olabilir,orjinal olabilir, depresif olabilir kimilerine göre;lakin samimi değil.
@saw you drown, bence de shining, suicidal black metal ismi için hafif kalıyor. depresif, koyu bir black metal görüyorum ben. agresyon ve melankolinin bir arada bu kadar güçlü olduğu başka müzik bulamadım. o konuda çok iyiler.
bana da lifelover samimiyetsiz geliyor.
@saw you drown, nostalgia çalıntı değil herkes metallica my friend of missery den arak zannediyor ama sadece introsundaki arpej ona benziyor. onun dışında bire bir katılıyorum dediklerine.
@Nightwing, Şarkı tabiki de çalıntı değil,introsu ve sürekli devam eden riff, my friend of misery’nin riffi’ne çok benziyor ve bu da -çalıntı- manasına geliyor.Yalnız hiç umrumda da değil bu durum zaten.Şarkı efsane,sözler,hele vokal,muhteşem ötesi birşey.
@saw you drown, sana samimi gelmeyen başkalarına samimi gelebilir göreceli bir şey bu. yurt dışından yurt içinden yüzlerce dinleyici kritik v.s bu albüm için tam not veriyorsa bize b*k yemek düşer.
@b, Bana samimi gelmeyenin başkasına samimi gelebileceğini ve bunun göreceli olduğunu belirtmiştim.Sadece ben beğenilerimi başkasına göre belirlemem.İsterse rolling stone dergisi tarafından gelmiş geçmiş en iyi albüm seçilsin.Kimseye de bok yemek düşmez bu arada.
@saw you drown, ben sana beğenilerini başkalarına göre belirlemişsin anlamını çıkarasın diye yollamadım o mesajı ne kadar kemikleşmiş ne kadar sabit fikirli olduğunu göresin diye gönderdim. rolling stone örneği kötüydü bu arada. rolling stone ney ki?
@b, “yurt dışından yurt içinden yüzlerce dinleyici kritik v.s bu albüm için tam not veriyorsa bize b*k yemek düşer.” hayatımda müzik hakkında bunun kadar yanlış bir şey duymadım.
Bu ilk değildi.. “Bu grubun doom metal grupları arasında efsanevi bir yeri mevcut, şöyle bir dış yorumları ve dinleyicilerin ne düşündüğünü okursan bu 9′un az olduğunu görürsün. Hatta tam puan veren bile vardır. Ha, tüm bunları göz ardı edip yine de standart diyorsan bu ancak “sana göre” olur bir şey denilemez” (b)
b’nin olayı o.. Eğer yurtdışında 9 ya da 10 puan alıyorsa, o albüm mükemmeldir. Albümü dinlemesine bile gerek yok yani.
@saw you drown, öncelikle şunu belirteyim ; nocturnal depression, shining yanında eğer depresif olarak ele alınırsa bi bok değildir. eeee.. bunu görmek için ortalama bir dinleyici olmak yeterli. piyasa da yüzbinmilyon tane suicidal black… icra ettiğini iddia eden grup var, bu grupların isim olarak değil de yüzbinmilyon kapsamında yer almasının nedeni açık : melankolik müzik üzerine ağlak veya scream vocal kullanarak samimiyetsizliğin babasını görsellikle değil müzikle ortaya sermesidir.
bir albümü dinlemek salt dinlemek eylemli olmaz eğer o albümü sevdiyseniz size ilginç gelmişse başkaları ne demiş ne söylemiş acaba aynı fikirde misiniz yoksa değil misiniz merak edersin araştırır okur öğrenirsin ama görüyorum ki hala benim dediğim şeyleri eleştiriyorlar. diyorum ki beni çok yanlış anlıyorsunuz. bir albüm yurt dışından tam puan alıyorsa benim o albüme her zaman yüksek puan verme gibi bir olayım olamaz ve yine diyorum ki siz beni zaten takip etmemişsiniz. bugüne kadar yaptığım kiritikleri iyice okusaydınız bunun yanlış olduğunu görürdünüz. örnekler;
yes’in fly from here albümünü yerden yere vurmuşum oysa ki bu albüm yurt dışında pek beğenilmiştir.
paradise lost’un host kritğini yapmışım ve çok beğenmişim oysa ki yurt dışı kritiklerine bakın neredeyse çoğu vasat bulmuştur bu albümü.
amorphis beginning of times’a neredeyse tam puan vermişim ama yurt dışı kritiklerine bakın albüm eleştirilmekten kurtulamamıştır.
daha sayayım mı arkadaşım?
royal hunt’ın son albümünü çok beğenmiş neredeyse tam puan vermişim ama bu albüme yurt dışında 1 puan verenler bile mevcuttur.
king diamond’un the eye albümüne başyapıt demişim çok beğenmişim oysa ki bu albüm king diamond’un yurt dışında çok süper eleştiriler almayan bir albümüdür.
oradaki arkadaşın otkroveniya dozdhya kritiğini göstermiş ve benim hep aynı şeyler yaptığımı belirtmiş. bir defasında o cümle başka birisine cevap vermek içindi ve ben dinlediğim müzikler içerisinde dış yorumlara değer veren birisiyim eğer siz vermiyorsanız bu sizin kendi bileceğiniz bir iş. yukarıdaki örnekleri vermişim inanmak inanmamak size kalmış.
her şeyin en iyisini en doğrusunu kimse bilemez bu arada. bu albüm kendinize depresif gelmişse size özel depresif bir albümdür bunu “yok bu albüm depresif bir albüm değil şu şöyle bu böyle gibilerinden eleştirmezsiniz. yazar burada eğer kendi duygularını katarak bir şeyleri açıklamaya çalışmışsa “yok bu aslında şöyle değil aslında böyle” gibilerinden kendi doğrunuzu başkalarına dikte edici bir şekilde de davranamazsınız. bir şeyi araştırırken başkalarına laf atarken iki defa düşünün iyice araştırın yok araştırmazsanız yüzünüze çarpılır bir şeyler.
@Neant et Rien, Bana göre samimiyetsiz işte. Neyi tartışıyorsun sen! sen git shining dinle, ben nocturnal depression.
Ne dokunulmaz grupmuş arkadaş.İyi ki bir yorum yaptık neredeyse kaç ay oldu. Linç etmediğiniz kaldı. bu sitede yorumlarımı sil diye bir buton yok mu. Olsaydı da silseydim bu albümdeki yorumlarımı.
Muhteşem bir albüm, albüme yakışan şahane bir kritik. İç acıtmada p.lost’la beraber en başarılı grup kesinlikle shining. Her çeşit saygıyı hak ediyorlar gerçekten, 10
Bütün SHINING albümlerini dinledim, beni ençok vuran bu albüm oldu. Arşivimde en iyiler listem var, bu albüm de listemin en üstlerinde.
Bence iyi müzik/albüm ün en önemli özelliği çoğu kez dinlendiğinde size aynı hissi ve duygu yüklemesini vermeli “işte bu” dedirtmeli.
Çoğu kez diyorum çünkü bazen en sevdiğiniz albümü bile dinlerken sıkılıyorsunuz, belki ruh hali ile ilgili bir durumdur…
Toplumun çoğu kesimlerince kabul gören müzik türü yaratımlarından iyi olanların “şaheser” olarak isimlendirildiğini düşünürsek SHINING bence kendi türünün şaheserini bu albüm ile yaratmıştır. 10/10
(bunu nereye yazacağımı bilemediğimden çok sevdiğim bu albümün altına yazıyorum. artık kirlilik neyin olduysa affola.)
bu shining’lerde bi acayiplik var abi.
cazcı olanı desen caz değil, avantgarde/garipçi bir metal yapıyor. saksofonlu klavyeli değişik bir müzikleri var. yani elemanların hatırı sayılır bir caz geçmişi var ama, grubu tanımlarken “caz bu” diyene kadar on tane başka şey sıralarsın. yine de “cazlı gibi böyle” diye anlatıyorsun başkasına tarif ederken. halbuki ona gelene kadar ohooo… avantgarde de geç halbuki. ama dedirtmiyor adamlar. blackjazz koymuşlar zaten albümün adını. nereye diyorsun? “cazcıyız biz” tavırlarını hissettiriyorlar yani bir şekilde.
bu sayfada gayet nefis bir biçimde kritik edilmiş olan isveçli bilek metalci olan adaşı desen, tr00 imajına kıyasla oldukça cillop kayıtlı ve bol etkileşimli bir müzik yapıyor. mesela bu albüm için konuşacak olursak; hafif bluesy çalınmış riffler, duvardan duvara vuran ritimler, akıp giden akustik pasajlar, ara ara giren yaylılar, nefis davul & bas uyumu vs. her şey var albümde. ulan cowbell bile var be, daha ne olsun? ama işte şarkıların her anında, hüznü ve depresifliği öyle bir sunuyorlar ki “bu ne biçim bilek metal amınakoyim?” demeden mest olmuş vaziyette dinliyorsun albümü.
müziğin tarzıymış türüymüş fazla takılan biri de değilim ama böyleyken böyle yani. oh anlattım da rahatladım. ne şayningmiş bunlar böyle yav.
Yttligare Ett Steg Närmare Total Jävla Utfrysning şarkısının allah bin belasını versin. Ne zaman açsam dipsiz bir boşluğun içinde buluyorum kendimi. Orijinali yetmiyor gibi live versiyonlarını da dinlemekten alıkoyamıyorum kendimi. Buraya aslında defalarca yazmak istiyordum ama yeniden o boşluğun içinde kendimi bulmamak için erteliyordu her defa.
Cidden bir gün Halmstad şehrine sırf bu albüm için gidicem. Böyle bir albümün ismini aldığı şehri mutlaka görmem lazım.
Yav hocam bundan önceki albümleri ayılıp bayılarak dinliyorum lakin gel gör ki bu albüme gelince sıra tık yok hiç bir şey hissettirmiyor bana garip bir şekilde ve albümdeki şarkılarda ki neyin ne zaman alçalıp yükseleceği o kadar belli ki…
Sololar da şarkıda ki duyguyu alıp atmış bence diyip buralardan uzaklaşıyorum
Ben ki mutlu mesut adamım, Besvikelsens Dystra Monotoni’de Kvarforth öldürüyo hakkaten.
Depresif BM adına dinlediğim en iyi albüm açık ara budur sanırım. İkincilik için çekişen iki albümden birinin de The Eerie Cold olması, Shining’in mükemmelliğine net bir kanıt gibi.
Shining üzerine en çok sevdiğim şey, sanırım şarkılarının yalnızca depresiflik ve hüzün değil, aynı zamanda epey yüksek bir dozda saf nefret üstüne kurulmuş olması.
Zirvemdeki üç albümün sonuncusu da Silencer – Death-Pierce Me evet.
bm kültürüm pek yok, ama kritik muhteşem.
08.04.2011
@Ertuna Yavuz, Sitemizdeki en sanatsal yazıların sahibinden bunu duymak ayrı güzel, teşekkürler.
“karanlık ve depresif” modundan “depresifim aynı zamanda romantik” tarzına geçiş yaptıkları bir albüm. klagosalmer’den daha işe yarar parçalar var bence bu albümlerinde. hele Besvikelsens ve Neka Morgondagen(özellikle akustik bölümü) şahane parçalar. bence fredric graby gibi bir gitaristin gelmesi shining’in gidişatını çok fazla iyi yönde değiştirdi. yoksa teheyy hala yeraltı grubu olarak gezinirlerdi.
bi de cowbell’dir, rocknroll tadında riflerdir, türe uymaz gibi duran bi sürü farklı detayı katıyolar ve hiç sırıtmıyo. “damarın dibindeydik, nerden çıktı bu coşkulu rif?” dedirtmiyo insana.
Längtar Bort Från Mitt Hjärta ve Neka Morgondagen albümdeki favorilerim ama Längtar Bort Från Mitt Hjärta direk 1 numara. Dinlediğim ilk Shining şarkısı. Sonunda sample’a ve Niklas’ın en sondaki “ja masta mörda dig” diye bağırışına hasta oluyorum. Neka Morgondagen’in solosu da alıyo vuruyo ve gidiyo yani. 10 veririm gözüm kapalı. Son olarak Güzide Hanım’dan [ç]alıntı yapıyorum.
cCc halmstadspor cCc
08.04.2011
@darth sidious, şimdi de ortak noktada birleşmişiz:)söylediğin şarkılar benimde favorilerim ki cd yi taktığımda önce ”Längtar Bort Från Mitt Hjärta” sonrada ”Neka Morgondagen” şarkılarını dinlerim…jilet gibi şarkıdır 2 side…albüm zaten türünün en iyi örneklerinden biri…10/10
08.04.2011
@B U R Z U M, ahaha bak bu iyi olmuş güzel olmuş =)
Längtar Bort Från Mitt Hjärta’nın sonundaki Prozac Nation sample’ında Christina Ricci’nin söylediği kısım direk alıyo götürüyo, Neka Morgondagen’e kadar da geri getirmiyo :)
“Gradually, then suddenly. That’s how depression hits. You wake up one morning, afraid that you’re gonna live”
başlık da cuk oturmuş..
En iyi Shining albümü sanırım.Låt Oss Ta Allt Från Varandra’ya da ayrıca bayılırım.
Besvikelsens Dystra Monotoni ve Neka Morgondagen isimli parçalar ya da şeyler hala anlayamadım bunler ne, insanı insan olmaktan çıkarıyor arkadaşım nedir bu! (Kritik on numara eline sağlık)
Silencer bekliyorum… :)
” Ve bugün sapkın bir zevkle dinlediğim Halmstad, keşke sadece bir İsveç semti olsaydı.”
Herhalde, deri altına böylesine bir enginlik ve coşkuyla giren yazıların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Geçerse de, bir elde ondan fazla parmak vardır demektir. Yukarıda ki cümleyi ise nedense daha fazla içselleştirdim.Sizin de, sitedeki başka bir yazara dediğiniz gibi; zihninize sağlık.
Esasen Shining’e hiç sevemediğim bir albümle başlamıştım, ama tabi değişim kaçınılmaz oluyor.
kritik cidden çok güzel olmuş yahu, dönüp dönüp okudum. çok severim bende bu albümü; ilginç şekilde opeth’in morningrise/orchid albümlerdeki atmosferi yansıttığını düşünüyorum ki onlara da ayrı hastayım. bu albümün modunda değilim her zaman tabi, ama olmasam da çekiyor; bi şekilde açtırtıyor bana kendini. ayrıca albüm kapağı garip bi şekilde hoşuma gidiyor baya.
shining muhteşem bir grup.black metal dinlemeye galiba shiningle başlamıştım.ayrıca tek dinlediğim depresif bm.diğer gruplar bence gereksiz bir müzik yapıyorlar ancak shining çok çok iyi.düz bm tarzı değilde progresif etkili olması dinlememde en büyük etken.
shining iyi bir müzik yapıyor ama black metal demek bana zor geliyor. hatta bazen fazlasıyla gotik metal tadı veriyor.
01.07.2011
@Lefthandpath, vokaller dışında pek de bm ile alakası olduğunu düşünmüyorum. Endüstriyel bir soundu var gibi daha çok.
Güzide Hanım, hala buralardaysanız yeni albümün kritiğini de sizden bekliyoruz efenim :)
23.05.2011
@darth sidious, Sindirme aşamasındayım, VII: Född Förlorare de özenle, kanlı manlı istifra edilecek bu sayfalara, şüpheniz olmasın :)
23.05.2011
@Güzide Arslaner, VI – Klagopsalmer albümünü hala sindirememiş biri olarak bu albümü bayaa çabuk sindirdim. İyi olmuş diyebilirim ama o albümü düşünerek yorum yapacak olan sizsiniz efenim, daha mantıklı bir yorum gelecektir sizden. Biz de heyecanla bekliyoruz o halde :)
23.05.2011
@darth sidious, Teşekkürler.
adamın kollarını görünce tinercileri anımsadım.
depresif bm sevmemiş,şimdiye kadar bir kaç örneğinden de tır tır kuru gürültü bir çiğlik almış ben,bu albüme, hiç olmadığı kadar yaklaştım dinlemeye.dinliyorum..atmosferini sevdim,aralarda yaylılar,vokal ilginçlikleri de ilgimi çekti.
Biraz BM dinleyeyim dur bakalım neler varmış diye sitede gezinirken kritiğe rastladım(dipnot:kritik muhteşem) ve dinlemeye başladım. Şu an 7. kez döndürüyorum albümü. Müzikal orgazmı en derinlerde hissetmemi sağladı ki daha yeni tanıştım bu grupla daha neler olacak tahmin etmek bile istemiyorum..Ağzıma sıçtınız bu albümü tanıtmakla,teşekkür ederim :)
Çok abartılan grup ve aynı şekilde çok abartılan bir albüm. Benim öküzlüğümden midir ama beni etkilemeyi başaramadı duygu olarak. Parçalar kendini çok tekrar ediyor, toplasan yarım albüm yapabileceğin malzemeyi sakıp gibi uzatıp bir albüm yapmışlar, ki çok sinir olduğum bir durumdur. 7 verilebilir. En iyi depresif black metal albümü bu deniyor, gerçekten buysa o zaman bu türün vay haline.
25.06.2011
@illuminati, bu albümden bir şekilde etkilenmediysen emin ol, senin de dediğin gibi, senin öküzlüğündendir.
26.06.2011
@zul, doğrudur. bir de merak ettim, şöyle ‘öf çok damar’ dediğin bir yer var mı özellikle oraya da bakayım, çünkü ben anlamıyorum valla. :D
28.06.2011
@illuminati, depresif müziğin zorluğu bu. Biraz daha şans tanımanı tavsiye ederim.
30.06.2011
@Guinan, dinlemeye devam ediyorum da zor bir tarafı yok bence, olsa olsa 5 dakika olabilecek parçanın uzatılıp uzatılıp 10 dakika yapılmasından hiç hoşlanmam. Hala 7′nin üzerini hak ettiğini düşünmüyorum. Ortalaması 9.03. Neyse zevkler ve renkler tartışılmaz diyip bitiyorum ama dediğim gibi bence bayağı abartılan bir albüm.
19.07.2011
@illuminati, sayılarla konuşuyorsun dostum depresif müzik sayılarla ifade edilmez
19.07.2011
@Unherla, 56418684 654654 8987 321684 916?!
29.07.2011
@Exorsexist, Amaç neydi?
29.07.2011
@Unherla, sayılarla konuştum. anlamadın mı?
29.07.2011
@Exorsexist, ne demek istediğimi anlamayacak kadar barzo bir herif olduğunu düşünmüyorum. Eyvallah
30.06.2011
@illuminati, son çıkardıkları Född förlorare albümünü dinle derim. daha çok seveceğini düşünüyorum
01.07.2011
@Chuck Reis, klibi yayınlanan parça iyiydi. Ama diyorum ya ‘iyiydi.’ 9 verilecek bir şey göremiyorum.
Ha bir de 3 dakika akustik gitar eşliğinde gırtlaktan garip sesler çıkarmanın müzisyenlik gerektirmediğini birinin bu adamlara anlatması gerek. Gerçi seven seviyor gene, işte geçiniyor grup da neden bozsunlar ki.
25.06.2011
@illuminati, bugün de başlamışsın panpa. shining i de bitirdin ya helal olsun sana :D
25.06.2011
@frat, :D kendi görüşüm, beğenene de bir şey demiyorum elbette, bir de biraz zor beğenen bir insanım.
icimi karartti solugumu kesti.sayenizde shining ile tanistim tum ruh halimi sikip atti.olmeden once dinleyeceginiz son album nedir diye sorsalar shining-halmstad derim.
pause tusuna basmak ile basmamak arasinda kaldim.canim hem dinlemek istiyor hemde aglamamak icin kapatmaya calistim.
muzigin ruh halini ne kadar degistirebilecegini bu album sayesinde anladim. 10/10!
01.07.2011
@Utku, Aslında olumsuz şeyler söylüyorsunuz ama konu Halmstad olunca bu hisler albümün ne kadar başarılı olduğunun altını çiziyor. Ben de ilk dinlediğimde çok yakın şeyler hissetmiştim, fakat o ağlama hissi yerini zamanla belli belirsiz bir öfkeye bırakmıştı ve artık dinleme “amacım” kuvvetli melodilerin temposundan güç almaya dönüşmüştü.
Yorumunuz için teşekkür ederim, site vasıtasıyla tanışıp yorum yapmanız benim için ayrı bir önem taşıyor.
@illuminati
bu uc sarkidan etkilenmeyen insan ”depresif” muzikten anliyorum demesin
Längtar Bort Från Mitt Hjärta
Låt Oss Ta Allt Från Varandra
Besvikelsens Dystra Monotoni
01.07.2011
@Utku, baştan söyleyeyim, depresif black metalden bahsediyorsan açık konuşayım hiç anlamam, depresif herhangi bir müzikten bahsediyorsan (doom metal) az çok anlarım, beğendiğim işler vardır.
1. şarkı: 1.40′da başlayan kısım özellikle güzel, gerisi de güzel, son 2 dakkası çok boş geldi bana. Genelde güzel.
2. şarkı: ana riff çok güzel, piyano ve yaylı kullanılan kısımlar çok güzel, sonu gene biraz düşürüyor parçayı. Genelde çok iyi.
3. şarkı: en beğendiğim bu oldu zaten, üzerinde çok durmaya gerek yok ama bazı kısımlar çok fazla tekrarlanmış. Genelde çok güzel.
Ama gördüğün gibi bence kusurları var, 10 alacak kusursuz bir albüm değil. Filler kısımlar var, çok fazla tekrarlanan kısımlar var vs vs.
Söz konusu türle fazla ilgilenmeyen benim bile ilgimi çekti. Gayet güzel olmuş. Bir ara iyice bir bakayım bu gruba.
@illuminati, bu thrash yada progressive metal degil. surada rif tekrari,surasi uzun olmus diye depresif muzik dinlenmez.
bu sarkilarin uzun tutulmasinin sebebi dinleyen kisiyi o ruh halinden veya sarkinin etkisinden hemen cikarmamak. sen nasil bir ruh halindesin bilmiyorum,ama ben kendimle sorunlari olan ve manik depresyon geciren biriyim.bu albumu belki dinledigim en iyi album ilan edebilecek noktadayim.tabi bu icinde bulundugum kendimden nefret etme hali yuzundendir bilemem.ama suan cok mutlu bir insan olsaydim shining’in bu kadar etkisine girermiydim bilmem
01.07.2011
@Utku, sen de haklısın tabi. Ben depresif black metal dinlerken hüzünlenen, death metal dinlerken gaza gelip orayı burayı kırmak isteyen, groove metalde headbang yapan bir tip değilim. Oturup tarafsızca müzik dinlerim, belki de biraz ondan kaynaklanıyor. Ama gene de kendini tekrar etmeyen hüzünlü müzik (morningrise geldi aklıma hemen) bence daha vurucu.
16.12.2011
@Utku, şahsen ne bu müziğin nede silencer gibi diğer grupların depresif müzik yaptığına inanmıyorum. olsa olsa şizofren ve ruh hastası bir müzik. ama depresif değil. hüzün bu değil abi 3 dakika akustik gitara arkadaşın dediği gibi gırtlaktan garip sesler çıkarmak depresiflikse benim kedim bütün depresif black metal alemini s.ker atar.
death metal dinlerken saga solu yikmakla,groove metal dinlerken headbang ile ne alakasi var? bende seni ciddiye alip konusuyorum.suc bende.
belliki amacin dalga gecmek
02.07.2011
@Utku, dalga falan geçmedim, depresyonda olduğun için alınganlık başlamış sende sanırım. :D Yani tam olarak o müziği yaşayamam, gaza gelmem ya da hüzünlenmem, eğer bir albüm çok hüzünlüyse ama müzikal değeri azsa, çok hüzünlendirici diye 10 basmam onu diyorum. (Bu son cümlemin Halmstad’la bir alakası yok.)
valla benim fikrim shining şarkı sözleri dışında öyle depresif bir müzik yapmıyor. karanlık evet, hüzünlü pek değil. kötü grup anlamında söylemiyorum zira halmstad benden 10 alacak bir albüm ama esasında içine girmesi biraz zor, o yüzden doğru bakış açısıyla yaklaşmalı. atıyorum bi ekstrem anathema tadı beklenmesin, farklı olaylar var bu albümde.
ya karşim moonlight sonatayı alıp, çalıp, arkadan “adlsd, akfjalfmafadş” gibi gark gurk yapmanın ne anlamı var, ben de @illuminati gibi düşünüyorum, 9luk bişey yok ama sanki 8 alabilir…
@blackroseimmortal, boyle hakaret edemezsin benim sevdigim muzige. asdasd asdasd gark gurk gibi yorumun aptalcadan da ote,anaokul 1 seviyesinde.kendine gel artik!
madem sevmiyorsun anlamadigin seye neden laf atiyorsun.black rose immortal’a akustik gitarli black metal sacmaligi oooo eeee iii aaaarrr desem nasil olur?sevmiyorum ama gidip opeth’e laf sokmam.sende oyle yap,yorumlarini dikkat et.hakaret ettigin shining in flames gibi gruplari dinleyen insanlar var burada.
Kesinlikle bir başyapıt açık ara en iyi albumleri
depresifim ayağına fena götürüyor yalnız.
http://imageshack.us/photo/my-images/543/shiningh.jpg/
kız olsam verirdim gene.
Bu albüme tapanlara saygı duyuyorum,ama anlamıyorum.Bırak 8 puanı anca 6 puan alır benden.Birincisi ortada pek müzikal kabiliyet yok.Depresif müzikte teknik olmaz,ruh olur diye yırtınan gençler var.Ne alaka yani,hem depresif hem müzikalite birarada olamaz mı?
İkincisi ve en önemli olay ise benim şahsi görüşüm tabi:
Bu albümde depresif müzik yok.Evet hiç yok.Albümü öve öve bitiremeyen gençler tuhafıma gitti ve albümü baştan sona en az 7-8 defa dinledim ve hiç etkilenmedim.Soğuk ve karanlık bir hava var.Depresiflik sadece karanlık bir atmosfer yaşattırarak icra ediliyorsa;evet bu albüm depresif bir albüm.
Türk toplumu çok ağlak bir toplum.Ota boka depresif deyip tanrılaştırıyor ve ağlıyor.Çok underground albüm ve gruplara gerek yok.Zaten bir arkadaş yazmış morningrise daha vurucu diye.Madem öyle bende opeth’ten örnek vereyim.Orchid albümünde ki forest of october parçası şu öve öve bitirilemeyen shining’in albümünün tümünden daha depresif.
Olay depresif müzik yapıyorum demek değil.Kendine etiket yapıştırıp piyasa yaparak milleti etkileyebilmek te değil.Pek kaygı gütmeden işin içine ruhunu katarak içinden geldiği gibi müzikal yeteneklerini de birleştirip depresif müzik pekala yapılabilir.Kasmaya gerek yok!
22.06.2012
@saw you drown, sanırım sen depresif müzik ve melankolik müzik arasındaki uçurumdan habersizsin.
23.06.2012
@Neant et Rien,Verdiğim opeth örneğine takılmışsın.
Sana en depresif birçok grubu da örnek verebilirim.
Hadi görüşürüz.
bu albüm melankolik müzikten çok daha fazla duygu yoğunluğu ihtiva ediyor ve kanımca dinlerken sizi bu dünyadan soyutlayıp bambaşka dünyalara, kendi içinize yolculuk yaptırıp karamsarlaştırıyorsa dünyanızı allak bullak ediyorsa dengesizleştiriyorsa o müzik depresiftir. ister folk olsun ister rock olsun farketmez. melankoli daha yumuşak hüzün verir ama bu albüm gerçekten tehlikeli arkadaş. tartışıp kasmaya pek gerek yok.
türü başlatan adam olarak görmek yanlış olabilir ama bugün önüne gelen “suicidal black metal” icra etmeye çalışıyorsa, bunun en büyük nedeni “niklas kvarforth”tur. orasını burasını jiletleyen insanların fotoğraflarının net üzerinde yayılmasını sağlayarak, müziği hayat içindeki acılarla görsel olarak entegre etmeye çalışmıştır. şov adamıdır, şebektir, belki para peşindedir ama en nihayetinde zeki adamdır. özellikle ergen kesimin içinde bulunduğu duygu karmaşasından güzelce yararlanmıştır.
benim favorim 2002 tarihli III – Angst – Självdestruktivitetens Emissarie’dir ama V – Halmstad da gayet yoğun ve güçlü bir albüm.
Nedense albümü defalarca dinlememe rağmen depresif bir hale bürünemedim.Çünkü müziğini samimi bulmuyorum.Samimi olmayan müzisyen,müziğinden belli olur.İsterse bir tür başlatmış olsun,isterse yüzlerce insan kendini jiletlesin.
Noctunal depression’un nostalghia şarkısı meşhurdur.Bir onu dinleyin derim.Tamam belki müzik çalıntı,belki altyapı yok belki kayıt kötü vs.Ama şarkıyı dinlerken ki samimiyeti iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz.Shining’in müziği kaliteli olabilir,orjinal olabilir, depresif olabilir kimilerine göre;lakin samimi değil.
23.06.2012
@saw you drown, bence de shining, suicidal black metal ismi için hafif kalıyor. depresif, koyu bir black metal görüyorum ben. agresyon ve melankolinin bir arada bu kadar güçlü olduğu başka müzik bulamadım. o konuda çok iyiler.
bana da lifelover samimiyetsiz geliyor.
23.06.2012
@violence,Lifelover’e bayılırım.Bence duygu yoğunluğu en iyi dbm gruplarından.Samimiyetsiz bulabilirsin.Normal birşey.Görecelik işte.
24.06.2012
@saw you drown, vokalleri diyosun di mi ?
24.06.2012
@violence, Komple olarak söylüyorum.Vokali nerden çıkardın?
24.06.2012
@saw you drown, vokaldeki duygu yoğunluğunu demiştim.
24.06.2012
@saw you drown, nostalgia çalıntı değil herkes metallica my friend of missery den arak zannediyor ama sadece introsundaki arpej ona benziyor. onun dışında bire bir katılıyorum dediklerine.
24.06.2012
@Nightwing, Şarkı tabiki de çalıntı değil,introsu ve sürekli devam eden riff, my friend of misery’nin riffi’ne çok benziyor ve bu da -çalıntı- manasına geliyor.Yalnız hiç umrumda da değil bu durum zaten.Şarkı efsane,sözler,hele vokal,muhteşem ötesi birşey.
25.06.2012
@saw you drown, aynen aynen hele böyle depresif bi mod halindeysen bildiğin kombo etkisi. depressive black metali sevdirdi bana amk.
24.06.2012
@saw you drown, sana samimi gelmeyen başkalarına samimi gelebilir göreceli bir şey bu. yurt dışından yurt içinden yüzlerce dinleyici kritik v.s bu albüm için tam not veriyorsa bize b*k yemek düşer.
24.06.2012
@b, Bana samimi gelmeyenin başkasına samimi gelebileceğini ve bunun göreceli olduğunu belirtmiştim.Sadece ben beğenilerimi başkasına göre belirlemem.İsterse rolling stone dergisi tarafından gelmiş geçmiş en iyi albüm seçilsin.Kimseye de bok yemek düşmez bu arada.
25.06.2012
@saw you drown, ben sana beğenilerini başkalarına göre belirlemişsin anlamını çıkarasın diye yollamadım o mesajı ne kadar kemikleşmiş ne kadar sabit fikirli olduğunu göresin diye gönderdim. rolling stone örneği kötüydü bu arada. rolling stone ney ki?
25.06.2012
@b, ”yurt dışından yurt içinden yüzlerce dinleyici kritik v.s” senin referansın bu.benim de referansım rolling stone ‘bile’ olmayabilir!
25.06.2012
@b, “yurt dışından yurt içinden yüzlerce dinleyici kritik v.s bu albüm için tam not veriyorsa bize b*k yemek düşer.” hayatımda müzik hakkında bunun kadar yanlış bir şey duymadım.
26.06.2012
@wikus van de merwe,
Bu ilk değildi.. “Bu grubun doom metal grupları arasında efsanevi bir yeri mevcut, şöyle bir dış yorumları ve dinleyicilerin ne düşündüğünü okursan bu 9′un az olduğunu görürsün. Hatta tam puan veren bile vardır. Ha, tüm bunları göz ardı edip yine de standart diyorsan bu ancak “sana göre” olur bir şey denilemez” (b)
b’nin olayı o.. Eğer yurtdışında 9 ya da 10 puan alıyorsa, o albüm mükemmeldir. Albümü dinlemesine bile gerek yok yani.
18.08.2012
@saw you drown, öncelikle şunu belirteyim ; nocturnal depression, shining yanında eğer depresif olarak ele alınırsa bi bok değildir. eeee.. bunu görmek için ortalama bir dinleyici olmak yeterli. piyasa da yüzbinmilyon tane suicidal black… icra ettiğini iddia eden grup var, bu grupların isim olarak değil de yüzbinmilyon kapsamında yer almasının nedeni açık : melankolik müzik üzerine ağlak veya scream vocal kullanarak samimiyetsizliğin babasını görsellikle değil müzikle ortaya sermesidir.
Halmstad 2012′de de cehennemin diğer adı olmaya devam ediyor :(
bir albümü dinlemek salt dinlemek eylemli olmaz eğer o albümü sevdiyseniz size ilginç gelmişse başkaları ne demiş ne söylemiş acaba aynı fikirde misiniz yoksa değil misiniz merak edersin araştırır okur öğrenirsin ama görüyorum ki hala benim dediğim şeyleri eleştiriyorlar. diyorum ki beni çok yanlış anlıyorsunuz. bir albüm yurt dışından tam puan alıyorsa benim o albüme her zaman yüksek puan verme gibi bir olayım olamaz ve yine diyorum ki siz beni zaten takip etmemişsiniz. bugüne kadar yaptığım kiritikleri iyice okusaydınız bunun yanlış olduğunu görürdünüz. örnekler;
yes’in fly from here albümünü yerden yere vurmuşum oysa ki bu albüm yurt dışında pek beğenilmiştir.
paradise lost’un host kritğini yapmışım ve çok beğenmişim oysa ki yurt dışı kritiklerine bakın neredeyse çoğu vasat bulmuştur bu albümü.
amorphis beginning of times’a neredeyse tam puan vermişim ama yurt dışı kritiklerine bakın albüm eleştirilmekten kurtulamamıştır.
daha sayayım mı arkadaşım?
royal hunt’ın son albümünü çok beğenmiş neredeyse tam puan vermişim ama bu albüme yurt dışında 1 puan verenler bile mevcuttur.
king diamond’un the eye albümüne başyapıt demişim çok beğenmişim oysa ki bu albüm king diamond’un yurt dışında çok süper eleştiriler almayan bir albümüdür.
oradaki arkadaşın otkroveniya dozdhya kritiğini göstermiş ve benim hep aynı şeyler yaptığımı belirtmiş. bir defasında o cümle başka birisine cevap vermek içindi ve ben dinlediğim müzikler içerisinde dış yorumlara değer veren birisiyim eğer siz vermiyorsanız bu sizin kendi bileceğiniz bir iş. yukarıdaki örnekleri vermişim inanmak inanmamak size kalmış.
her şeyin en iyisini en doğrusunu kimse bilemez bu arada. bu albüm kendinize depresif gelmişse size özel depresif bir albümdür bunu “yok bu albüm depresif bir albüm değil şu şöyle bu böyle gibilerinden eleştirmezsiniz. yazar burada eğer kendi duygularını katarak bir şeyleri açıklamaya çalışmışsa “yok bu aslında şöyle değil aslında böyle” gibilerinden kendi doğrunuzu başkalarına dikte edici bir şekilde de davranamazsınız. bir şeyi araştırırken başkalarına laf atarken iki defa düşünün iyice araştırın yok araştırmazsanız yüzünüze çarpılır bir şeyler.
@Neant et Rien, Bana göre samimiyetsiz işte. Neyi tartışıyorsun sen! sen git shining dinle, ben nocturnal depression.
Ne dokunulmaz grupmuş arkadaş.İyi ki bir yorum yaptık neredeyse kaç ay oldu. Linç etmediğiniz kaldı. bu sitede yorumlarımı sil diye bir buton yok mu. Olsaydı da silseydim bu albümdeki yorumlarımı.
arkadaş ne tartışma dönmüş şu başlıkta =)
ayrıca Güzide Arslaner kritiklerine her zaman hastayım.. =)
bu albümün kağaüo benim için edvard munch’un çığlık tablosuyla eşdeğerdir.
Muhteşem bir albüm, albüme yakışan şahane bir kritik. İç acıtmada p.lost’la beraber en başarılı grup kesinlikle shining. Her çeşit saygıyı hak ediyorlar gerçekten, 10
Bütün SHINING albümlerini dinledim, beni ençok vuran bu albüm oldu. Arşivimde en iyiler listem var, bu albüm de listemin en üstlerinde.
Bence iyi müzik/albüm ün en önemli özelliği çoğu kez dinlendiğinde size aynı hissi ve duygu yüklemesini vermeli “işte bu” dedirtmeli.
Çoğu kez diyorum çünkü bazen en sevdiğiniz albümü bile dinlerken sıkılıyorsunuz, belki ruh hali ile ilgili bir durumdur…
Toplumun çoğu kesimlerince kabul gören müzik türü yaratımlarından iyi olanların “şaheser” olarak isimlendirildiğini düşünürsek SHINING bence kendi türünün şaheserini bu albüm ile yaratmıştır. 10/10
(bunu nereye yazacağımı bilemediğimden çok sevdiğim bu albümün altına yazıyorum. artık kirlilik neyin olduysa affola.)
bu shining’lerde bi acayiplik var abi.
cazcı olanı desen caz değil, avantgarde/garipçi bir metal yapıyor. saksofonlu klavyeli değişik bir müzikleri var. yani elemanların hatırı sayılır bir caz geçmişi var ama, grubu tanımlarken “caz bu” diyene kadar on tane başka şey sıralarsın. yine de “cazlı gibi böyle” diye anlatıyorsun başkasına tarif ederken. halbuki ona gelene kadar ohooo… avantgarde de geç halbuki. ama dedirtmiyor adamlar. blackjazz koymuşlar zaten albümün adını. nereye diyorsun? “cazcıyız biz” tavırlarını hissettiriyorlar yani bir şekilde.
bu sayfada gayet nefis bir biçimde kritik edilmiş olan isveçli bilek metalci olan adaşı desen, tr00 imajına kıyasla oldukça cillop kayıtlı ve bol etkileşimli bir müzik yapıyor. mesela bu albüm için konuşacak olursak; hafif bluesy çalınmış riffler, duvardan duvara vuran ritimler, akıp giden akustik pasajlar, ara ara giren yaylılar, nefis davul & bas uyumu vs. her şey var albümde. ulan cowbell bile var be, daha ne olsun? ama işte şarkıların her anında, hüznü ve depresifliği öyle bir sunuyorlar ki “bu ne biçim bilek metal amınakoyim?” demeden mest olmuş vaziyette dinliyorsun albümü.
müziğin tarzıymış türüymüş fazla takılan biri de değilim ama böyleyken böyle yani. oh anlattım da rahatladım. ne şayningmiş bunlar böyle yav.
Bu sitedeki en edebi, en bi güzel incelemelerden birisidir bu. Albümü çevirmek icap ettiği dönemlerde arada buraya gelir incelemeyi de tekrar okurum.
Albüm zaten güzel.
08.08.2017
@Sinan Ceylan, Teşekkür ederim.
Yttligare Ett Steg Närmare Total Jävla Utfrysning şarkısının allah bin belasını versin. Ne zaman açsam dipsiz bir boşluğun içinde buluyorum kendimi. Orijinali yetmiyor gibi live versiyonlarını da dinlemekten alıkoyamıyorum kendimi. Buraya aslında defalarca yazmak istiyordum ama yeniden o boşluğun içinde kendimi bulmamak için erteliyordu her defa.
Cidden bir gün Halmstad şehrine sırf bu albüm için gidicem. Böyle bir albümün ismini aldığı şehri mutlaka görmem lazım.
Yav hocam bundan önceki albümleri ayılıp bayılarak dinliyorum lakin gel gör ki bu albüme gelince sıra tık yok hiç bir şey hissettirmiyor bana garip bir şekilde ve albümdeki şarkılarda ki neyin ne zaman alçalıp yükseleceği o kadar belli ki…
Sololar da şarkıda ki duyguyu alıp atmış bence diyip buralardan uzaklaşıyorum
Dinleyecek albüm bulamazsam aklıma ilk gelen albüm 10/10
https://i.ytimg.com/vi/uTAzzfWUJHE/maxresdefault.jpg
Evde şu şekil sigara içerek dinliyorum
Sen beni tutamazsın, yıldızlar tutamaz,