Albümde 10 şarkı var. Girişi Joe Satriani tarafından bulunmuş ve pitch axis theory olarak adlandırılmış müzik teorisine örnek olarak gösterilen Not of This Earth şarkısı yapıyor. Satriani diyor ki, şarkıda sadece tek bir ana bas notası var ve o da E (Türkçe hangi notaya karşılık geliyor, bilmiyorum). Ve her şey onun üzerinden gidiyor. Sürekli tekrar eden 4 akordan bahsediyor.
Bunlar E Lydian, E Aeolian, E Lydian ve E Mixolydian. Ve bütün melodiler ve doğaçlamalar bu modülasyonu takip ediyor. Bu teoriye başka bi şarkıdan örnek verelim. Always with Me, Always with You’da ise ana nokta olarak B’yi almış. B major’la başlamış ama şarkının bir yerinde B minor’a geçmiş. Not of This Earth şarkısına bakacak olursak, sabit bir bas melodisi sürekli tekrar ederken (ki ben melodi falan duyamıyorum, harbi tek bas notası var), buna aynı moddaki akorlar eşlik ediyor ki şarkının başında clean tonda çalınan 4 akorun şarkı boyunca devam ettiğini görebilirsiniz.
2. şarkımız The Snake bize 80’lerin müziğini hissettiren bir parça. Özellikle bas gitarımsı klavyeden çıkan ana melodi, bana Michael Jackson’ın şarkılarını hatırlattı. 3. şarkı Rubina ise, Sadri abimizin eşine yazdığı özel bir parça ki, bu şarkının atmosferinin albümdeki diğer şarkılara göre farklı olduğunu söylemeliyim. Harmonikler havada uçuyor şarkıda. Zaten Satriani her albümde bu tarz slow bir şarkı yapar. Şarkının solosunun muazzam olduğunu da söylemeden edemeyeceğim. Hatta dikkatle dinlerseniz solonun başında Satriani’nin gitarından “honeeeey”(balım, aşkım) sesini çıkardığını görebilirsiniz. Tabii bu arada bu şarkının albüm versiyonuyla, Live in San Francisco versiyonu arasında dağlar kadar fark olduğunu belirtelim. Ama bence canlı versiyonu kesinlikle daha güzel, hatta ne güzeli, süper lan. O yüzden konser linkini koydum ben de.
4. şarkımız ise eğer albümde hit olarak adlandıracağımız bir şarkı olacaksa, yerini tam bulacak olan Memories. Bu şarkının başındaki parmak egzersizine benzer rifin John Cuniberti istememesine rağmen, Satriani’nin ısrarlarıyla koyulduğunu hemen belirtelim. Bu şarkının solosunun da gelmiş geçmiş en iyi Satriani sololarından biri olduğunu düşünüyorum. Bu şarkının 1988 Montreux Jazz Festivali’ndeki versiyonu ise kesinlikle albümdekinden daha dinamik ve tutkulu bir şekilde çalınmış. Satriani’yi bu videoda uzun saçlı ve saçmasapan bir kıyafetle görebilirsiniz. Bu durumu 80’lerin bug’larından biri olarak kabul edip devam edelim. Ha unutmadan bu videoda, bateride bence Satriani’nin en canavar bateristi olan Jonathan Mover’ı ve tabii ki bas gitarda da Stu Hamm’ı görebilirsiniz.
5. şarkımız Brother John ise Satriani’nin ikiz kardeşi (bildiğim kadarıyla) John’a yazdığı ve Satch diskografisinde çok az görebildiğimiz çalışmalardan biri. Bu şarkıda akustik gitar mı jazz gitar mı, ya da başka bi gitar mı kullanılmış açıkçası bilmiyorum. Tears in the Rain ’i herkes bilir ama bu şarkıyı da es geçmeyin derim. Zaten 2 dk. felan sürüyor. Youtube’ta aradım 2 saat ama bulamadım, o yüzden sizi fizy’ye alalım, alttaki resimden.
6. parça The Enigmatic ise ilginç bir parça. Vakti zamanında satriani.com ’un forumunda takılırken elemanın teki “usta (satriani’ye soruyo) caz da yapıyoruz diyosun ama göremedik bi numaranı” tarzı bir soru sormuştu. Başka bi elemansa bu soruya “The Enigmatic’i dinle, orda görürsün biraz” cevabını vermişti. Yoksa bende nerede o kafa, bu şarkıda caz yapıldığını anlayacak (devrik cümleleri çok severim, kralını tanımam, deviririm hemen). Neyse efendim. 7. şarkı Driving at Night ise gece araba sürme zevkine nail olanların “Evet ya, tam da o atmosferi yansıtıyor” dedikleri bir parça mı yoksa ben mi sallıyorum buna siz karar verin derim. 8. Hordes of Locusts, Türkçe “çekirge sürüleri” anlamına gelen, Arabik gamda çalınan, hatta sitar da kullanılan bir parça, tıpkı bi sonraki albüm “Surfing with the Alien”ın da 8. parçası olan Lords of Karma gibi.
Ve 9. şarkı New Day. İşte burda sular seller durur arkadaş. Dinlediğiniz zaman hiç de özel bir parça olmadığını görürsünüz ama bence çok ama çok önemli bir şarkı New Day. Niye mi? Anlatayım. Şarkı clean tonda çalınan çift sesler ve akorlarla devam ettikten sonra, ortalara doğru Satriani, bizlerin her sabah veya öğlen uykudan kalkarken yaptığımız esneme sesini gitarından çıkarır. Evet, hani iki kolumuzu yana açıp da esneriz ya, onun gibi. Daha sonra Satriani sadece 2 akorla, yeni bir günün başlangıcının müjdesini ve mutluluğunu verir bizlere. Sonra bu arpej üzerine nefis bir melodi girer. Ama bence şarkının hala en önemli yerine gelmemişizdir. Şarkının sonunda Satriani, aslında 35 notaya basabilecekken , sadece birer notayla istediğini anlatacak olgunluğu gösterir. Evet olgunluktan bahsediyorum. Hem de adamın ilk albümü olmasına rağmen. Diğer gitaristlerin ilk albümlerinde genelde nasıl shred kastıklarını hepimiz görürüz. Bu şuna benzer: Basketboldan örnek verelim. 19 yaşında bir point guard (oyun kurucu) düşünün. Bu adam eğer her hücumu potaya atmak yerine takımı oynatmayı düşünüyorsa, o adam olgun bir guard olacağının sinyallerini veriyor demektir. İşte Satriani de daha ilk albümünde bu olgunluğu göstermiştir. Yavaş çalma hassasiyeti, duygulu çalmaya yoğunlaşma, kendine özgü bir stil ve niceleri…
(Bu arada aşağıdaki linkte şarkıyı 2 kez koymuşlar, “başka link mi bulamadın lan diyenlere” “bulamadım laaaan” demek istiyorum, fizy de kapalıydı o sırada.)
10. şarkı The Headless Horseman ise Satriani’nin klasik çift el tapping tekniğine örnek olarak gösterebileceğimiz hareketli, keyifli bir parça. Dinlerken kendinizi at üstünde dört nala koşarken hissedebilirsiniz. Bu parçadaki ıslıklar Satriani’nin şu anki bateristi Jeff Campitelli’ye, vokaller, bağrışmalar falan da John Cuniberti’ye ait, bunu da unutmayalım. Bir göz atın derim, bu da 2 dakika falan sürüyor.
Eveet. Netice olarak fena bir albüm değil ama doğrusunu söylemek gerekirse 7’den de yukarı not alamaz benim gözümde. Çünkü başlıkta da belirttiğim gibi bu albüm fırtına öncesi sessizlik gibidir. Evet zamanına göre gayet iyi ve insanları, yeni bir gitaristin getirmiş olduğu heyecana sürükleyen bir albümdür, ama aslında Satriani henüz coşmaya başlamamıştır bile. Daha çok solo attıracaktır ve adının Attiriyani olmasına ramak kalmıştır…
Kadro Joe Satriani: Gitar, klavye, bas, perküsyon, prodüksiyon
John Cuniberti: Vokaller, perküsyon, engineering, co-prodüksiyon
Jeff Campitelli: Elektronik Bateri, perküsyon, ıslık, DX
Bernie Grundman: Mastering
Şarkılar 1. "Not of This Earth"
2. "The Snake"
3. "Rubina"
4"Memories"
5. "Brother John"
6. "The Enigmatic"
7. "Driving at Night"
8. "Hordes of Locusts"
9. "New Day"
10. "The Headless Horseman"
@Chuck Reis, demin söylemeyi unuttum. rubina’nın live versiyonu bence memories’den daha güzel, satriani’yi diğer gitaristlerden ayıran özel tarafını gösteren güzel bi slow parça. bence bi dinle.
aslında yazının girişinde şöyle bi diyalog vardı ama bol küfürlü olduğu için yazının başına koymadık ama yorumlar bölümüne yazma izni aldım Ahmet Saraçoğlu’dan.
-“Lan John, olm yaş 30 oldu, hala tık yok bizde, n’apçaz olm bu gidişle”
+“Hee, bilmiyodum abi ya, tamam ayarlarım akşama o zaman bi Rus, Ukraynalı felan olur mu?”
-“Lan yar.ağım onu mu kastettim ben. Yaş 30 oldu hala albüm çıkartamadık aq. Bu arada hadi malsın, görmüyosun parmağımdaki yüzüğü, hiç mi düşünmüyosun bu adam 5 dakkada bir konuşuyo telefonda Rubina diye biriyle. Atardamarını s.kerim senin çocuk. Hee bi de durmadan “Tamam çıkartacaz abi” diyon albümü, kaç ay oldu lan atmık. Vurdurturum lan seni bacağından”
+“Tamam abi, sakin ol ya. O zaman söz abi, bu ay patlatıyoruz albümü ok?”
-“He şöyle akıllı ol, .mın oğlu esteban seni”
Yukardaki diyalogda adı geçen John’un albümün co-producer’ı John Cuniberti olduğunu hemen belirtelim. Şimdi dilerseniz Satriani’nin bu ilk albümüne yakından göz atalım.
@the kidd (mutlu yetkin), o zaman not of this earth şarkısı E olduğuna göre mi’ye denk geliyor. zaten kulaktan da mi olduğu anlaşılıyo da nerde bende o kulak :) teşekkürler bilgi için.
memories bu albümün en iyi şarkısı tartışmasız
23.04.2011
@Chuck Reis, katılıyorum reis.
23.04.2011
@Chuck Reis, demin söylemeyi unuttum. rubina’nın live versiyonu bence memories’den daha güzel, satriani’yi diğer gitaristlerden ayıran özel tarafını gösteren güzel bi slow parça. bence bi dinle.
23.04.2011
tavsiyen için saol :D
aslında yazının girişinde şöyle bi diyalog vardı ama bol küfürlü olduğu için yazının başına koymadık ama yorumlar bölümüne yazma izni aldım Ahmet Saraçoğlu’dan.
-“Lan John, olm yaş 30 oldu, hala tık yok bizde, n’apçaz olm bu gidişle”
+“Hee, bilmiyodum abi ya, tamam ayarlarım akşama o zaman bi Rus, Ukraynalı felan olur mu?”
-“Lan yar.ağım onu mu kastettim ben. Yaş 30 oldu hala albüm çıkartamadık aq. Bu arada hadi malsın, görmüyosun parmağımdaki yüzüğü, hiç mi düşünmüyosun bu adam 5 dakkada bir konuşuyo telefonda Rubina diye biriyle. Atardamarını s.kerim senin çocuk. Hee bi de durmadan “Tamam çıkartacaz abi” diyon albümü, kaç ay oldu lan atmık. Vurdurturum lan seni bacağından”
+“Tamam abi, sakin ol ya. O zaman söz abi, bu ay patlatıyoruz albümü ok?”
-“He şöyle akıllı ol, .mın oğlu esteban seni”
Yukardaki diyalogda adı geçen John’un albümün co-producer’ı John Cuniberti olduğunu hemen belirtelim. Şimdi dilerseniz Satriani’nin bu ilk albümüne yakından göz atalım.
böyle başlıyodu kritik aslında.
25.04.2011
@malavuranga, incelemeye bu kısmın eklenmemesi gerçekten isabetli bir karar olmuş. Buraya eklenmesi bile talihsizlik ama olan olmuş artık.
25.04.2011
@kantele, abi bana komik gelmişti ama ya, neyse sağlık olsun :)
http://www.hamparsum.net/dizilerhk/1dogal4.html
24.04.2011
@the kidd (mutlu yetkin), o zaman not of this earth şarkısı E olduğuna göre mi’ye denk geliyor. zaten kulaktan da mi olduğu anlaşılıyo da nerde bende o kulak :) teşekkürler bilgi için.
25.04.2011
@malavuranga, eywallah :)