Doğduğunuz, büyüdüğünüz, gördüğünüz, bildiğiniz her şeyin yok olduğuna; tanıdığınız, sevdiğiniz herkesin gözlerinizin önünde can verdiğine; gökyüzünden yıldızların silindiğine şahit olduğunuzu düşünün. Daha sonra da, tüm bunlar olduktan sonra, bir avuç insan, yıkımdan şans eseri kurtulduğunuzu. Kurtulduğunuza şükür mü eder, talihinize duyulmamış küfürler mi yağdırır, yoksa dayanma gücünüzü kaybedip; cansız bir beden gibi isyan mı ederdiniz?
Moonsorrow’un, dünyanın yıkımını anlattığı “Viides Luku: Hävitetty” (Bölüm 5: Yıkım) albümünden tam dört yıllık uzun bir bekleyiş sonrasında çıkarttığı bu albümünde, grubun bu soruya cevabına tanıklık ediyoruz. “Varjoina Kuljemme Kuolleiden Maassa” (Ölüler Diyarında Gölgeler Misali Dolaşıyoruz) bir konsept albüm; temel olarak yukarıda bahsettiğim şekilde yıkımdan sonra hayatta kalabilmiş bir avuç insanın yeni bir yaşam arayışını konu ediyor – ve tabii arayışları süresinceki akıbetlerini.
Aslında bir pagan/black metal grubu olarak anılabilecek Moonsorrow’un albümlerinde folk enstrümanlarının yaygın olarak kullanılmasına rağmen – ve tabii metal içinde bu enstrümanların genelde insanları eğlendirmek amacı ile kullanılmasına rağmen – çoğu zaman neşeli bir dinleti yaratılmasından ziyade, atmosferi tamamlayıcı unsurlara yoğunlaşıldığını görüyoruz. Bu amaca hizmet edecek şekilde de, tüm Moonsorrow kayıtlarında, prodüksiyonun az da olsa kirli bırakıldığını söyleyebiliriz. “Varjoina Kuljemme Kuolleiden Maassa”da ise prodüksiyonun biraz daha temizlendiğine şahit oluyoruz ki, bunun tahmini sebeplerine değinmeye çalışacağım ileride.
Bu albümü grubun daha önceki albümleriyle fazla karşılaştırmak istemiyorum aslında; ama kısaca değinmek gerekirse; grup albüm çıkmadan önce, “Kivenkantaja” ve “Verisäkeet” arası bir eser duyacağımızı, bu ikisinin hem melodik, hem de daha vahşi kısımlarından parçalar hissedebileceğimizi iddia etmişti. Gelinen son noktada bu açıklamaya katılmakla beraber, 2008′de çıkan “Tulimyrsky” (Alev Fırtınası) EP’sindeki aynı adlı şarkının da baya büyük etkisi olduğunu düşünüyorum bu albüme. Bir kan davası sonucu saldırı altında çaresiz kalan bir köyün hikayesinin anlatıldığı şarkıya, aynı bu albümde olduğu gibi bir ihtişam hakimdi.
İhtişam. Bu albümün anahtar kelimesi bu aslında. Bundan önceki Moonsorrow albümlerini sözlükte Epik’in karşısına yazabilecek durumdayken, bu albümü hakikaten en güzel özetleyen kelime bence ihtişam. Henüz ilk şarkı olan Tähdetön’ün ilk saniyelerinden bunu iliklerinizde hissedebiliyorsunuz zaten. Albüm boyunca giren koro pasajlar, marşvari davullar, hatta adeta hükmedici baslarla, insanın tüylerini diken diken eden bir albüm çıkmış ortaya. Az önce kısaca değindiğim ‘daha temiz’ prodüksiyonun sebebinin de işte bu hissi daha güzel verebilmek olduğunu düşünüyorum. Koskoca dünyada yapayalnız kalmanın getirdiği terkedilmişlik duygusu; dumanlar tüten harabelerin, ellerinde kılıçlarıyla yere kapaklanmış cesetlerin, kapkara, yıldızsız gökyüzünün ve size arkasını döndüğünü hissettiğiniz Tanrıların ihtişamı. Sessiz, ama çok derinden bir isyan, çaresizlik.
Albümün (ve aslında Moonsorrow’un genel olarak, tıpkı Enslaved gibi) belki de en büyük başarısı, bütün bu hissiyatı, şarkı sözlerini okumanıza gerek bırakmadan içinize işletebiliyor olması. Tabii bu albüm özeline inecek olursak, konsepti tamamlama amaçlı geçiş şarkılarının başarısını da yadsımamak lazım. Henüz albümün başında ikinci şarkı Hävitetty’de belki bir umut kırıntısını işaret eden üflemelilerden, albümün sonuna gelirken sondan bir önceki şarkı Kuolleille’deki çaresizlik dolu çığlığa kadar; bu kısacık üç parçanın atmosferi perçinleme anlamındaki katkısı muazzam.
Asıl parçalar olan 4 parçadan ise, içine girilmesi en zor olanı Tähdetön diye düşünüyorum; şarkının gayet içine işleyen sert, ritmik davullar ve bunların asıl amacı olan peyzajı yaratma işine alışmak biraz zaman alabilir. Muinaset, daha alışık olduğumuz tarzda, yaylıların ve gitarın götürdüğü, Kivenkantaja dönemlerinden bir şarkı gibi. Normalde zerre sevmediğim (ve gördüğünüz gibi burada da kısa kestiğim) şarkıları tek tek inceleme işine bulaşmamın tek sebebi ise, albümün Huuto gibi efsanevi bir parça barındırması. Albümün yayınlanmasından önce radyoda ön dinletisi yapılan bu parçayı, berbat kalitesiyle bile onlarca defa dinlemiş, arada üç-beş kelimesini anlayabilmeme rağmen hatmetmiş bir insan olarak, albümün geri kalanına olan merakımı bile ezmişti Huuto’yu yüksek kalitede dinleme isteğim. Muazzam akustik bir girişi, daha bile güzel bir ana melodisi olan şarkıyı bir defa dinledikten sonra bile aklınızda günlerce o melodinin döneceğinden emin olabilirsiniz. Albümdeki ikinci favorim ise son şarkı Kuolleiden Maa. İsminin yanında atmosfer olarak da bir nebze bir önceki albümden Tuleen Ajettu Maa’yı andırıyor, hatta hiç alışık olmadığımız bir şekilde çok da başarılı bir gitar solosu bile içeriyor. Son anlarının epikliğiyle de bilindik bir Moonsorrow albüm kapanışı yaşatıyor biz sevgili dinleyicilere.
Albümü anlatırken böyle güzel çalmışlar, şöyle güzel söylemişler şeklinde bir enstrüman-vokal analizi yapmaya hiç ihtiyaç duymuyorum, bu konuda gruptan şimdiye dek ne kadar başarılı icralar aldıysak, onların aynı şekilde devamını duyabilirsiniz. Ek olarak hayatta kalan bir avuç insanın akıbetini de merak etmişsinizdir belki; yeni bir yaşam alanı arayışına çıkan grup, karların üzerindeki yolculuklarının her adımında bir yandaşlarını kaybederek ilerlerler. Beyaz örtünün üstünde yapayalnız kalan bahtsız bir arkadaş, Kuolleille’de en son çığlığını atar ve o da kendini yıkımın acımasız kollarına bırakır. Umut sönmüş, insanlığın sonu gelmiştir.
Daha fazla uzatmadan, albümle ilgili kendi yorumumu da ekleyeyim. “Varjoina Kuljemme Kuolleiden Maassa” hakikaten (Moonsorrow’dan beklendiği üzere) çok güzel bir albüm, yukarıda o kadar övdükten sonra zaten başka bir fikrim olmasını beklemeyebilirsiniz; ama var. Farkındaysanız “Varjoina Kuljemme Kuolleiden Maassa”nın önceki albümlerle benzerliklerini sayarken, 2007′deki “V: Hävitetty”den neredeyse hiç bahsetmedim (son şarkının bazı noktaları hariç). Benim için grubun zirve yaptığı nokta olan o albümden buraya bu kadar az şey aktarmaları, atmosfer olarak bu kadar “başka” bir işe imza atmış olmaları kişisel bir hayalkırıklığı benim için; ama yalnızca kişisel, daha fazlası değil. Yine aylarca, yıllarca sıkılmadan dinlenilebilecek, daha şimdiden 2011 yılının en iyilerinden olduğu-olacağı aşik^âr bir albüm var karşınızda. Keyfini çıkarın.
@havitetty, translate’e koyunca direk bu çıkıyo ve başka siteler de haberdeki gibi çevirmişler. senin dediğin doğruysa da bi şey diyemem, Fince acayip lisan.
@havitetty, folk metal dinleye dinleye insan belirli kelimelere aşina oluyor. varjo gölge demek zaten varjojen virta vardı yine moonsorrow albümü. kuolema ölüm demek yine bilumum folk metal şarkılarında geçer. aynı şekilde maa da toprak demek.
varjoina – gölge gibi. kuljemme -emme 1. çoğul şahıs geziyoruz. kuolleiden maa – ölümün toprakları (aslında çoğul değil ama türkçe karşılığı bu). -ssa da bulunma hali (-de -da) türkçesi aha işte ölümün topraklarında gölge gibi geziyoruz.
bir de verisäkeet kritiği olsa sitede ne güzel olur :) haaska gibi bir şaheserin olduğu albüm…
@Ahmet Saraçoğlu, Vallahi oluyor. Yukarıda ‘kapak kötü yææ’ diye saçma saçma konuştuğum için başta Sorvali kardeşler olmak üzere tüm Moonsorrow ailesinden özür dilerim.
Ethica Odini’yi ilk dinlediğimdeki kadar gazı aldım şu anda. Dur bakalım bu albüm de AEO gibi hayvanat bir şey çıkacak mı.
bu arada şarkı süreleri:
1.Tähdetön 12:44
2.Hävitetty 30:07
3.Muinaiset 11:43
4.Nälkä, väsymys ja epätoivo 01:12
5.Huuto 15:58
6.Kuolleille 01:35
7.Kuolleiden maa 16:23
Bi de böyle altına yorum dolan albüm haberlerinde yaptığımız gibi, bu albümün kritiğini siteye koyarken bu yorumları kaybetmemek için bu haberi kritiğe dönüştüreceğiz, o yüzden şimdiden ileri görüşlü gibi yorumlar yapmak istiyorum.
“Yazıda denenlere katılıyorum, mükemmel bi albüm. şarkı süreleri sizi korkutmasın, her anı başka güzel.”
Ayrıca albümü yazma görevini, eğer kabul ederse havitetty’ye vermek istiyorum. Buralarda Moonsorrow’u ondan iyi yazabilecek biri yoktur herhalde.
@Ahmet Saraçoğlu, 1 saat falan dursalar sahnede pakanajuhla, sankarihauta falan çalarlar büyük ihtimal. ama yeni albüm olduğundan bi şarkı çalabilirler yinede. tabi önce gelmeleri lazım..
@aliihsan balı, ben izlediğimde (öhm) 4 şarkı çalmışlardı, Jotunheim, Kylän Päässä, Raunioilla, Unohduksen Lapsi. Bi Moonsorrow seti maksimum 6-7 şarkıdan oluşur heralde.
Yalnız geyik yorumların arasına girip nası düz adamlık yaptım he.
@Batuhan Bekmen, şarkının baya bi kısa versiyonu bu çalan bu arada. daha doğrusu yarıya gelemeden kesiliyo. 16 dakikanın tamamı nasıl acaba? ulan sevinçten heyecandan yerimde duramıyorum her yoruma cevap yetiştirmek istiyorum..
@aliihsan balı, evet evet gördüm. heyecanımı dizginlemek için de bir kereden fazla dinlememeye karar verdim hatta. sabırlı olunca albümün tadı daha iyi çıkıyo eheh.
şarkı süper harbiden, o değil canım sıkıldı oturdum bu albümün stüdyo günlüklerini okudum baştan sona, baya kafa adamlar.
merak eden varsa: http://moonsorrow2010.blogspot.com/
Neyse bu sefer yarımşar saatlik 2 şarkı yapmamışlar.İlk dinlendiğinde daha bir akılda kalıcı olacak.Sonra lan şu melodi hangi şarkının kaçıncı dakikasıdaydı diye aranmaktan helak oluyorum heh.
Kapağı da beğendim ben. Camsı donuk gökyüzü ve rengi hoşuma gitti. Parçanın başlarında götüren melodi Voyager’ın harika parçası Sober’ın mısra vokal melodisini andırıyor. Bayılırım o şarkıya, buna da bayıldım.
Yılın en iyi albümlerinden biri benim için, o kesin de, yeteri kadar dinleyemiyorum arkadaş. Zaten fazla zaman yok dinlemeye, bi de Rise Against’in yeni albümü geldi, bugün Amon Amarth düştü falan. İki dakika adam olun lan!
Neyse, epik albüm yine. Bi 9 çalışır benden de. Kritik de güzel olmuş, rep.
Tüm bu “Huuto” muhabbetinden, önceleri radyoda yayınlanmış olduğundan habersiz olarak şarkıyı 1 aydan uzun süredir günde en az iki kez dinlemeden edemiyordum. Kritiğe de zamanında öyle göz gezdirmiştim, adam gibi okuyunca Huuto’ya daha da bir özel olarak değinilmesi, hatta sonra herkesin en favorisiymiş gibi görünmesi, gönüllerin ne kadar bir olduğunu kanıtlar nitelikte. Sevgiler.
ya bu moonsorrow un kullandığı folk enstrümanlardan biri türk orta asya enstrümanı değilmi?ismi temir komuz zannedersem.bütün albümlerinde var moonsorrow un.
Huuto şu dünya üzerinde yapılmış en epik en duygusal (melankolik anlamda değil) en melodik en kusursuz en coşkulu en ‘hissettiren’ yapıtlardan bir tanesi.Sıfatlar yetmiyor anlatmaya.
Albümün adı daha çok “Ölüler dünyasında gölgeler gibi geziyoruz” demek sanki.
Kapak buysa zerre beğenmedim yalnız. Nerede hävitetty’deki Travis Smith şaheseri, nerede bu.
10.01.2011
@havitetty, translate’e koyunca direk bu çıkıyo ve başka siteler de haberdeki gibi çevirmişler. senin dediğin doğruysa da bi şey diyemem, Fince acayip lisan.
bi de evet kapak buymuş.
10.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, Benim de Fince bildiğimden değil, http://www.facebook.com/photo.php?fbid=461697214648&set=a.461697209648.216726.23474099648&comments buradaki yorumlarda hep dediğim gibi çevirmişler, sanırım bazıları Finli hatta çevirenlerin.
10.01.2011
@havitetty, o zaman değiştirelim gitsin.
10.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, “Geziyoruz” yazmam da çok laubali bir ortam yaratmış gerçi eheh. Neyse.
26.10.2011
@havitetty, folk metal dinleye dinleye insan belirli kelimelere aşina oluyor. varjo gölge demek zaten varjojen virta vardı yine moonsorrow albümü. kuolema ölüm demek yine bilumum folk metal şarkılarında geçer. aynı şekilde maa da toprak demek.
varjoina – gölge gibi. kuljemme -emme 1. çoğul şahıs geziyoruz. kuolleiden maa – ölümün toprakları (aslında çoğul değil ama türkçe karşılığı bu). -ssa da bulunma hali (-de -da) türkçesi aha işte ölümün topraklarında gölge gibi geziyoruz.
bir de verisäkeet kritiği olsa sitede ne güzel olur :) haaska gibi bir şaheserin olduğu albüm…
26.10.2011
@Dnz, Bu arada varjojen virta şarkı albüm değil :)
bu sevindirici bir haber sanırım 2011 de benim açımdan oldukça iyi geçecek…
kapak fenaymıs o zaman
Kapak hakkaten olmamış. Neyse müzik olsun da.
10.01.2011
@Ömer Kuş, müziğinden şüphe edilmeyecek ender gruplardan.
Şu an yeni albümden Huuto bir Fin radyosunda çalıyor ilk defa. Oha mükemmel başladı.
10.01.2011
@havitetty, gol olur.
10.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, Vallahi oluyor. Yukarıda ‘kapak kötü yææ’ diye saçma saçma konuştuğum için başta Sorvali kardeşler olmak üzere tüm Moonsorrow ailesinden özür dilerim.
Ethica Odini’yi ilk dinlediğimdeki kadar gazı aldım şu anda. Dur bakalım bu albüm de AEO gibi hayvanat bir şey çıkacak mı.
10.01.2011
@havitetty, baya iyi lan. höst.
ben şarkıyı kaçırdım. acaba tekrar ne zaman dinleme şansımız olur? şu an sinirden kendimi yiyorum..
10.01.2011
@aliihsan balı, şarkı habere eklendi. saldırın.
bu arada şarkı süreleri:
1.Tähdetön 12:44
2.Hävitetty 30:07
3.Muinaiset 11:43
4.Nälkä, väsymys ja epätoivo 01:12
5.Huuto 15:58
6.Kuolleille 01:35
7.Kuolleiden maa 16:23
Total playing time 01:29:42
11.01.2011
@aliihsan balı, e double CD o zaman.
11.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, galiba 78 dakiikadan fazlası sığmıyo heralde bi cd’ye. mp3 formatında 200mb falan olur heralde.
11.03.2011
@aliihsan balı, oha 90 dakika albüm mü olur
15.03.2011
@illuminati, olmazmış.. havitetty 30 dakika değil 1.30 dakikaymış. yanlış istihbarat yani..
Bi de böyle altına yorum dolan albüm haberlerinde yaptığımız gibi, bu albümün kritiğini siteye koyarken bu yorumları kaybetmemek için bu haberi kritiğe dönüştüreceğiz, o yüzden şimdiden ileri görüşlü gibi yorumlar yapmak istiyorum.
“Yazıda denenlere katılıyorum, mükemmel bi albüm. şarkı süreleri sizi korkutmasın, her anı başka güzel.”
Ayrıca albümü yazma görevini, eğer kabul ederse havitetty’ye vermek istiyorum. Buralarda Moonsorrow’u ondan iyi yazabilecek biri yoktur herhalde.
11.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, moonsorrow bu albümde kendini aşmış. 2 aydır durmadan dinliyorum. 10 puan.
11.01.2011
@aliihsan balı, ahaha.
Unirock’ta albümden baya bi çalarlar herhalde (bu da umut dolu ileri görüş çabası)
11.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, 1 saat falan dursalar sahnede pakanajuhla, sankarihauta falan çalarlar büyük ihtimal. ama yeni albüm olduğundan bi şarkı çalabilirler yinede. tabi önce gelmeleri lazım..
11.01.2011
@aliihsan balı, konser harikaydı. bi daha gelsinler.
11.01.2011
@like fire, yeni albümün adı da belli oldu. “Rakastan Juustoa” olacakmış, tek şarkılık konsept albümmüş.
11.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, şarkı 3 saat olcakmış. back vokallerde tahsildaroğlu peynirlerinin reklam jingle’ını okuyan abla varmış.
11.01.2011
@aliihsan balı, evet gördüm. finlandiya’da meracılığın ve süt endüstrisinin sorunlarını konu ediyormuş.
11.01.2011
@like fire, artık nası gaza geldiysem sana inanıp internette moonsorrow türkiye konseri aradım baya bi :)
11.01.2011
@aliihsan balı, ben izlediğimde (öhm) 4 şarkı çalmışlardı, Jotunheim, Kylän Päässä, Raunioilla, Unohduksen Lapsi. Bi Moonsorrow seti maksimum 6-7 şarkıdan oluşur heralde.
Yalnız geyik yorumların arasına girip nası düz adamlık yaptım he.
11.01.2011
@Ömer Kuş, manegarm’a bişey dememiştim ama bu çok fazla oldu!!!
11.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, Burayı yeni gördüm yahu ben, pardon. Güven için teşekkürler, seve seve yazarım tabii ki.
bu arada şarkı çok iyi.. haaska ve karhunyksi tadı aldığım yerler çok oldu. sanki verisakeet, vides luuku falan hepsini geçecekler bu albümde.
Şarkı enfes lan. Çok meraklandım şimdi bak.
11.01.2011
@Batuhan Bekmen, şarkının baya bi kısa versiyonu bu çalan bu arada. daha doğrusu yarıya gelemeden kesiliyo. 16 dakikanın tamamı nasıl acaba? ulan sevinçten heyecandan yerimde duramıyorum her yoruma cevap yetiştirmek istiyorum..
11.01.2011
@aliihsan balı, evet evet gördüm. heyecanımı dizginlemek için de bir kereden fazla dinlememeye karar verdim hatta. sabırlı olunca albümün tadı daha iyi çıkıyo eheh.
şarkı süper harbiden, o değil canım sıkıldı oturdum bu albümün stüdyo günlüklerini okudum baştan sona, baya kafa adamlar.
merak eden varsa: http://moonsorrow2010.blogspot.com/
Sırf albüm düştüğünde yaşanacak heyecanı biraz olsun paylaşayım diye grubu dinlemeye başlıyorum. Öyle kıskandım bu neş’eyi.
11.01.2011
@caksu, Pişman olacağını sanmıyorum hiç :)
Neyse bu sefer yarımşar saatlik 2 şarkı yapmamışlar.İlk dinlendiğinde daha bir akılda kalıcı olacak.Sonra lan şu melodi hangi şarkının kaçıncı dakikasıdaydı diye aranmaktan helak oluyorum heh.
aliihsan balı sağolsun, şarkının geri kalanı da habere eklendi.
11.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, ne demek efendim. maksat vatandaş faydalansın.
huuto’nun tam versiyonunu dinledikten sonra söyleyebilirim ki, şarkı süper ve çok fena bişey geliyo..
Kapağı da beğendim ben. Camsı donuk gökyüzü ve rengi hoşuma gitti. Parçanın başlarında götüren melodi Voyager’ın harika parçası Sober’ın mısra vokal melodisini andırıyor. Bayılırım o şarkıya, buna da bayıldım.
Facebook’ta grubun yazdığı bi yoruma göre o Hävitetty şarkısı 30:07 uzunlukta değilmiş, yanlış yazılmış sanırım. Hatta kısa bir interlude imiş galiba.
şöle bişey var ilgilenenler için;
http://moonsorrowbio-en.blogspot.com/
this is greatness..
İlgimi çekmişti dinlediğim şarkı. Kritiği de dinleyebildiğimde okuyacağım. Ne zaman olursa artık.
yeni albümün kritiğini eski albüm yapmış.
14.03.2011
@distant, bu mesaj geldiğinde şöyle bi uyanış yaşandı bende:
“ne? nası yani? yeni albümün kritiğini eski albüm yapmış ne demek lan? ne demek isti…. (jeton) HAAAAAAA! Havitetty’yi diyoooooo, eveeeeet.”
Yılın en iyi albümlerinden biri benim için, o kesin de, yeteri kadar dinleyemiyorum arkadaş. Zaten fazla zaman yok dinlemeye, bi de Rise Against’in yeni albümü geldi, bugün Amon Amarth düştü falan. İki dakika adam olun lan!
Neyse, epik albüm yine. Bi 9 çalışır benden de. Kritik de güzel olmuş, rep.
albüm kapağı manowara falan benzemiş, tepede 5 tane adam mızraklarıyla kılıçlarıyla duruyor, çok kötü olmuş…
albüme gelirsek ilk başlarda çok vasat geldi… ardından çığlıklar falan “noluyo a… koyim” dedim… sonradan albüm güzelleşti, benden en fazla 8 gider…
12.03.2011
@blackroseimmortal, bu arada kılıç değilmiş o, sopaymış :D
albüm söyliyecek kafamda bi ton şey var ama arkadaş o puan nedir öyle?
Loop günleri başladı :)
Unutkanlığım yüzünden daha yeni dinleyeceğim albümü. Benden önceki 25 yorumu yapmış olan insanlar, hepiniz kara listemdesiniz artık, dikkatli olun.
Tüm bu “Huuto” muhabbetinden, önceleri radyoda yayınlanmış olduğundan habersiz olarak şarkıyı 1 aydan uzun süredir günde en az iki kez dinlemeden edemiyordum. Kritiğe de zamanında öyle göz gezdirmiştim, adam gibi okuyunca Huuto’ya daha da bir özel olarak değinilmesi, hatta sonra herkesin en favorisiymiş gibi görünmesi, gönüllerin ne kadar bir olduğunu kanıtlar nitelikte. Sevgiler.
ya bu moonsorrow un kullandığı folk enstrümanlardan biri türk orta asya enstrümanı değilmi?ismi temir komuz zannedersem.bütün albümlerinde var moonsorrow un.
Huuto şu dünya üzerinde yapılmış en epik en duygusal (melankolik anlamda değil) en melodik en kusursuz en coşkulu en ‘hissettiren’ yapıtlardan bir tanesi.Sıfatlar yetmiyor anlatmaya.
All these feels.
Huuto gibi şarkı mı olur lan harbiden de,töbe töbe.
”Huuto’nun sonundaki melodi çok kısa,14 dakika 52 saniye olsun!” diyenlere:
http://www.youtube.com/watch?v=sSPxfjgnG9k
08.04.2013
@Baybora, ulan…allah razı olsun şunu yapandan.