Çoğunlukla dinlediğimiz bir müzik tarzının sınırlarına ulaşınca ya da aynı tarz içinde keşfettiğimiz grupların birbirine çok benzemeye başlamasıyla artık bambaşka şeyleri aramaya başlayabiliyoruz. Bundan dolayı, tamamen duyguların ve bilinçaltının işitsel yansıması diyebileceğimiz müziğin sürekli beynimizin aynı noktasını dürtmesinden sıkılmamız da çok normal. Bildiğimiz gibi insanoğlunun iki temel dürtüsü var: cinsellik ve şiddet.
Karşılayamadığımız durumlarda gazetelerin üçüncü sayfalarına çıkabildiğimiz bu ihtiyaçları neyse ki müzik anlamında pop – R&B kliplerinden ekstrem metale kadar baya geniş bir spektrumda karşılayabiliyoruz. Şiddet anlamında bakarsak, sisteme karşı olan öfkemizi thrash metal ile, dine ya da popüler kültüre karşı olan öfkeyi black metalle ya da saf öfkeyi brutal death metal ile dindirebiliyoruz (besliyoruz?).
Peki sorarım sana sevgili okur, hiç mi durulmaya ihtiyacı yok bu insanoğlunun? İstemez miyiz, alıp başımızı uzaklara gidelim, sislerin arasında kaybolup geri gelen karlı dağları seyre dalalım. Kalabalığı terk edip, doğanın sessizliğinde huzur bulalım. İsteriz tabii, her canlanışın ardından durulmayı bekleriz. Biz duruluruz, etraftaki canlılığı ve güzelliği görmek isteriz. İşte Tenhi bu noktada gelir bulur sizi, tabii önce siz onu bulabilirseniz.
Tenhi’yi keşfetmek baya bir zamanımı aldı diyebilirim. Önce Agalloch – “The Mantle” ile başlayan dingin / melankolik müzik arayışım –pasifagresif yazarları ve last.fm sağolsun – Tenhi ve benzeri gruplar ile devam etti. Tenhi, 2000’lerde ortaya çıkan, genelde Kuzey ve Doğu Avrupalı grupların içinde bulunduğu neofolk tarzının merkezinde yer alan bir grup. Rus olduğu halde sözlerinde Fince de kullanan ve hatta grup ismi bu albümle aynı olan Kauan’a ve ardından gelen birkaç Finli gruba (Nest, October Falls) bakarak, Tenhi’nin bir bakıma bu tarzda öncü olduğunu söyleyebiliriz.
Albüme geçecek olursak, ilk başta, klasik rock enstrümanlarının yanında birçok çeşit enstrüman kullanılması dikkat çekiyor. Genel olarak kullanılan akustik gitar, bas gitar ve davulun yanında, piyano, viyolin, flüt sıkça kullanılıyor. Bunun dışında kimi şarkılarda didgeridoo (revontulet), ağız arpı, harmonyum, çello, udu davulu, synthesizer da kullanılmış. Vokaller ise pek baskın olmamasına rağmen çok karakteristik. Albümde sadece dört şarkıda vokal var ve bunlar da şarkıların soğuk ve dingin havasıyla son derece uyumlu. Beklenen tüm melankoliyi veren vokaller, kalın ses tonu, birkaç kanaldan verilen varyasyonlar ve arada giren fısıltılarla bu karakteri tamamlıyor.
Böyle bir grup ve albümden bahsederken yarattığı atmosfere değinmemek olmaz. Tenhi zaten, albüm kapaklarıyla, şarkı isimleri ve temalarıyla, albüm isimleriyle ve hatta kendi ismiyle bu atmosferi inşa ediyor. Köyün yaşlısı ya da ermişi anlamına gelen Tenhi zaten bu yönüyle oluşturduğu pagan havasını, “uzun zaman” anlamına gelen “Kauan” ile, şarkı listesinde göreceğiniz şarkı isimleriyle ve gölün kıyısındaki sisli bir ormanın resmedildiği kapağıyla birleştiriyor ve o karanlık, soğuk, melankolik ama huzur verici atmosferini yaratıyor.
Atmosfer yaratmakta çok başarılı olan grupların bunu nasıl yaptıklarını sorgularken aslında çok da uzağa bakmaya gerek yok. Dünya’nın en görkemli ve bir o kadar da sade doğal ortamlarından biri olan Finlandiya’dan (bkz: Finlandiya’nın gölleri) böyle müzik çıkması garip değil tabi. Şaşırtıcı ve özellikle kıskandırıcı olan adamların çalışma ortamları. Doğa ile iç içe kulübe misali bir stüdyo ve içinde her türlü imkânı görünce insan hırslanmıyor değil. İstersen Children of Bodom gibi hızlı ve öfkeli takıl, istersen bu abiler gibi melakolinin dibine vur.
Genelde albüm kritiklerinde şarkı yorumları okumak hoşuma gider ama “Kauan” için şarkılardan pek bahsetmek istemedim. Çünkü bu albümdeki şarkılardan bahsetmek çok güzel bir filmin sonunu söylemek gibi bir şey olacaktı. İyisi mi ben size bu albüm çok bir detayını vermeden, hazır Balkanlar üzerinden soğuk hava dalgaları gelmekteyken siz bu albümü dinleyin. Her yoğun günün sonundaki kanepeye uzanma anı misali rahatlayın.
İçinizden çığlık atmak geliyorsa, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorsanız, ya da bir şeyleri kırıp dökmek istiyorsanız önce onu yapın, sonra bu albümü dinleyin. Zaten sonunda hepimiz öleceğiz.
son iki şarkı mükemmel ötesidir bence. çok severim bu albümü ve tenhi’yi elbette. sitede görmek beni mutlu etti. eline sağlık. teşekkür ederim. senden bir tenhi serisi bekleriz, di mi? :)
kauan’ı da çok severim ama maaäet albümü biraz daha iyidir benim için. doğa içerisinde yaşayıp orasının ambiyansına göre müzik yapan bir topluluk. çok fazla dinlendiğinde insanın ruh hali değişebiliyor.
Finlandiya’nın buz gibi havasını şarkılarına sindirmişler. Bu arada bunu dinleyen bunları da dinledi:
- Neun Welten
- Subaudition
- Nebelung
- Vergissmeinnicht
- October Falls
- Havnatt
- Neutral
- Viikate (Tenhi’nin distortion’lı hali.)
albüm güzel tabii,ama tam puanı hak etmiyo bence…seni issiz zamanlarında yakalayıp biraz da cilveyle 10 u kaptı sanırsam:)benden 7,5 işler..tenhiyi ve benzerlerini severim ,onlar olmasa nasıl ders çalışırım ben :)
Çok gizemli bir grup bir anda kendini çekiverdi. İnsanı müziğiyle hapseden ve asilliğiyle hayran bırakan şarkıları var. Tanışmama vesile oldunuz.Yazara ve PA sitesine teşekür ederim.
son iki şarkı mükemmel ötesidir bence. çok severim bu albümü ve tenhi’yi elbette. sitede görmek beni mutlu etti. eline sağlık. teşekkür ederim. senden bir tenhi serisi bekleriz, di mi? :)
01.01.2011
@nordson, rica ederim, evet devamı gelecek :)
Çok acayip bir grup bu, çok da severim.
kauan’ı da çok severim ama maaäet albümü biraz daha iyidir benim için. doğa içerisinde yaşayıp orasının ambiyansına göre müzik yapan bir topluluk. çok fazla dinlendiğinde insanın ruh hali değişebiliyor.
Finlandiya’nın buz gibi havasını şarkılarına sindirmişler. Bu arada bunu dinleyen bunları da dinledi:
- Neun Welten
- Subaudition
- Nebelung
- Vergissmeinnicht
- October Falls
- Havnatt
- Neutral
- Viikate (Tenhi’nin distortion’lı hali.)
03.01.2011
@Salem, listeye şunları da ekleyebiliriz:
- of the wand and moon
- nest
- ainilundale
- the moon and the nightspirit
bunlar biraz daha farklı
- forseti
- current 93
- death in june
- sol invictus
Lauluni Sinulle’nin solosuna hastayım.
maaäet benim için bir adım önde de olsa bu albümde şaheserdir…
albüm güzel tabii,ama tam puanı hak etmiyo bence…seni issiz zamanlarında yakalayıp biraz da cilveyle 10 u kaptı sanırsam:)benden 7,5 işler..tenhiyi ve benzerlerini severim ,onlar olmasa nasıl ders çalışırım ben :)
17.02.2011
@patogonomik, ders çalışırken hakkaten iyi gidiyor. aklı hiç bulandırmıyor.
Herkes bulaşmamalı;anlaşılması pek de kolay değil…
Çok önemli bir grup!
bende bu albümleriyle tanımıştım tenhi’yi. maaaet olsun airut’un ilk cd si olsun gerçekten güzel işleri var grubun.
bu arada, kapanış çok şık olmuş.
17.02.2011
@ihsan, teşekkür ederim
Saivo 12 şarkı ve 72 dk.lık tek bir albüm olacakmış. Çıkış tarihi ise hala belli değil.
27.04.2011
@jarenk, ben de bekliyorum uzun zamandır. bi ara 2010 lafı geçiyodu.
Saivo 25 Kasım’da çıkıyor oh be…………
29.09.2011
@jarenk, mükemmel bir haber…teşekkürler..
Çok gizemli bir grup bir anda kendini çekiverdi. İnsanı müziğiyle hapseden ve asilliğiyle hayran bırakan şarkıları var. Tanışmama vesile oldunuz.Yazara ve PA sitesine teşekür ederim.
Bu efsane grup daha çok bilinmeli. Yerlerde sürünüyor internet dinlemeleri.
25.08.2021
@deadhouse, son 2-3 haftadır epey neofolk dinliyorum, özellikle In Gowan Ring.
Hiç mevsimi değil ama lauluni sinulle ne güzel şarkıdır ya.