Bizim gruplarımızda yıllardır süregelen bir orijinallik problemi vardır malum, ya olanı kötü bir biçimde taklit ederiz ya da sadece iyi bir icracı oluruz. Memleketin cover grubu enflasyonu bu durumun güzel bir göstergesidir bence, yeni bir şeyler yaratmak konusunda problemliyiz.
OMINOUS GRIEF iyi bir grup, ama en önemlisi yeni bir şeyler denemeye çalışan insanlardan oluşan bir grup. “Nothing In Remembrance” da melodik black metal etiketi altında olmasına rağmen daha fazlasını sunmayı amaçlayan bir albüm.
Aslında grubu hangi türe dahil etmek gerektiğine hâlâ karar verebilmiş değilim. Birkaç röportajlarından okuduğum kadarıyla elemanlar black metal grubu olarak anılmak istemiyorlar, ki haklılar. Yaptıkları müzik black metal etkili olsa da çok daha fazlasını içeriyor, albümdeki şarkılar baya farklı karakterlere sahipler. Mesela yoğun klavye desteği üzerine blast beat ile direkt black metal modunda giren bir şarkı bir anda melodik death metal oluveriyor, sonrasında giren clean gitar pasajları ile çok daha farklı bir atmosfere geçiş yapabiliyor. Ama albümün bence esas başarısı bütün bu değişken karakterli şarkılara rağmen asla tutarlı olmayı bırakmaması, esas bu konuda sınıfı geçen bir albüm “Nothing In Remembrance”.
Bana bu albümü sevdiren şey bu bahsettiğim tutarlılık, derli toplu hâl. Yani evet şarkıların yapısı gayet değişken ve albümü “satan” nokta da bu değişkenlik, ancak bu yapı asla zorlama bir biçimde kullanılmamış. Rif ve melodi açısından çok zengin bir albüm olmasına rağmen asla göze sokulmuyor bu durum. Bütün rif/melodi değişimleri o kadar adam gibi halledilmiş ki dinleyici fark etmiyor bile şarkı nereden nereye nasıl geldi nasıl gitti. Zaten grubun melodik yapısı baskın olduğundan bir kere kaptırdınız mı şarkı başlayıp bitene kadar da içinden çıkamıyorsunuz, dinleyiciyi hemen sarıveriyor şarkılar.
Elbette grubun müziğinin alamet-i farikası, melodi açısından pek sıkıntı çekmemeleri. Şarkı yazmayı çok iyi bildikleri gibi çekici ve çarpıcı melodi bulmakta da zorlanmıyorlar, kullanırken de işin suyunu çıkarmıyorlar. Albüm genelindeki karanlık hava, melankolik atmosfer insanı boğacak gibi oldu mu hemen tatlı bir melodi devreye giriyor mesela. Ben kullandıkları bu melodilerden İsveç, albümün klavye ağırlıklı “karanlık” hallerinden de Fin metali tadı aldım açıkçası. Zaten albüm de direkt İskandinav metali kokuyor; şu albüm bir İsveçli gruptan gelse kimsenin yadırgayacağını sanmıyorum.
Netice itibariyle bence güzel bir melodik black metal albümü “Nothing In Remembrance”. Değişken şarkılar, güzel melodilerle dolu, atmosferi yoğun bir albüm olarak tür adına istediğim her şeyi, hatta fazlasını veriyor. Albümün bir Finli’den daha alâkalı olmadığım Türk metal piyasasındaki yeri hakkında bir şey diyemem, ancak ülkesinden falan bağımsız olarak eli yüzü düzgün, arada şahane şarkılarla dolu, atmosferi yoğun bir albüm olarak benim beğenimi kazandı.
Devamının geleceğini de umuyorum açıkçası, zira grubun bu albümden çok daha iyisini çıkarabilecek kapasitesi olduğu ortada.
Kadro Çağrı Gün Evren: Bas, vokal
Cüneyt Çağlayan: Gitar
İlke Ulaş Kuvanç. Gitar
Çağlar Yürüt: Davul
Şarkılar 1. Awakened by Twilight's Funeral Choirs
2. Demon's Lair
3. Reborn (Into The Night)
4. Into the Beckoning Darkness
5. Our Lady of Darkness
6. Mourning Day Ravens
7. Dust from the Aging Funeral
8. On the Shores of Endless Worlds
9. Cloaked in Mystery
10. Nothing in Remembrance
11. The Shadowed Land
Ben bu grubu ciddi anlamda beğeniyorum. Vokallerine pek ısınamasam da, müzikleri çok iyiye yakın iyilikte bence. Hatta yaptıkları tarz pek az dinlediğim bir tarz da olsa, ülkemizden çıkmış, en beğendiğim albüm budur sanıyorum. 8 veriyorum ama vokaller daha iyi olsa daha yüksek verirdim.
dostum brutal vokal sevmiyorum desen daha doğru olur bence… ben çok severim ve dinlediğim en ii brutal vokal bu grupta… adam resmen kendini aşmış sen daha ii olsa diosun..!
Bu grubun kritiğini şiddetle bekliyordum. Bir çok yabancı gruptan daha özgün, daha kaliteli, işlenmiş ve tamamen profesyonel ellerden çıkmış, ismini hafızama “Türkiye’den beklenmeyecek kadar özel, değeri anlaşılamamış ve hakettiği ilgi ve desteği göremeyip yine piyasaya küsmüş bir grup.” olarak kazımıştır. Yakından takip ettiğim, konseri var mıdır, nerededir, hangi röportajı vermişler, vs.. gibi ayrıntılarını elimden geldiğince okuduğum dinlediğim bir grup. En önemli özelliklerini ise özgün olmalarından yana buluyorum. Soundundaki analog duyum da oldukça hoşuma gider bu albümün. Yabancı ülkelere açılma heyecanıyla ve içtenliğiyle tamamen profesyonel şekilde hazırlanmış, sunulmuş ve yine değerinin buralarda bilinmediği, yurt dışından çıksa çoğu özelliğini öve öve bitiremeyeceğimiz gruplardandır. İsmini bir kişinin daha duyması, albümü dinlemesi bile kazançtır. Keşke konser verseler de izlesek. Tamamen konsept bir çalışma bu albüm, lyriclerde anlatılanlar, grubun imajı, sahne şovları katıldıkları her konserde ses getirmişti. Biraz misyoner gibi hissettim ama Türkiye’den beklenmeyecek kadar iyi bir iş çıkardıklarını düşündüğümden özel bir ilgim sevgim var bu gruba. Hiç bir beklentim olmadan o ilk dinlediğim andaki geçirdiğim şok tamamen benim ülkeden çıkan gruplardan umudumu kestiğim bir döneme denk gelmişti. Belki de ondan bilemiyorum. Ellerine sağlık.
@Deon, Sitesine girilip yaptıkları işi ne denli özenle yaptıklarının da görülmesini diğer gruplara bir örnek teşkil etmesi açısından da şiddetle tavsiye ediyorum. Bir de bu adamların Türkiye metal piyasası ve yurt dışı maceraları hayalleri ve izledikleri yol ile bir çok gruba yol gösterebilecek bir röportajları vardı bulabilirsem koyarım ya da özel istek dahilinde bilgisayarımda kayıtlı olması lazım radyo programının. Upload edebilirim.
1999′daki Reborn into the Light EP’siyle tanımıştım grubu. Bir sürü yerli grubun olduğu bi toplama albüm ya da o tarz karışık bir şeyde bir şarkılarını dinlemiştim. Hangisiydi hatırlayamıyorum ama diğer tüm gruplardan farklı oldukları anlaşılıyordu. Özellikle klavyelerde çok leziz Emperor havaları hissetmiştim. Sonra baya bi ses çıkmadı, ilk kez Amon Amarth konserinde izledim ve beğendim.
Ardından albümü aldım ve baya dinledim. ne yaptığını bilen insanlarca yapıldığı çok belli bir müzikleri var.
ayrıca imaj konusundaki gayretlerini ve konunun öneminin farkında olmalarını da destekliyorum.
@Ahmet Saraçoğlu, Altay Öktem’in kitabında görmüştüm ben de sanırım. Yerli gruplardan da kısa kısa bahsediyordu. Aynen 99 ya da 2000′de o ep’yle dinledim ilk. Hatta 2002 ya da 2003′te eskişehir’de bir festivalde de canlı izledim. ama asıl ilginci onları dinledikten sonra yaklaşık 4-5 sene irc semalarında ominous grief nickini kullandım ben.
amon amarth konserinden önce nasıl grupmuş bakalım diyip dinlemeye başlamıştım, baya hoşuma gitmişti. konser alanında kimsenin elemanları sallamayışı da kötüydü, adamlar dişlerine kadar beyaza boyanıp çıkmışlardı sahneye
Ustalıkla kotarılmış besteler ve bütünlüklü bir imaja sahip bir grup. Türkiye standartlarının kesinlikle üstünde. Gruplarla ilgili naçizane beklentim x ülkesinden çıkma y tarzına benzetilmeden, gerek beste kompozisyonlarıyla gerekse enstruman teknikleri ve tavırlarıyla kendilerine özgü olabilmeleridir. Ominous Grief “türkiye’nin hedesi” dedirtmeden kendi müziğini ortaya koyabilecek kapasitede bir grup. Bu bağlamda gösterecekleri gelişmeleri merakla bekliyorum.
Doğrudan link ve oradan çalıştıramayanlar için PODCAST ana sayfa linkini vereceğim. Ana POD CAST linkinden bir çok grubun da arşivdeki röportajları bulunup dinlenebilir indirilebilir.
Dipnot: Bilgisayara farklı isimle kaydetmemden dolayı uzun uğraşlarım sonucu bulamadım dosyayı. Net üzerinden beceremedim sonra afedersin. Bu yüzden sevgili kardeşim Görkem Tekiner’e bu amme hizmetinden dolayı teşekkürü borç bilirim. Rica ettim hemen halletti sağolsun. Sitedeki “BONDED BY BLOOD – Feed the Beast” kritiği yazarıdır kendisi; vesileyle burayı okuyorsa buradan selam edelim. (ajan n’aber? :P)
Linklerde sorun var mı bir de siz kontrol edin. Opera kullandığımdan farkedemeyebilirim. Haber edin açılıyor mu? (bir teşekkürü çok görmeyin // +rep pls.)
@rajeesh, tamamdır Opera ile IE arasında bir sorun oluşmuştu bende o yüzden sordum. Rica ederim, bi çıkarımız yok sonuçta kendi gruplarımızı da elimizden geldiğince desteklemek görevimiz. Hele böyle kaliteli işleri. Sağol geri dönüş için o akdar boşuna uğraştım zannetmiştim bende. Bu arada oradaki diğer röportajlara da mutlaka bakın ilginizi çekecek bir şeyler çıkacaktır illaki ;)
Sadece ismini biliyordum. Dinlememekle ne kadar büyük hata ettiğimi şu anda anlıyorum. Şimdi nasıl bir konumdalar bilmiyorum ama kesinlikle çok daha iyisini hak ettiklerini düşünüyorum. Bu grup İsveç’ten Finlandiya’dan çıksa dünya çapında turlardı ve sayıca iyi bir kitle karşısında çıkardı bu baya kesin.
trt’de 3 sene önce mi ne dinlemiştim ilk ‘our lady of darkness’ şarkılarını, baya merak etmiştim böyle. hatta telefonumdaki radyodan dinliyordum istanbulda okumaya geleli 2-3 ay olduğundan ve dolayısıyla bilgisayarımın olmayışından. zar zor isimlerini not ettiğimi falan hatırlıyorum :D amon amarth konserinde çıkıcaklarını bilmiyordum ayrıca, çıktıkları an baya bi şaşırmıştım. umarım hala müzik yapmayı seviyorlardır da kendileri için devam ederler. ne olursa olsun müzik yapmak güzel bişey sonuçta, insana kaybettirdiği bişey yok yani. umuyorum er yada geç bi albüm daha çıkarırlar kısacası.
Amon Amarth konserinde “Sadece mavi ışık isteyen adam” olarak kazınmıştı zihinlerimize grubun vokalisti. O günden beri seviyorum bu grubu. Müzikle hiç alakası yok yani eheh. Bir de bu grupta yer yer Kalmah’ın o çamur-bataklık havasını alıyorum, pek hoşuma gidiyor.
Beni en çok şaşırtan şey düz bir melodik black metal albümünden fazlasını bulmak oldu, harbi üzerinde düşünülmüş şarkılar. Keşke fazla bekletmeden yeni albümü çıkarsaydılar, 4 sene oldu ama daha da uzamasa bari aradaki süre.
Loading ...
Ben bu grubu ciddi anlamda beğeniyorum. Vokallerine pek ısınamasam da, müzikleri çok iyiye yakın iyilikte bence. Hatta yaptıkları tarz pek az dinlediğim bir tarz da olsa, ülkemizden çıkmış, en beğendiğim albüm budur sanıyorum. 8 veriyorum ama vokaller daha iyi olsa daha yüksek verirdim.
15.07.2011
dostum brutal vokal sevmiyorum desen daha doğru olur bence… ben çok severim ve dinlediğim en ii brutal vokal bu grupta… adam resmen kendini aşmış sen daha ii olsa diosun..!
Bu albüm gerçekten çok başarılı.Amon Amarth konserinde de gayet iyi bir performans ortaya koydular. Tebrik ediyurum kendilerini:)
Bu grubun kritiğini şiddetle bekliyordum. Bir çok yabancı gruptan daha özgün, daha kaliteli, işlenmiş ve tamamen profesyonel ellerden çıkmış, ismini hafızama “Türkiye’den beklenmeyecek kadar özel, değeri anlaşılamamış ve hakettiği ilgi ve desteği göremeyip yine piyasaya küsmüş bir grup.” olarak kazımıştır. Yakından takip ettiğim, konseri var mıdır, nerededir, hangi röportajı vermişler, vs.. gibi ayrıntılarını elimden geldiğince okuduğum dinlediğim bir grup. En önemli özelliklerini ise özgün olmalarından yana buluyorum. Soundundaki analog duyum da oldukça hoşuma gider bu albümün. Yabancı ülkelere açılma heyecanıyla ve içtenliğiyle tamamen profesyonel şekilde hazırlanmış, sunulmuş ve yine değerinin buralarda bilinmediği, yurt dışından çıksa çoğu özelliğini öve öve bitiremeyeceğimiz gruplardandır. İsmini bir kişinin daha duyması, albümü dinlemesi bile kazançtır. Keşke konser verseler de izlesek. Tamamen konsept bir çalışma bu albüm, lyriclerde anlatılanlar, grubun imajı, sahne şovları katıldıkları her konserde ses getirmişti. Biraz misyoner gibi hissettim ama Türkiye’den beklenmeyecek kadar iyi bir iş çıkardıklarını düşündüğümden özel bir ilgim sevgim var bu gruba. Hiç bir beklentim olmadan o ilk dinlediğim andaki geçirdiğim şok tamamen benim ülkeden çıkan gruplardan umudumu kestiğim bir döneme denk gelmişti. Belki de ondan bilemiyorum. Ellerine sağlık.
26.01.2011
@Deon, Sitesine girilip yaptıkları işi ne denli özenle yaptıklarının da görülmesini diğer gruplara bir örnek teşkil etmesi açısından da şiddetle tavsiye ediyorum. Bir de bu adamların Türkiye metal piyasası ve yurt dışı maceraları hayalleri ve izledikleri yol ile bir çok gruba yol gösterebilecek bir röportajları vardı bulabilirsem koyarım ya da özel istek dahilinde bilgisayarımda kayıtlı olması lazım radyo programının. Upload edebilirim.
1999′daki Reborn into the Light EP’siyle tanımıştım grubu. Bir sürü yerli grubun olduğu bi toplama albüm ya da o tarz karışık bir şeyde bir şarkılarını dinlemiştim. Hangisiydi hatırlayamıyorum ama diğer tüm gruplardan farklı oldukları anlaşılıyordu. Özellikle klavyelerde çok leziz Emperor havaları hissetmiştim. Sonra baya bi ses çıkmadı, ilk kez Amon Amarth konserinde izledim ve beğendim.
Ardından albümü aldım ve baya dinledim. ne yaptığını bilen insanlarca yapıldığı çok belli bir müzikleri var.
ayrıca imaj konusundaki gayretlerini ve konunun öneminin farkında olmalarını da destekliyorum.
27.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, Altay Öktem’in kitabında görmüştüm ben de sanırım. Yerli gruplardan da kısa kısa bahsediyordu. Aynen 99 ya da 2000′de o ep’yle dinledim ilk. Hatta 2002 ya da 2003′te eskişehir’de bir festivalde de canlı izledim. ama asıl ilginci onları dinledikten sonra yaklaşık 4-5 sene irc semalarında ominous grief nickini kullandım ben.
amon amarth konserinden önce nasıl grupmuş bakalım diyip dinlemeye başlamıştım, baya hoşuma gitmişti. konser alanında kimsenin elemanları sallamayışı da kötüydü, adamlar dişlerine kadar beyaza boyanıp çıkmışlardı sahneye
Ustalıkla kotarılmış besteler ve bütünlüklü bir imaja sahip bir grup. Türkiye standartlarının kesinlikle üstünde. Gruplarla ilgili naçizane beklentim x ülkesinden çıkma y tarzına benzetilmeden, gerek beste kompozisyonlarıyla gerekse enstruman teknikleri ve tavırlarıyla kendilerine özgü olabilmeleridir. Ominous Grief “türkiye’nin hedesi” dedirtmeden kendi müziğini ortaya koyabilecek kapasitede bir grup. Bu bağlamda gösterecekleri gelişmeleri merakla bekliyorum.
RADYO ODTU SAHNE ARKASI PROGRAMI: OMNIOUS GRIEF
Doğrudan link ve oradan çalıştıramayanlar için PODCAST ana sayfa linkini vereceğim. Ana POD CAST linkinden bir çok grubun da arşivdeki röportajları bulunup dinlenebilir indirilebilir.
Dipnot: Bilgisayara farklı isimle kaydetmemden dolayı uzun uğraşlarım sonucu bulamadım dosyayı. Net üzerinden beceremedim sonra afedersin. Bu yüzden sevgili kardeşim Görkem Tekiner’e bu amme hizmetinden dolayı teşekkürü borç bilirim. Rica ettim hemen halletti sağolsun. Sitedeki “BONDED BY BLOOD – Feed the Beast” kritiği yazarıdır kendisi; vesileyle burayı okuyorsa buradan selam edelim. (ajan n’aber? :P)
Direct İndirme Link: http://www.radyoodtu.com.tr/podcasts/mediaredirect.asp?ch=0&itid=1580&dummy.mp3?
Sahne Arkası Browse: http://www.radyoodtu.com.tr/podcasts/index.asp?chid=13
Linklerde sorun var mı bir de siz kontrol edin. Opera kullandığımdan farkedemeyebilirim. Haber edin açılıyor mu? (bir teşekkürü çok görmeyin // +rep pls.)
28.01.2011
@Deon, çalışıyor linkler, dinledim bizzat. güzel sohbet olmuş. grupta şahaneymiş
29.01.2011
@rajeesh, tamamdır Opera ile IE arasında bir sorun oluşmuştu bende o yüzden sordum. Rica ederim, bi çıkarımız yok sonuçta kendi gruplarımızı da elimizden geldiğince desteklemek görevimiz. Hele böyle kaliteli işleri. Sağol geri dönüş için o akdar boşuna uğraştım zannetmiştim bende. Bu arada oradaki diğer röportajlara da mutlaka bakın ilginizi çekecek bir şeyler çıkacaktır illaki ;)
15.07.2011
@Deon, dostum nekadar teşekür etsem azdır.. yeni albümlerini dinliyormuşum gibi sevindim sayende… bu grup hakkında bilgi edinebilmek bir mucize…
Sadece ismini biliyordum. Dinlememekle ne kadar büyük hata ettiğimi şu anda anlıyorum. Şimdi nasıl bir konumdalar bilmiyorum ama kesinlikle çok daha iyisini hak ettiklerini düşünüyorum. Bu grup İsveç’ten Finlandiya’dan çıksa dünya çapında turlardı ve sayıca iyi bir kitle karşısında çıkardı bu baya kesin.
trt’de 3 sene önce mi ne dinlemiştim ilk ‘our lady of darkness’ şarkılarını, baya merak etmiştim böyle. hatta telefonumdaki radyodan dinliyordum istanbulda okumaya geleli 2-3 ay olduğundan ve dolayısıyla bilgisayarımın olmayışından. zar zor isimlerini not ettiğimi falan hatırlıyorum :D amon amarth konserinde çıkıcaklarını bilmiyordum ayrıca, çıktıkları an baya bi şaşırmıştım. umarım hala müzik yapmayı seviyorlardır da kendileri için devam ederler. ne olursa olsun müzik yapmak güzel bişey sonuçta, insana kaybettirdiği bişey yok yani. umuyorum er yada geç bi albüm daha çıkarırlar kısacası.
Uzun zamandır ilk dinleyişte bu kadar etkilenmedim, hemen albümü edineyim :)
Amon Amarth konserinde “Sadece mavi ışık isteyen adam” olarak kazınmıştı zihinlerimize grubun vokalisti. O günden beri seviyorum bu grubu. Müzikle hiç alakası yok yani eheh. Bir de bu grupta yer yer Kalmah’ın o çamur-bataklık havasını alıyorum, pek hoşuma gidiyor.
Beni en çok şaşırtan şey düz bir melodik black metal albümünden fazlasını bulmak oldu, harbi üzerinde düşünülmüş şarkılar. Keşke fazla bekletmeden yeni albümü çıkarsaydılar, 4 sene oldu ama daha da uzamasa bari aradaki süre.
Yıllar sonra aklıma geldi, dinliyorum. Keşke devam etselerdi, daha nice albümlerini dinleyebilseydik.
Yıllardır dinlemiyordum, nasıl özlemişim. İki gündür döndür döndür dinliyorum. Keşke bu şekilde devam edebilselerdi.
22.03.2021
@Ouz, Üstteki yorumu okumadan yorum yazdım ve neredeyse aynı şeyi yazmışım. Hakikaten şaşılacak şey.