# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ILLUSION SUITE – Final Hour
| 03.01.2011

Fantastik kuntastik grup ismi.

Özgür DURAKOĞULLARI

Ben bu albüme tapıyorum, ama grup bu “tarz”da albümler yaptığı sürece sanırım hiç büyüyemeyecek. Amma sert bir giriş oldu ha. Neyse, evet albümü dinlerken, baştan sona “kusursuz” kelimesi beynimde yankılanıyor, bu en baştan beri böyleydi, onu farkettim. Yani “nasıl bir debut yapmışlar bre arkadaş” demekten kendimi alamıyorum açıkçası “Final Hour” için. Özellikle heavy metal aşığı olup, nispeten ilerlemiş yaşına rağmen içindeki yenilikçi ruhu kaybetmemiş olan, ve bu tarzın bir nevi evrilmesiyle ortaya çıkmış olan progresif power metali de “biraz modifiyeli, janjanlı modern heavy metal” olarak anmaktan ve benimsemekten çekinmeyen kişiler eminim bu albümü çok beğeneceklerdir. (Bu kategori dışındakiler de The Devil In Your Heart parçasını mutlaka dinlesin isterim. Albümün, türü sevmeyenleri bile etkileyebilecek yegâne akılda kalıcı şarkısı.) O kadar olgun bir albüm ki “Final Hour”, bu kadar olur yani. (bir ilk albüme göre). Ne soundunda bir kusur bulabiliyorum, ne bestelerinde, ne enstrümantasyonda, ne de vokallerde. Ha kapak da muhteşem bu arada, unutmadan…

Sanıyorum bu grup, daha çok gelecek vaat etmesine rağmen, bir Pagan’s Mind kadar bile tanınamayacak. Ya da Haken’in bu seneki albümündeki gibi bombastik atraksiyonlara girişmeleri gerekiyor da olabilir, ilerisi için. Yani bol bol virtüözite, keskin parça içi geçişler, modülasyonlar falan yapmalılar demek ki, çünkü progresif müzik için en önemli sitelerden biri olan progarchives’de sadece 4 kişi tarafından oylanmış eser, ve 5 üzerinden 3 ortalaması var albümün; ayrıca ottan boktan albümlerin bile çoğunun bir veya birkaç kritiği mevcutken, tek bir kritiği bile yapılmamış bu yetim çocugun. Konu şu ki, son 5-6 yıldır progresif metalde o kadar çok grup çıktı ki, geçen seneki bu albümüyle bir Pagan’s Mind’ın yarısı kadar dahi tanınamayacak Illusion Suite, ne yazık ki. O dönemde (Pagan’s Mind’ın ünlendiği dönem) prog-metalde çok daha az grup vardı malumumuz, ve çok rezalet bir grup olmadığınız sürece az çok, bir biçimde tanınıyordunuz.

Aslında bu durum başka bir boyuttan da değerlendirilebilir, grup elemanları mutlaka hayal kırıklığına uğramışlardır bu albümün aldığı –daha doğrusu pek de alamadığı- tepkilerden ötürü. (Adamlar müzikten anlayan yetkililer tarafından progpower 2010 festivaline bile davet edildiler, ama nafile!) Bu onların şevkini mi kıracak, yoksa bir kırbaç edasıyla onları ilham ve hırs bakımlarından kamçılayacak mı, bu merak edilesi bir durum benim açımdan. 2011’de yeni bir albüm çıkartacaklarını, ve ilk albümü “like” edenlerin, yeni gelecek albümü “love” edeceklerini facebook vasıtasıyla duyurmuştu grup. Ama umarım bu hoşlananlar ya da sevenler, sadece ilk albümü “like” edenlerden oluşmaz. Yoksa vah ki ne vah… (biliyorum ki az biraz bu müziklerin içinde olan okurlar ve yazarlar bu tarz gazlama sözlerine artık bağışıklık kazanmışlardır. Gerçi burada en azından “her zamankinden daha sert olacağız” klişesi yok.)

Albüm, demiş olduğum gibi, bence kusursuz bir albüm. Yani bu kelimeyi tam olarak gerçek manasında kullanıyorum, “abartı iyi, muhteşem” anlamında değil de; hani genel olarak besteler, zekice ve profesyonelce kaydedilmiş geri vokaller, gerektiğinde öne de çıkan, ama albümde bombastik sololar dışında adeta “her şeyi ve çok uygun yerlerde yapan” (derinden akor basmalar, lezzetli piyano pasajları, güçlü stringler, çok derinden efektli synth’ler gibi gibi…) klavyeler, şaşırtmayan ama kusursuz tonlanmış davullar, power-prog müzik için ideal bir bas gitar kaydı ve icrası, “gay power vokali”, “klişe prog vokali” gibi yargıları olan alerjik bünyelerin bile kolayca sevebilecekleri, kirli sesli ama sağlam oktavlı bir vokalist, vurguladığım gibi çok bombastik işler yapmayan ama çok oturaklı ve sağlam bir gitarist, ve “şarkının şurası olmamış”, “şu geçiş oturmamış” gibi kusurların bulunmasının zor olduğu beste yapıları, az ama öz –ve kesinlikle çok etkin- bir kadın vokal… Neyse saysam bitiremeyeceğim, burada durayım.

Amma salladım ha, saydım zaten aklıma gelen herşeyi, bitti lan işte. Neyse, öhöm. Albüm kesinlikle çok şaşırtan, çok farklı şeylerin sunulduğu bir yapıda değil. Dream Theater, Pagan’s Mind ve Circus Maximus etkilenimleri kulağa ilk çarpan şeyler. Ama asla özgünlük katsayıları düşük değil. Bence işlerini çok iyi biliyorlar, ama tahminim beni yanıltmazsa ikinci albümde ya teknik olarak, ya beste yapıları babında, veyahut ikisinde birden büyük değişime (ya da umarım gelişime) gidecekler. (gelişime gitmek, gelişine vurmak gibi bişey, bilmiyorsanız) Bu değişim, eğer Pagan’s Mind’ınki gibi saçma sapan işler yapmaları boyutuna gelirse cidden çok üzüleceğim. Zira ABD’li gruplar dışında, bir albümde müziklerinde ciddi devrim yapan gruplardan genellikle soğuyorum. Evrim iyidir, evrim güzeldir. “Devrim gomünist şeysi deel mi zaten muğagoyim?” (Evrim de “ataist” şeysi ama cahil bilmiyor, ses etmeyin.)

Albümden parça parça bahsetmek istemiyorum, ama bir tavsiye isterseniz klavyelere özel dikkat edin. Cidden öne çıkması gerektiğinde çıkmış, diğer zamanlarda da mükemmel bir görev adamlığı yapmış. Çok etkilendim diyebilirim. Bir de ilk paragrafta dediğim gibi, The Devil In Your Heart parçasını hemen hemen herkesin seveceğini tahmin ediyorum.

Son olarak albüme “kusursuz” dememe rağmen, neden 10 değil de 9 verdiğimi açıklayayım. 100’lük kağıt versen de, noktadan, virgülden puan kırıp bir biçimde 90 veren hocalar gibi, ben de albümde iki tane kusur buldum. (Hani kusursuzdu!?) Birincisi, 2-3 yerde, ride zilinin göbeğine yapılan vuruşlar öyle parlak ve güçlü tınlamış ki, in-ear tipi bir kulaklıkla dinliyorsanız özellikle, rahatsızlık verebiliyor bu durum; ve bir mastering hatası sanıyorum hadise. Ya da bu tarz kulaklıklar hesap edilmemiş de olabilir miks-mastering evrelerinde. Yani kafaüstü bir kulaklıkla, veya hoparlörlerle dinlesem 0.5 puanı buradan kırmayacaktım. [Diyorum ya, bu grup şanssız, bu albüm yetim-öksüz. (ben de piçim)]. İkinci kusur ise, albümün ikinci parçası Scarlet Skies’ın giriş melodisi aşırı klişe olmuş. Hoş, grup zaten geleneksel ve modern progresif metal ekseninden hemen hemen hiç kaymıyor, ama o melodi fazla klişe yav. Gerçi böyle melodileri en yaratıcı, en cesur, en yenilikçi gruplar bile arada kullanıyorlar, ama ben yine de 0.5 puan da buradan kırıyorum. (Çünkü dediğim gibi, ben bir piçim). Neyse “No More Mr. Nasty Guy” yani artık “a nice guy” olayım (Dave Mustaine, ıyyy) da “O kadar kusur kadı kızında da bulunur” diyerek yazıyı bitireyim. Yalnız yazının başlığı havada kaldı, yani prog metal’de şöyle bir grup isimleri silsilesi var fark ettiniz mi? Shadow Gallery, Dream Theater, Scar Symmetry, Illusion Suite, Thought Chamber, Dream Theater, Symphony X vs. Ne kadar fantastik ve kuntastik isimler değil mi? (Bu vs. i de bazen çok ikiyüzlüce kullanıyorum ha, sanki aklıma başka isim gelmiş de “daha da sayardım da yeter” diyormuşum gibi, amma piçim lan ben.)

Unutmadan, 31.12.2010 saat gece 23:59’da kafamı doğuya doğru uzatıp yatayım da, yeni yıla önce kafam girsin. (Tamam lan facebook’tan gördük, bi hava atalım dedik herkes anladı.)

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (6.50/10, Toplam oy: 14)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2009
Şirket
Limb Music
Kadro
Bill Makatowicz: Vokal
Øyvind "Lionheart" Larsen: Gitar
Dag Erik "Deck" Johnsen: Bas
Roger Bjørge: Davul
Şarkılar
1. The W.I.R.E
2. Scarlet Skies
3. The Devil in Your Heart
4. Once We Were Here
5. A Moment to Remember
6. The Passage
7. Pandora's Box
8. The Adventures of Arcan
9. A Ghost from the Past
  Yorum alanı

“ILLUSION SUITE – Final Hour” yazısına 4 yorum var

  1. Kıvanç says:

    Grubu hiç dinlemedim ama kapak ilginç geldi.

  2. DT sevmem pek ama az da olsa Pagan’s Mind etkileşimi varsa dinlenir.

    Aeonian_Lich

    @agorapocalypse, Pagan’s Mind’ın ilk dönemine belli bir tarzsal yakınlık söz konusu. Ama dediğin gibi, fazla değil.

  3. hiç says:

    prog. olsun çamurdan olsun..

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.