ROBIN ZIELHORST
Cynic’in evriminde “Re-Traced” gerçekten bir diğer yeni adım. Alacağı muhtemel tepkiler de hesaba katılırsa cüretkâr da. Dar görüşlülüğün metal dünyasında, üzücü olarak, bir salgın olduğu sır değil. Bu konuyla ilgili fikirleriniz nedir? Bu hiç tereddüte düşmene neden oldu mu?
Bence dar görüşlülük, daha çok, eskiden bir sorundu. Progresif metal sahnesinin math, technical gibi bütün o alt türleriyle ne kadar genişlediğine bakılırsa, bence metal dünyası dikkate değer bir ilerleme kaydetti. Between The Buried And Me, Devin Townsend Project ve Scale The Summit ile daha yeni turladık ve hemen hemen her gece yaklaşık olarak 1,000 kişilik konser alanlarında yok sattık.
Ayrıca, Cynic hayranları bence ne yaptığımızı biliyor, kişisel ve müzikal hayatlarımızdaki bütün esinlenmelerle sevdiğimiz müziği yapıyoruz. Bu da yalnız progresif metal olmaktan fazlasıyla sonuçlanıyor. Yani bu yönümüzü göstermek adına bu EP’yi yapmak bizim için iyiydi.
“Re-Traced” elektronik, ambient, trip-hop, shoegaze ve belki biraz da post rock türlerinin eşsiz bir bileşiminden oluşuyor. Metal dışı içerik bağlamında ilhamlarınız kimler? Bir de bu saydığım türlerde çalan müzisyenlerle birlikte çalışmayı planlıyor musunuz? Mesela, Integral Birth’ün Beth Gibbons yorumunu duymak hoşuma giderdi.
Bizim cazdan fusion’a, klasik müzikten grindcore’a kadar dinlediğimiz pek çok müzik türü var. Cynic’in bugünkü ve bundan sonraki dönüşümünü meydana getiren şeyin, bizim müzik zevklerimizin çeşitliliği olduğunu düşünüyorum. Şu aşamada bu türlerde çalan diğer müzisyenlerle çalışma planları yok, ama bu her an değişebilir, haha! Gelecekte daha farklı şeyler yapmak isterim, ama şu anki odak noktası Cynic’tir.
Æon Spoke grubuyla ilgili herhangi bir bilgin var mı? Yakın zaman içinde yeni bir albüm bekleyelim mi?
Bu Paul’ün cevaplaması gereken bir soru.
Belki biraz yoruma açık bir soru olacak, ama olsun. Sinizm, hakiki mutluluğa ermek için toplumsal göreneklerin, insani erdemin, fedakarlığın her biçimini reddeder. Ama bildiğimiz kadarıyla, yaşlılara ve ölümcül hastalıklı insanlara yaptığı gönüllü yardımlarla Paul biraz ünlü biri oldu. Hatta ses yetmezliği olan hastalar için bir alet icat etti. Yanlış anlama ama ‘sinik’ sözcüğü için biraz ironik bir durum bu (ya da Wikipedia yine bize yalan söylüyor olabilir, bilmiyorum). Kendinize gerçek hayatta sinist der misiniz, yoksa bu ideoloji bütünün yalnız kozmopolit yönüyle mi uyumlusunuz?
Cyniconline.com’dan:
“Kökenlerinde sinikler esasen insanlardan, onların kimliklerine yönelik algılarını belirlemelerinde dış dünyanın etkisinin izin vermesini önleyerek yalıtmalarını talep eden, hakikati arayan kişilerdir. Bir devlete bağlı olmayan ya da evrenin bir vatandaşı olan kimse anlamlarına gelen ‘kozmopolit’ terimini türetenler siniklerdir.’’
Sinik ekolünün iyi bilinen bir yandaşı olan Diojen, mutluluk için zahiri dünyaya yönelik bir bağlanma yerine içe doğru bakarak hayattaki mücadelelerden ve endişelerden kurtuluşu ya da dünyevi sahiplenmelerin peşini kovalamayı savunmuştur. Faziletin özünün öz denetim ya da aklı disipline etmek olduğunu iddia etmiştir. Diojen sık sık gün ışığında elinde bir lambayla dolaşmıştır ve neden böyle yaptığı sorulunca, ‘’Adam arıyorum adam,’’ demiştir.
Sinik olan kimsenin kanısı her şeyi sorgulamak, asıl hakikate ulaşmaktır. Bu anlam, modern toplumdaki anlanımdan daha az kötümserdir.
Konserler sırasında Eckhart Tolle sahne oyunlarını okuyorsunuz. Dinleyicileri müzikal olarak tatmin edip aynı anda düşünmeye zorluyorsunuz. Bu kimin fikriydi?
Paul’ün fikriydi.
İleride müziğinize daha fazla etnik öğeler eklemeyi planlıyor musun? Paul Hinduizm ve diğer tinsel şeylerle epey iç içe olduğuna göre, sence ileride ‘’om shrim maha lakshmiyei swaha’’ gibi mantraları daha sık duyacak mıyız?
Bunu yalnız gelecekte olanlar söyleyecektir. Yeni çalışmamız düşündüğümüz bir şeyler var. Şu anda embriyo öncesi döneminde. Yani bu aşamada her şey mümkündür.
Şunu çok merak ediyorum. Paul size hiç felsefi okumalar yapıyor mu? Bu okumalar sırasında göğe baktığınız ve herhangi bir şey görmeyi beklediğiniz oluyor mu?
Pek çok şey hakkında konuşuruz. Yaşama nasıl baktığımız ve onun üzerine ne düşündüğümüz bunlardan biri. Bunlar okuma gibi değil, karşılıklı muhabbet şeklinde oluyor. Sonuçta biz grup üyesi ve arkadaşız.
“Traced in Air” albümünde bas gitar gerçekten kendini belli ediyor. Bu senin seçimin mi yoksa Paul mü Cynic albümlerinde bası duymayı seviyor?
“Traced in Air” albümünü Sean Malone kaydetti, yani bizim o albümde hiçbir tercihimiz olmadı.
Ne zaman bir Cynic DVD’si elimize geçer? Buna dair bir havadis var mı?
Hayır, şu aşamada yok. Ama bu ileride yapması iyi bir şey olur kesinlikle.
Wheels within Wheels şarkısının bir diğer Cynic şarkısıyla bağıntısı var mı? Eğer varsa, şarkı sözlerinin arkasındaki düşünce nedir?
Bu soru Paul için.
Exivious ile ilgili gelişmeler bizi üzdü. Tamamen bitti mi yoksa bir gün yine, belki ana projelerinizle bu kadar meşgul değilken, bir araya gelmeyi düşünür müsünüz?
Şu aşamada Exivious’a hak ettiği ve ihtiyaç duyduğu ilgi ve sevgiyi vermek için Tymon ve ben Cynic ile (Stef ve Michel de kendi projeleriyle) fazlasıyla meşgulüz. Yani açlıktan öldürmek yerine uykuya yatırmayı tercih ettik. Benim için de çok üzücü, benim için çok değerli bir grup ve projeydi, gerçekten. Tabii her zaman olduğu gibi, hiç kuşkusuz, ileride neler olacağını bilmek mümkün değil, dolayısıyla yan projeler için ne fırsatlar gelişeceğini kim bilir… Yine de şu an, tek odaklandığımız şey Cynic.
İstanbul’a konsere geldiğinizde King of Those Who Know parçasının sonunda bir şeyler kaydettiniz. Konser sırasında ayrıca bir şeyler kaydeden başka biri de vardı. DVD’de İstanbul görüntüleri görebilme şansımız var mı?
O çekilenleri ben daha görmedim aslında!
Bu Paul ve Sean Reinert için ama cevabını sen biliyorsan güzel olur. Cynic’in eski death metal günlerine şimdi nasıl bakıyorlar? Paul death metalden tamamen yalıtılmış durumda ama onun Chuck Schuldiner ile birlikte Death’te çaldığı zamanlar hakkındaki perspektifini sen nasıl görüyorsun?
Dediğin gibi, bu soru Paul için.
Birkaç kişisel soru geliyor.
Cynic ile yaptığın ilk prova nasıl geçmişti? Seni provaya nasıl davet ettiler ve uzun zamandır hayranları olduğun tahmin edilirse, ilk kez Cynic ile birlikte çalmak nasıl bir duyguydu?
Benim provam ‘’I’m But A Wave To’’ parçasının bir ev kaydı ve ‘’Integral Birth’’ parçasının kendi yorumumdu. Yani bu yönden kolaydı, bölümleri pratik etmek ve üzerinde düzenleme yapmaksızın, elimden gelen en iyi şekilde kaydetmek için bilumum zamanım vardı. Cynic ile birlikte çalmak bir rüyanın gerçek oluşuydu! Cidden müthiş bir deneyimdi ve hâlâ öyle. Paul ve Sean ile birlikte kendini kaptırmak gerçekten hoştu. Tymon o sırada zaten birkaç yıldır tanıdığım biriydi, yani hiçbir sorun yoktu, ama herkesle çalmanın ne kadar kolay olduğunu görmek beni şaşırtmıştı. Gerçekten sarmıştı.
“Focus” albümünden en çok hangi şarkıları seviyorsun?
Bir favorim yok aslında, ama ‘I’m But a Wave To’ parçasıyla prova edildiğim için bu şarkının benim için hep ayrı bir yeri oldu. Ama o albümü çok kez, pek çok kez dinledim, albüm bütünüyle bir yolcuktu benim için.
Cynic geçmişinde Tony Choy ve Sean Malone gibi harika basçılar barındırdı. Acaba onların yerini doldurabilir miyim diye düşündüğün oldu mu hiç?
Elbette! Malone’un pasajlarının benim çalma stilime ne kadar yakın olduğunu görmek merak uyandırıcıydı. Gerçi, bu bağlamdan bakılınca pasajları benimsemek oldukça doğal göründü. Müziği bir uçtan bir uca biliyor olmanın da hiç kuşkusuz çok yardımı oldu. Bundan sonrası her şeyi oluruna bırakıp ne olacağını görmek. Onların yerini doldurmaktan ziyade o yerde nasıl durduğun meselesi sanırım, haha!
Mistizme herhangi bir şekilde ilgin var mı, eğer varsa son albümde şarkı sözlerine katkıda bulundun mu?
Mistizme ilgim var tabii ama şarkı sözleri tamamen Paul’ün işi. Bununla birlikte son albümün kaydını ben yapmadım.
Eğitim almış bir bas gitarist misin yoksa kendi kendine mi öğrendin? Bir müzisyenin kariyeri için hangi daha avantajlı sence? Çünkü bilirsin eşsiz yönelimi olan müzisyenlerin çoğu kendi kendine öğrenmiştir.
Eğer eşsiz bir yönelimim olduğunu söylüyorsan, teşekkür ederim! Kendi kendime öğrenerek başladım. Bas çalmayı öğrenmeye başlamadan önce yedi yıl piyano çaldım, dolayısıyla teori, anahtarlar, okuma meseleleriyle ilgili bilgim vardı. Kulaklarım da en azından biraz eğitimliydi. Birkaç sene sonra konservatuara gittim. Yani her ikisi.
Şu müzisyenler hakkında ne düşünüyorsun: John Alderete, Trevor Dunn, Stewart Copeland, Buckethead, John 5.
Hepsinin muhteşem müzisyenler olduğunu düşünüyorum!
Peki şu gruplar hakkında ne düşünüyorsun: The Dillinger Escape Plan, Ozric Tentacles, Phish.
Dillinger grubunu birkaç sene boyunca baya dinlemiştim, harika bir grup! Eski gruplarımdan biri olan Emerald, Ozric Tentacles ile sık sık karşılaştırılmıştır işin tuhafı. Phish grubunu hiç duymadım, ona da bakacağım!
Son on yıl içinde çıkan favori metal albümlerinden bazılarını söyleyebilir misin?
Öhm, tüm favori albümlerimden bazılarını söyleyeyim sadece:
- Death – Individual Though Patters
- Meshuggah – Destroy Erase Improve
- Katatonia – The Great Cold Distance & Night Is The New Day
- Pain Of Salvation – Remedy Lane
- Fredrik Thordendal’s Special Defects
- Mastodon – Crack The Skye
- Metallica – Master Of Puppets
- Monstrosity – Millenium
- Swallow The Sun – Hope
- Pantera – Herhangi bir albümü
- Opeth – Still Life
Böyle devam ettikçe ederim, çok fazla albüm var!
Son on yılda sevdiğin metal dışı albümlerden bazılarını söyleyebilir misin?
Yine başlayalım bakalım:
- Pat Metheny – Road To You
- Squarepusher – Hard Normal Daddy
- Radiohead – OK Computer
- Mogwai – Come On Die Young
- Miles Davis – Kind Of Blue
- Jaco Pastorius
- Herman Van Veen – Je Zoenen Zijn Zoeter
- Elsiane – Hybrid
- Mats & Morgan Band – Thanks For Flying With Us
- Anathema – A Natural Disaster / Hindsight
Ve daha pek çoğu…
Eğer sana iyi bir ödeme yapacak olsalardı ve istediğin gibi çalmana izin vereceklerine söz verselerdi bir popstar ile birlikte çalar mıydın?
Tabii! Eğer müzik iyiyse, hoşuma gidiyorsa ve vaktim varsa tabii ki! Eğer seviyesi tutarlıysa her tür müziği çalarak pek çok şey öğrenebileceğini düşünüyorum. Kendimi mbir metal grubu bas gitaristi olarak sınırlamak istemem. Ama grubumdan da ayrılmam tabii ki.
Son birkaç senenin aşırı prodüksiyonları hakkında ne düşünüyorsun? Özel olarak “Death Magnetic” üzerine düşüncen nedir?
Galiba albümleri bunun oldukça farkında olan diğer insanlara kıyasla biraz daha farklı dinliyorum. Son zamanlarda Tymon’la bunun hakkında konuştuk. O bir albümün hem müziğini, hem de prodüksiyonunu dinliyor. Ben genellikle albümleri olduğu gibi kabullenirim. Prodüksiyon üzerine endişelenmem için gerçekten berbat olması gerekir.
Bunu söylemişken, aşırı prodüksiyon olayından da hoşlanmıyorum. Bence HER ŞEYİ mikroskop altına koyduğunuzda yaratıcı süreçte kaybolan bir şey olur. Çok steril, makinamsı olur. İncelikli bir iştir bu gerçi, doğru hissi karşılayan doğru miksi ve iyi bir prodüksiyonu yapmak. Bir zevk meselesidir.
Üzerlerinden 15 yıl geçtikten sonra yayınlanan iki ayrı albüm, “Traced in Air” ve “Chinese Democracy”. Aralarındaki farksa birinin arkasında 15 milyon dolarlık bir bütçe, sezonluk 18 müzisyen ve 6 ProTools mühendisi olması… Buna göre, Cynic gibi iddialı grupların ve sizin gibi müzisyenlerin hak ettiklerini bulamadıklarını düşündüğünüz oluyor mu, kalbinize koyduğunuz onca zorluğun ardından?
Ben hak ettiğimizi ve ihtiyacımız olanı bulduğumuzu düşünüyorum. Cynic’in attığı her bir adımın parçası olmaktan müteşekkerim. Minnettar olmak için çok şey var bence.
Bu kadardı Robin, cevapların için teşekkürler.
Bu güzel röportaj için ben teşekkür ederim.
TYMON KRUIDENIER
Paul ile nasıl tanıştınız? Onunla çalmak nasıl bir duygu? Birbirinizin gitardaki perspektiflerini geliştiriyor musunuz, o senden ya da sen ondan bir şeyler öğreniyor mu?
Aslen yıllar önce internette tanıştık biz. Paul ve Sean reunion turlarından sonra kesin bir kadro yenilemeye kararını verene kadar tanışmıyorduk. Paul bana ortak bir arkadaşımız aracılığıyla ulaştı. Bir gün e-mailimi kontrol ettiğimde Cynic ile birlikte çalıp çalmak istemediğim sorusuyla karşılaştım!
Paul ve benim gitarist ve müzisyenler olarak uyum sağlamamız ilginçtir, çünkü bir yönden benzer bir yaklaşımımız var ama bir diğer yöndense gerçekten farklı gitaristleriz. Cynic ile çaldığım süre boyunca pek çok şey öğrendim, Paul adına konuşamam tabii ama hepimizin dördümüz arasında eşsiz bir kimya olduğu üzerinde hemfikiriz diye düşünüyorum.
Ergenlik yıllarında kendi başına “Focus” albümü şarkılarını çalarken bir gün o şarkıları yaratıcılarıyla birlikte sahnede yan yana çalabileceğini düşündüğün oldu mu?
Hiç fikrim yoktu, herkes gibi Cynic’in bir daha yeniden birleşmesinin hiç şansı olmadığına ikna olmuştum. Ne kadar yanılmıştım ve her şey nasıl merak uyandırıcı şekilde gerçekleşti…
İlk provan nasıldı? Gergin miydin, hangi şarkıları çaldın?
Ben “Focus” albümündeki bütün şarkıları çözüp, kaydedip ve yollayıp internetten sınandım aslında. İlk kez Paul beni Los Angeles havaalanından alıp “Traced In Air” albümünü kaydetmek üzere gittiğimiz stüdyoya arabayla götürdüğünde tanışmıştık.
Paul, Exivious albümünden Embrace The Unknown parçasında bir solo yaptı. Bunun dışında mikslemeyle ya da prodüksiyonla ilgili başka bir şey yaptı mı ya da size şarkılarla ilgili hiç fikir verdi mi?
Albüm için yaptığı tüm şey o soloydu. Exivious açık hedefleri olan ve her üyesinden yoğun bir şekilde beslenen gerçek bir gruptu. O esnada grup dışından birinin katkısına ihtiyaç duyduğumuzu sanmıyorum.
Geçen yaz Türkiye’de Dream Theater ile birlikte çaldınız. Hayranlar hala bunun hakkında konuşuyor. Hayranlarınızın birçoğunun yüksek bilet fiyatları nedenle katılamamaları üzücüydü. Türkiye’ye olan ziyaretinizle ilgili herhangi bir şey hatırlıyor musunuz?
Bunun farkında değildim, üzücü bir durum! Ama evet konseri dün gibi hatırlıyorum. Türkiye’ye girmek, sınırda yaşanan sorunla zor oldu. Nihayet girdiğimizde de konser güç sorunları yüzünden neredeyse iptal edilmişti, Dream Theater’ın sound düzenlemeleri sırasında PA sistemi tamamen kopup durdu. Bununla beraber kendimi oldukça rahatsız hissediyordum. Ama şükür ki bütün bunlar çözüldü ve kendini adayan harika insanlara çok zevkli bir konser verdik!
“Traced in Air” albümünde “Focus”a kıyasla daha az sert vokaller var. Bu Paul’ün mü yoksa grubun mu kararıydı? Daha fazla sert vokallerin, growl’ların olmasını ister miydin?
O albümde growl kullanmanın pek bir anlamı yoktu. Müzik kendini ona yönelik belli ediyor zaten. Bu neyse ki grup olarak üzerinde hepimizin anlaştığı bir şey.
Şarkı sözleri yazıyor musun? Sonraki Cynic albümü için bir şeyler yazmak istersin belki?
Hayır, bunu yapabilmek isterdim ama şarkı sözleri başlı başına bir sanat dalı. Paul bunda çok başarılı, ben öyle olmadığımı biliyorum. Paul’ün gizil düşsü uzay lirikleriyle gelmesini tercih ederim.
Hangi gruplarla tura çıkmak daha eğlenceli? Tura çıktığınız gruplardan daha sıkı olanlarından isim verebilir misin?
Şimdiye kadar turlarda her zaman eğlenmişimdir, önce bunu belirteyim. Ama grup olarak en çok BTBAM, Devin Townsend Project ve Scale The Summit’le çıktığımız turda eğlendik diye düşünüyorum. Birlikte savrulan bir avuç dolusu harika insan olarak gerçekten samimi ve rahat bir şekilde ne eğlendik ama!
İnsanlar “Re-Traced” albümüyle ilgili olarak kararsızlar şu anda. Bazılar seviyor, bazıları da Aeon Spoke’a çok benziyor diyorlar. Sen ne düşünüyorsun? Bence Cynic’in şimdiye kadar yaptığı en cüretkar şey, ben bayılıyorum.
Evet hemen hemen tam benim beklediğim bir tepki. Bunu yayınlamadan önce oldukça tartıştık. Çünkü bu kadar farklı bir şeyi yayınlamak endişe verici. Ama öte yandan diğer pek çok grubun yaptığı gibi kendimizi tekrarlamak yerine progresif bir grup olarak hayranlarımızın kulaklarına meydan okumayı sürdürmenin görevimiz olduğunu düşündük. Ben yeni EP’i kişisel olarak seviyorum, ama yine de bu albümün yaratım sürecine epey dahil olduğumdan benim için tarafsız davranmak zor. Hayranlarımızın bizden bekleyeceği üzere hiç kuşkusuz elimizden gelenin en iyisini yaptık ve bunu yaparken gerçekten epey eğlendik! Ayrıca dürüst olmak gerekirse, şimdiye kadar gördüğüm tepkilere bakılırsa aslında hayranlarımızın çoğunun geniş bir zevki olmasına, kulaklarını ve zihinlerini yeni müzik türlerine sürekli açık tutmalarına şükrediyorum. Özellikle de metal gibi insanların kolaylıkla başka hiçbir şey sevmediği bir türde.
Mahavishnu Orchestra ve Miles Davis hakkında ne söylemek istersin?
Fusion/caz klasikleri! Mahavishnu Orchestra’yı dinlediğimde Cynic’in Focus albümüne ilham olan pek çok fikir ve hava duyarım. Güzel melodileri tam on ikiden vurduğu için Miles’a her zaman saygı duymuşumdur. Ve elbette Bitches Brew gibi albümlerle fusion akımının tamamına öncülük ettiği için.
Son zamanlarda turlamak nasıl bir şey? Facebook’ta, nasıl desem, pek iyi gözükmediğin tur fotoğrafları var.
Yani yorgun mu görünüyorduk? Tura çıkmak her zaman çok eğlencelidir. Hayatı en yüksek tempoda yaşamak (living life in tenth gear), her gün yeni insanlarla tanışmak, her gece bu adrenalin akınına sahip olmaktır, kendin yapmadıkça tarif etmesi zor bir şey. Ama aynı zamanda gerçekten yorucu olabiliyor, uykunu iyi alamıyorsun ve belki biraz fazla eğleniyorsun.
Bu sonuncu ise gelmiş geçmiş en yaratıcı röportaj sorusu: Cynic ile olan en iyi ve en berbat deneyimini anlatabilir misin?
Bu cevaplaması çok zor bir soru! En iyi olan onlarla birlikte yaptığımız ilk turdu muhtemelen. Çünkü ilk çıktığım tur olduğu ve hayranlarla kendimi kolaylıkla eşleştirebildiğim için. Bizi canlı çalarken görmenin nasıl bir şey olduğunu biliyordum çünkü kendim de geçmişte büyük bir hayrandım. Aslında her şeyi dışarıdan birinin perspektiftinden görmeyi benim için kolaylaştırdığından ötürü bu perspektiften gelmiş olduğuma şükrediyorum. Ama grupta çalmayı sürdürdükçe zorlaşıyor çünkü objektif bakış açınızı gevşetmeye başlıyorsunuz. Gerçi zaman zaman şarkı başında Veil of Maya sample’ını çaldığımızda hayranlarımızın nasıl hissediyor olmaları gerektiğini hatırlıyorum ve tüylerim mutlulukla diken diken oluyor.
En berbat şey neyse ki o kadar da kötü değil! Cynic’e girdiğimde henüz hiç fikrim olmadığından profesyonal bir müzisyen olmanın gerçekleriyle yüzyüze geldim. İşlerin ticari ve başka başka yönleriyle uğraşmak gibi kötü yanları var, ama şikayet etmiyorum. Bu pozisyonda olmak harika!
Sevdiğin kimi Hollandalı grupları söyler misin?
Muhtemelen en prestijli grubumuz olan Focus. Onun dışında Textures, şu an bildiğim gerçekten iyi tek metal grubu. Pestilence, çünkü o grubu küçükken severdim. Eminim şu an aklıma gelmeyen başkaları vardır.
Hepsi bu kadardı, tekrar teşekkürler ve her şeyde başarılar.
Bu harika röportaj için teşekkürler.
*****************************
Tymon’un CYNIC’ten ayrıldıktan sonraki röportaj talebimize cevabı:
CYNIC hayranlarının olan biteni bilmek istemelerini anlıyorum, ama bu tarz diyaloglar benim için biraz fazla “medyatik” ve bu şekilde hareket etmek bize pek uymuyor. Tek diyebileceğim arkadaşça ayrıldık ve bunun herkes için en iyi yol olduğuna inanıyoruz. Teşekkürler.
Not: Röportajı ayarladığı ve sarf ettiği çok daha fazla emek için Ege Tekmen’e (jokernthiefmother) çok teşekkür ederiz. Bu röportaj onun sayesinde sitede yer alıyor.
Sorular
Ege Tekmen (jokernthiefmother)
Ahmet Saraçoğlu
Ufuk Çetinkaya
Çeviren
Ertuna Yavuz
Robin biraz fazla ruhsuz bir adam lan
03.01.2011
@Exorsexist, evet müzik listesi de bunu yeterince belli ediyo, hahah
Mesele Cynic olunca röportajda Mahavishnu Orchestra, Miles Davis vs gırla gidiyor tabi, ne güzel ulan. Karşılıklı oturup John McLaughlin’den girip Mars Volta’dan çıkan bi muhabbet çevrilir bu adamlarla.
paul masvidal için elimden geleni yapacağım. ufaktan söz veriyorum, verdim.
03.01.2011
@ege/jokernthiefmother, çok teşekkürler; ellerine sağlık . . .
“Hayranların kulaklarına meydan okumak.”
Müthiş bir progresif müzik tanımı. Çok güzel bir röportaj. Uğraşan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
übermensch mertebesine gelmiş mütevazı adamlar.
sorular güzel gerçekten fakat bu klavyeci gerçekten biraz ruhsuz yada objektif olacak ama bence çok “kıl” bir adam :D çok kıl cevaplar vermiş ve sürekli bunu paule sor bunu paule sor :D tymon çok daha güzel cevaplar vermiş. yine de röportaj bulunmaz nimet tabi tebrikler.
paul masvidal’i merakla bekliyoruz umarım olur röportaj.
05.01.2011
@Burak Canik, fakat, klavyeci ?!
11.01.2011
@ege/jokernthiefmother, ehuehe yanlış yazmışım dalgınlıktan basçı dicektim :D
röportajı beğendim. yalnız “Peki şu gruplar hakkında ne düşünüyorsun.” sorusunun devamındaki grupların isimlerini kim seçti? rasgele mi seçildi yoksa bilerek mi…?
13.01.2011
@b, kendi dinledikleri ama başkalarına ifade edemedikleri grupları özenle seçip sormuşlardır. sonra biri laf yapınca “bak cynic bile dinliyomuş kaliteli bu olum” diyeceklerdir.
13.01.2011
@trailblazer, Sen bilmiyor olabilirsin, bilip bilmemek de bi suç değil zaten ama bahsedilen müzisyen/gruplar experimental rock hatta jazz çevreleri için önemli sanatçılar, Cynic gibi metal müzikte deneysellik deyince ilk akla gelen gruplardan birinin üyelerine (eski üyelerine) de bunlar sorulmayacak da ne sorulacak ki?
13.01.2011
@b, cevap vermeyi unutmuşuz pardon. Ufuk sordu o soruyu. muhattabınız odur. pek de özenle seçtiğini sanmıyorum açıkçası.
Ozric Tentacles ve Phish’i bilmiyorum ama The Dillinger Escape Plan’i sürekli dinlerim, gerekirse başkalarına da baya sağlam ifade ederim. Gerçi ifade etmekten kasıt itiraf etmek sanırım ama olsun.
Harika bir röportaj olmuş. Genelin aksine ben gayet açıkça ve müzikteki korkusuzluklarını cevap verirken de devam ettiren bir ruh halleri olduğunu düşünüyorum. Bunun dışarıdan anlaşılması güç olabilir belki herkes oradaki grupların çok uç noktadaki gruplar olmasını bekliyordu. Kimsenin kişiliğini de müzikal bilgi enginliğini de sevdiği gruplar ile tam olarak belli olamaz. Büyük müzisyenlerin çoğu hep basit ve geçiştirici cevaplar veriyorlar o yüzden. Müzisyen ruh hali ve dinleyici ruh hali başkadır bambaşka da olmalıdır zaten. Çok beğendim. Klasik triplerde değil gayet içten cevaplar. Umarız devamı gelir, ellerinize sağlık. Yılbaşı hediyesi gibi röportaj oldu bu :)
Exivious röportajı dense yeriymiş. Paul ve/veya Sean olmadıktan sonra tatmin edici olamaz benim için. Zira Cynic’te işlerin nasıl yürüdüğü, Cynic’in geçmişi ve geleceğiyle ilgili bilgiler falan yok.
Okuması keyifli bir röportaj oldu, ona eyvallah. Ama aradığımı bulamadım sadece.
06.01.2011
@Burak Gür, Bu konuda katılıyorum. Müzisyen hayatı ve getiri götürüleri,anılar vs. güzel sohbet olmuş. Ama asıl Cynic röportajı Paul ve Sean ile gelecektir. Doyamadık efendim.
Ayrıca bu röportajdaki en beğendiğim soru müzik eğitimi ile ilgili olandı. Ben de eğitimin belki şart olmadığını ama kendi tarzını yaratabilecek kapasitedeki bir adamın zaten eğitim alsa da almasada yaratabildiğini düşünüyorum. O kısmı işin dehayla ilgili. Bunu ilerletmek ve kendi sınırlarının en uç köşelerini görebilmek için ise eğitim şart nacizane görüşüm.
06.01.2011
@Deon, Armoni, müzik teorisi vs konularında eğitim şart ya bence
07.01.2011
@masteroforion, Ben de yıllardır böyle düşünüyorum aslında ama işte kesin bir yargı koyamıyorum Chuck gibi dehaları aklıma getirince. Bu konuda biraz da şöyle bir ayrıma varabiliriz belkide. Daha tinsel müziklerde kendi tarzını ve duygularını yansıtman gerektiğinde dehalıkla doğru orantılı gelişebilir ancak atıyorum; jazz,fusion,blues,funk gibi alanların çoğunda gerçek anlamda teorik, pratik ve armoni bilgisi gerekiyor. Eğitim kim ne derse desin insanın ufkunu inanılmaz genişleten bir şey. Yapabileceklerini kısıtlamak aksine sınırlarını açıyor. Benim kendi görüşümde şart olduğu yönünde ama işte istisnalar çıkınca orta şeker bir yorum yapmak durumunda kalıyoruz :)
paul ve sean reinert olmadan cynic röportajını ben neyleyim. :) şaka bi yana çok güzel röportaj olmuş gerçekten elinize sağlık. röportaj yapılan 2 elemanında röportajtan sonra gruptan ayrılması biraz ilginç olmuş. gerçi haziran-temmuz aylarında yapılmış ama olsun yeni sayılır gene. bir de robin röportaj genelinde soğuk cevaplar vermiş olmasına rağmen favori metal albümleri listesi 10 numaraymış sırf bu yüzden sevdim bu adamı.
Admin ve yetkililer umarım görür mesajımı. Exivious Facebook üzerinden Avrupa turu için hazırlandıklarını duyurmuş. Bi şekilde irtibata geçip Türkiye’ye gelmelerini söyleyebilirseniz enfes olur.
17.01.2011
@Uğur Ceylan, gelin demekle iş bitmiyor ki. herhangi bi şirket tarafından çağırılmaları gerekiyor. o yüzden prodüksiyon şirketlerine abansak daha mantıklı olur.
17.01.2011
@ege/jokernthiefmother, haklısın, bu bağlamda organizatörlerle de görüşülmeli dediğin gibi.
18.01.2011
@Uğur Ceylan,
Robin Zielhorst:
Hey Ege,
we’re indeed working on something, but Turkey is too far out of the way we’re planning at this point.. Hopefully later!
yazıda spamlar var
19.04.2024
@Pagan Angel, düzelttim sağ ol.