Teknik death metal kritiklerine özgü sıkıcı kelime öbekleriyle sizi otuz üç dakika süren bu eğlenceli albüme çekmenin biraz zor olacağını biliyorum. İlhamlarını bildiğimiz, sevdiğimiz, duymaya alıştığımız başucu albümlerinden alan technical death gruplarıyla yan yana koyduğumuzda sanatsal ilhamlarının karışıklığı ve zenginliğiyle kıyaslanamaz hâle gelen bu albümü henüz dinlemediyseniz özgün, grotesk ve aykırı bir şeyler dinlemeye kendinizi hazırlamalısınız. İsterseniz buna internetteki radyo sitelerinde yazdığı gibi post-sludge math metal müzik diyebilirsiniz ama bu bile müziğin cevherinde olan öğeleri kapsamakta yetersiz ve yanıltıcı bir etiket olur.
Grubun ilk stüdyo kaydı olan 2006 çıkışlı demosu “Accumulator”da duyduğumuz stilinin vurgusunun daha güçlendiği bu ilk albüm, tınıda değil de yapıda kimi olgunlaşmalar ve farklılıklar geçirdiğini bize göstermesiyle aynı zamanda grupların nasıl gelişmeleri, güzelleşmeleri ve güçlenmeleri gerektiğine iyi bir örnek teşkil ediyor. “Accumulator”da gördüğümüz esinlenmeler burada hem daha güçlü, hem de cazımsı pasajlar daha uzun, daha tekniksel.
Bir technical death albümünü ilk kez dinliyorsak, çılgınca bir coşkuyla, bollukla ve çeşitlilikle köpüren rif dalgalarının altında yolumuzu yavaş yavaş kaybedebiliriz. Bu yolunu kaybetme durumu, Orgone’u ilk kez dinleyeceğimiz zaman, daha farklı bir şekilde, en uç boyutlara ulaşabilir. Yalnız üst üste gelen aşırı senkoplu blast motifleri, canavarca hızlı sweeping arpejler, değişen alışılmadık zaman ölçüleri ve labirentimsi hikayeci şarkı yapıları gibi bu türe özgün karmaşıklıkların içinde değil, grubun Isis, Pelican ve Neurosis gibi post metal ilahlarından aldıkları yüksek distortion sludgevari riflerin, bu riflerle tezat oluşturan berrak tınılı melodilerin ve alelacayip şarkı sözlerinin içinde de nereye gittiğimizi anlamama durumuyla karşılaşabiliriz.
Ortalama bir death metal dinleyicisine kıyasla sıkı bir post metal dinleyicisi için belki hiç de tuhaf gözükmeyecek şarkı yapıları aslında kopuk kopukluğuna rağmen istikrarlı, tutumlu ve hiç eksiksiz bir şekilde bir melodik ve cızırtılı pasajların arasında gidip gelerek post metalin en tipik karakteristiğine özgü o doruğa ulaştırıcı şarkı sonlarına ulaştırıyor bizi. Albümdeki her şarkı başlar başlamaz ani bir hava saldırısı gibi bizi zengin rif bombardımına tuttuktan sonra şarkı sonuna yaklaştığımızda orantılı ve ölçülü bir devinimle her şeyin uzak çağların ötesinden gelircesine yavaşladığına tanık oluyoruz.
Bu albüm türün en bilindik, en sevilen gruplarının aksine kolay dinlenebilir değil, ancak grubun böyle bir şey amaçlamadığı da zaten görülüyor. Grup görünüşe göre en başından kendine has, teferruatlı, incelikli bir duygusal atmosfer yaratmaya çalışmış. Her ne kadar henüz Orgone’un bu bildiğimiz gruplarla boy ölçüşecek kaliteye vardığını düşünmesem de diğer grupların hiçbirinde olmayan bu tür farklılıklarıyla türün içinde kendine özgü saygıdeğer bir yere layık olduğuna inanıyorum, çünkü yapısına alıştıktan sonra fark etmeye başlayacağımız post metalimsi pasajların duygusallığıyla technical death türünün içinde bambaşka bir köşeye sahip olmasını sağlıyor. Duygusal olmayı hedeflediğinde death metal grupları, ilhamlarını çoğunlukla Death’den alırken Orgone, gücünü post metale özgü keder yüklü riflerden alarak tınılarına daha farklı bir özgünlük kazandırıyor.
Bir tech death albümünden olduğu kadar, berrak riflerle cızırtılı rifleri ayırt edilmeyi gerektiren bir post metal albümünden de beklenebileceği gibi, prodüksiyon son derece pürüzsüz. Her enstrümanı kolaylıkla ayırt edebiliyoruz. Albüm yalnızca otuz küsür dakika sürüyor. Bu grubun olası filler şarkılardan kaçındığının iyi bir kanıtı. Felsefi içeriği olan, zaman zaman İncil’e göndermelerde bulunan, biraz fikirsel, zaman zaman ahlaki şarkı sözleri geçmiş zamanlarda yaşayan topluluklara peygamberlik ya da akıl hocalığı yapan birini, modern zamana özgü fenomenleri ve kelimeleri kullanarak, tuhaf bir bulamaç halinde anlatıyor(muş). Albümde yine post metale özgü bir karakterstik, dronevari uzayan rifleriyle yazılmış bir ara interlüdün olması. Bu tür interlüdler post metal albümlerinde genellikle şarkı içeriğinde olur ama burada ayrı bir parça olarak kendi yeri var. Şarkıların garip şarkı sözlerini takip edersek, kısa menzilli vokallerin telaffuzunun başarılı olduğunu görebiliriz.
Özgünlüğüne rağmen bu albümün mükemmel bir albüm olduğunu düşünmüyorum. Her ne kadar ilk birkaç dinleyişte fark ettirmeyecek kadar kafa karıştırıcı kalmayı başarıyorsa da bazı pasajların biraz birbirine benzediğini fark ediyoruz. Zor erişilebilirliğine harcadığımız vakitten sonra aldığımız ödül gayet güzel, tatmin edici ama aynı oranda kafa uçuklatacak gibi de değil.
Eğer kendinizi sıkı bir technical death metal sever sayıyor ve müzik dinleme alışkanlıklarınıza meydan okunmasından hoşlanıyorsanız, hafızanız alışana, ardı ardı koyana ve anlayana kadar belki çok sabır gerektirecek bu albümü, bütün o kompleks kompozisyonlarını, düşüncelilikle yazılmış melodilerini ve taviz vermeyen erişilemezliğini, sırf ellerinizin arasında tutup tutamayacağınızı görebilmek için birkaç kez deneminizi öneririm. Eğer başarırsanız, daha sonra övünebileceğiz bir eğlence olacaktır Orgone. Yine de potansiyellerine bakılırsa bundan daha iyi şeyler yapacaklarına inanıyorum.
Kadro Steve Jarrett: Gitar, vokal
Geoff Ficco: Vokal
Andrew Ransom: Bas
Justin Wharton:Davul
Şarkılar 1. Lessons of Mesopotamia (Century of Filth)
2. The Goliath (Drained Through of Resistance)
3. The Levitating Chandelier
4. Bamboo Cannons (Loaded With Dust)
5. Vowelic Drone
6. Vomited Hyacinths (First Act of Beauty)
Orgone nun muzıgı ıcın technical metal, grindcore karısımına ara ara hatta hardcore ile drone metal ilavesi denebilir. en iyi tabiriyle Orgone [Psyopus ,Through the Eyes of the Dead, Between the Bruied and Me, Isis ve Neurosis in iyi bir karısımı gibi. bu grubun sarkı sozlerı de bır baska artı. bu album konsepti mesela insanın toplum ve hayatla catısmasına verdıgı tepkı: dusunsel manifesto. az bilinmesi ilginc gercekten. yazarında eline saglık. yorum guzel olmus.
zamanında /mu/da görüp dinlediğim bi gruptu, fazla ısınamamıştım. geçenlerde aklıma geldi, tekrar bi “Accumulator” dinledim, aslen sevdiğimi anladım. tekdet içinde yeni açılımlar yapan grupların daha çok duyulması gerek kesinlikle.
Kathaarsys’e benziyor ama daha kötüsü.
Orgone nun muzıgı ıcın technical metal, grindcore karısımına ara ara hatta hardcore ile drone metal ilavesi denebilir. en iyi tabiriyle Orgone [Psyopus ,Through the Eyes of the Dead, Between the Bruied and Me, Isis ve Neurosis in iyi bir karısımı gibi. bu grubun sarkı sozlerı de bır baska artı. bu album konsepti mesela insanın toplum ve hayatla catısmasına verdıgı tepkı: dusunsel manifesto. az bilinmesi ilginc gercekten. yazarında eline saglık. yorum guzel olmus.
youtube linklerine baktımda baya iyiymiş. en yakın zamanda dinlerim bu albümü.
zamanında /mu/da görüp dinlediğim bi gruptu, fazla ısınamamıştım. geçenlerde aklıma geldi, tekrar bi “Accumulator” dinledim, aslen sevdiğimi anladım. tekdet içinde yeni açılımlar yapan grupların daha çok duyulması gerek kesinlikle.
05.12.2010
@Batuhan Bekmen, /mu/ nedir?
05.12.2010
@Ertuna Yavuz, 4chan adlı güzide sitemizin music board’u.
06.12.2010
@Batuhan Bekmen, desu desu desu