Kışa ve sıkıntıya merhaba dediğimiz şu günlerde, baş belası bir grupla karşınızdayım. Clair Cassis, daha önce PasifAgresif sayfalarında paylaşmış olduğum Oregonlu grup Velvet Cacoon’un elemanlarından (“SGL” Josh ve “LVG” Angela) oluşan ve kendini bir stüdyo albümü ve bir EP’den sonra imha etmiş bir proje.
Velvet Cacoon’un içine çeken atmosferi ve gizemi sayesinde bu grupla tanıştım ve beğeninize sunacak kadar bencilce bir davranış sergiliyorum şu anda. Grubun 18 yaş üstünü ilgilendiren birtakım aktivitelerden fırsat bulup da müzik yapmaya devam etmeleri benim için sevindirici bir haber. Muhtemelen bundan sonra da alengirli bir grup adı kullanarak çalışmaya devam edeceklerdir.
Velvet Cacoon’un ve ambient black metal gruplarının eserleri yanında biraz daha “drone” fakat aynı zamanda değişken ve saran bir atmosfer taşıyan albüm öyle pek de yavaş ve bayık parçalardan oluşmuyor. Ambiyans namına bitmek bilmeyen parçalardan oluşan ve anca arkaplan müziği olmaya mahkum bir çalışma değil bu önümüzdeki eser. Velvet Cacoon’un müziğini tanımlamak için kullandığı “pahalı şarap, kaliteli parfüm” terimlerini az biraz yansıtan tınılar bu albümde de mevcut. Elemanların kendilerine seçtiği takma isimlerde de bir markalaşma endişesi gözlemlediğini söylemeden geçemeyeceğim (bkz. LV, MNG).
Dizel gitar fenomeninden sağlam ekmek yiyen grup, bu çalışmada belirgin değişikliklere gitmiş. Progresifliğe bulanmış bildiğini okuyan davul, distortionı alışılmışın dışında bazı tekniklerle mutasyona uğratılmış gitarlar ve elleri soğuk soğuk terleten grotesk ve boğuk korolar depresif/ambient black metal dinleyicisini cezbedebilecek cinsten. Ve bas, gayet bireysel bir hali var, daraltıcı havaya katkıda bulunan başlıca öğe.
Amerika’nın bazı yörelerinde yasal hale getirilen “bize ve çevremize zarar veren” bazı maddelerin etkisi bestelerden çok net anlaşılıyor. Çok edebi duran ancak pek de bir şey ifade etmeyen parça isimleri bile bu ruh halini özetler nitelikte. Öyle ahım şahım bir prodüksiyon söz konusu değil, akustik bas bölümlerinin cam gibi olması türün sevenlerini tongaya düşürmeyecektir. Fakat bence ilginç olan da bu, hem belirsizlik ve bıkkınlık dolu (bıkkınlık verici değil) bestelerden oluşan bir albüm olması, hem de aynı anda içine çeken bir akılda kalıcılık ihtiva etmesi. En uzunu yaklaşık 7 dakika olan parçalar aslında çok daha uzunmuş gibi geliyor.
Bu albümün Velvet Cacoon başlığıyla çıkarılmamış olmasını o kadar da anlamlı bulmuyorum. Öte yandan Velvet Cacoon olsaydı “Hmm bi’ haller olmuş” da derdim. Gerçi bu adamların işine akıl sır erdirmeye çalışmak da ayrı bir hata.
Vokalistin bir röportajında kurmuş olduğu cümleyle albümün sis perdesi gerisinde kaldığını yansıtmaya çalıştığım kritiğime son vermek istiyorum:
“I think it’s silly to try to convey any deep message via lyrics in black metal, so I prefer to make everything really pretty. I call it wordpainting, drugs taught me this. I think these colorful wordplays do a good job at describing the music we create, moreso than some bland title like “The Dark Mountain” that’s too ambiguous to mean anything at all.”
“Black metalde şarkı sözleriyle derin bir mesaj vermeye çalışmak bence saçma, bu yüzden her şeyi olabildiğince düzgün yapmaya çalışıyorum. Buna kelimelerle resim yapmak diyorum, uyuşturuculardan bunu öğrendim. Bence bu renkli kelime oyunları yaptığımız müziği “The Dark Mountain” gibi bir anlam ifade edemeyecek kadar belirsiz şarkı isimlerinden çok daha iyi tanımlıyor.”
Özet: Ne idüğü belirsiz çok bilmiş adamların ilginç müziği.
Şarkılar 1. Ambercandle
2. The Feathered Fog
3. Kir Royale
4. Our Overwintering in the Ivories
5. Pearls & Pinesmoke
6. Noctilucent Petrichor
7. Hazelhearted in the Seaparlour
Kritikteki şarkıları beğendim. Biraz daha güzel kayıtla baya popüler bir grup olabilirlermiş. Hemen “EDİNİYORUM”(bizim evin yanı metal müzik dükkanı zati)
DXM
Kritikteki şarkıları beğendim. Biraz daha güzel kayıtla baya popüler bir grup olabilirlermiş. Hemen “EDİNİYORUM”(bizim evin yanı metal müzik dükkanı zati)
28.12.2010
@Blakkheim, daha doru düzgün dinlemeden şu yapılan heyvanlık yüzünden 10 verdim, 2ye yükseldi ortalama. mutluyum, gururluyum.
kız ya 16 yaşında ya bulemik yada anoreksi. şarkılar fena değil aslında fakat vokaller amaçsız..
albüm kapağı görünmüyor
Diğer elemanlar olmasa Amerika’nın İlkim Oulanem’e cevabı diyecektim. diyemedim.
29.12.2010
@Ahmet Saraçoğlu, ilkim’in arkasında da ara ara çalan bas ve davulcular oldu. hatta bi tanesi arkamda kanapede tombi yiyor.
29.12.2010
@Burak Gür, peynirli mi?
29.12.2010
@Ahmet Saraçoğlu, fıstıklı.
29.12.2010
@Burak Gür, o zaman sorun yok. peynirli olsaydı çok canım isterdi.
29.12.2010
@Ahmet Saraçoğlu, adam üzüldü lan ilgi odağı tombi oldu diye.
29.12.2010
@Burak Gür, mmmmmmm tombi… Ha bi de pançoya doritos diyen eller kırılsın.
29.12.2010
@Ahmet Saraçoğlu, ulan adamın lakabı da doritos ismail. tesadüfe gel.
29.12.2010
@Burak Gür, sanmıyorum.
29.12.2010
@Ahmet Saraçoğlu, Şu rejimimin bitmesine 2 hafta kala yaptığınız muhabbete bakın. Pringles paprikaları (sarı) haydari sosa banıp banıp yemek istiyorum laaaan.
karnım acıktı be sabahın köründe, yorumları okumaz olaydım
ben bişey anlamadım hacı. şimdi bu kız mı vokalist?
not: hoparlörüm yok, dinleyemiyorum.
Vogue kapak kızı black metal yaparsa… Fazla modernist.
resimdeki kızı değil de, corpse paintli bi adam görseydim daha çok beğenirdim heralde.nedense sevemedim.