IN FLAMES’i hayatımın gruplarından biri haline getirme hikayem, çok hızlı gelişen ve tek cümlede özetlenebilecek bir süreç: Grubu önceden hiç duymaksızın “Whoracle”ı satın aldım ve birkaç gün içinde “Clayman” de dahil tüm IN FLAMES diskografisi elimin altındaydı.
Şu anda da çok çok sevmeye devam etsem de, o dönemlerde ciddi anlamda en sevdiğim iki-üç gruptan biriydi IN FLAMES. Dünyanın en sevilesi, en aşık olunası müziklerinden birini yapıyorlar, doyumsuz güzellikler sunuyorlardı. Demem o ki, o noktaya kadar alıp hatmettiğim tüm IN FLAMES albümleri, önceden çıkmış albümlerdi. Grubu böylesine seven biri olarak, bir sonraki IN FLAMES albümünü doğal olarak çılgıncasına bir merakla bekliyordum. Ve o gün geldi çattı. Çıktığı anda tüm dünyayla birlikte duyduğum ilk IN FLAMES albümü, “Reroute to Remain”di.
Ne kadar talihsiz bir tecrübe olduğunu sanırım tahmin edersiniz diyerek tavrımı baştan koyayım. Albümün yarısına gelmeden suratımın asıldığını, kendi kendime “Yapmayın yaaaa yapmayın yaaaa” diye üzüldüğümü hatırlıyorum. Hayır sinir olmak falan değil, bildiğin üzülmek. O ana kadar tek bir hatasını görmediğin bir şeyin bozulduğuna, yanlış kararlar aldığına tanık olmak; güvendiğin dağların IMMORTAL klibi çekilebilir hale gelmesi…
Albümü dinlemeden kapağa baktım. Jesterhead yoktu. Bir önceki albümde tüm kapağı kaplayan Jesterhead, bu sefer yoktu. “Farklı bir şeyler duymaya hazır ol” demenin en kolay yoluydu bu. Dahası, albümü kapağında “Bilinçli deliliğe dair on dört şarkı” yazıyordu. Hayır, albümü çekici kılmak için Nuclear Blast’ın CD kutularına yapıştırdığı bir etiket değildi bu. Direkt albüm kapağının üstünde yazıyordu. Muhtemelen grubu tanımayan Amerika kitlesine fikir verme amaçlı bir hareketti. Kapakla birlikte, kitapçıktan da albümün “farklı” olacağı belliydi. Haydi hayırlısı deyip play tuşuna bastım. Grubun ciddi anlamda azılı ve iddialı bir takipçisi olarak, IN FLAMES’in o ana kadarki gelişim ve değişiminden haberdar, dolayısıyla da “Clayman”de sezdirilen kimi unsurların kendilerine daha da fazla yer bulması durumuna hazırlıklıydım. Bu denli kolay sevilir ve sıcak bir müzik yapıyorsanız, elbette ki kitleniz çok olacaktı. Bu kitleyi genişletmek için yapmanız gerekenler de belliydi.
“Clayman” öyle ya da böyle bir melodik death metal albümüydü. Olabildiğine moderndi, bir ölçüde ciksti, ama melodik death metal titri altında anılmasında beis görülmeyecek bir çalışmaydı. “Reroute to Remain” neydi peki?
Albümün death metal olmamasını bir kenara bırakıyorum, “melodikliğin” ansiklopedik anlamı olan IN FLAMES’in bu albümünde bu denli melodisiz olmayı seçmesi, tüm melodilerini vokale yıkması, en azından o an için kabul edilemez, mazur görülemez bir olaydı.
IN FLAMES’in Amerika’ya ayak basma yolculuğunda çok önemli bir adım olan “Reroute to Remain”, grubun müziğinin yanında mentalitesinin de değiştiğini gösterecek şekilde yansıyordu. Bizzat IN FLAMES üyeleri LINKIN FLAMES tişörtüyle poz veriyor, grubun imajından tutun da röportajlarda verdikleri cevaplara kadar farklı bir safhaya girdiği belli oluyordu. Koskoca IN FLAMES, resmen “Artık bu şekilde devam edeceğiz, bizi böyle kabul etmeye başlasanız iyi edersiniz” diyordu.
Konserlerde headbang yaptırmaktansa zıplatmayı tercih eden IN FLAMES’e hoşgeldiniz.
Bu yolculuğun ilk unsuru akılda kalıcı, daha kompakt, radyo/TV’de kolayca çalınabilecek, konserlerde coşturabilecek şarkılar yazmaktı. Bu da demek oluyor ki şarkılar vokal melodilerine, yani nakaratlara odaklanacak, bu “devasa” nakaratlara endekslenecekti. Nakaratların iyi ve akılda kalıcı olmasına kimsenin bir şikâyeti olmasa da; bunun şarkıları aşırı formulize yapması, özellikle mısra kısımlarının resmen kopi peyst türde dur kalklı, kesik gitarlı ve olabildiğine minimal riflerden oluşması, muhakkak ki isyanlara gark eden bir durumdu. Açık görüşlü bir dinleyici olarak, örneğin bir System’daki güzel melodinin gitar yerine klavyeyle çalınmış olmasına sıkılmazken, grubun… Böyle demek istemiyorum ama söylemek zorundayım; hiç utanmadan, sıkılmadan çok benzer mısra riflerini pek çok şarkıda kullanarak geçmişine ihanet etmesine, yaratıcılığını kasten kullanmamasına -en azından o an için- çok ama çok bozulmuştum.
Albümde güzel şarkılar yok muydu, elbet vardı. Reroute to Remain, Cloud Connected, System, olağanüstü Trigger, güzel girişiyle Dismiss the Cynics, gayet güzel şarkılarken, örneğin Drifter gibi daha ilk dinlediğim anda grup adına utandığım, oflayıp püflediğim, IN FLAMES’in geleceğinden şüphe ettiren ziyan parçalar da kendilerine yer bulmuşlardı.
Ama yapacak bir şey yoktu elbet. Albümler çıkmaya, grup değişmeye devam etti. IN FLAMES artık bambaşka bir grup ve çoğumuz bunu kabullenmiş durumdayız. Bazıları gruba olan aşklarından vazgeçemeyip onları bu şekilde seviyor; kimileri, belki de kendilerini zorlayarak yeni albümlerden tek tük şarkıyı seviyor; kimisiyse grubu tamamen silmiş, zamanında ölüp bittikleri bu adamların yeni albümlerini dinlemeye dahi tenezzül etmiyor.
Sadede geldiğimizde, “Reroute to Remain” bence bir geçiş albümüdür ve başarısız bir geçiş albümüdür. SOILWORK’ün gayet iyi uyguladığı formüle öykünen ve bunu bir yere kadar becerebilen, beste gücü açısından grubun önceki işlerinin çoook çok gerisinde kalan bir albümdür. IN FLAMES’le bu albümle tanıştıysanız belki o denli etkilemez, ancak grubun o ana kadarki halini hatmetmiş ve o ana dek duyduğunuz her şeye tapan bir dinleyiciyseniz, ciddi anlamda bir bozgun, bir tat kaçırma ustasıdır. Grubun kariyer planında demek ki bir yeri varmış, olması gerekiyormuş, ama insanın “keşke hiç…” demekten kendini alamayacağı kadar da sıkınıtılı bir tecrübedir.
Yine de, kaçışımıza film müziği olacak kadar kötü değildir.
Kadro Anders Fridén: Vokal
Jesper Strömblad: Gitar
Björn Gelotte: Gitar
Peter Iwers: Bas
Daniel Svensson: Davul
Şarkılar 1. Reroute to Remain
2. System
3. Drifter
4. Trigger
5. Cloud Connected
6. Transparent
7. Dawn of a New Day
8. Egonomic
9. Minus
10. Dismiss the Cynics
11. Free Fall
12. Dark Signs
13. Metaphor
14. Black and White
@Ufuk, müzikal olarak 6,5-7 olabilir ama sadece notaları yorumlamak yüzeysel bakmak olur bence. albümün grup için değişştirdiği şeyler, albüm yapılmadan önce yapılan planlar, programlar falan da var, ki albümün değerini düşürenler de onlar. sonuçta bu albüm “yeteneklerimizi eskisi kadar kullanmayalım ve müziğimizi basitleşerek daha kolay dinlenir olalım, dahaçok büyüyelim” diye bağıran bi albüm. bi whoracle gibi, the jester race gibi tamamen içten gelen bi yaratım değil. dolayısıyla da %100 samimi değil.
eskiden bakırköy sahildeki üst geçitte korsan cdler satılırdı. çıkar çıkmaz ordan alıp büyük bir heycanla kawai cdplayera koymuştum albümü. ciddi anlamda şaşırdığımı hatırlıyorum. hele bir de country tarzı boktan bi parça iyice dumur etmişti beni. müzikal anlamda iyi olabilir ama in flames’in artık resmen başka bir grup olduğu albüm budur. çok salak saçma bir tarz denedikleri ve orjinal tarzdan da votka çıkartamaycaklarını anlayınca, biraz da haklı olarak değişik bir tarza yöneldiler. Bundan sonraki albümleri de dinledim. tarz olarak pek hitap etmese de gerçekten çok kaliteli parçalar var ama bunları in flames adı altında dinlemek benim için imkansız olduğundan pek fazla hatim indirmedim. sonrası malum : “bari homo olduk, hepten kestirip atalım” mantığı ile link-in flames dönemleri, ibnemsi artworkler falan filan…
tabi zor. herkes bir marduk, bir belphegor, bir dark Tranquillity gibi adam olamaz ama in flames adını kullanarak ibnemsi işler yapmak nedir ? yatacak yerleri yok isveçte
Bu albümden öncesine de, sonrasına da bayılan biri olarak, bunun dediğin gibi oldukça başarısız bir geçiş albümü olduğunu düşünüyorum.
Yalnız son cümleye ı-ıh diyorum. Soundtrack to Your Escape bence bu albümle kıyas bile kabul etmeyecek, mükemmel bir albümdür. In Flames veya değil, deneysel metal olarak dinlediğim en iyi albümlerden biridir hatta.
@havitetty, 12 şarkılık stye’den 4 şarkıyı falan “tolere edebiliyorum” diyim. Bi tek My Sweet Shadow’a hastayım, ölürüm biterim. Ama mesela Bottled falan direk çöp bence.
@Ahmet Saraçoğlu, Bottled favorilerimden biri benim albümde eheh. Açıkçası F(r)iend dışında “eh” dediğim şarkı bile yok benim StYE’de. Borders and Shading, Superhero of the Computer Rage, özellikle de bonus şarkısı Discover Me Like Emptiness harikadır bence.
‘Yine de, kaçışımıza film müziği olacak kadar kötü değildir.’ hayatımda duyduğum en iğneleyici sondu. haha! grubun değişimindeki en büyük etken kesinlike anderstır. jesper dayanamayıp bıraktı zaten sonunda. bu arada system’daki synthesizer \m/
albüm benden en fazla 3 alabilir. buna rağmen Enver’in yaptığını yaptım.
Eline sağlık. Kritiğin anısı da oldu ilginç bir şekilde şu an şu dakika bende :) İzninizle paylaşmak istedim;
Alıntı : “grubun o ana kadarki halini hatmetmiş ve o ana dek duyduğunuz her şeye tapan bir dinleyiciyseniz, ciddi anlamda bir bozgun, bir tat kaçırma ustasıdır.”
Tesadüfün kralı.
O denli bir tat kaçırma ustası ki hatta, eve gelirken yürüdüğüm yol boyunca malum albümü dinlemenin de verdiği gaz/haz ile bir kaç dakika önce eve adımımı attım.. Kulaklığımı çıkardım.. Kapattığım şarkı ise: “December Flower”. Bu mutlulukla hemen günlük PA okuma faslı için siteye girdim. Ve ne mi oldu? Daha albümün ismini görür görmez dediğin bozguna uğradım. İsmi bile yetiyor bazen o anıların canlanmasına, ilk dinlediğim o an beklentimin tavanda olduğu ana gitmeme. Müzikaliteden veya güzel şarkılardan öte bir olay bu.. Çok ince bir noktayı yakalamışsın. Üzüntü demişsin. Üzüntü, başka hiç bir şey değil. Üstüne yazıyı okuyunca değindiğin şeyi aynen yaşayıp geldiğimi farkedip paylaşmak istedim. Ne demek istediğimi, ne anlatmak istediğimi çok iyi anlayanlar olacaktır belki. Yalnız değilsiniz :).
in flames diskografisinde en geç dinlediğim iki albümden biri reroute to remain.(diğeri colony) whoracle , jester race ve clayman e tapan biri olarak bu albümü gayet de başarılı buluyorum.baştan sona sıkılmadan dinliyebiliyorum. herhangi bir grup farklı bir yola saptı diye bu kadar eleştiri almasını da saçma buluyorum çünkü aynı grup hep aynı tarz albümler yapsa bu sefer de çok tekdüze sıradan oldu diyecekti aynı insanlar. ve bişey daha sevdiğimiz dinlediğimiz gruplardaki müziği insanlar yapıyo sonuçta. bu insanlar da haliyle yıllar geçtijçe farklı deneyimler yaşıyolar hayatlarında bi takım değişiklikler oluyor. bununla paralel olarak tarzlarının değişmesi çok normal değil mi? in flames olsun bodom olsun metallica olsun hep davayı satmakla suçlandılar. ne davaymış arkadaş bi türlü düşmedi!
@ripper, davayla alakası yok bunun. Opeth de değişti, Katatonia da, Enslaved de, Carcass da, hatta Dark Tranquillity de. Onları eleştiren kaç kişi var? Bu albümün tepki görmesinin esas sebebi, in flames’in dünyada belki de en iyisi olduğü şeyi çöpe atıp, kendine özenenlere özenmesi. “Modern” İsveç melodik death metalinin en büyük eleştiri noktası bu bence. İsveçliler doksanlarda bi şey yarattılar, Amerikalılar bunu alıp sulandırdılar, şimdi, başta yol gösterici olan aynı İsveçliler bu sulandırılan şeye benzemeye çalışıyorlar.
@Ahmet Saraçoğlu, bu dediğine vercek bi cevabım yok çok güzel açıklamışssın çünkü. ben de bi In Flames fanı olarak başladıkları yolda devam etmelerini isterdim ama bu yeni In Flames e de sırt çevirmedim. Gerçi yazıda da demişssin grubu çok sevip hala takip edenler var diye ben onlardanım sanırım. ha bi de enslaved de en sevdiğim gruplardandır , eleştiri almıyo diyosun ama ben çok rastladım çevremde enslaved in müziğine prog kattığı dönemden beri dinlemeyen insanlara. ben şahsen Vikingligr den Odini ye kadar hepsini beğeniyorum. neyse gereksiz uzadı muabbet :)
@Ahmet Saraçoğlu, keşke in flames te böyle değişebilseydi.BEn herzaman aynı şeyi söylüyorum in flames clayman den sonra dağıldı.Sonrası linkin flames olarak dinlenirse zevk verir bu tarzdan hoşlananlara.Hee ben mi ben son albumlerde bi şarkıyı daha ikinci kez dinleyemedim bile
@ripper, Bende şunu anlayamıyorum sevgili ripper kardeş. Neden eleştirilmesin? İnternette gördüğüm inan bir çok sosyal medya, kritik sitesi, video siteleri vs. bir ton yerde olan tartışmalarda en faşizan tavırları genelde bir şeyi çok seven ve sevilmemesine dayanamayan insanlar gösteriyor. “Beğenmiyorsan defol git kampanyası” diyerek en mutevazi haliyle söylediğim bu şeyi yapanlar zaten objektiviteden asıl uzak olan insanlar. Ortada bir dava satılmışlığı da yok. Ortada ne bu insanların özel hayatlarıyla ilgilenen ne de “gitmek istedikleri yollara gitmesinler, hep bizim istediğimiz gibi kalsınlar” diyenler var. Ama gönül bazı şeyleri de isteyebilir değil mi? Bunu dile getirmekte insanoğlunun en doğal hakkı. Asıl bence bunu bir davaymış gibi algılayan, eski albumlerdeki hazzı bu albumlerde bulamayanların eleştirilerini anlamayan ve anlamak istemeyenlere söylüyorum. Hatta bunu sadece In Flames için değil tüm gruplar için “dava satıldı mantalitesinin ne kadar hem saçma hem de çift taraflı bir boş muhabbet” olduğunu belirtmek için söylüyorum. Dava falan yok, sevin, sayın yatın kalkın. Ama emin ol senin kadar genellemeyi ben yapmıyorum mesela o dediğin “çünkü aynı grup hep aynı tarz albümler yapsa bu sefer de çok tekdüze sıradan oldu diyecekti aynı insanlar.” cümlesinde olduğu gibi. Müzikten konuşurken istediğin akdar eleştirebilirsin, itin götüne de sokabilirsin. Ama bunu beğenmeyen ya da beğenen insanlar hakkında genelleme yapmak kimseye düşemiyor maalesef ve cevap hakkı doğuruyor.. Ne kadar eminsin sen buna? InFlames aynı şekilde devam etseydi sıkılanlar olacaktı belki, ama mesela ben sıkılmayacaklardanım. Bir çok insanda burada böyle emin olabilirsin. Ha yeni yaptığı işlerde güzel olabilir keza. Zaten InFlames bu sıkılacak insanları hedeflediği için değiştirdi tarzını. Yoksa hep bize hitap edecekti. Bir anlaşmada her zaman herkes mutlu olmayabilir. Bunu başımızı öne eğip kabul ettik zaten. Müzik beğeni işidir, kalıplara sokmaya çalışıp her şeyi en sığ şekilde “Yahu bunu nasıl beğenmezler!!” demeyi bırakmalı bence insanlar. Ben beğenmeyene saygı duyuyorum, ama beğenen bana saygı duymuyor. Bunu tüm tartışma platformlarında gördüm hep aynı faşizanlık. Tabiiki “beğenen de ölsün!” diyen kanı metalik gri akan arkadaşlarda olabilir. Ama genelleme yapma.. Yorumum biraz da bu dava meselesi tekrar takrar dile geldiği için biraz sert gibi görünebilir. Neyin normal olup olmadığını inan kimse bilemez. Bu soyut birşey. In Flames in her yapıtında beğendiğim şarkılarda var. Umarım asıl varmak istediğim noktayı anlamışsındır. Bu sana direkt bir ofansif yaklaşım değil. Sadece söylediğin şeyin bende uyandırdığı izlenimin dışa vurumudur.
ps: Ayrıca belirtmeden edemeyeceğim “In Flames, Bodom, Metallica” gibi o saydığın grupların düşmeyen bir davası var evet. Yıllardır bir türlü değiştirmedikleri “PARA POLİTİKASI”.
@Deon, öncelikle klavyene sağlık. 2 kere okudum yazdıklarını ve katılıyorum her dediğine. sözkonusu grup in flames olunca biraz duygusal oluyorum sanırım. aslında demek istediğim ortada müzikal anlamda vasatın altında birşey yok. albümün tek suçu In Flames diskografisinde yer alması sanırım. aynı albüm başka bi grubun ilk albümü olsa çok sevilcekti veya şu an beğenenler bu sefer beğenmiycekti de gene bilmeden genelleme yapıyorum sonuçta. kimseye de niye beğenmiyosunuz diyemem zaten başkasının çok sevip benim sevmediğim albumler de elbet mevcut.
@Deon, dediğine tamamen katılıyorum biz eski inflames severler için en azından benim için dağıldı o grup ve artık clayman den sonrasını farklı bir grupmuş gibi dinlemek gerekir.Tabiki bu türe de bayılanlar olur herkesin müzik zevki farklıdır.Sonuna kadar saygılı olmak lazım
Yine bir muhalefet örneği sergilemek istiyorum izninizle. Bence dinlemesi gayet zevkli ve eğlenceli bir albüm bu.Reroute to Remain’in o coşkun çocukca bir sevinç yaratan nakaratı, Soilwork’le karşılıklı klip çektikleri enerji patlaması yaratan Trigger, elektronik etkili Cloud Connected, grubun en zıpır şarkısı Egonomic, pek bir hüzünlü olan Metaphor gibi bence muhteşem sıfatına layık olan şarkılar var.
System, Transparent, Dawn of a New Day gibi aşırı gereksiz şarkılar da var pektabi.
Ben bu albümün eğlencelik bir in flames albümü olarak düşünülmesinden yanayım.Onun için düşük puan vermenin pek bir manası yok.
Benim ilk dinlediğim In Flames albümü olduğu için o kadar şok yaratmadı bende, şanslıyım. Trigger, Metaphor, Dawn of a new Day, Cloud Connected iyidir.
STYE’den de My Sweet Shadow ve Evil in a Closet’a hastayım. Borders and Shading de baya gaz.
eski dönem yeni dönem fark etmez benim için, in flames her türlü sağlam albümler yapıyo benim gözümde. reroute to remain en son dinlediğim albümleri olmasına rağmen, yeni dönemlerinde yapabilecekleri en iyi geçiş albümüdür. soundtrack to your escape ise onun daha gelişmiş halidir fikrimce.
asla hiçbir orijinal cd mi satmak istemem satamam ama bu albüm benim sattığım elimden çıkarmak istediğim tahammül edemediğim ilk ve tek cd dir…sattım lan bu albümü o derece kötü…bu albümü clayman ve whoracle gibi albümlerle aynı ortamda bulunmasına tahammül edemedim…10/1…
Konu hakkındaki yorumları çok okumadım, çok bilgim de yok in flames hakkında ama az önce arabada Come Clarity albümünü dinledim. Gerçekten çok güzel bir albüm bence.
grubun kariyer planlaması diye bahsetmişsin ya, peki sence clayman sonrası dönemde come clarity gelen eleştirilere bir cevap mıydı yoksa kariyer planlamasının devam ayağı mıydı, belki de dinleyiciyi şaşırtmak amaçlı? ben come clarity’i stye ile asop’un arasında hiç düşünemiyorum, realite anlayışıma ters.
birde yukarıda bahsi edilen “nota olarak 7 puan olabilir ama arkasındaki gizli kapaklı işler sebebiyle ancak bu kadar” mealli yorumda elinden öpülesi, aynen katılıyorum.
In Flames’in en boktan albümü aynı zamanda dinlediğim ilk albümü. İlk dinlediğimde begenmiştim aslında ama diskografiyi bitirince ne bok oldugunu anladım en fazla 4 alır benden. System,cloud connected,black n white,reroute to remain dışında 0 Bundan sonra çıkan stye ise bu albümden kat kat iyidir bottled ve friend haricinde kötü şarkı yoktur
@Invaders Must Die, Acikcasi In Flames’in hicbir albumu gecis albumu degil.
In Flames’in hicbir albumu birbirine benzemez. oyleyse in flames’in tum albumlerine gecis albumu derim ben. ayrica su gecis albumu lafina kil oldugum kadar hayatimda baska hicbir kelimeye gicik olmadim
İlk dinlediğim metal albümü ( arkadaş tavsiyesi ile cd’sini almıştım sene 2007 ). metal adına sırf bu albümü 2 – 3 ay dinledim. in flames’i ve metali bu albümle tanıdım. içindeki tüm şarkıların sözlerini ezbere bilirim. hala cd’si durur dolabımda , benim ilk metal albümüm olarak. hayatımın en özel albümü…
kritiği ise beğenmediğimi söylemek istiyorum . çok dar bakış açısı ve subjektif yazılmış. şimdi bana ; ‘ başarılı geçiş albümlerini eleştirmiyoruz onlara iyi puan veriyoruz. değişimle alakası yok albüm kötü ‘ denilebilir. bu kesinlikle kocaman bir yalan bana göre. bu kritik baştan aşağı , eski in flames daha güzeldi bu ne böyle havası kokuyor. ama bu yüzden suçlamıyorum. belki yazan kişi gibi bende in flames i eski haliyle tanısaydım bu albümü daha az severdim . kritik yaparken duyguları bir tarafa bırakarak , grubun önceki veya sonraki hali unutularak yazılabilir . albüm tek başına değerlendirebilir . eskiden ne olduğu unutulursa daha objektif bir bakış açısı yakalanacaktır. ama kritiği yazanı suçlamıyorum , belliki eski in flames’i çok çok seviyordu ama bu albümle büyük bir hayal kırıklığı yaşadı . kendince haklıdır ama albümün puanı beni bunu yazmaya itti. çünkü gereğinden fazla düşük .
@Reroute to Remain, Seninle tanışmak istiyorum ve bunu gerçekten söylüyorum.Olmadı sana 2007 de o ilk metal müzik cd’si almanı tavsiye eden arkadaşla tanışmak istiyorum.Söz onunla sadece bidakka konuşucam:)
”St. Anger” davulları kadar olmasa da bu albümle farklılaşma başlayan ve sonrasında da devam eden trampet tercihi zaman içinde daha da rahatsız etmeye başladı. Pop davulu gibi tınlıyor nerdeyse.
Acaba genel olarak seviliyor mu bu ton merak ettim.
@Cryosleep, İlk yarısını dinlerken içimde sevgi pıtırcıkları uçuşuyor, keyfin dibine vuruyorum. İkinci yarısına gelir gelmez bütün keyfim altüst oluyor. YAPACAĞINIZ ALBÜMÜ S
5.5 fazla bile sayılır. black and white dan başka düzgün şarkı yok.
çok kırmışsın, 6,5-7 falan bence
29.11.2010
@Ufuk, müzikal olarak 6,5-7 olabilir ama sadece notaları yorumlamak yüzeysel bakmak olur bence. albümün grup için değişştirdiği şeyler, albüm yapılmadan önce yapılan planlar, programlar falan da var, ki albümün değerini düşürenler de onlar. sonuçta bu albüm “yeteneklerimizi eskisi kadar kullanmayalım ve müziğimizi basitleşerek daha kolay dinlenir olalım, dahaçok büyüyelim” diye bağıran bi albüm. bi whoracle gibi, the jester race gibi tamamen içten gelen bi yaratım değil. dolayısıyla da %100 samimi değil.
03.12.2010
@Ahmet Saraçoğlu,
%100 katılıyorum.
eskiden bakırköy sahildeki üst geçitte korsan cdler satılırdı. çıkar çıkmaz ordan alıp büyük bir heycanla kawai cdplayera koymuştum albümü. ciddi anlamda şaşırdığımı hatırlıyorum. hele bir de country tarzı boktan bi parça iyice dumur etmişti beni. müzikal anlamda iyi olabilir ama in flames’in artık resmen başka bir grup olduğu albüm budur. çok salak saçma bir tarz denedikleri ve orjinal tarzdan da votka çıkartamaycaklarını anlayınca, biraz da haklı olarak değişik bir tarza yöneldiler. Bundan sonraki albümleri de dinledim. tarz olarak pek hitap etmese de gerçekten çok kaliteli parçalar var ama bunları in flames adı altında dinlemek benim için imkansız olduğundan pek fazla hatim indirmedim. sonrası malum : “bari homo olduk, hepten kestirip atalım” mantığı ile link-in flames dönemleri, ibnemsi artworkler falan filan…
tabi zor. herkes bir marduk, bir belphegor, bir dark Tranquillity gibi adam olamaz ama in flames adını kullanarak ibnemsi işler yapmak nedir ? yatacak yerleri yok isveçte
Bu albümden öncesine de, sonrasına da bayılan biri olarak, bunun dediğin gibi oldukça başarısız bir geçiş albümü olduğunu düşünüyorum.
Yalnız son cümleye ı-ıh diyorum. Soundtrack to Your Escape bence bu albümle kıyas bile kabul etmeyecek, mükemmel bir albümdür. In Flames veya değil, deneysel metal olarak dinlediğim en iyi albümlerden biridir hatta.
29.11.2010
@havitetty, 12 şarkılık stye’den 4 şarkıyı falan “tolere edebiliyorum” diyim. Bi tek My Sweet Shadow’a hastayım, ölürüm biterim. Ama mesela Bottled falan direk çöp bence.
29.11.2010
@Ahmet Saraçoğlu, Bottled favorilerimden biri benim albümde eheh. Açıkçası F(r)iend dışında “eh” dediğim şarkı bile yok benim StYE’de. Borders and Shading, Superhero of the Computer Rage, özellikle de bonus şarkısı Discover Me Like Emptiness harikadır bence.
Dediğim gibi tabii, In Flames mi, değil.
acımadım bastım biri!!!
Bence soundtrack to your escape ve a sense of purpose dışında tat kaçırıcı bir in flames albümü yok.
‘Yine de, kaçışımıza film müziği olacak kadar kötü değildir.’ hayatımda duyduğum en iğneleyici sondu. haha! grubun değişimindeki en büyük etken kesinlike anderstır. jesper dayanamayıp bıraktı zaten sonunda. bu arada system’daki synthesizer \m/
albüm benden en fazla 3 alabilir. buna rağmen Enver’in yaptığını yaptım.
30.11.2010
@ege / jokernthiefmother, aynen katılıyorum şu grup anders i yollasa eski in flames i geri alıcaz
Eline sağlık. Kritiğin anısı da oldu ilginç bir şekilde şu an şu dakika bende :) İzninizle paylaşmak istedim;
Alıntı : “grubun o ana kadarki halini hatmetmiş ve o ana dek duyduğunuz her şeye tapan bir dinleyiciyseniz, ciddi anlamda bir bozgun, bir tat kaçırma ustasıdır.”
Tesadüfün kralı.
O denli bir tat kaçırma ustası ki hatta, eve gelirken yürüdüğüm yol boyunca malum albümü dinlemenin de verdiği gaz/haz ile bir kaç dakika önce eve adımımı attım.. Kulaklığımı çıkardım.. Kapattığım şarkı ise: “December Flower”. Bu mutlulukla hemen günlük PA okuma faslı için siteye girdim. Ve ne mi oldu? Daha albümün ismini görür görmez dediğin bozguna uğradım. İsmi bile yetiyor bazen o anıların canlanmasına, ilk dinlediğim o an beklentimin tavanda olduğu ana gitmeme. Müzikaliteden veya güzel şarkılardan öte bir olay bu.. Çok ince bir noktayı yakalamışsın. Üzüntü demişsin. Üzüntü, başka hiç bir şey değil. Üstüne yazıyı okuyunca değindiğin şeyi aynen yaşayıp geldiğimi farkedip paylaşmak istedim. Ne demek istediğimi, ne anlatmak istediğimi çok iyi anlayanlar olacaktır belki. Yalnız değilsiniz :).
30.11.2010
@Deon,
+1
in flames diskografisinde en geç dinlediğim iki albümden biri reroute to remain.(diğeri colony) whoracle , jester race ve clayman e tapan biri olarak bu albümü gayet de başarılı buluyorum.baştan sona sıkılmadan dinliyebiliyorum. herhangi bir grup farklı bir yola saptı diye bu kadar eleştiri almasını da saçma buluyorum çünkü aynı grup hep aynı tarz albümler yapsa bu sefer de çok tekdüze sıradan oldu diyecekti aynı insanlar. ve bişey daha sevdiğimiz dinlediğimiz gruplardaki müziği insanlar yapıyo sonuçta. bu insanlar da haliyle yıllar geçtijçe farklı deneyimler yaşıyolar hayatlarında bi takım değişiklikler oluyor. bununla paralel olarak tarzlarının değişmesi çok normal değil mi? in flames olsun bodom olsun metallica olsun hep davayı satmakla suçlandılar. ne davaymış arkadaş bi türlü düşmedi!
29.11.2010
@ripper, davayla alakası yok bunun. Opeth de değişti, Katatonia da, Enslaved de, Carcass da, hatta Dark Tranquillity de. Onları eleştiren kaç kişi var? Bu albümün tepki görmesinin esas sebebi, in flames’in dünyada belki de en iyisi olduğü şeyi çöpe atıp, kendine özenenlere özenmesi. “Modern” İsveç melodik death metalinin en büyük eleştiri noktası bu bence. İsveçliler doksanlarda bi şey yarattılar, Amerikalılar bunu alıp sulandırdılar, şimdi, başta yol gösterici olan aynı İsveçliler bu sulandırılan şeye benzemeye çalışıyorlar.
29.11.2010
@Ahmet Saraçoğlu, bu dediğine vercek bi cevabım yok çok güzel açıklamışssın çünkü. ben de bi In Flames fanı olarak başladıkları yolda devam etmelerini isterdim ama bu yeni In Flames e de sırt çevirmedim. Gerçi yazıda da demişssin grubu çok sevip hala takip edenler var diye ben onlardanım sanırım. ha bi de enslaved de en sevdiğim gruplardandır , eleştiri almıyo diyosun ama ben çok rastladım çevremde enslaved in müziğine prog kattığı dönemden beri dinlemeyen insanlara. ben şahsen Vikingligr den Odini ye kadar hepsini beğeniyorum. neyse gereksiz uzadı muabbet :)
30.11.2010
@Ahmet Saraçoğlu, keşke in flames te böyle değişebilseydi.BEn herzaman aynı şeyi söylüyorum in flames clayman den sonra dağıldı.Sonrası linkin flames olarak dinlenirse zevk verir bu tarzdan hoşlananlara.Hee ben mi ben son albumlerde bi şarkıyı daha ikinci kez dinleyemedim bile
29.11.2010
@ripper, Bende şunu anlayamıyorum sevgili ripper kardeş. Neden eleştirilmesin? İnternette gördüğüm inan bir çok sosyal medya, kritik sitesi, video siteleri vs. bir ton yerde olan tartışmalarda en faşizan tavırları genelde bir şeyi çok seven ve sevilmemesine dayanamayan insanlar gösteriyor. “Beğenmiyorsan defol git kampanyası” diyerek en mutevazi haliyle söylediğim bu şeyi yapanlar zaten objektiviteden asıl uzak olan insanlar. Ortada bir dava satılmışlığı da yok. Ortada ne bu insanların özel hayatlarıyla ilgilenen ne de “gitmek istedikleri yollara gitmesinler, hep bizim istediğimiz gibi kalsınlar” diyenler var. Ama gönül bazı şeyleri de isteyebilir değil mi? Bunu dile getirmekte insanoğlunun en doğal hakkı. Asıl bence bunu bir davaymış gibi algılayan, eski albumlerdeki hazzı bu albumlerde bulamayanların eleştirilerini anlamayan ve anlamak istemeyenlere söylüyorum. Hatta bunu sadece In Flames için değil tüm gruplar için “dava satıldı mantalitesinin ne kadar hem saçma hem de çift taraflı bir boş muhabbet” olduğunu belirtmek için söylüyorum. Dava falan yok, sevin, sayın yatın kalkın. Ama emin ol senin kadar genellemeyi ben yapmıyorum mesela o dediğin “çünkü aynı grup hep aynı tarz albümler yapsa bu sefer de çok tekdüze sıradan oldu diyecekti aynı insanlar.” cümlesinde olduğu gibi. Müzikten konuşurken istediğin akdar eleştirebilirsin, itin götüne de sokabilirsin. Ama bunu beğenmeyen ya da beğenen insanlar hakkında genelleme yapmak kimseye düşemiyor maalesef ve cevap hakkı doğuruyor.. Ne kadar eminsin sen buna? InFlames aynı şekilde devam etseydi sıkılanlar olacaktı belki, ama mesela ben sıkılmayacaklardanım. Bir çok insanda burada böyle emin olabilirsin. Ha yeni yaptığı işlerde güzel olabilir keza. Zaten InFlames bu sıkılacak insanları hedeflediği için değiştirdi tarzını. Yoksa hep bize hitap edecekti. Bir anlaşmada her zaman herkes mutlu olmayabilir. Bunu başımızı öne eğip kabul ettik zaten. Müzik beğeni işidir, kalıplara sokmaya çalışıp her şeyi en sığ şekilde “Yahu bunu nasıl beğenmezler!!” demeyi bırakmalı bence insanlar. Ben beğenmeyene saygı duyuyorum, ama beğenen bana saygı duymuyor. Bunu tüm tartışma platformlarında gördüm hep aynı faşizanlık. Tabiiki “beğenen de ölsün!” diyen kanı metalik gri akan arkadaşlarda olabilir. Ama genelleme yapma.. Yorumum biraz da bu dava meselesi tekrar takrar dile geldiği için biraz sert gibi görünebilir. Neyin normal olup olmadığını inan kimse bilemez. Bu soyut birşey. In Flames in her yapıtında beğendiğim şarkılarda var. Umarım asıl varmak istediğim noktayı anlamışsındır. Bu sana direkt bir ofansif yaklaşım değil. Sadece söylediğin şeyin bende uyandırdığı izlenimin dışa vurumudur.
ps: Ayrıca belirtmeden edemeyeceğim “In Flames, Bodom, Metallica” gibi o saydığın grupların düşmeyen bir davası var evet. Yıllardır bir türlü değiştirmedikleri “PARA POLİTİKASI”.
Saygılar.
29.11.2010
@Deon, öncelikle klavyene sağlık. 2 kere okudum yazdıklarını ve katılıyorum her dediğine. sözkonusu grup in flames olunca biraz duygusal oluyorum sanırım. aslında demek istediğim ortada müzikal anlamda vasatın altında birşey yok. albümün tek suçu In Flames diskografisinde yer alması sanırım. aynı albüm başka bi grubun ilk albümü olsa çok sevilcekti veya şu an beğenenler bu sefer beğenmiycekti de gene bilmeden genelleme yapıyorum sonuçta. kimseye de niye beğenmiyosunuz diyemem zaten başkasının çok sevip benim sevmediğim albumler de elbet mevcut.
30.11.2010
@Deon, dediğine tamamen katılıyorum biz eski inflames severler için en azından benim için dağıldı o grup ve artık clayman den sonrasını farklı bir grupmuş gibi dinlemek gerekir.Tabiki bu türe de bayılanlar olur herkesin müzik zevki farklıdır.Sonuna kadar saygılı olmak lazım
Yine bir muhalefet örneği sergilemek istiyorum izninizle. Bence dinlemesi gayet zevkli ve eğlenceli bir albüm bu.Reroute to Remain’in o coşkun çocukca bir sevinç yaratan nakaratı, Soilwork’le karşılıklı klip çektikleri enerji patlaması yaratan Trigger, elektronik etkili Cloud Connected, grubun en zıpır şarkısı Egonomic, pek bir hüzünlü olan Metaphor gibi bence muhteşem sıfatına layık olan şarkılar var.
System, Transparent, Dawn of a New Day gibi aşırı gereksiz şarkılar da var pektabi.
Ben bu albümün eğlencelik bir in flames albümü olarak düşünülmesinden yanayım.Onun için düşük puan vermenin pek bir manası yok.
16.08.2011
@Ugur, System hariç kalanına katılırım :)
Benim ilk dinlediğim In Flames albümü olduğu için o kadar şok yaratmadı bende, şanslıyım. Trigger, Metaphor, Dawn of a new Day, Cloud Connected iyidir.
STYE’den de My Sweet Shadow ve Evil in a Closet’a hastayım. Borders and Shading de baya gaz.
alakasız olacak ama trigger in klibini görünce aklıma geldi. soilwork un rejection role klibi bu kliple bağlantılıydı…
an itibariyle 3.88 puan görüyorum. o kadar da kötü olmasa gerek.
benim de ilk dinlediğim in flames albümüdür, ilk şarkı olarak da trigger’ı dinletmişti bi arkadaş.
6 puan iyidir bence. ama ben yanlışlıkla 7 verdim galiba.
eski dönem yeni dönem fark etmez benim için, in flames her türlü sağlam albümler yapıyo benim gözümde. reroute to remain en son dinlediğim albümleri olmasına rağmen, yeni dönemlerinde yapabilecekleri en iyi geçiş albümüdür. soundtrack to your escape ise onun daha gelişmiş halidir fikrimce.
puanlamaya inat 10 verdim, yoksa 8 çalışırdı benden.
‘Yine de, kaçışımıza film müziği olacak kadar kötü değildir.’
http://media.deadgod.net/albums/blog/forums/DeathCharms/fry-see-what-you-did-there-scaled.jpg
asla hiçbir orijinal cd mi satmak istemem satamam ama bu albüm benim sattığım elimden çıkarmak istediğim tahammül edemediğim ilk ve tek cd dir…sattım lan bu albümü o derece kötü…bu albümü clayman ve whoracle gibi albümlerle aynı ortamda bulunmasına tahammül edemedim…10/1…
4 az bu albüme. min 8 verdim
“…IN FLAMES üyeleri LINKIN FLAMES tişörtüyle poz veriyor…” okurken içimden birşeyler koptuğunu hissettim.
Konu hakkındaki yorumları çok okumadım, çok bilgim de yok in flames hakkında ama az önce arabada Come Clarity albümünü dinledim. Gerçekten çok güzel bir albüm bence.
grubun kariyer planlaması diye bahsetmişsin ya, peki sence clayman sonrası dönemde come clarity gelen eleştirilere bir cevap mıydı yoksa kariyer planlamasının devam ayağı mıydı, belki de dinleyiciyi şaşırtmak amaçlı? ben come clarity’i stye ile asop’un arasında hiç düşünemiyorum, realite anlayışıma ters.
birde yukarıda bahsi edilen “nota olarak 7 puan olabilir ama arkasındaki gizli kapaklı işler sebebiyle ancak bu kadar” mealli yorumda elinden öpülesi, aynen katılıyorum.
6′dan fazla verilmemesi gereken albüm, trigger eh işte, ama diğer parçalar direk 0… benim notum 1…
Fakat Engel’in Casket Closing’inin açılışı ile Drifter’ınkinin aşırı benzemesi?
http://www.youtube.com/watch?v=CCnkKcz5_B8
http://www.youtube.com/watch?v=eqhxktLDkT4
14.07.2011
@Vornskr, görüyor ve arttırıyorum: trivium – the deceived
http://www.youtube.com/watch?v=vVwp1qB5OUg&feature=artist
Metaphor’un hatırına 7′yi bastım.Metaphor’u dinleyerek az duygulanmamıştım lisede (:
2012′nin son çeyreğinde Trigger mrigger derken baya RtR dinler oldum, iyi mi.
In Flames’in en boktan albümü aynı zamanda dinlediğim ilk albümü. İlk dinlediğimde begenmiştim aslında ama diskografiyi bitirince ne bok oldugunu anladım en fazla 4 alır benden. System,cloud connected,black n white,reroute to remain dışında 0 Bundan sonra çıkan stye ise bu albümden kat kat iyidir bottled ve friend haricinde kötü şarkı yoktur
Reroute to Remain bence geçiş albümü değil. Yeni In Flames’in gerçek anlamıyla ilk ve tam adımı.
Geçiş albümü ise ”Clayman”
21.01.2014
@Invaders Must Die, Acikcasi In Flames’in hicbir albumu gecis albumu degil.
In Flames’in hicbir albumu birbirine benzemez. oyleyse in flames’in tum albumlerine gecis albumu derim ben. ayrica su gecis albumu lafina kil oldugum kadar hayatimda baska hicbir kelimeye gicik olmadim
İlk dinlediğim metal albümü ( arkadaş tavsiyesi ile cd’sini almıştım sene 2007 ). metal adına sırf bu albümü 2 – 3 ay dinledim. in flames’i ve metali bu albümle tanıdım. içindeki tüm şarkıların sözlerini ezbere bilirim. hala cd’si durur dolabımda , benim ilk metal albümüm olarak. hayatımın en özel albümü…
bu sebepten ötürü 10 / 10.
21.01.2014
Free Fall dinliyorum suan,ne muthis sarkidir arkadas. hele o marilyn manson’dan firlamis gibi duran enfes vokaller yok mu.
kritiği ise beğenmediğimi söylemek istiyorum . çok dar bakış açısı ve subjektif yazılmış. şimdi bana ; ‘ başarılı geçiş albümlerini eleştirmiyoruz onlara iyi puan veriyoruz. değişimle alakası yok albüm kötü ‘ denilebilir. bu kesinlikle kocaman bir yalan bana göre. bu kritik baştan aşağı , eski in flames daha güzeldi bu ne böyle havası kokuyor. ama bu yüzden suçlamıyorum. belki yazan kişi gibi bende in flames i eski haliyle tanısaydım bu albümü daha az severdim . kritik yaparken duyguları bir tarafa bırakarak , grubun önceki veya sonraki hali unutularak yazılabilir . albüm tek başına değerlendirebilir . eskiden ne olduğu unutulursa daha objektif bir bakış açısı yakalanacaktır. ama kritiği yazanı suçlamıyorum , belliki eski in flames’i çok çok seviyordu ama bu albümle büyük bir hayal kırıklığı yaşadı . kendince haklıdır ama albümün puanı beni bunu yazmaya itti. çünkü gereğinden fazla düşük .
21.01.2014
@Reroute to Remain, Seninle tanışmak istiyorum ve bunu gerçekten söylüyorum.Olmadı sana 2007 de o ilk metal müzik cd’si almanı tavsiye eden arkadaşla tanışmak istiyorum.Söz onunla sadece bidakka konuşucam:)
”St. Anger” davulları kadar olmasa da bu albümle farklılaşma başlayan ve sonrasında da devam eden trampet tercihi zaman içinde daha da rahatsız etmeye başladı. Pop davulu gibi tınlıyor nerdeyse.
Acaba genel olarak seviliyor mu bu ton merak ettim.
Zamanla belli şarkılarını sevebildiğim ortalama bir albüm maalesef.
16.02.2023
@Cryosleep, İlk yarısını dinlerken içimde sevgi pıtırcıkları uçuşuyor, keyfin dibine vuruyorum. İkinci yarısına gelir gelmez bütün keyfim altüst oluyor. YAPACAĞINIZ ALBÜMÜ S