Görünüşe bakılırsa Türk müzisyenler Orta Doğulu metal grupları arasında oldukça popüler. Siz Erkin Koray’la birlikte çalıştınız, Melechesh de bir sonraki albümlerinde Harun Kolçak ve Cahit Berkay ile birlikte çalışacak. Tabii Kobi’nin de bir Ömer Faruk Tekbilek hayranı olduğunu biliyoruz. Bu durum nasıl hasıl olmaktadır? Söz gelimi, Türk müzisyenler İsrail metal sahnesinde (ya da genel olarak İsrail’de) ne kadar biliniyorlar?
İsrail birçok ülkeden göç alan bir bölge olduğu için, dünyanın pek çok bölgesindeki kültürlerin bir harmanlaması aslında. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye’den buraya göç eden büyük bir Yahudi topluluğu, Türk geleneklerinin ve müziklerinin bir kısmını beraberinde getirdi. İsrail’deki birçok insan Türk müziğine, aynı zamanda Yunan, Arap vs. müziklerine ilgi duyuyor. Biz Orphaned Land üyeleri olarak hepimiz Türk müziğini seviyoruz, hatta Türkiye’de ilk sahne aldığımız 2001 senesinde İbrahim Tatlıses’in “Mutlu Ol Yeter” parçasını coverladık.
ORwarriOR kritiğimde, albümde sözü geçen kahramanın, ışığın savaşçısı olduğundan, kendinde üç peygambere yönelik atıfları bulundurup onların tek bir temsili haline geldiğini belirtmiştim. Bu ne kadar isabetli bir tespit? Eğer yanlış bir tespitse, kahraman aslında kimi temsil ediyor?
Işığın savaşçısı, kendisinin öyle olduğuna inanan her bir kimseyi temsil ediyor. İsa, Muhammed, Musa, Buda, Gandi, Che Guevara, ben, siz ya da başka biri olabilir bu kimse. Kendini ışığın savaşçısı olarak gören her kişi hikâyenin kahramanı sayılabilir. Buradaki ana fikir kahramanı soyutlaştırmaktı ki böylece herkes onunla özdeşleşebilsin. Hikâyedeki olaylar yaşanmış hadiselerden ziyade metaforlar aslında.
Üç semavi dinden alıntılar ve göndermeler kullanıyorsunuz. Bunlardan ötürü dindar çevrelerden herhangi bir tepki aldınız mı? “Salman Rüşdi sendromu” gibi bir durum var mı?
İsrail demokratik ve insanlarının büyük çoğunluğu laik olan bir ülke olduğu için kendi ülkemizde bununla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Eminim daha sofu kimi insanlar alınmışlardır, ama biz iyi niyetli olduğumuzu bildiğimizden kafamızı bunlarla yormadık. Onlara göre temsil ettiğiniz şeye karşı nasıl davranacakları ve alınıp alınmamayı tercih etmek insanların elinde. Umarım dindar insanlar amacımızın saldırganlık değil tam tersine dindeki güzelliği bulmak olduğunu ve bu güzelliği ve ışıltıyı metal sahnesine, yani kimi zaman beyazın yerine siyahı ve iyinin yerine kötüyü tercih eden bu sahneye taşımaya çalıştığımızı anlarlar.
“Disciples of the Sacred Oath II” şarkısının sözlerinde Nur suresinden bir ayet var. Bunun kullanımına dair herhangi olumsuz bir tepki geldi mi? Facebook’ta (çoğunluğu Müslümanlardan gelen) bazı mesajları okudum ve ziyadesiyle sert mesajlardı bunlar. Ayrıca Kobi’yi o harika performansı için tebrik etmek istiyorum.
Bazı Müslüman dinleyicilerimiz bu alıntılar yüzünden zaman zaman rahatsız oluyorlar, ama biz her zaman bu ayetleri saygı nedeniyle, Kuran’ın güzelliğine övgü olsun diye kullandığımızı açıklıyoruz. Ve insanları niyetlerimizin saflığına inandırmayı çoğunlukla başarıyoruz. Korku ve nefretle beslenen insanları ikna etmek mümkün değil ve söyleyeceğimiz hiçbir şey onlar için tatmin edici olmaz, çünkü hakarete uğrayacaklarını daha en baştan kafalarına koymuşlar. Orphaned Land hayranlarının çoğunun böyle olmadığını, mantığın ve gerçeğin sesini dinleyeceklerini biliyor ve umuyorum.
Son dönemde ABD’de konserler verdiniz. İzlediğim bazı Youtube videolarında sizin festivallerdeki izleyicilerin performansınız karşısında afalladıklarını gördüm, belki de görünüşleriniz yüzündendir, emin değilim. ABD konserleri nasıl geçti, sizin için nasıl bir tecrübe oldu?
Şu an bir ABD turundayız, altı ay önce de daha küçük bir ABD turu yapmıştık. Buradaki seyirci gayet iyi, müziğimizi beklediğimizden çok daha iyi karşılıyorlar. Tamamıyla ayak uyduruyorlar, “Ocean Land” şarkımızda alkışlıyor, “Norra El Norra” sırasında zıplıyor ve sert kısımlarda kafa sallıyorlar. Bu tür bir deneyim onlar için epey yeni ama müziğimizdeki old school metali de sezinliyorlar ve müziğimizle şovumuz onları oldukça eğlendiriyor. CDlerimizi alıyor, ilgilerini kaybetmiyorlar. Yani kısaca işler Amerikalılarla son derece iyi gidiyor.
Hâlâ yapıyor musunuz bilmiyorum ama eskiden Dead Can Dance’in “Cantara” parçasını intro olarak konserlerinizde çalardınız. Neden bu şarkı? Özellikle bir nedeni var mı?
Bunu eskiden yapardık ama artık Peter Gabriel’in “Last Temptation of Christ” soundtrack albümündeki bir parçayı kullanıyoruz. Bu parçaları atmosferleri oryantal ve karanlık oldukları, güzel oldukları için kullanıyoruz, iyi girişler yapmamızı sağlıyorlar. Dead Can Dance harika bir grup. Benim en sevdiğim gruplardandır. Metal olmaması haricinde bizimkine benzer bir müzik yapıyorlar.
Sonisphere festivalinde tam olarak ne oldu? Sadece güvenlikle ilgili bir mesele miydi yoksa arkasında daha politik şeyler mi vardı sizce?
Bilmiyoruz ve bununla ilgili hiç soru sormuyoruz. Konser iptal olduğunda epey hayal kırıklığına uğramıştık. Müziğimizi çalmak üzere davet edilmiştik, yapacağımız şey de tam olarak bu olacaktı. Güvenlik şirketinin bize söylediği gibi sorumluluk almaktan çekindiklerine inanmak isterim ama gerçek nedenlerini bilmek hiçbir zaman mümkün değil. Ne olursa olsun, Aralık ayında Türk hayranlarımızagelip çalacağımız için memnunuz. Bunun herkes için sıkı bir kutlama olacağını düşünüyorum.
Şimdiki kadronuzda davullarda Matan Shmuely var. Canlı performanslarda da o çalıyor. Ama ORwarriOR stüdyo kaydında bütün şarkıları Avi Diamond çalmıştı. Bundan sonraki çalışmalarınızda Avi ile çalışmayı sürdürecek misiniz?
Şu anda pek belli değil bu durum. Adım adım ilerleyip işlerin nasıl gittiğini görmemiz gerekecek. Bir açıklığa kavuşunca bunu hayranlarımızla paylaşacağız. Hem Avi hem de Matan harika davulcular, ikisiyle de çalışmak bir zevk.
El Norra Alila albümünde sizin manifestonuz olduğunu düşündüğüm bir parça var: The Evil Urge. Şarkının geçmişine ve Orphaned Land’in genel konseptine baktığımda, bugün bile aynı kendine has tonu sezebiliyorum. Bu parçayı kaydetmeye nasıl karar verdiniz? Vermeye çalıştığınız mesaj bugünkü kadar net miydi?
O şarkıyı ben de seviyorum. Orwarrior çıkmadan önceki zamanlarda canlı çaldıklarımız arasındaydı. İleride umarım yine canlı çalma listemiz arasına koyma imkanı bulacağız. Kötücül cazibelerle boğuşmadan ışığın yolunu seçmenin mümkün olmaması konsept olarak felsefemizin bir parçası ve bu şarkı da o konseptle ilgili. Ama her bir şarkımız tinselliği kendince ve farklı bir açıdan ele alıyor.
Şarkı sözlerinde dinsel göndermelerde bulunan birçok grup var ama ORwarriOR kritiğimde altını çizdiğim gibi, bu şarkı sözleri çoğunlukla dinlere basit bir eleştiri getiriyor ya da yalnızca barış adına içi boş mesajlar
veriyor. Sizin şarkı sözlerinizin konseptlerini sosyal etki teorisi üzerinden kurduğunuzu ve tanımladığınızı biliyorum, ama Orphaned Land’e özellikle ilham veren başka gruplar da var mı?
Diğer gruplardan esasen müzikal yönden esinlendik. Müzik, genel olarak evrimsel bir süreç. Hiçbir tür onun öncesindeki benzer bir tür olmadan var olamaz, yani ilhamımızı doğal olarak bir yerden almalıydık. Ama konsept ve içerik açısından bizim tarzımız oldukça benzersiz. Bu da sanırım memleketimizden kaynaklanıyor. İsrail tektanrılı üç dinin ortaya çıkıp sık sık birbirleriyle çarpıştığı bir yer olduğu için, insanların uzlaşmasını sağlayan ve ateşkes yapmalarına yardım eden kavramlara ihtiyaç duyulmasını da sağladı. Tabii şarkı sözü ilhamını aynı zamanda çevremizden de, sevilen şairlerden, ressamlardan, gruplardan ve diğer sanat türlerinden de aldık. Ama ne yazacağımıza ilişkin yazma tercihimiz yalnız bize özgün, en azından metal sahnesi dâhilinde. The Beatles da barış hakkında müzik yazdı, ama yazma şekilleri bizimkinden farklıydı. Biz politikaya fazla yüklenmeyip daha çok insanlar arasındaki basit ilişkileri ele aldık. Bu bölgeden de bu konuda aynı tutumu gösterme arzusunda olan herkesin başımız üstünde yeri var.
Tekrar teşekkürler, şerefe!
Şerefe!
büyük site, büyük grup, büyük röportaj.. ellerinize sağlık. çok teşekkür ederim :)
Ya her bahsi geçtiğinde diyorum iyice bakayım araştırayım bu adamların şarkı sözlerini diye, sonra hep üşeniyorum. Mabool’u biliyorum ama bu orwarrior a da bi bakmak lazım heralde. Yalnız hem çok içten ve samimi insanlar, hem de başarılı müzisyenler, ailecek takip ediyoruz. Elinize sağlık, güzel röportaj olmuş.
Enfes bir röportaj olmuş.Hazırlanışında emeği geçen herkesi kutluyorum.
Pasif agresif’i röportaj konusunda durduramıyoruz efendim devamlı büyüyorlar.
İsrail demokratik ve insanlarının büyük çoğunluğu laik olan bir ülke olduğu için kendi ülkemizde bununla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadık.
hadi len ordan yer mi anadolu çocuğu bunları sen nerde yaşıyon hacı israil exreme pure neo-şeriatçı bir ülkedir bizi saf gördün herhal neyse zaten sizin yaptığınız arabesk metal dende hiç hazzetmiyom neyse daha fazla konuşturmayın beni sonra millet troll belliyor
06.05.2011
@TAAKE, israil? şeriat? neo-şeriat?
06.05.2011
@Batuhan Bekmen, Aslında Şeriat sadece islam kuralları olarak algılanır ama evrensel olarak tek tanrılı dinlerin ilkel hukuk anlayışına verilen isimdir.Yani bir Hıristiyan’a da şeriatçı diyebilirsin pek ala.Benim bilgim bu yönde ama yanlış da biliyor olabilirim.
06.05.2011
@Ugur, Benim bildiğim kadarı ile şeriat Arapça “yol, metod, adet” gibi anlamlara geliyor. Ama asıl kullanımının İslam hukuku olduğu malum. E tabi kelime anlamı ile dediğin gibi de kullanılabilir ama vaziyet belliyken detaylarda kaybolmaya lüzum yok bence.
06.05.2011
@Ugur, evet doğrusunu biliyorsun şeriatçı genel olarak hepsi için kullanılır tıpkı ümmetçi gibi zaten semavi dinler tek bir noktadan(ortadoğu)çıktığı için kullanılan dini jargonlar hemen aynı bknz:yahudi şeriatıveya sünnet
ama dediğin gibi bu kelime özellikle islam için kullanılıyor musevilerin kesin kendine has bir terimleri vardır ama bilmem ki ne
06.05.2011
@Batuhan Bekmen, evet
06.05.2011
@TAAKE, bu adam avrupa yakasındaki makbule gibi, çok feci kavram kargaşası yaşıyor
06.05.2011
@heat, kardeş israil talmut ve tanaha göre yönetilir yani tevratında bulunduğu eski ahit ve tevratın tefsiri burad özür diliyorum şeriat derken dine özellikle iitikad ve kutsal kitaba dayalı yönetimi kastediyorum teokratik desem daha doğru olur aslında ama musevilerdede bu kelime kullanılıyor bi de israil o kadar dine dayalı bi yönetimdeki şeriat uygun olur diye düşündüm adamlar
adamlar cumartesi günü kimseyi dışarı çıkartmıyor hatta bir filistinliyi ayağından vurmuşlardı işe giderken yani o derecede sofu ve dinciler vedalaşırlarken bile KUDÜS TE GÖRÜŞÜRÜZ derler bu dindarlıkları ayrıca hayranlık verici ama dediğim gibi çok uçlar
böyle bi sitede konuyu dağıttığım ve uhrevi şeylerden bahsettiğim kusura bakmayın ama bunu düzeltmem lazımdı
Orphaned Land’in Türk menajeri Derya Engin’in doğruladığı üzere Orphaned Land’in 22 Eylül 2012 cumartesi günü Ankirock’ta olmasının yanısıra grup elemanlarının Türk vatandaşlığına başvurma kararı almıştır.(grubun facebook türkiye sayfası)
http://www.facebook.com/OrphanedLandTR
elemanlar Türk vatandaşı olacakmış ve amaçları dünya barışına hizmetmiş.