Gene Hoglan Modern Drummer Kasım sayısına kapak oluyor. Böylece ilk kez bir ekstrem metal davulcusu dünyanın en ünlü davul dergisinin kapağına çıkıyor.
Hoglan’ın bu konu da dahil pek çok konuya dair yorumları şöyle:
“Selam millet, umarım hepinizin keyfi yerindedir! Ben kendiminkinin yerinde olduğuna eminim. Son 13 ayın 12sini turlayarak geçirdiğimiz turneye noktayı koyuyoruz. Biz, yani Fear Factory, bu yıl başladığımız bitmek bilmez koşuşturmayı Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya’da Metallica’yla birlikte verdiğimiz birkaç konser ile bitirmiş bulunuyoruz. Bu konserler inanılmaz ve muazzam geçti, aynı zamanda Metallica’nın elemanları olsun ekipleri olsun herkes tarafından son derece iyi muamele gördük. Şey, bir tek tabaklarımızı toplamadığımız için bazılarımıza bağıran şu catering’de çalışan arkadaş hariç. Pardon ya, benim yüzümden oldu. Zaten sözkonusu yemek olunca başım hep bir şekilde belaya giriyor.
Metallica’nın bizi de davet etme kibarlığını gösterdiği çok güzel bir akşam yemeğinde James ile muhabbet etme fırsatı buldum. Ona 30 yıl önce, yani 13 yaşında bir metalci olduğum dönemlerde onunla bir arka bahçe partisinde karşılaştığımızı ve kendisinin hayatımda Maiden tişörtü giydiğini gördüğüm ilk kişi olduğunu anlattım. Bu ev yapımı bir tişörttü, üzerinde ilk Maiden albümünün kapağının tek renk baskısı vardı, ama o zamanlar hiç kimse Maiden’ı bilmezdi, bırakın tişörtüne sahip olmayı! O yüzden ben, ortamın serserisi olarak, bütün gece o nereye gittiyse ben de peşinden gitmiştim. Başına musallat olup “bana da aynısından yapsana” diyip durmuştum. O da tabii ki bana siktirip gitmemi söylemişti. Ve bunu gece boyunca hiç durmadan tekrarlamıştı.
Bu yıl Fear Factory cephesinde olduğu gibi benim için de çok hareketli geçti. Hala da birkaç ayımız daha var. Fear Factory’nin tur döngüsü dört (yoksa beş mi?) kere Avrupa, iki kere Avustralya ve Yeni Zelanda (kolla kendini Tazmanya, bir dahaki sefere listeye eklenmen muhtemel), Birleşik Devletler içerisinde üç kere (dört mü? acaba dört müydü?) bir adet Kanada’yı baştan başa gezdiğimiz (yine de Terry Fox bizden daha uzağa gitmiş olabilir) seyahat, yaklaşık birkaç yüz şov, direksiyon başında bayılan bir otobüs şoförü ve yanıp kül olmuş bir otobüs ile sona erdi.
Bana gelince (Hoglan Endüstrileri’ndeki kölelerin de yardımıyla) yeni web sitemi açtım, bir de The Atomic Clock dvd’sini çıkardım. İçinizde bunu satın alanlara hakkaten durup bir teşekkür etmek istiyorum. Ne kadar makbule geçtiğini anlatamam. Talep şimdiye kadar bayağı coşmuş halde. Ben de insanların beğendiğine çok seviniyorum. Tekrardan her birinize çok teşekkürler. Satın almayıp çalanlarınıza da, valla, tek diyebileceğim şey benim ve benim gibi insanların kendi projelerimizi cebimizden verdiğimiz parayla finanse etmeye devam edeceğimiz, bunlardan zarar ettiğimiz defaların kar ettiklerimizden daha fazla olduğu ve bunu sadece kendimizi mutlu etmek ve sizin hırsızlık işinizi büyütmek için yaptığımız. Cehennemi sizin körpe ruhlarınızla hıncahınç dolduracağız. Tamam, bu biraz abartı oldu ama lafı nereye getirmek istediğimi anladınız herhalde. DVD’yi satın aldıysanız, size teşekkür ediyorum. Çaldıysanız edemiyorum.
Bir diğer ‘utanmaz arlanmaz teşhir’e gelirsek – Aman Tanrım! Sonunda Modern Drummer’ın kapağına çıkmayı başardım! Vay canına, inanabiliyor musunuz? Size sadece şunu söyleyeyim, şu anki kariyerimi elde etmek için 25 yıldan fazla çalışan biri olduğum ve bu olay bir davulcunun kendisi için hayal edebileceği kesinlikle en büyük onur olduğu için, hala bu denli yüceltilmiş olmanın şokunda bulunuyorum. David Ciauro ve Modern Drummer’daki herkese bu inanılmaz ayrıcalığı bana yaşattıkları için teşekkür ederim. Bu dergi biz davulcular için en başından beri bir kutsal kitap mahiyetinde olmuştur ve 27 yıl önce bu derginin ilk sayısını aldığım zaman günün birinde kapağında benim olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Çok heyecanlı olduğumu söylememe gerek yok herhalde! Zaten ne zaman mainstream olan herhangi bir yerde metalden bir şekilde övgüyle bahsedilse ben heyecanlanırım.
Her neyse, kendimi övmeyi bırakıp sitemin düzenli okuyucularına şunu hatırlatmak istiyorum: DVD’nin basın tanıtımı için sürüyle link, eşek yüküyle röportaj falan filan postaladık. Devamı da gelecek. Bunları hoglanindustries.com’un medya bölümünde bulabilirsiniz. Umarım beni ahkam keserken dinlemekten siz de benim kadar zevk alıyorsunuzdur. Har har.
İşte böyle millet, benden her zaman olduğu gibi önümüzdeki 7-12 yıl arasında yeni bir güncelleme bekleyebilirsiniz. Eminim o zaman da konuşacak bir sürü şeyim olur, hiç şüpheniz olmasın.
Bu yıl şimdiye kadar mükemmel geçti ve daha iki ayımız daha var. Harika!
Ha, bu arada, bu satırları yazdığım sırada 60′ın üzerinde pound (yaklaşık 27 kilo) verdim, çoook daha fazlasını da vericem. Bunun için kadınıma naçizane teşekkür ediyorum.
Anne, ben kapağa çıktım!”
number 1 drummer of all metaverse :)
symbolic acts…
daha fazla hakeden biri olamazdı zaten :D kendim o kapağa çıksam bu kadar sevinmezdim yemin ediyorum helal olsun ahtapota.