Sitemizde ağırlamaktan memnuniyet duyduğumuz son grup, adlarını gün geçtikçe daha geniş bir kitleye duyuran ve Fransa’dan çıkan önemli gruplar kervanına hızla katılan teknik death metal grubu GOROD. Grubun asıl bestecisi gitarist Mat ve basçı Ben’in karışık olarak cevapladığı bu röportajı, sitede sayıları az ama öz olan GOROD sevenlerine ithaf ediyoruz. Umarız hoşunuza gider.
Selamlar. Umarım o taraflarda her şey yolundadır diyor, sorularıma başlıyorum.
İlk olarak, “Process of a New Decline“a gelen tepkiler nasıldı? “Leading Vision” çok iyi yorumlar almıştı, “Process of a New Decline”da da umduğunuz yorumları aldınız mı?
Selam Ahmet. “Process of a New Decline”a gelen yorumlar harikaydı! “Leading Vision”a gelen tepkiler de çok iyiydi, evet, ancak yorumların çoğu, teknik death metalin devleriyle turlamamızı sağlayan albümün “Process of a New Decline” olduğunu söylüyor.
Yakında bir EP çıkaracaksınız ve EP’de 14 dakikalık bir şarkı var. Şarkıyı EP’yi çıkarmaya karar verdikten sonra mı yazdınız yoksa yazdığınız şarkı 14 dakikaya çıkınca “Bunu bir EP yapalım” mı dediniz? Bu şarkı ve genel olarak EP hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Uzun bir şarkı yazmayı epeydir istiyorduk. Ancak böyle bir şarkıyı albüme koymak çok zordu, bu yüzden de bir EP çıkarmaya karar verdik. Bu şarkı ilk albümümüz “Neurotripsicks”le başlayan hikâyenin de üçüncü ve son halkası olacak; size değişken atmosferler sunacak ve bir grup olarak sahip olduğumuz farklı etkilenimleri, yine GOROD sound’uyla duymanızı sağlayacak. EP’de aynı zamanda davulda Sam’le tekrardan kaydettiğimiz Earth Pus adlı eski şarkımız, Earth Pus ve Blackout’un akustik versiyonları ve bir de cover şarkı olacak.
GOROD albümden albüme teknik death metalin en iyi gruplarından biri olarak gösteriliyor ve pek çok yorumda gelecekte de çok güzel işler yapacağınız söyleniyor. Siz GOROD’un geleceğini nasıl görüyorsunuz? Albümden albüme daha çok teknikleşmeyi mi, yoksa müziğinizde deneyler yaparak sound’unuzu çeşitlendirmeyi mi düşünüyorsunuz?
Teknik death metal sahnesinde adımızı duyuruyorsak, bunun sebebi kesinlikle en teknik grup oluşumuz değil. Çünkü değiliz. Teknik ve komplekslik anlamında bizden çok daha uç yerlerde duran gruplar var. Bence bizi iyi yapan şey, teknik kasışların nerede sıkıcılaşmaya başladığını iyi biliyor oluşumuz. Bunun yanı sıra şarkılarımızın “müzikal” ve melodik olmalarına da çok önem veriyoruz. Belki farkımız budur. Bunun yanında farklı efektler, sesler, metalde fazla rastlanmayan enstrümanlar da kullanarak müziğimize varyasyonlar katıyoruz ve katacağız. GOROD’un geleceğini böyle özetleyebiliriz.
CYNIC’in Textures’ını cover’ladınız. CYNIC büyük ilhâm kaynaklarınızdan biri mi? Bugünkü GOROD müziğine etki etmiş başka hangi grupları sayabilirsin?
Evet CYNIC tabii ki çok büyük bir ilhâm kaynağı! Ve MASTODON! Onlara da bayılıyoruz! Doksanların ortalarında CYNIC’i keşfettiğimizde onlara hayran kalmıştık. Çok farklı, çok müzikâldiler. Harikaydılar! Tabii ki onları kopya etmeye çalışmadık ama onlardan epey ilhâm aldık. Hepimiz farklı türde müzikler dinliyoruz; klasik rock, 70′lerin funk müziği, hard rock, klasik müzik, etnik dünya müziği; bize farklı melodi anlayışları kazandıracak her tür müziği dinleriz.
Grup adı vermem gerekirse CORONER, DEATH, CARCASS, LOUDBLAST, CANNIBAL CORPSE, MORBID ANGEL, OBITUARY, MASTODON, PESTILENCE, IRON MAIDEN ve METALLICA’yı sayabilirim.
Davulcunuz Sandrine’in “Leading Vision”dan sonra ayrılma sebebi neydi? Şu anda başka bir yerlerde çalıyor mu? Teknik death metal grubunda kadın davulcu görmek çok rastlanan bir şey değil, Sandrine’le karşılaştığınızda ilk tepkiniz nasıldı?
Sandrine işi yüzünden GOROD’dan ayrıldı. İkisini birlikte götüremedi. Şu an sadece kendisi için, zevkine çalıyor. Ben, Mat ve Sandrine doksanların ortalarında birlikte müzik yapmaya başladık. Grupları birlikte keşfettik, müzikâl birikimimizi birlikte oluşturduk. O yüzden davul setinin arkasında bir kızın oturması bizim için her zaman normaldi. Çünkü başka türlüsünü hiç yaşamadık!
Çok steril bir sound’unuz olduğunu düşünüyorum. Elit, hatta zarif bile diyebilirim. Tüm enstrümanlar, en ufak detaylarıyla en temiz şekilde duyulabiliyor. GOROD müziğini böyle temiz yansıtmak sizin seçiminiz mi? Çünkü bildiğimiz gibi bazı gruplar sizinki gibi temiz sound yaratma imkânları olsa bile daha kirli, daha vahşi sound’da albümler çıkarabiliyorlar. Siz kayıt masasında hayli fazla zaman geçiriyor olmalısınız.
Tüm enstrümanlar en iyi şekilde duyuluyorlar evet. “Process of a New Decline”ın kayıtları sırasında miksaj masasında bayağı fazla zaman harcadık. Yine de sound’umuzu steril bulmuyorum. “Organik” demeyi tercih ederim. Albümlerde duyduğunuz şeyler, tam olarak bizim sizin duymanızı istediğimiz şeyler.
Fırsatım olan tüm konserlere giden biri olarak, sahnede teknik death metal gruplarını izlemeyi çok seviyorum. Sahnede müzisyenlik izlemek, zor bir müziği birlikte icra eden müzisyenler görmek bana büyük zevk veren şeyler. Ama görüyorum ki sahnedeki müzik kompleks hale geldikçe izleyiciler nasıl davranacaklarınız bilemiyorlar. Siz sahneden seyirciye baktığınızda, müziğinizin kompleksliği dolayısıyla sabit duran, kollarını kavuşturup sadece izleyen insanlar görmeye alıştınız mı, yoksa siz çalarken herkesin tepindiğini görmek mi istiyorsunuz?
Death metal “canlı” bir müziktir. Sonuç olarak rock müziğin evrimleşmiş bir halidir. Bu da sahneden bir enerji yaymanız gerektiği anlamına geliyor. Canlı çalmaya BAYILIYORUZ; bu müziğimizin çok önemli bir parçası. O yüzden de müziğimizin teknik yanıyla uğraşırken, bunun konserlere olacak etkisini de görmezden gelemiyoruz. Sadece konserlerde daha güçlü çalabilmek adına, albüm kayıtlarında bazı bas partisyonlarını basitleştirmek konusunda tereddüt etmem mesela. Sonuçta sahneye çıkıp enstrümanınız üzerinde matematik problemleri çözmek de izleyen açısından çok zevkli olmayacaktır. O yüzden sahnede coşabileceğiniz şeyler çalıyor olmanız lâzım. Seyirciye gelince, enstrüman manyağı “inekler” ve hata yapmanızı bekleyen “müzik uzmanı” çocuklardansa, hareketli bir seyirci kitlesini tercih ederim tabii ki. Şarkılarımız o kadar da karmaşık olmadığı için genelde hep tepişen, coşan bir kitle önünde çalıyoruz. Çok heyecan verici!
Metal konusunda birtakım özel -hatta takıntılı- zevkleri olan bir dinleyici olarak, solo arkası ritim gitar olayına hep çok dikkat ederim. Çoğu insan solo arkası riflere dikkat etmez ama bence metal dünyasında sololar arkasında gizlenen ve fark edilmeyen bir sürü mükemmel rif var. GOROD bu olaya çok önem veriyor. Sololarınızın arkasındaki kimi rifler birçok başka grubun en önemli rifleri arasına girecek kadar yaratıcı. Senin de metal konusunda böyle özel ilgi alanların ve dikkat ettiğin ayrıntılar var mı?
Çok sağol! Bunu fark etmiş olman harika! Dediğim gibi biz her zaman şarkılarımızın müzikâl olmaları için ter döküyoruz. Sololar gibi, arkalarındaki rifler de bizim melodik müziğimizin önemli parçaları. Bu bizim için çok önemli. Aslında sololar arkasında olan biteni yansıtmak için vardırlar, onları gizlemek için değil.
Ben şarkıları arka arkaya dinledikçe yeni ayrıntılar keşfetmeyi severim. Şarkıların kişiliklerini yaratan ve onları bir şekilde farklı kılan şeyler, çoğunlukla ilk birkaç dinlemede öne çıkmayan, ayrıntılarda gizlenen şeylerdir. Bunları bulmayı çok seviyorum.
LAMB OF GOD’ın son albümü “Wrath” iki CD olarak yayınlandı. Birinde albüm var, diğerindeyse tüm enstrümanların ve vokallerin ayrı ayrı kanal kayıtları mevcut. Yani albümdeki tüm şarkıların sadece davulları, tüm şarkıların sadece gitarları, sadece vokalleri gibi. Bence bu enstrüman çalan insanları parçalara eşlik ettirmek ve enstrümanlarında gelişmelerine yardımcı olmak adına harika bir yol. Ayrıca ticari olarak da zekice bir fikir. Siz de albümlerinizde yüksek düzeyde müzisyenlik sergiliyorsunuz. E bu da beni keşke GOROD veya benzeri gruplar da böyle olaylara girebilseler diye düşündürtüyor. Sence böyle bir girişim maddi olarak külfetli mi olurdu? Keşke daha çok grup böyle şeyler yapabilse.
Böyle bir şeyden hiç haberim yoktu. Güzel bir fikirmiş. Ama bence şarkıların nasıl çalındığını gösteren kitaplar ve tüm şarkıyla birlikte çalmak enstrümanınızda gelişmeniz adına daha yararlı. Benim bakış açım bu. Ama bahsettiğin şeyin de çok iyi bir fikir olduğu kesin. Pek çok insan bu sayede enstrüman çalmaya heveslenebilir. Evet düşündüm de bu bayağı iyi bir fikirmiş. Bu konuyu gruptaki diğerleriyle konuşacağım. Maddiyat kısmını da şirkete sorarım artık haha!
GOROD Rusça’da “şehir” demek. Bu sadece “Neurotripsicks” konsepti gereğince konmuş bir isim mi yoksa daha derinlere inen bir manası var mı?
Amerikalı şirket Willowtip’leyken ilk adımız olan GORGASM’ı değiştirmemiz gerekti, çünkü öyle bir grup zaten varmış. Biz de söylenişi ve logomuz açısından da yazılışı GORGASM’a benzeyen kelimeler düşünmeye başladık ve GOROD’u bulduk. Üstelik ilk albümdeki şarkı sözü konseptimize de uyuyordu; bizce çok iyi oldu.
GOROD gayet cillop bir teknik death metal çalıyor, o yüzden sormak istiyorum: İyi teknik death metal yapmanın formülü nedir? Çünkü biliyoruz ki tekniklik ve müzisyenlik anlamında sınırları zorlayan ama ortaya gayet ruhsuz, anlamsız müzikler çıkaran sayısız grup var. Teknik olalım diye kendi müzikleri içinde kaybolup gidiyorlar. Sizce bu konuda çizgiyi nereye çizmek lazım?
Sadece teknik olsun diye teknik müzik YAPMAYIN. Bu çok sıkıcı bir şey. Bırakın müzikâl tarzınız şarkılarınızı yönlendirsin. Kendinizi kasmayın. Güzel duyulduğunu düşündüğünüz şeyleri yazın. İyi bir şey yazmanın formülü; müzikâllik, melodi ve güçtür!
Fransa’dan fışkıran kaliteli gruplar hakkında ne düşünüyorsunuz? Fransa seksenler ve doksanlarda neleri yanlış yapıyordu, iki binlerde neleri doğru yapıyor?
Bu gerçekten de harika bir şey! Sanırım GOJIRA, HACRIDE, BENIGHTED, KRONOS, PITBULLS IN THE NURSERY veya TREPALIUM gibi grupları kast ediyorsun. Fransa’daki metal patlamasıyla ilgili bir şeyi bilmen gerekiyor: Tüm bu gruplar on yıldan fazla zamandır müzik yapan ve bugünkü konumlarına çok çalışarak ve azmederek gelen topluluklar. Müzikleri on yıl önce de çok iyiydi ama yıllar boyunca kabul edilmeyi beklediler, kendilerini geliştirdiler. Fransa’da saygı duyulan bir metal grubu olmak çok ama çok uzun bir yolculuktur! Çünkü Fransa’da rock kültürü diye bir şey hiçbir şekilde gelişmemiştir.
Şimdi farklı olan şeyse, bugün tüm bu gruplara yardım eden kişilerin, organizatörlerin, kısacası piyasadaki insanların doğru kişiler olmaları. Bunun yanında internet de insanlara müziğinizi yaymak adına çok önemli bir araç tabii ki.
Fransa demişken, bu atılımın öncüsü olarak göze çarpan ana grup elbette ki GOJIRA. Hatta GOJIRA için gelmiş geçmiş en önemli Fransız metal grubu bile diyebiliriz. Siz ve genel oalrak Fransız metal dinleyicisi GOJIRA müziğini seviyor mu? Fransa’da ne kadar büyükler?
Biz GOJIRA müziğini tabii ki çok seviyoruz. Adları GODZILLA’yken barlarda çalıp millete demo kasetlerini dağıttıkları zamanları da biliyoruz. Emin ol ki ta o zamandan benzersiz oldukları ve çok büyük olacakları belliydi! Harika müzisyenler ve Fransa’dan çıkan en önemli metal grubu oldukları da kesin. Fransa’da manyak boyutlarda bir kitleleri var, ancak her Fransız dinleyicinin onlara taptığını da söyleyemem. Her grup gibi onların müziğinden hoşlanmayan insanlar da var.
WATCHTOWER sever misiniz? 20 yıl sonra ilk kez yeni bir şarkı yayınladılar ve o zamanki tazeliklerini koruyor olduklarını görmek harika.
Evet! İşte bizim yaptığımız türde müzik yapan ve bunu en üst düzeyde yansıtan bir grup! Geçmişte önemli işler yapan ve günümüzde tekrardan müzik yapmaya başlayan gruplar olması bence çok güzel bir şey. Bir daha asla göremeyeceğimi sandığım pek çok grubu canlı gördüm: CYNIC, PESTILENCE, ATHEIST, CARCASS ve daha fazlası. Bu açıdan benim adıma harika bir şey! Onlar müziklerini yaymanın bugünkü kadar kolay olmadığı dönemlerde faaliyetteydiler. Günümüz dinleyicileri seksenlerde doksanlarda yaşamış olsalardı bu grupları kesin severlerdi, ancak onlar bu gruplarla iki binlerde tanışma fırsatı buldular ve bu iyi bir şey.
Son olarak, günümüzdeki teknik death metal gruplarından sevdiklerin, farklı olduğuna inandıkların hangileri?
24 saat boyunca metalin her türünü dinleyen davulcumuz Sam dışında bizim modern death metal gruplarını dinlediğimiz söylenemez. Yaşımız çok büyük değil, ama yine de eski tarz şeyleri seviyoruz. Death, rock, hard rock, funk, caz…
Death metal adına her gün sayısız grup çıkıyor, dinlenecek çok fazla şey var!
OBSCURA yeni sayılır ama bence onlar DEATH’in bıraktığı yerden başladılar. Bence çok iyi bir grup. DECREPIT BIRTH de bayağı iyi. Hmm.. Dİnleyip de hayran kaldığım son albüm ise son PESTILENCE albümü “Resurrection Macabre”!. Teknik death metalle eski tarz death metali mükemmel şekilde harmanlamışlar!
Pekâla, hepsi bu kadardı. Harika müziğiniz için size teşekkür ediyorum ve gelecekte de başarı ve şans diliyorum.
Desteğiniz için çok teşekkür ederiz! Umarım bir gün Türkiye’de çalma fırsatını yakalarız. O zamana kadar GOROD’un gücünü damarlarınızda ve beyninizde hissetmeye devam edin!
Enfes grup , enfes roportaj. Tesekkurler. Bu solo arkasi riff benim icin meme yani gibi bir seydir , ayni takinti bende de mevcut. Ve Gorod’un bu konuya yaklasimini cok sevdim.
@Mustafa sakalli, aynen aynı takıntı bende de var:) bir grubun kalitesini gösteren etkenlerden biridir ve bunu en iyi uygulayanlar olarak, ilk aklıma gelenler opeth ile death.
röportaj ve grup seçimi harika. özellikle
-”enstrüman manyağı “inekler” ve hata yapmanızı bekleyen “müzik uzmanı” çocuklardansa, hareketli bir seyirci kitlesini tercih ederim tabii ki”-
bu kısım çok hoşuma gitti
gidip bulucam bu adamları. çaktırmadan enselerine vurup “yaptığınız iş mi lan sizin deyuslar!” diyecem. “ne analar ağlattınız”, “ne ocaklar söndürdünüz ulan!” diyecem.
yaptıkları müzik gibi konuşmları cevapları da gayet yerinde, hoş olmuş. röportaj için Gorod seçimi zaten efsane. pasifagresif farkı resmen.
geçen gün gorod’un resmi bi forumunda (kolpadan bi forum ama grup elemanları falan takılıyor) gruptan vokal ve bir gitaristin ayrıldığı haberini okumuştum. doğru bir haber mi gerçekten tam öğrenemedim (ya da inanmak istemedim aslında). onunla ilgili de soru olsaymış keşke.
bir de 14 dakikalık gorod şarkısı ne yamultur adamı ulan.
malesef. hala turlamaya da devam ediyolar, ep kaydına devam ediyolar, anlamadım durumu tam. o yüzden de röportajda sormak iyi olurdu hem ama denk gelmemiş neyse. açıklama fransızca, fransızcası olmayanlar için 4. entari ingilizceye çevirmiş.
@zafer, tişörte basmak için istiyorsan, ben de baktım ama daha büyüğünü bulamadım. Eğer photoshop kullanıyorsan, grubun logosunun etrafını vektörel olarak çizip sonra istediğin büyüklüğe getirebilirsin kalitesini kaybetmeden. Eğer photoshop kullanmıyorsan uygun bi anımda yapıp mail atarım sana.
özür diliyorum. şeffaf resimde goro gri, d harfi de beyaz olmuş. düzelttim :) bi de tinypic 1600×800′e küçültüyo resmi. o yüzden sanırım etrafında siyahlıklar falan olmuş. imageshack 3000×1500 şöyle; http://img13.imageshack.us/img13/2605/gorod.png
bu arada benim de bu röportaj sayesinde gorod’a karşı bi sevgim bi saygım oluştu. hatta disavow your god ve programmers of decline’a hasta oldum. daha doğrusu albümün bu ilk iki şarkısını dinlemekten diğer şarkılara geçemedim. dinlesem onlara da hasta olurum büyük ihtimalle. eve döndüğümde daha da detaylı bakıcam bu gruba. röportaj da gayet güzel olmuş.
“Sadece teknik olsun diye teknik müzik YAPMAYIN. Bu çok sıkıcı bir şey. Bırakın müzikâl tarzınız şarkılarınızı yönlendirsin. Kendinizi kasmayın. Güzel duyulduğunu düşündüğünüz şeyleri yazın. İyi bir şey yazmanın formülü; müzikâllik, melodi ve güçtür! ”
Bayıldım buraya.
Enfes grup , enfes roportaj. Tesekkurler. Bu solo arkasi riff benim icin meme yani gibi bir seydir , ayni takinti bende de mevcut. Ve Gorod’un bu konuya yaklasimini cok sevdim.
19.07.2010
@Mustafa sakalli, aynen aynı takıntı bende de var:) bir grubun kalitesini gösteren etkenlerden biridir ve bunu en iyi uygulayanlar olarak, ilk aklıma gelenler opeth ile death.
röportaj ve grup seçimi harika. özellikle
-”enstrüman manyağı “inekler” ve hata yapmanızı bekleyen “müzik uzmanı” çocuklardansa, hareketli bir seyirci kitlesini tercih ederim tabii ki”-
bu kısım çok hoşuma gitti
valla ne yalan söyliyeyim gorod’a öyle pek ilgim yoktu ama röportaj fikrimi değiştirdi, müziğe bakış açılarını sevdim. kafa elemanlar.
“Blackout’un akustik versiyonu” he mi? Abov, çok meraklandım şimdi.
gidip bulucam bu adamları. çaktırmadan enselerine vurup “yaptığınız iş mi lan sizin deyuslar!” diyecem. “ne analar ağlattınız”, “ne ocaklar söndürdünüz ulan!” diyecem.
yaptıkları müzik gibi konuşmları cevapları da gayet yerinde, hoş olmuş. röportaj için Gorod seçimi zaten efsane. pasifagresif farkı resmen.
geçen gün gorod’un resmi bi forumunda (kolpadan bi forum ama grup elemanları falan takılıyor) gruptan vokal ve bir gitaristin ayrıldığı haberini okumuştum. doğru bir haber mi gerçekten tam öğrenemedim (ya da inanmak istemedim aslında). onunla ilgili de soru olsaymış keşke.
bir de 14 dakikalık gorod şarkısı ne yamultur adamı ulan.
21.07.2010
@özgür, o dediğin olaydan haberim yok. bu röportaj Mayıs sonunda yapıldı o yüzden o sırada da öyle bi durum yoktu herhalde.
21.07.2010
@Ahmet Saraçoğlu, olay ne zaman gerçekleşti bilemiyorum tam. ama forumda haziran ayında duyurusu yapılmış, işte :
http://www.smnnews.com/board/showthread.php?t=239126
malesef. hala turlamaya da devam ediyolar, ep kaydına devam ediyolar, anlamadım durumu tam. o yüzden de röportajda sormak iyi olurdu hem ama denk gelmemiş neyse. açıklama fransızca, fransızcası olmayanlar için 4. entari ingilizceye çevirmiş.
23.07.2010
@özgür, vokalist ailesine zaman ayırmak, gitarist de sağlık sorunları yüzünden ayrılmış.
23.07.2010
@Ahmet Saraçoğlu, evet ben de onu diyordum :)
23.07.2010
@özgür, ingilizce’si de olmayan varsa diye dedim.
alakasız olacak ama; şu en alttaki grup ambleminin büyük boyu var mıdır? vara yollar mısınız sevgili dostlar arkadaşlar.
23.07.2010
@zafer, tişörte basmak için istiyorsan, ben de baktım ama daha büyüğünü bulamadım. Eğer photoshop kullanıyorsan, grubun logosunun etrafını vektörel olarak çizip sonra istediğin büyüklüğe getirebilirsin kalitesini kaybetmeden. Eğer photoshop kullanmıyorsan uygun bi anımda yapıp mail atarım sana.
23.07.2010
Pasif Agresif. Hizmette sınırsız kalite.
23.07.2010
@Ahmet Saraçoğlu, hmm tamam o zaman ben direk son albümün kapağıyla bişeyler yapayım. yormayım seni de :)
illustrator vs gorod, olduğu kadar.
şunun arkaplanı şeffaf: http://i32.tinypic.com/4g4xhl.png
şununki de siyah, görüyosunuz zaten: http://i32.tinypic.com/xeoigg.jpg
daha da büyütebilirim?
oov çok klas hareketler
özür diliyorum. şeffaf resimde goro gri, d harfi de beyaz olmuş. düzelttim :) bi de tinypic 1600×800′e küçültüyo resmi. o yüzden sanırım etrafında siyahlıklar falan olmuş. imageshack 3000×1500 şöyle; http://img13.imageshack.us/img13/2605/gorod.png
bu arada benim de bu röportaj sayesinde gorod’a karşı bi sevgim bi saygım oluştu. hatta disavow your god ve programmers of decline’a hasta oldum. daha doğrusu albümün bu ilk iki şarkısını dinlemekten diğer şarkılara geçemedim. dinlesem onlara da hasta olurum büyük ihtimalle. eve döndüğümde daha da detaylı bakıcam bu gruba. röportaj da gayet güzel olmuş.
26.07.2010
@followthecolors, verdiğin linkde komple beyaz ekran mı var ben mi öyle gördüm yoksa?
26.07.2010
@heat, arkası şeffaf png öyle gözükür. photoshop, illustrator vs’ye alınca görülüyo gorod yazısı.
yeni açıklama gelmiş.
vokale Julien “Nutz” Deyres geçmiş.
gitara da Nicolas Alberny.
bakalım görücez. bi tane video vardı yeni bi adamın vokalde olduğu. o bu mu bilmiyorum ama pek iyi değildi. bakalım.
http://www.facebook.com/?ref=logo#!/notes/gorod-the-official-page/gorod-big-news-ep-line-up-/477125234296
link vermeyi unutmuşum.
“Sadece teknik olsun diye teknik müzik YAPMAYIN. Bu çok sıkıcı bir şey. Bırakın müzikâl tarzınız şarkılarınızı yönlendirsin. Kendinizi kasmayın. Güzel duyulduğunu düşündüğünüz şeyleri yazın. İyi bir şey yazmanın formülü; müzikâllik, melodi ve güçtür! ”
Bayıldım buraya.
ben de daha yeni keşfettim, bu aralar dinliyorum bu grubu. röportaj harika olmuş gerçekten.