# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
SONISPHERE, 25-26-27 Haziran 2010 – İnönü Stadı
| 29.06.2010

Aşırı dozda metale maruz kalmak.

Ülkemizde yapılan en büyük konser organizasyonu diyebileceğimiz Sonisphere, bilindiği gibi öncesinde pek çok tartışmaya mahâl veren, her açıdan çok konuşulan, kadrosuyla akıl alan, her yönüyle “büyük” bir olaydı. İçinden kendi isteğiyle çıkan, dış sebepler yüzünden çıkarılanlar, eklenip birkaç gün sonra iptal edilenler, son anda girenler… Kısacası her şeyiyle epey hareketli bir ön süreç yaşandı.

Festivali çok detaylı şekilde anlatma niyetinde değilim. Zira üç gün, on beşten fazla grup, her grup sırasında olan bin türlü olay, tribünü ayrı, saha içi ayrı, tuvaleti taşmış köftesi soğukmuş, vesaire vesaire. Gidemeyenler için üç günün bir özetini geçelim yeter. Hatta bodoslama girelim.

1. Gün:

STONE SOUR’dan hemen önce tribündeki yerimizi aldık. Grubu, vokalist ve gitaristlerden birinin SLIPKNOT üyesi olmaları dışında bilmeyen bir insan olarak, fena vakit geçirtmediklerini söyleyebilirim. Katılım beklediğimden yüksek, hava ise “Noolur yağmasın” serzenişlerine gebe şekilde kapalıydı. Saha içinin büyük kısmı ve tribünlerin çoğu boş olsa da, seyirci gruba verebileceği ölçüde destek verdi. Corey Taylor’ın da seyirciden memnun kaldığını sanıyorum. Burada çok tanınmadıklarını biliyorlar, o yüzden bu ölçekteki olumlu tepki dahi hoşlarına gitmiş gibi geldi bana.

STONE SOUR’un, yeni albüm “Audio Secrecy”den üç şarkının çalındığı setlist’i şöyleydi:

Intro
Mission Statement (Yeni şarkı)
Made Of Scars
The Bitter End (Yeni şarkı)
Your God
Through Glass
Digital (Yeni şarkı)
Get Inside
Hell & Consequences
30/30-15

Sonra PENTAGRAM çıktı. Bilindiği gibi Murat İlkan’ın son konseriydi. Grubun yeni vokalisti olacağı duyurulan Gökalp Ergen (THE CLIMB) ile birlikte bir DIO’ya saygı geçidi yapan grup, ardından Hakan Utangaç ve Ogün Sanlısoy’la eskilere gitti. Murat İlkan sahneye çıktığındaysa pek çok insanın kafasında aynı soru vardı sanırım: “Mikrofonda mı sorun var, yoksa söyleyemiyor mu?”. Eğer ikincisiyse, Murat İlkan şarkıları söyleyemeyecek durumdaysa, gerçekten üzücü bir durum. Sahneden ayrılırken de sendelediğini gördüğümüz İlkan, umarım sağlığına kavuşur, ya da en azından daha kötüye gitmez. Grup klasik PENTAGRAM performanslarından birini verdiyse de, bence Murat İlkan’ın durumu dolayısıyla ne çaldıkları da pek fazla fark etmezdi. Seyircinin desteğiyle hoş bir uğurlama oldu. Bunca yıl yaptıkları ve Türk metal tarihine adını yazdırdığı için şahsen kendisini kutluyor, tekrar geçmiş olsun diyorum.

PENTAGRAM, dört farklı vokalistle geçmişten günümüze şöyle bir setlist sundu:

Powerstage
Rotten Dogs
Vita Es Morte
No One Wins the Fight
Behind the Veil
Give Me Something to Kill the Pain
In Esir Like an Eagle
For the One Unchanging
Lions in a Vage
Bir

Ardından ALICE IN CHAINS geldi sahneye. Grubu bilen insan sayısı bir hayli az geldi bana. ALICE IN CHAINS’i hiç bilmediğim için performansları konusunda bir yorum yapamayacağım, ancak kendilerini bilmeyen bir izleyici olarak gayet zevk aldığımı söyleyebilirim.

Her ALICE IN CHAINS bilmeyeni gibi ben de Would’da ve yeni albümden Check My Brain’de konserin en güzel anlarını geçirdim diyebilirim. Grubun takipçilerinin çeşitli mecralardaki yorumlarında da grubun gayet iyi çaldığı söyleniyor, demek ki iyi çalmışlar.

ALICE IN CHAINS’in setlist’i de, karışık olmakla beraber şöyleydi:

Them Bones
Dam That River
Man in the Box
Again
Would
Angry Chair
Rooster
Lesson Learned
Acid Bubble
Check My Brain
It Ain’t Like That
We Die Young
Rain When I Die

Saat tam 21.00 olduğundaysa, sahne kurulumunu gizledikleri dev perde düştü ve içinden aynı boyutlarda devasa bir Almanya bayrağı çıktı. O an tekrardan gördüm ki bir ülkenin büyüklüğü, gücü, kültürel zenginliklerini diğer ülkelere ne derece empoze edebildiğiyle ilgilidir. RAMMSTEIN resmen Almanya’yı temsil eden bir güç gibi sahneye çıktı ve herhalde o sırada İnönü Stadı’nda olanların çok uzun süre unutamayacakları bir performans ve sahne şovu sergiledi. Alttaki videonun başından girişlerini ve bahsettiğim bayrak olaylarını görebilirsiniz.

Olağanüstü ergonomik ve çok işlevli tasarlanmış mekanizmalarla her şarkı bambaşka bir gösteriye dönüşürken, şarkıların minimalist ve basit yaklaşımlarından dolayı grubu hiç bilmeyenler dahi şarkıları ilk duydukları andan itibaren anlayıp konsere katılabiliyorlardı.

Görmeden anlamanın çok zor olduğu gösteriler arasından bence en iyisi, Du Hast sırasında Till’in sahneden dışarı attığı havai fişek oku ve ardından sahne dışından sahneye doğru atılan füzelerdi. Tek kelimeyle muazzamdı. Tepeden akıtılan kıvılcım şelalesi, sahne önüne “über-facial” yaptıran devasa penis, bitmek bilmeyen havai fişekler; detaya girsek sayfalarca anlatılabilir, o yüzden kısa keselim, bir Du Hast verelim.

Türkiye rock/metal konser tarihinin en unutulmaz performanslarından birini veren ve akabinde gruba bir sürü yeni hayran kazandıran RAMMSTEIN setlist’i de şöyleydi:

Rammlied
Bückstabü
Waidmanns Heil
Keine Lust
Du Riechst So Gut
Feuer Frei!
Weiner Blut
Frühling in Paris
Ich Tu Dir Weh
Benzin
Links 2 3 4
Du Hast
Pussy
Sonne
Haifisch
Ich will

Oha lan daha birinci günü yazdım hayvan gibi uzun oldu diyor, uzatmadan Cumartesi’ye geçiyorum.

2. Gün:

VOLBEAT çıkmadan on dakika önce numaralıdaki yerimizi almıştık. Danimarkalı grubu seven, ancak çok uzun süre dinlemişliği olmayan biri olarak, beklediğim bazı parçaların çalınması benim için yeterliydi, onlar da tüm beklediklerimi çaldılar. Arkaya astıkları Elvis saçlı kurukafalı VOLBEAT afişi, grubu tam olarak özetliyor aslında. Seyirciden gayet iyi bir elektrik alan grup, enerjik ve eğlenceli performanslarını kısa bir de Raining Blood’la süsleyerek seyirciden artı puan aldı. Günün en eğlenceli konserlerinden biriydi.

Şarkıların adlarını bilen ve sağa sola yazanlar beni yanıltmıyorsa, VOLBEAT setlist’i şöyleydi, fazla yazdıysak düzeltelim:

The Human Instrument
Radio Girl
Sad Man’s Tongue
Hallelujah Goat
Mary Ann’s Place
I Only Want To Be With You
Boa
Poo of Boze, Boze, Boza
A New Day
Guitar Gangsters & Cadillac Blood
A Warrior’s Call
The Garden’s Tale
Still Counting

HAYKO CEPKİN, festivalin soru işaretlerinden biri olsa da ve “Acaba tepki görecek mi?” diye düşündürtse de, metalcilerin gönlünü almaya yönelik tavrıyla, olumsuz bir tepki almadığını söyleyebilirim. En azından yukarıdan öyle gözüküyordu, aşağılarda bir şeyler olduysa bilemem. En ön sıradaki MANOWAR işareti yapan ufak kitle dışında seyircinin şarkı aralarında HAYKO CEPKİN’e olan tepkisi gayet olumluydu. Bunda, tüm grubun sahneye RONNIE JAMES DIO baskılı tişörtlerle çıkmış oluşunun ve HAYKO’nun da sadece siyah göz makyajı yapmış olmasının da etkisi vardır elbet. Ancak sonradan öğrendiğim üzere HAYKO sahnedeyken ön taraftan epey tepki olmuş. Demek ki bizim taraflara ulaşmadı sesleri.

HAYKO CEPKİN’in de Yalnız Kalsın dışında hiçbir parçasını bilmeyen biri olarak, çok eğlenmediğimi söyleyebilirim.

HAYKO CEPKİN’in hangi şarkıları çaldığını bilmiyorum, hemen MANOWAR’la devam ediyorum.

Evet. MANOWAR. Ne bekliyorsanız o. Çocuksu bir gaz, içimizde sakladığımız metalciyi bir şekilde ortaya çıkaran, her hareketleri bir rolün parçası olsa da, yine de gülümseyerek baktığımız, sevdiğimiz MANOWAR. Uzatmadan o beklenen, dilden dile dolaşan anı paylaşalım:

Bunun üstüne ne denir bilmiyorum, ama şahsen çaldıkları şarkıların bir kısmında gayet sıkıldığımı söyleyebilirim. Özellikle Brothers of Metal – Part 1, bir türlü bitmek bilmemesiyle konser için hiç iyi bir seçim değildi bence. Ancak tabii ki Hail and Kill ve hiç beklemediğimden olacak gayet gaza geldiğim Black Wind, Fire and Steel, konserin en iyi anlarıydı. Bir de unutmadan, grubun sahneye tüm sesler kapalı olarak gldiğini ve birkaç saniye sessize yakın çaldıklarını ekleyelim.

MANOWAR’un olayı da şuydu:

Manowar
Brothers of Metal – Part 1
Call to Arms
Kings of Metal
Warriors of the World United
Hand of Doom
House of Death
Heaven and Hell
Hail and Kill
Black Wind, Fire and Steel

Günün headliner’ı ise, festivalin en son açıklanan grubu olan efsane Alman grup ACCEPT’ti. UDO’suz kadrosuyla tekrar birleşen ve yeni albümünü yakında çıkaracak olan ACCEPT, MANOWAR sonrasında staddan ayrılan insanları hayretle izlediğim sırada sahne aldı. Yeni vokalist Mark Tornillo’nun gayet başarılı performans sergilediği, grubun iki kez bis yaptığı, pek çok klasiğin çalındığı bir konserdi.

Ancak şunu da söylemek lazım ki, konser kitlesi düşünüldüğünde, büyük çoğunluğun günün headliner’ı olarak MANOWAR’u görmek istediği de ortadaydı. ACCEPT elbette ki çok önemli ve iyi bir grup, ancak şarkılar ilerledikçe azalan kitleden, grubun şu anki seyirciye tam anlamıyla hitap etmediğini, veyahut seyircilerin ACCEPT’i bilmediği sonucunu çıkarabiliriz. Her halükârda ACCEPT, kendisini sevenleri mest edecek bir performansla gecenin finalini yaptı.

ACCEPT’in setlist’i şöyleydi (Eksik olmasın diye kendim yazmadım başka yerden aldım, fazlası varsa silelim):

Metal Heart
Midnight Mover
Restless and Wild
Losers and Winners
London Leatherboys
The Abyss
Run If You Can
Teutonic Terror
Breaker
Bulletproof
Neon nights
Up to the Limit
Demon’s Night
Turn Me On
Monsterman
Burning
Princess of the Dawn
I’m a Rebel
Fast As a Shark
Balls to the Wall

İkinci gün de bitmişti, ama asıl olay birçokları için henüz başlamamıştı bile. İnönü’den Taksim’e doğru yürürken, bir sonraki gün tanık olacaklarımı düşünüp yanımızdan geçen araçlara mutlu bir ifadeyle bakıyordum… Fakat arkadaş o metro bir türlü gelmek bilmedi gecenin bir vakti orada mal gibi bekle bekle, zaten yorgunuz… Neyse, eve gittik uyuduk.

3. Gün:

Her zamanki gibi izleyeceğimiz grubun çıkışına on dakika kala staddaki yerimizi alacak şekilde çıktık evden. Saat 16.05′te koltuğumuza oturduk ve afişi gerilmiş olan ANTHRAX’ı beklemeye başladık. Grubu 2005′teki reunion turunda JUDAS PRIEST için açarlarken izlemiş ve çok eğlenmiştim. Kapalı bir mekan olduğu için ses kalitesi mükemmeldi, grup da her zamanki gibi olabildiğine enerjikti. Ancak, ancak 25.000 kişilik o salonda ANTHRAX’a eşlik eden çok da fazla insan yoktu. Bugün baktığımdaysa, yine benzer bir manzara gördüm.

Belli ki, metal dinleyen ancak grupla ilk kez Sonisphere’de tanışan pek çok insan vardı. Ancak kitle yine de gruba olabildiğince destek verdi. Çevremdeki insanların I’m the Law gibi bir şarkıda bile sus pus oturduklarını gördüm. Antisocial’ın nakaratında yanındakine “And the So, ne diyo?”, Indians’ın elli kere tekrarlanan “Cry for the Indians” kısmındaysa “Cry for the in the mı diyo ne diyo?” diye soranlar gördüm. Bunlar bildiğimiz gibi ANTHRAX’ın en meşhur üç beş parçasından bazıları.”Demek ki ANTHRAX diğer üç grup kadar yoğun bir kitle yaratamamış” şeklinde bir düşünceyle grubu izlemeye devam ettim. Scott Ian’ın klasik tepinmeleri, Belladonna’nın kızılderili dansı, ANTHRAX her açıdan gayet iyi bir performansla günün açılışını yapmış oldu.

Onlar da -yine o gazla unuttuklarım olabilir- şöyle bir işe imza attılar:

Caught in a Mosh
Got the Time
Madhouse
Indians
Antisocial
Metal Thrashing Mad
I Am the Law

Ve MEGADETH… Tüm Sonisphere’ın benim açımdan en sıkıntılı anları MEGADETH sırasında yaşandı ne yazık ki. Konser başlamadan önce çıkış zamanlarını sarkıtarak uğraşmalarına rağmen, MEGADETH berbat bir sesle sahne aldı. Kısık sesle giren ve gitarların gidip geldiği, bir anda çok yükselip bir anda sessizleştiği bir Holy Wars… Punishment Due ve Hangar 18′in ardından, belki düzelir ümidiyle beklediysek de, ses düzelmedi. Vokalin de piç olmasıyla Wake Up Dead’den Skin O’ My Teeth’e pek çok şarkı, yaratabilecekleri etkinin çok azını yaratıp gittiler.

Bence grup gayet iyi bir performans sergiledi; özellikle Broderick ve Mustaine’in gitar işçilikleri son derece güzeldi. Lâkin dediğim gibi; tüm konseri “Ah ulan ses düzgün olacaktı da bu Tornado of Soul’lar, Sweating Bullets’lar tam tadıynan dinlenecekti” diye düşünerek geçirdim diyebilirim. Sağlık olsun. “We’ve been great, they’ve been MEGADETH”.

MEGADETH’in sahne arkasıyla ve sesle mücadele halinde geçen ve Mustaine’in bu yüzden çok sıkkın olduğunu gözlediğimiz setlist’i de şu şekildi:

Holy Wars… The Punishment Due
Hangar 18
Wake Up Dead
Headcrusher
In My Darkest Hour
Skin O’ My Teeth
A Tout le Monde
Tornado of Souls
Sweating Bullets
Symphony of Destruction
Peace Sells… But Who’s Buying?
The Punishment Due

Sonra, benim açımdan festivalin en tuhaf konserlerinden biri olan SLAYER başladı. Şunu baştan (oha baştanı mı kaldı hayvan, on saattir yazıyorum) söylemek gerek. Bir festivalde METALLICA varsa, oraya gelen kitleye tam bir metal kitlesi olarak bakmamak lazım. Benim iş yerinden arkadaşımın erkek arkadaşı, MANOWAR sahnede “Şimdi kaybettiğimiz bir efsaneyi anacağız” dediğinde kıza “Michael Jackson mı?” diye sordu. Gayet ciddiydi.

Bu sebepten, kitlenin bizim için daha “gerçek” metal olan grupları arzuladığımız kadar iyi bilmemesini, çalan şarkılara tam anlamıyla eşlik etmemesini, edememesini yadırgamamak lâzım. Ancak bu kadarını ben bile beklemiyordum. 27 Haziran 2010 tarihinde, hayatımda canlı veyahut ekrandan izlediğim en sönük, en ruhsuz SLAYER kitlelerinden birini gördüm diyebilirim.

Grup taş gibi, kaya gibi çalsa da, belli ki SLAYER seyirciye biraz “fazla” gelmişti. Ben olduğum yerden boğazımı yırtarcasına “Encıl of deeeeeeeth!” diye, “Vor ensembııııııııl!!” diye bağıradurayım, ne şarkı aralarında, ne de grup sahneden indikten sonra seyirciden ufak da olsa bir SLAYER bağırtısı geldi. Elbet pogosunu yapan, circle pit’te dönen canlar vardı, kendini kaybedercesine kafa sallayanlar, her şarkıyı kelimesi kelimesine söyleyenler de vardı; ancak böylesi öküz bir performansın karşılığı biraz daha canlı, biraz daha tutkulu olsaydı çok daha güzel olacaktı.

Grup da bu iletişimsizliği hissetti diye düşünüyorum. İşlerini her zaman olduğu gibi kusursuz şekilde yapıp, fazla yüz göz olmadan sahneden ayrıldılar.

SLAYER şöyle bir yıkıma imza attı:

World Painted Blood
Jihad
War Ensemble
Hate Worldwide
Seasons in the Abyss
Angel of Death
Beauty Through Order
Disciple
Mandatory Suicide
Chemical Warfare
South of Heaven
Raining Blood

METALLICA. Her zamanki gibi Ecstacy of Gold’la geldiler, çaldılar ve gittiler. METALLICA için ne derseniz deyin, sattılar, yaşlandılar vesaire. Ama bu adamların konser performansı karşısında her ölümlü şöyle bir durup düşünmeli bence. Gerçekten de her şeylerini ortaya koyuyorlar, artık yaşları gereği zorlandıkları kimi şarkıları bile çenelerinden ip gibi ter akıtarak çalıyorlar, Kerry King’e bile “And Justice’ten sonrası bana göre değil ama konserleri kesinlikle muazzam” dedirtebiliyorlar.

Sonuç olarak bir uçarılığı olmayan, grubun en iyi yaptığı şeyi yine kusursuz şekilde yaptığı, seyirciyle iletişim adına dersler verdiği bir konser oldu. Grubu üçüncü kez izleyen biri olarak, 2008′deki konserle bir kıyaslamaya gidemiyorum; hangisine daha iyiydi dersem, diğerine haksızlık olacak.

METALLICA’nın birkaç sürpriz de barındıran setlist’i de şuydu:

Creeping Death
For Whom the Bell Tolls
Fuel
The Four Horsemen
Fade to Black
That Was Just Your Life
The End of the Line
Sad But True
Welcome Home (Sanitarium)
All Nightmare Long
One
Master of Puppets
Blackened
Nothing Else Matters
Enter Sandman
Breadfan
Trapped Under Ice
Seek and Destroy

Yazı sonsuza doğru yol aldıysa da, yapacak bir şey yok, en özet şekilde böyle anlatabildim. Festivale katılamayıp yazının tümünü okuyanlar, umarım bir nebze olsun olayın havasını anlamışsınızdır. Seneye de bu taraflarda olacağı söylenen Sonisphere’i, kimi olaylarına ne kadar laf etsek de, canımızı sıksak da, bize 3 gün içersinde bu miktarda dev grubu izlettiği için, Türk rock/metal dinleyicisi adına bir nimet olarak görüyorum. Emeği geçenlere teşekkürler.

Sahne önü fotoğrafları için jokernthiefmother/ege‘ye teşekkürler.

************************

Son bir not: Tamam her şey güzeldi iyiydi, tarihe tanıklık, Big Four falan filan… Ama benim aklım şimdi de, Sonisphere sırasında da, bir hafta sonra göreceğimiz NEVERMORE’larda, NECROPHAGIST’lerde, ENTOMBED’larda, AMORPHIS’lerdeydi be arkadaşım. Hadi bunu atlattık da, onları nasıl atlatacağız? CANNIBAL CORPSE’la ölüp, OBITUARY’de, OVERKILL’de nasıl ayakta kalacağız?

Neyse şimdiden dellenmeye gerek yok. Az kaldı… Bekliyoruz.

  Yorum alanı

“SONISPHERE, 25-26-27 Haziran 2010 – İnönü Stadı” yazısına 230 yorum var

  1. janslore the celebrity says:

    sevmediğin grupları o sahne ve atmosferde seversin merak etme.

  2. Burak Sazak says:

    kahretsn. Metallica, Slayer, Megadeth, Antrax, Bullet For My Valentine, Stone Sour, Rise against, yardırmışlar gidemezsem çok pis koyar offf

  3. caksu says:

    Açıklamadan önce haberin bu kadar süre ortalıkta dolanmasının baya faydası oldu demek ki, köfte ekmek gibi gidiyormuş biletler :)Sahne önü sold out, n. kategoride son x bilet şeklinde cümleler sarfediliyor. Bir durun burs çıksın mk demek istiyorum. :) Neyse ki saha içi alıcam.
    Bir de biletlerin biletix dışında satışa çıkıp çıkmayacağı ile birşey göremedim. Bilen vardır Metallica’da falan olmuş muydu biletix dışı ? Cevap gelirse peşinen teşekkürler.

  4. baldur says:

    @caksu

    olmamıştı diye hatırlıyorum.

  5. Mert Salkım says:

    metallica nın sitesinde big four için şöyle diyor;

    Turkey on June 27 at Inonu Stadium

    heaven and hell de aynı günmüş. inşallah mastodon da öyledir.

  6. duraganyolcu says:

    o parayla öküz alırız

  7. osman says:

    sahne önü ve sahne önü biletlerin tükenmesinden pek korkulmasın. geçen seneki metalika konserinde de her allahın günü “sahne önü bitti, içi tükendi” deniyordu, ben ta mayıs sonu mu ne 3 tane saha içi almıştım. konserde ed sahne önünün nasıl dolduğunu gördük.

    malum hepimiz biliyoruz, bu bölümlerde belli bir limit yok. talep oldukça posta posta basıp satacaklar.

  8. Ufuk says:

    big 4 – 27sinde
    rammstein, manowar, alice in chains – 25inde çıkacak
    26nın headlinerı da bilahare açıklanacak.

  9. darth sidious says:

    @Ufuk: bu bilgi kesin dimi? yarın ona göre bilet alıcam pişman olmak istemiyorum =)

    Mert Salkım

    @darth sidious, tek günlük biletler çıktı mı ki? kombineler satışta diye biliyorum sadece?

    Ufuk

    @darth sidious,

    alice in chains ve anthrax’ın sitelerine bakabilirsin.

  10. Ahmet Saraçoğlu says:

    Giderek müzikten uzaklaşıldığı ve başlığa hiçbir şey katmadığı için Mastodon tartışmasına ait post’lar silinmiştir. (Böyle moderatör ağzıyla açıklama yapmak da ne pis bir şey arkadaş.)

  11. Barış says:

    bir kişi ne kadar genç olursa olsun metalci metalci dir abi. Bu sekilde düsünmeyen ve gencleri festivalde istemeyenleri kınıyorum valla. o ortamda headbang yaparken ergenlikmiş yok velilermiş onlar kalır mı be :)

  12. Blakkheim says:

    Metallica konserinde üzerinde Pantera t-shirtü olduğu halde sahnede Down varken “Kim olm bu denyo, zıplayıp duruyor?” diyen gençleri,Down’a hareket çekip/sövüp cool olduğunu zanneden gençleri falan gördükten sonra harbi istemez oldum konserde genç. Ha ben anamın karnından 20 yaşında mı çıktım? Hayır elbette ama bu kadar da denyo olmadım hiç bir zaman.(Bir kere Anathema konserinde ergenliğin ve beraberinde gelen default mutsuzluğun sebebi olarak tüm konser “DYING WIIIISH ÜĞĞĞEAA!!” diye bağırıp hem grup elemanlarının, hem milletin huzurunu kaçırmış olabilirm. Gerçi sonunda dayanamayıp aslında çalmayacak olmalarına ve haliyle hazır olmamalarına rağmen çaldılar şarkıyı, o yüzden çok da s.kimde değil aslında milletin huzuru, ewq.)

  13. baldur says:

    ne opeth mi geliyor?

    Ahmet Saraçoğlu

    @baldur, öyle bi söylenti var gibi.

    baldur

    @Ahmet Saraçoğlu, inşallah gelirler, süper olur.

  14. pigiama99 says:

    ”Londra’ya dunyanin en gereksiz seylerinden birine gidiyorum, amac Londra havasi almak, belki yanina da bi grup :p (glam ballad)” Organizatör tweeter da şöyle bir şey yazmış.

  15. Erkan Karakuş says:

    abi kafayı yiycem amfimi sattım telefonumu sattım 175 tamamlamam lazım 110m var biterse biterim… :’(

  16. duraganyolcu says:

    manga festivalden çekilmiş galiba. Manga’ya karşı bir garezim falan yok ama fena hamle olmamış bence. Çok sırıtıyordu abi.

  17. Ugur says:

    http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=manga%27n%C4%B1n+sonisphere%27den+%C3%A7ekilmesi

    Tamam eleştirirsin bunların ne işi var diye de mail atmalar sövemeler nedir be kardeşim? Bir de Facebook’taki Sonisphere sayfasında yazılanları gördükçe ülkemizdeki kıt zekaya sahip insan sayısının vahim boyutlara ulaştığına olan inancım giderek artıyor.

    Manga’yı ya da Hayko Cepkin’i çok sevdiğimden falan değil.Tek bir şarkılarını bilmem.Ama bu söylenenler çok fena.

    “Oh manga çıkmış rahatladım..haykoyuda atsanız?”

    Evet.İnsanlar için bu kadar basit.’Saygı’ denen erdem çok uzaklarda artık.Ben konserleri -bu tarz insancıklar yüzünden- sevmediğimden gitmeyeceğim.Gidecek olan arkadaşlara bu kadar çok denyonun olacağı bir ortamda olacaklarından dolayı sabır diliyorum.

  18. Ömer Kuş says:

    Sözlükte yazılanların çoğu içler acısı valla. Ben de sevmem etmem ama saygı denen naneyi de öğrenmek lazım. Lan madem sevmiyosun git biranı iç o sırada geyik yap, noluyo yani sana? “Manga çekilsin abi gerçek metal röeöeaah!!” diyince kızlar mı veriyo yani anlamadım valla ilginç işler. Biri de Rammstein endüstriyel metal yapıyo, yani popüler müzik, onlar da çekilsin demiş. Süper bi denklem hakikaten. Bi de yani bu thrash metal festivali falan değil, öyle bir iddiası yok, “ya da popüler müziğe ölüm!” diye bi sloganı falan yok bu festivalin, kim nerden çıkarıyo bu lafları gerçekten anlamıyorum. Adamlar sahiplendi bi anda festivali ya.

  19. Mustafa Sakallı says:

    Şu an Sonisphere olası bir Rock’n Coke festivalinden bile pop :)

  20. Burak Gür says:

    Metal müziğin popüler kültürün bir parçası olmadığını sanmak da nasıl bir kafaysa artık.

  21. Sambalici says:

    Malum, Manga’yı yakıştıramamıştım ben de bu tip “metal” temelli bir kadroya ama adamlar çekilmek zorunda kalınca da üzüldüm, boru mu abi o kadar grupla aynı sahneyi paylaşma şansı kaç defa ele gelir hayatta. Ancak galiba millet baya ciddi ciddi organize olmuş çıkarlarsa grubu protesto edip şişe,bozuk para vs yağmuruna tutmak için, bilemiyorum çıkıp o tip bir muameleyle karşılaşsalar daha kötü olacaktı muhtemelen.

  22. Ahmet Saraçoğlu says:

    2. Metallica konserinde de Kurban’a olmuştu benzer olaylar. Ama konser öncesinde böyle bir protestoya gitmek baya hastalıklı bi şey bence. Ben de bi tane bile Manga şarkısı dinlemedim hayatımda, ama insanlar bazı şeyleri fazla yüceltiyorlar sanki. Müzik dinlemeye mi gidiyosun, mafya mısın belli değil eğer dendiği gibi gruba para atarız vs diyosan. Hayır yani festival bu, galaksiler arası metal sempozyumu değil ki sadece bizden olanlar olsun diyorsun. Orada sevmediğin biri olsa metalciliğin mi zedelenecek.

  23. Blakkheim says:

    Manga’nın da harbiden işi yok bence bu festivalde, ama onu bi geçelim.
    Ahmet gibi ben de hayatımda 1 tane Manga şarkısı bilmem, Manga da bana copycat grup gibi gelmiştir her zaman, üstelik tiplerine de gıcık oluyorum tanımadan etmeden(önyargı for the win). Fakat adamlar sahneye çıktığında da napıyolarmış, sahneleri nasılmış diye bakarım, sarmazsa da döner muhabbetime devam ederim. Bu kadar basittir bu, ne olacak adamlar çalınca kulaklarımız duymaz hale mi gelecek, bir daha SLAYEEERRRR!! diye bağıramayacak mıyız?
    20 tane amerikalı death grubunun olduğu festivalde Bullet for my Valentine falan da çıkıyor, kimse de bu tarz grupları festivalden çekilsin diye baskı altına almıyor, dinleyen dinler dinlemeyen de dinlemez, kimse kimsenin zevkine karışmaz. Ha daha o anlayışa kendim bile gelemedim ama gelebilmiş olsam derdim ki Manga da bi değişiklik katar abi sonuçta festivale diye. Daha o kafaya gelemedim ama tam.

    Manga’yı geçtim, daha Rammstein’a bile laf eden var. Olası Megadeth/Metallica savaşlarını düşünmek bile istemiyorum. Kesin 2 menenjitli çıkıp Metallica sahnedeyken “MEGADEEETH” diye bağıracak, eminim bundan. Megadeth çalarken Metallica pohpohlanacak falan..
    Behemoth konseri sayfasında da yazdığım gibi, harbi Türkiye’de izlenmez konser falan, memleket denyo dolu.

  24. Mert Salkım says:

    2007 zeytinli rock festivaliydi sanırım, sahnede 6 saat adında bi grup vardı, kendi şarkılarının yanında ac/dc, queen falan da çalıyolardı. ama ne yazık ki aynı gün almora pentagram falan çıkacaktı sahneye. zaten sabahın ilk ışıklarından başlayıp bütün gün “pentogrom pentogrom!” sloganlarıyla gezen tipler sahnede bu grubu görünce birden coştu ve bozuk para şişe falan atmaya başladılar. bi ara “popçular dışarı” diye bağırdılar falan. adamlar inmek zorunda kaldılar tabi sahneden.
    kafa aynı kafa.

  25. enver yılmaz says:

    saha içi biletler nasıl olsa bitmez diye henuz almamıştım. bitmiş maalesef

  26. heat says:

    bu arada tek gün biletleri ne zaman satışa cıkıcak bilen varmı cıktığı gibi tükenmesin onlarda kafayı yerim yoksa, büyük ihtimalle big four günü biter hemen.

  27. heat says:

    festivalin saat programı belli olmuş. olmuş da nası olmuş lan öyle slayer ı 1 saat megadeth i de 45 dakika tutan zihniyetin kafasına sıçayım!!

  28. havitetty says:

    Ben hala Mastodon’un 30, Volbeat’in 45, Pentagram ve Hayko’nun 60′ar dakika çalacak olmasındayım! Dahiyane!

    Ahmet Saraçoğlu

    Her ay konser veren Pentagram’a doyamamıştık hakkaten. Mastodon’u zaten daha kaç kere izleriz, şimdilik 4-5 şarkıyla yetinsinler.

    Emre

    @Ahmet Saraçoğlu, ya zaten 30 dk sureleri var şimdi kesin calmazlar “the last baron”u ya da “the czar”ı :S

  29. like fire says:

    kendimi kazık yemiş gibi hissediyorum. o kadar para verdik bi de. metallica’yı 2 saat dinlemek istemem.

  30. baldur says:

    ya türkiye’deki şu tip festivallerde pentagram olacak diye bir kanun mu var ya? yeter kardeşim pentagram’ı izlemek isteyen bostancı gösteri merkezi’ne gitsin. bıktık hayko cepkin’den de pentagram’dan da. daha kaliteli türk gruplar olsa gerek çalacak.

  31. baldur says:

    bir de 2 grup daha açıklanacak daha. bunlardan biri cumartesi headliner’ı. bazıları faith no more diyor, bazıları slash diyor. cumartesi gününün diğer grupları için ise kurban ve bullet for my valentine dedikoduları var, hangileri doğru acaba?

  32. Mert Salkım says:

    ilk iki gün kaçacak, son güne yetişebileceğim diye üzülüyodum. programa bakınca en mantıklı gün son gün olucak gibi. kaçıracağım diye üzüldüğüm mastodona yarım saat vermişler zaten. bravo amk.

  33. like fire says:

    nasıl bi politikaysa yine her zamanki gibi kâr odaklı bir festival olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. şöyle ki metal hatta rock ile bile çok alakadâr olmayan insanların bile facebook sayfasında bu etkinliğe katılacağını görmek mümkün. demet akalın dinleyen insan da bu konsere gelmezse ben bi şey bilmiyorum. tam anlamıyla metal festivali olmayabilir ama gelen grupların çoğunu komik buluyorum. cuma günü sadece mastodon için gideceğim, o da sadece yarım saat çalıp gidecek. üzüldüm verdiğim paraya şimdi. cumartesi headliner’ı açıklansın bari o adam gibi bi grup olsun. bi pazar günü istediğim gruplar çıkıyor.

    baldur

    @like fire, bu tip büyük festivallerin tamamında tek bir tür olmuyor ki zaten. wacken de öyle, hellfest de öyle. mesela senin istediğin tarzda olsa olsa küçük festivaller olur ya da summer slaughter, progressive nation gibi tek türe dayalı turneler olabilir. bu kadar büyük bir festivale birbiriyle alakasız grupların gelmesi son derece normaldir bence. ayrıca demet akalın dinleyen kişi de gelsin belki müzik zevki değişir sonrası için:)

    like fire

    @baldur, ben de farklı grupların gelmesinden yanayım, ama yukarda da bahsedildiği gibi pentagram + hayko cepkin baydı artık. wacken’ın içeriğini biliyorum ama orda indie rock veya sludge grubu çıkarken grindcore grubu da çıkabiliyor. hayko cepkin mastodon’dan daha mı iyi şimdi? verilen süreler bunu gösteriyor ki mastodon’a ayrılan 30 dakika çok komik bence.

    baldur

    @like fire, aynen yukarıda bahsedenler arasında ben de vardım zaten. hayko cepkin ve pentagram da hakikaten artık baydı, bu tip festivallerde devamlı olmalarının sebebi bence sadece türk olmaları. organizatörler illa türk gruplar da olsun diye düşünüyor. oraya kim pentagram veya hayko cepkin için gidecek ki? ulan hayko cepkin devamlı burada zaten, mastodon kalkmış amerika’dan gelmiş -ki belki de daha gelmeyecekler- gitmişsin sen hayko cepkin’in yarısı kadar süre veriyorsun.

  34. Burak says:

    slayer ile megadeth 1er saat anthrax 45 dakika olmuş ancak 18:45 – 21:00 arası boş bi grup daha eklerler mi ki

  35. heat says:

    yeni grup ekliyceklerine slayer ve megadeth in sürelerini arttırsalar şahane olur.

  36. Ahmet Saraçoğlu says:

    Cumartesi Volbeat’ten önce Murder King çıkıyormuş.

  37. caksu says:

    Mastodon 45 dakikaya çıkmış. Şunun düşüncesinin verdiği mutluluk yarım saatininkinin bir buçuk katından hayli fazla. Daha adam gibi izleyecez hehe. Güzel..

  38. rajeesh says:

    mastodon iptal lafları dolaşıyor doğru mu?

    Ahmet Saraçoğlu

    @rajeesh, doğru maalesef.

  39. baldur says:

    son iki grup olarak orphaned land ve anathema eklendi sanırım.

  40. heat says:

    o ne lan anathema geliyor. hemde manowar dan sonra cıkıcaklar. sonisphere iyice sıçtı artık gözümde. orphaned land i de eklemişler mastodon un yerine. o fena değil hadi. ama anathema dan başka grup mu yoktu amına koyim. adamlar turk gruplardan daha fazla cıkmaya başladı bu ülkede.

  41. jokernthiefmother says:

    anathema headliner olmuş. şaka değil.

  42. duraganyolcu says:

    Cumartesi günü Anathema olcakmış headliner. Bravo.

  43. Enver Yılmaz says:

    sözlükte manowar’ın olduğu güne anathema, mastodon yerine orphaned land diyolar.

    Enver Yılmaz

    @Enver Yılmaz, doğruymuş valla

    http://www.biletix.com/static.htm?page=sp47

    anathema’nın son grup olması biraz garip geldi.

    Batuhan Bekmen

    @Enver Yılmaz, Hahahah şunu da yeni gördüm. Çok garip lan cidden.

  44. Burak says:

    2. günün headlinerı Anathema

  45. Fakat Orphaned Land? Yok lan, gitmem yarım saat performans için.

  46. Ahmet Saraçoğlu says:

    wtf…

  47. caksu says:

    http://www.anathema.ws/

    Second stage çıkmış bir de. Biri özet geçsin yahu.

  48. Gençay Aytekin says:

    anathema ile bir derdim yok da, lan headliner?! “manyak bir grup açıkliciz” dedikleri bu muymuş yani?!

  49. Anathema’nın beş sene boyunca Misak-ı Milli sınırlarına girmesi yasaklansın.Bu ne lan,daha geçen ay turne çektiler.Vallaha baydı artık.Zorda kalan Anathema’yı ekliyor.Stadyuma çalacak grup mu Anathema?Hem de Rammstein-Metallica gibi iki büyük headliner grup varken?Normal şartlarda Manowar Anathema’yı havada karada kendine alt grup olarak alması bile ütopikken böyle birşey yapılması saçma ötesi.Anathema’yı severim bu arada ama yılda otuz defa gelmelerinin kabak tadı vermesi üstüne bu ayarda bir festivale de eklenmeleri gerçekten insanı büyük bir hayalkırıklığına sürüklüyor.

  50. Mert Salkım says:

    son güne gren eklenmiş. iyi haber. tanımayan arkadaşlara şöyle diyim:

    http://www.myspace.com/grenband

    kul’u dinleyin mutlaka.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.