# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
PARADISE LOST – Shades of God
| 04.06.2010

Bana Tanrı’nın resmini çizebilir misin?

Over the Madness” belgeselinden hatırladığım kadarıyla ”Herkes elinden geldiğince hızlı çalmaya çalışırken biz yavaş çalmak istedik” düsturuyla yola çıkmış olan Paradise Lost, geneli itibariyle vasat bir albüm olsa da “Lost Paradise”la slow motion death metalin -doom/death- tarifini vermişti.

Aynı çizgide devam eden ikinci albümleri “Gothic”te bu tarifin üzerine klavye partisyonları ve soprano vokal de ekleyerek 90′ların ikinci yarısında türeyecek gruplara (Theatre of Tragedy, Tristania, The Sins of Thy Beloved…) yol göstermişti. Yeni bir türün doğumuna sebep olan ve ismini veren “Gothic”te besteler albümün klasik kabul edilmesini sağlayacak kadar iyiydi.

Aşağıda biryerlerde sıradışı (ve bence mükemmel) kapağıyla sizi selamlayan “Shades of God”, yakalayıcı bir şarkı olan Mortals Watch the Day’le açılıyor. Önceki albümlerinin aksine “Shades of God”ın prodüksiyonu gayet iyi. Holmes bu albümde en iyi performanslarından birini sergiliyor. Vokal eskisine oranla daha az brutal, bağırarak söylemeye (misal Tom Araya) daha yakın. “Gothic”le başlayan Sabbath-vari rifler bu albümde yoğunlaşarak devam ediyor. Mackintosh’sa sololarıyla artık iyiden iyiye markasını oluşturmaya başlıyor.

Albümde yine yer yer thrash rifleriyle karşılaşıyoruz hatta Mortals Watch the Day’de Fade to Black’i hatırlıyoruz.

İki klasik albüm arasında kalma talihsizliğine uğrayan “Shades of God” genelde geçiş albümü olarak kabul ediliyor. Konserlerin değişmez şarkılarından olan Pity the Sadness ve Paradise Lost marşlarından As I Die tam albümden sıkılmak üzereyken imdadınıza yetişiyor. Daylight Torn ve Your Hand In Mine diğer öne çıkan parçalar.

Albüm bestecilik açısından ortalama seviyede olsa da sound’un orijinalliği, içerdiği klasikler ve benim açımdan albümü en çekici kılan şey olan eski tarz heavy rifler albümü daha dinlenilebilir kılıyor. Grubun en iyi albümlerinden olmasa da eski Paradise Lost dinlemek istediğinde ilk aklıma gelen albüm oluyor Shades of God. As I Die klibinde ve “Harmony Breaks” DVD’sinde gördüğümüz gibi doom metal grubundan ziyade daha çok bir heavy metal grubu gibi olan duruşları gruba ayrı bir karizma kazandırıyor.

Paradise Lost bu albümle ilk dönemini (doom/death) kapatıyor. Daha mainstream daha ”Metallica” sulara doğru yelken açıyor ama sade ve dokunaklı müziğine devam ediyor.

thefakefloydian

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.87/10, Toplam oy: 53)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1992
Şirket
Music For Nations
Kadro
Nick Holmes: Vokal
Gregor Mackintosh: Solo gitar
Aaron Aedy: Ritim & akustik gitar
Stephen Edmondson: Bas
Matthew Archer: Davul
Şarkılar
1. Mortals Watch the Day
2. Crying for Eternity
3. Embraced
4. Daylight Torn
5. Pity the Sadness
6. No Forgiveness
7. Your Hand in Mine
8. The Word Made Flesh
9. As I Die
  Yorum alanı

“PARADISE LOST – Shades of God” yazısına 5 yorum var

  1. Oriental Metal diye anılan Orphaned Land ve ya Salem gibi grupların önünü açan albümdür bence.

  2. darth sidious says:

    açiim de dinliim dediğim bi paradise lost albümü değildir (o tip durumlar için gothic ve icon albümlerini tercih ediyorum), ancak yine de iyi bi albümdür. gothic 10, icon 12 olduğundan shades of god 9 dur benim gözümde

  3. Kıyamet metali says:

    Albümdeki en popüler parçalar değiller belki ama benim favorilerim “The Word Made Flesh” ve “No Forgiveness”. Sebebi de direkt Sabbath okulundan fırlamış olmaları. Grubun bugünkü çizgisinin de yavaş yavaş bu sound’a gelmesi memnuniyet verici.

    Belhor41

    @Kıyamet metali, The Word Made Flesh, sadece Shades of God özelinde değil, genel itibari ile en sevdiğim PL parçaları arasındadır. Özellikle parçanın son 1 dakikasında yer alan efsane soloya bağlanmadan önceki sound değişimi, hayatımda duyduğum en iyi bağlantılardan biri. O kadar iyi bir soloya ancak o kadar bir bağlantı yakışabilirdi.

    Solonun ise ne kadar akıl almaz bir solo olduğunu açıklamama gerek yok. Başlangıcından sonuna her bir saniyesi çok iyi. Gregor Mackintosh’un ortalamanın çok üstü bir gitarist olduğunu anlamamı sağlayan işlerden biri…

  4. Belhor41 says:

    Kritikte belirtilmemiş ama Rape of Virtue isminde, albümün Japonya basımında ve As i Die isimli single da özel olarak yer alan, muazzam melodilerden oluşan bir parça daha var.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.