# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
SOLUTION .45 – For Aeons Past
| 26.04.2010

Tokat gibi.

Berca B.

Selamı sabahı kısa kesip hemen bir flashback yapıyorum:

“2008 yılının ramazan ayıydı. Oruç tutmamama rağmen aile gibi bir iş yerinde çalıştığım için iş arkadaşlarımın iftar teklifine hayır diyememiştim. Eminim çok güzel bir toplaşma, kaynaşma aktivitesi olacaktı. Siparişler verilmiş, gergin ancak bir o kadar da mutlu bekleyiş başlamıştı. Bu gerginlik benim için de geçerliydi çünkü ofisimdeki insanların hemen hepsi oruçlu olduğu için ben de gözlerinin önünde bir şey yiyememiş, en az onlar kadar oruç tutmuş, sevap kazanmıştım. Derken telefonum çaldı. ‘Kim bu yemeğimle arama girmeye cüret eden haysiyetsiz?’ diyerek telefonu açtım. ‘Ne var?’ dedim sinirli bir şekilde. Karşıdan belli belirsiz bir konuşma geliyordu. ‘Ne diyorsun anlamıyorum’ diye çıkıştım.

Telefonu ağzına daha yaklaştırarak o uğursuz cümleyi kurdu: ‘Alvestam….ayrılmış.’ Hiçbir şey diyemedim. Boş gözlerle dimdik karşıya bakarken telefonu yavaş yavaş kulağımdan çektim ve kapattım. İlerleyen dakikalarda tüm o yemek yeme isteği ortadan kaybolmuştu, hatta içerde bulunan birkaç parçayı da çıkarma isteği duymaya başlamıştım. Olan bitenden habersiz, ilgisiz ve aç iş arkadaşlarım, resmen öküz gibi yemek yiyip daha ağzındakileri bile yutmadan birbirlerine bir şeyler söyleme çabasında bulunup ortaya iğrenç görüntüler çıkarmalarına rağmen deliler gibi eğleniyordu ancak o gece benim için o telefondan sonra bitmişti. Kesinlikle hayatımın en berbat günlerinden biriydi.”

Nasıl menajerlik oynayanların hemen hemen hepsinin bir “Maxim Tsigalko hikayesi”, bir “Sergey Nikiforenko anısı” varsa, Scar Symmetry hayranlarının da neredeyse tamamının bir “Alvestam’ın ayrıldığını öğrendiğim an” hikayesi vardır. Bu hikayeler değişik mekanlarda, değişik zamanlarda olabilir fakat ortak noktası hikayenin sonlarına doğru genelde ağlamaklı olunması, birkaç saniye boşluğa bakılması olayıdır. Alvestam’ın sesinin “ya tap ya tahammül edeme” gibi bir mantaliteye sahip olmasındandır, Alvestam’ı ya çok sever, onu tüm zamanların en iyi vokalistleri listenizin tepelerine koyarsınız, ya da “bu ne lan karı gibi bağırıyo” der ve nefret edersiniz. Alvestam “çok iyi bir vokalist, beğeniyorum” gibi cümlelerin muhattabı olmaz pek, o daha çok “daha iyisini duymadım, daha ötesi olamaz” gibi cümlelerin adamıdır. Bu bakımdan Scar Symmetry’deyken vokal melodileri hariç müziğe herhangi bir katkısı olmayan bu adam, gruptan ayrıldığını açıkladığında grubun sadık dinleyicileri dahil büyük bir çoğunluk “Scar Symmetry bitti”, “elveda Scar Symmetry” gibi cümleler kurmaktan çekinmemiş ve aslında -stüdyo sınırları içerisinde- hiç de fena olmayan iki yeni vokaliste yapmadıklarını bırakmamışlardı. Genel olarak çok dikkat çeken bir durum değildi ancak küçük bir topluluk adeta kendi içinde kaynıyor, Alvestam’a geri dönmesi için delicesine yalvarıyordu. Tabii ki böyle bir şey olmadı. Alvestam zaman içinde yeni projelerini açıkladı ve o bitmek bilmeyen acı, keder ve üzüntü yerini merak ve heyecana bırakmaya başladı. Şu anda elimizde olan albüm de, aralarda kendisini gösteren hoş sürprizler* haricinde açıklanan projelerin sonuncusu ve belki de en çok beklenileni.

For Aeons Past, the Few Against Many ve Miseration albümlerinden sonra, Alvestam’ın Scar Symmetry’den ayrıldıktan sonra kankası Jani Stefanovic ile yaptığı üçüncü ve Scar Symmetry’yle en çok karşılaştırılacak olan albüm. SS’den ayrılır ayrılmaz açıkladığı ilk proje olması olsun, neredeyse 1,5 yıl önce çıkardıkları teaser’da göze çarpan multi-vokal (Alvestam bu brutal ve temiz vokal olayının birleşimine böyle diyor) olayının devam etmesi olsun birçok açıdan “yeni ‘asıl’ grubum budur” anlamına geliyor Solution .45 ve şimdiye kadar vokalini en varyasyonlu kullandığı albüm olarak göze çarpıyor For Aeons Past. Dilerseniz lafı eveleyip gevelemeden, mevzuyu daha ayrıntısal bir biçimde ele alalım.

Öncelikle adam gibi oturup objektif düşünelim ki yazının burdan sonrası bir anlam kazansın. Biliyorsunuz, teaser çıktığından beri, genel kanı Solution .45′in Scar Symmetry’nin karbon kopyası olduğu/olacağı yönündeydi. Bu düşünceyi beyinlere kazıyan ise kimse farkında olmasa da (iddialı cümle geliyor) Alvestam’ın ta kendisiydi. Demek istediğim, Scar Symmetry ile Solution .45 arasında ufak müzikal benzerlikler olsa da, albümde söyleyen vokalist bir başkası olsaydı, inanın bana kimse bu iki grubu aynı cümle içinde kullanmazdı. Birazdan bu iddiamı belgelerle de destekleyeceğim.

Albüm açıkçası The Close Beyond ile o kadar enerjik başlıyor ki, neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz. İçindeki “biz bir şeyler yapıcaz da durun bakalım” mesajı ilk saniyelerden dinleyiciye aşılanıyor. Alvestam’ın alıştığımız brutal ve clean düellosuyla adeta şamar oğlanı oluyorsunuz ilk şarkıdan. Başarılı düzenlemeler, müziğin yırtıcılığı ve yumuşaklığıyla doğru orantılı olarak değişen vokaller ve her elemanın fazlasıyla yüksek enstruman hakimiyetiyle o “çok beklenen albümün ilk şarkısının sıkıcı olmasıyla bir tutam yürek burkulması” sendromuna maruz kalmadan, mutlu mesut dakikalar yaşamak kaçınılmaz.

Albüm geneli de The Close Beyond havasında gidiyor…demeyeceğim çünkü buradan sonrası biraz karışık. Scar Symmetry’yi müzikal anlamda andıran iki şarkıdan biri olan Gravitational Lensing mi desem, girişindeki 5 saniyelik alakasız mı alakasız klavye olmasa 10 üzerinden 10 diyebileceğim yoğun doğu ezgili Through Night-Kingdomed Gates’i mi söylesem, albümdeki TEK gerçek melodik death metal şarkısı For Aeons Past’i mi ansam, adeta bir ballad olan Leathen Tears’tan mı bahsetsem? Her şarkı birbirinden o kadar farklı, ancak yine de hepsi bir bütünün parçaları gibi duruyor ki, biraz abartılsa yaşanacak karmaşadan albüm dinlenemez hale gelebilirmiş. Neyse ki bu çeşitlilik tam sınırda tutulmuş da bu bir sorun olmaktan daha çok, bir keyif haline gelmiş.

Gerçi bu çeşitlilik içinde ufak tefek sırıtmalar da olmuyor değil. Önceki paragrafta da bahsettiğim gibi, yarısından itibaren derinden hissettirdiği doğu ezgileriyle şaha kalkan, sonundaki Alvestam vokalleriyle de iyice havalanan Through Night-Kingdomed Gates’in başında o kadar Avrupai ve alakasız bir klavye var ki, “Adriana Lima’nın yüzündeki bir et beni” desem durumun çirkinliğini ancak ifade edebilirim herhalde. Yine daha önce bahsettiğim For Aeons Past albümün en “melodik death metal” şarkısı gibi dursa da, ana rifi daha önce milyonlarca kez duyduğumuz için, kötü bir şarkı olmamasına rağmen albümün en zayıf şarkısı olabiliyor. Aynı şekilde, potansiyeli yüksek bir ballad olan Lethean Tears da vokal melodileriyle gidebildiği yere kadar gitse de, bunu o kadar çok benzerine rastlanır bir gitar işçiliğiyle yapmaya çalışıyor ki malesef sıkıcılaşmaktan kurtulamıyor. Şu gitarla başlayan en az 10 adet ballad daha sayabilirim.

Albümdeki bazı şarkıların da kendi içlerinde yaşadığı bir bütünlük sorunu da yok değil. Kimi zaman bir şarkıdan çok, güzel ve sağlam fikirlerin birbirlerine iyi bağlanmadan birleştirildiği bir demo dinliyormuşsunuz gibi hissedebiliyorsunuz. Örneğin ben Bladed Vaults’u ilk dinlediğimde gayet güzel rifler ve başarılı fikirler duymuştum ancak her şey o kadar hızlı gelişmişti ve bu fikirlerin bağlantı noktaları o kadar belirsizdi ki, teoride dinlemesi kolay olan tüm bu fikirleri kafamda toparlayıp bir şarkı haline getirmekte zorlanmış, adeta hazmedememiştim. Ancak 1-2 şarkıda hissedebileceğiniz bu problem neyse ki çok uzun sürmüyor, albümü tekrar tekrar dinledikçe şarkılara ister istemez bu halleriyle alışıyorsunuz.

Şimdiye kadar albümün yoğunlukla olumsuz taraflarından bahsederek sıkıcı kısmı hallettiğimize göre artık albümün neden TOKAT gibi olduğuna açıklık getirme zamanı geldi. Birkaç paragraf önce “yüksek enstruman hakimiyeti” demiştim. Bunu biraz açayım.

Albüm Jani Stefanovic, Tom Gardiner ve Rolf Pilve’nin oyun bahçesi gibi adeta. Grubun iki patronu olan Alvestam ve Stefanovic öyle gözüküyor ki kimseye enstrumanları konusunda bir sınırlama getirmemiş ve ortaya böyle bir sonuç çıkmış. Stefanovic gerek hayvani 8 telli gitarıyla yazdığı adam gırtlaklayan riflerle, gerek de yer yer attığı delişmen sololarla kabiliyetinden hiçbir şey esirgemezken, Gardiner da tıpkı Stefanovic gibi oldukça güzel sololar ve teknik riflerle grubun gitar konusunda hiçbir problemi olmadığını kanıtlıyor. Stefanovic de bu albüm sayesinde son birkaç albümdür kazandığı saygıyı pekiştiriyor gibi. The Few Against Many’deki kemik kıran davul performansı olsun, Miseration’ın ilk albümündeki tüm enstrumanlar ve ikinci albümündeki gitarlar olsun, bu albümdeki çılgınsal gitarlar olsun kariyerinin zirvesini yaşıyor desem, hiç de yanlış bir şey söylemiş olmam herhalde. Sevilmiyorsun ama sayılıyorsun Stefanovic.

Gelelim bana göre albümün yıldızına. Rolf Pilve, bugün itibariyle henüz 22 yaşında olmasına rağmen 10 farklı metal grubunda çalmış -dikkat ederseniz 10 farklı grup demiyorum, 10 farklı metal grubu diyorum. Birkaç tane de jazz projesi var ki buna da yeteneği olduğunu zaten rahatlıkla anlayabiliyorsunuz- son zamanların en iyi davulcularından biri. İnanılmaz tekniği ve kontrol altında tutabildiği hızı sayesinde o kadar güzel çalıyor ki, özellikle davul çalanların ağızlarının bir karış açık kalacağını söyleyebilirim. Bu kadar genç olmasına rağmen böylesine doğru atak seçimleri ve olgunluğuyla hakikaten şaşırtıcı bir performans sergiliyor kendileri. İsmini ilk defa duyanlar için bir de şöyle bir şey verelim, sonra da İskandinavlara yine topluca küfür edelim (bu videoda henüz 18 yaşında):

Bas gitardaki Anders Edlung ve klavyedeki Mikko Harkin içinse çok fazla bir şey söyleyemiyorum zira Edlung varlığını hissettiremiyorken Harkin de gerekli gereksiz her yerde olduğu için pek fazla beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Harkin biraz daha yerinde çalsaymış klavyeleri, şarkının geri kalanıyla uyumlu seçimler yapsaymış daha güzel olurmuş ancak hakkını da vereyim, Clandestinity Now’daki performansı hakikaten çok güzel.

Alvestam’a baktığımızda ise yine portföyüne yeni vokaller kattığını görüyoruz. Bana göre kariyerindeki en iyi vokal performansını sergilediği albüm olan Holographic Universe’de keşfedip, Sot albümünde ustalaştığı derin brutalleri yine oldukça güzel kullanan, bunun yanında çığlık işlerine de el atan bir performansı var Alvestam’ın. Temiz vokallerde ise artık taklidinin bile yapılamadığı bir düzeye erişmiş olduğundan, burada da hayretler içerisinde bırakıyor yine. Ancak Alvestam’ı bu kadar eşsiz bir vokalist yapan şey sadece ses rengi ve her türlü vokali başarıyla yapabilmesi değil, aynı zamanda mükemmel vokal melodileri yazmasıdır malumunuz. Şarkı seçeyim diyorum, örnek vereyim diyorum ama yapamıyorum resmen. Hangi şarkıyı dinlerseniz dinleyin, her birinin vokal melodisi ders niteliğinde. Şimdi sizi şu videoya alalım:

Videoyu dikkatle izlediyseniz, çoğu bölümün tanıdık geldiğini farkedeceksiniz. Durum şu ki, albümdeki pek çok parça aslen Essence of Sorrow (Stefanovic’in bir diğer grubu) için yazılmış olmasına rağmen, sonradan Solution .45 için kullanılmaya karar verilmiş. Videoda da yine iyi bir vokalist olan Christian Palin’in (Essence of Sorrow vokalisti) yazdığı vokal melodilerini görüyoruz. Palin’in performansı da iyi olmasına karşın Alvestam’ın performansının ezici bir üstünlük kurduğu apaçık ortada. Bu da Alvestam’ın ne kadar başarılı bir vokal melodisi yazarı olduğunu gösteriyor. Ayrıca yazının başlarında bahsettiğim, Solution .45′in Scar Symmetry’ye benzemediğine kanıt oluşturacak belge de bu video işte. Şu Palin’li videoyu bir daha izleyin ve söyleyin, bu müziğin neresi Scar Symmetry’ye benziyor? Ne alakası var? Yok tabii. Bir de bu video 2007 tarihli, yani bırakın son Scar Symmetry albümünü, Holographic Universe bile çıkmadan önce çekilmiş. Sırf Alvestam kendi yarattığı tarzını devam ettiriyor diye Solution .45′e “yeni Scar Symmetry” demek büyük haksızlık bence.

Albüm sözlerine bakacak olursak tüm işçilik Michael Stanne’ye ait. Pek Dark Tranquillity dinlemeyen bir insan olarak Stanne’nin tarzını çok iyi bildiğimi söyleyemeyeceğim fakat Alvestam’ı uzun zaman sonra uzay-zaman ikilisi yerine somut şeylerden bahsederken görmek ilginç bir deneyim. Böyle bir tema değişikliği sonrası elbette şaşırmak doğal ancak ister istemez bazı sözleri yadırgayabiliyor insan. Özellikle Into Shadow’un nakaratını yanlış duyduğunuzu düşünüp sözlerini kontrol edebilirsiniz. Belki ben olması gibi yorumlamamışımdır ancak “won’t you please forgive me” kısmı, aşksal bir düzleme oturtulduğunda kolay kolay hazmedilmiyor. Yine de, Stanne’nin konuk vokalleri çok başarılı olmuş, Bladed Vaults’daki vokali cuk oturmuş.

Prodüksiyon için kullanılacak olumsuz bir kelime olduğu pek söylenemez. Adeta tek görevi gitarı takip etmekmiş gibi duran basların çok net olmayışını saymazsak hiçbir aksaklık yok. Daha önce teaser ve Clandestinity Now’ın demo halini benim gibi yüzlerce kez dinleyenler şarkıları ilk dinlediklerinde yadırgayabilirler fakat bunun da pek uzun süreceğini sanmıyorum. Zaten bu yadırgamaya sebep olan şey, prodüksiyondan ziyade şarkı sözlerinin değişmesi diyebilirim. Yine de Clandestinity Now’ın demo halinin daha güzel olduğunu da itiraf etmem lazım. Şu anki hali biraz fazla karmaşık gibi geliyor kulağa. Tabi demo halini hiç dinlemeseydim ne düşünürdüm bilemiyorum, bunlar alışkanlık meselesi.

Kapak tasarımı genel olarak başarılı ve başlıkla uyumlu olsa da logonun rahatsız edici bir tarafı var gibi geldi bana. Eski logo daha modern ve göze hoş gelirken, bu logo daha çok Unmoored-vari olmuş, benim pek hoşuma gitmedi. Hele o 4 ile 5′in birbirine girmiş hali? Hayır almayayım.
Toparlayacak olursak, For Aeons Past kesinlikle bir hayal kırıklığı yaratmıyor, aksine dinlemesi çok keyifli bir yolculuğa çıkartıyor. Scar Symmetry Alvestam’sız kendini kanıtlayabildi mi, orası şu anda net değil ancak Alvestam kesinlikle sevenlerini kendi başına da peşinden koşturmaya devam ettirecek gibi. Albümün olumsuzlukları yok değil, hem de artık genç sayılmayacak yaşlarda olan bu adamlardan beklenecek olumsuzluklar da değil bunlar ancak eldeki ürün, piyasada kolay kolay bulunabilecek bir şey olmadığı için bu hatalar hoş görülebilir. Birkaç dinleme sonrasında, albüme tam olarak ısındığınızda bu olumsuzlukları görmemeye başlayacak ve favori şarkınızın hangisi olduğunu seçemediğinizi fark edeceksiniz.

Yine de enerjik giriş şarkısı The Close Beyond, mükemmel doğu ezgili Through the Night-Kingdomed Gates, Alvestam’ın iyice çığrından çıktığı Wirethrone -- Into Shadow ikilisi ve tabii ki 16 dakikalık muhteşem epik Clandestinity Now asla kaçırmamanız gereken şarkılar. Bir başka Alvestam -- Stefanovic buluşmasına dek, hoşça kalın.

*Hoş süprizler:

Universum’a konuk vokaller.

Henrik B. ile yaptığı elektronik parça.

8,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.00/10, Toplam oy: 31)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2010
Şirket
AFM Records
Kadro
Christian Alvestam: Vokaller
Jari Stefanovic: Gitar
Tom Gardiner: Gitar
Anders Edlund: Bas
Rolf Pilve: Davul
Konuk Sanatçılar:
Mikko Harkin: Klavye
Michael Stanne: Vokal ve sözler
Şarkılar
1. The Close Beyond
2. Gravitational Lensing
3. Through Night-Kingdomed Gates
4. For Aeons Past
5. Lethean Tears
6. Bladed Vaults
7. Wirethrone
8. On Embered Fields Adust
9. Into Shadow
10. Clandestinity Now
11. Spirit Side Dreaming (Japonya bonusu)
  Yorum alanı

“SOLUTION .45 – For Aeons Past” yazısına 12 yorum var

  1. Ahmet Saraçoğlu says:

    Bitirme tezi. :)

  2. like fire says:

    bitmiyo lan çok uzun bu

  3. like fire says:

    yine de hepsini okudum ve akıcı bi yazı olduğu kanaatini getirdim.

    alvestam’ı ne kadar sevdiğin yazıdan anlaşılıyor. herhalde ondan olacak ki, albümün puanını biraz fazla vermişsin. bu kanıya da yazdığın olumsuz kısımlardan vardım.

  4. Ugur says:

    Über insan Alvestam olmadan da Scar Symmetry yoluna devam edebilir diye düşünüyordum ama şu albümü daha dinlemeye başlar başlamaz düşüncelerim değişti açıkcası.Tamam Scar Symmetry’nin son albümü fena değil ama burda da Christian var.İcra’ya baktığımızda yazıda da açıklandığı gibi SS’den farklı, “taş” melodik death metal besteleri var.E bunlar Solution .45 varken SS’yi neyleyim dedirtiyor haliyle.

    Bunun dışında albümle ilgili söylenicek bir kaç şey; Albümle aynı adı taşıyan parça her ne kadar tek düze olsa da ilk dinlenildiğinde en akılda kalıcı nakarata sahip olmasıyla kurtarıyor kendisini.Fena bağımlılık yaptı ben de.Bir de sololar (özellikle Clandestiny Now’daki) bana Soilwork sololarını hatırlattı.Sanki Peter Wichers gelmiş de çalmış gibi.Pek hoşuma gitti.

    Sonuç olarak bu senenin en iyi albümlerinden bir tanesi ve bence bu yılın Dark Tranquillity’nin albümünü saymazsam en beklenilen melodik death metal albümüdür.

  5. Sambalici says:

    hiç sevemedim. “eğer bir albümde jani stefanovic çalmış ise büyük ihtimalle o albüm vasattır.” tezim kendi adıma doğru çıkmış.

    scar symmetry benzetmelerinin kaynağı direk alvestam bu arada, daha proje aşamasıyken “scar symmetry gibin” referansı verince karşılaştırma normal. ha tarz daha başka tabi o ayrı ona katılıyorum, ama kalite bazında karşılaştıracaksak “dark matter dimensions” daha iyi bir albüm gibi duruyor.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Sambalici, stefanovic’in nesini sevmiyosun peki özellikle? beste tarzını mı? The Few Against Many – Sot’u vasat yapan ne mesela sence?

    Sambalici

    Spesifik bir şey diyemem, hani davulculuğu/gitaristliği/vs. falan değil de bestelerle, yazdığı riflerle alakalı belki. ama genel olarak bu adamın çaldığı grupların müziği hep birbirinin aynısı ve içi boş geliyor bana, Divinefire’dan tut Miseration’a kadar. Adamın işleri genelde övüldüğünden “acaba?” diye bakıyorum hep ama imkanı yok sarmıyor.

    The Few Against Many’i daha o kadar dinlemedim, ciddi bir yorum yapamam ama aklımda kaldığı kadarıyla fena değil gibiydi, sonra detaylı dinlerim diye kaldırdım kenarda duruyor hala.

  6. Berca B. says:

    Ben de Stefanovic bazı gruplarında aşıladığı Hıristiyan fikirler yüzünden sevilmiyor sanırdım. Meğer baya baya kendisi sevilmiyormuş. Miseration, The Few Against Many (bu grubun adını da kim bulduysa Allah belasını versin) ve S.45 dışında çok iyi bildiğim bir grubu yok ancak bu saydıklarım da bence piyasadaki çoğu grubu kalite bazında katlayan gruplar.

    @like fire

    Olumsuz taraflarının etkisi birkaç dinleme sonrası geçtiği için puanı bu kadar düşürebildim. Yoksa ciddi bir cinayet falan olsaydı, o zaman baya düşerdi puan.

  7. janslore the celebrity says:

    albümden çok memnun kalmasam da, ben de 8,5 tan aşağı not vermezdim muhtemelen. dinledikçe olumsuzluklara alışırken, bazıları iyice gözüme batmaya başladı.
    yalnız yazının şu kısmına katılmıyorum: “Sırf Alvestam kendi yarattığı tarzını devam ettiriyor diye Solution .45′e “yeni Scar Symmetry” demek büyük haksızlık bence.”
    Öncelikle ben sonuca bakarım ve sonuç Scar Symmetry ile yoğun benzerlikler taşıyor. evet, Alvestam kendi tarzını yarattı ama aynı müzikal altyapı ve devam ettirdiği kendi vokal tarzıyla Scar Symmetry’den çok bir farkı yok. Madem çok yetenekli bir adam bu Alvestam, farklı vokal denemelerine ve oyunlarına girseydi. o olmadı bari müzik daha farklı bir kulvarda ilerleseydi. kopyacı demiyorum, çok da takmıyorum ama farklı birşey bekliyor insan. bu şekilde Scar Symmetry’nin garantilediği tarzı riske girmeden devam ettirdiğini düşündürtüyor.
    bir de tamamen katıldığım birşey var ki o da logo olayı, çok kötü. Miseration’ı andırıyor kırçıllar, sivri çıkıntılar olmasa.

  8. Ahmet Saraçoğlu says:

    O kadar laf edildi Jari için, adam ayrılmış bu gruptan da Miseratio’dan da.

  9. like fire says:

    Bladed Vaults çok hoş bi şarkı. Albümün en Scar Symmetry kokan şarkısı hatta.

  10. Samuel L. Jackson says:

    yabancı bir müzik sitesinde mikael stanne ile ilgili röportaj aratırken aranan sonuçlar içersinde gördüm Solution .45′i

    metal arşivinden derhal arattım ve ilk albümlerine çok iyi yorumlar aldığını görünce, soilwork ve scar symmetry hiç sevmememe rağman hiç tereddüt etmeden ‘malum yerlerden’ çekip aldım albümü..

    Lethean Tears’i bir günde 15 defa üst üste dinledim ve şimdiye kadar da hiç sıkılmadım…

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.