Arka arkaya gelen iki notanın insanın ruhsal durumunu anlık da olsa etkileyebiliyor olması hem garip, hem de muhteşem bir şey. Tek başına duyulduklarında bir şey ifade etmeyen notalar, gayet minimal bileşimlerle bile yıkıcı bir hale gelebiliyorlar. Aynı anda çalınan iki nota, bir anda size geçmişteki acı bir tecrübeyi hatırlatabiliyor, o an içinizde olan ve patlamak için açık kapı gözleyen bir duyguyu serbest bırakmanızı sağlayabiliyor.
DAYLIGHT DIES, hem sert hem de damar olabilmeyi gayet iyi becermiş, KATATONIA’nın yıllar önce yürürlüğe koyduğu formülleri hem güzel bir şekilde, hem de özentiye, taklide kaçmadan yapan bir grup. Hayatımda dinlediğim en güzel, en yoğun, en güçlü şarkılardan A Life Less Lived ile tanıdığım DAYLIGHT DIES, adını asıl duyurmasını sağlayan bu albümü, “Dismantling Devotion”ı 2006 yılında çıkarmıştı.
DAYLIGHT DIES, kimi yerlerde melodik death metale varacak düzeyde sertleşen, ancak aslen KATATONIA’nın “Brave Murder Day” dönemini baz alan melodik bir doom metal yapıyor. Etkin davul kullanımı sayesinde gücünü hiç yitirmeyen müzik, yaratmak istediği duygusal hedeflere on ikiden giden bir yoğunluğa sahip. Doksanlar KATATONIA’sının başını çektiği basit akorlar üzerine damar melodi formülünü uygulayan sayısız grup var bildiğiniz gibi. DAYLIGHT DIES da bu gruplardan biri olarak gözükebilir, ancak grubu iyi yapan ve bir klon olmaktan alıkoyan şey, DAYLIGHT DIES’ın beste yapmayı çok iyi biliyor oluşu. Şarkılar değişken melodilerle ilerleseler bile, siz bu geçişleri fark edemeden o yeni gelen melodinin amaçladığı duyguyu hissetmeye çoktan başlamış oluyorsunuz.
Albümde gerçekten de enfes bir sound var. Bas gitarın alttan doyurduğu, davulun ağır tempo şarkılarda bile yaratıcı partisyonlarla zenginleştirdiği, gitarların çok iyi tonları sayesinde verilen damarlığın pekiştiği bir albüm dinliyorsunuz elli küsür dakika boyunca. Vokalist Nathan albüm boyunca brutal vokal yapıyor ve bunda gayet başarılı. Yine eski KATATONIA ve ilk dönem OPETH’i anımsatan bir vokal kullanımı var. Bas gitarist Egan tarafından yapılan clean vokaller de, tümü clean söylenmiş Solitary Refinement haricinde seyrek olarak ortaya çıkıyor ve görevlerini yapıyorlar.
Yazıda KATATONIA adının sıkça geçiyor olması sizi yanıltmasın. Grup KATATONIA’dan elbette ki etkilenmiş, ancak bunu işe yararlılığı sebebiyle altına sığınılacak bir güvenlik kalkanı olarak değil, üzerinden yola çıkılıp yeni mecralara gidilecek bir kaynak olarak kullanmışlar. Zaten müziğin olgunluğu, size grup elemanlarının ne yaptığını bilen ve ucuz işlere kalkışmayacak müzisyenler olduklarını albümün her anında gösteriyor.
Şu şarkılara dikkat türünde bir şey söyleyemiyorum, çünkü tüm şarkılar üzerlerinde çok uğraşıldığını, gerçekten de hissederek, yaşanılarak yazıldıklarını size fark ettiriyorlar. Başta dediğim gibi A Life Less Lived benim için ayrı bir yerde duruyor, o şarkıyı başlı başına bir “eser” olarak görüyorum, ancak “Dismantling Devotion”daki bütün şarkılar başka birisinin favorisi olacak düzeyde karakterli ve içten yapıtlar. Zaten hissedilerek yapılmasalar, hemen alttaki gibi bir enstrümantale böylesi fazla duyguyu yükleyemezlerdi sanırım.
Eğer doom metalinizi krosla trampet vuruşları arasında on saniye beklediğiniz türde, yani çok yavaş sevmiyorsanız, çift krosların üstüne kafa sallatabilecek güçte, ama bir yandan da her dinleyişimde ağzıma sıçan bir şey arıyorum diyorsanız, dahası KATATONIA’nın sert yüzünü hatırlayıp her gece yatağınızda ağlıyorsanız, DAYLIGHT DIES’a mutlaka bir şans vermelisiniz.
Kadro Nathan Ellis: Vokal
Barre Gambling: Gitar
Charlie Shackelford: Gitar
Egan O'Rourke: Bas
Jesse Haff: Davul
Şarkılar 1. A Life Less Lived
2. Dead Air
3. A Dream Resigned
4. All We Had
5. Solitary Refinement
6. Strive to See
7. Lies That Bind
8. Dismantling Devotion
Ya biz neler dinliyoruz böyle.Metal mecmualarının ve isim yapmış plak şirketlerinin ısıtıp ısıtıp önümüze koydukları gruplarla metal dinlediğimizi zannediyoruz.Bu grubu gerçek emtal dinleyicileri mutlaka biliyordur ama genelde medyada, orada burada öne çıkanlarla geçinip gidenler için yabancı.D.Dies’ı bu inceleme sayesinde deneme fırsatı buldum.A life Less Lived harika.Tek tek tüm albümlerini dinlemek isterim.
Tebrik ediyorum kritik için teşekkürler.. Hakikaten tüyleri diken diken eden bir gruptur. Bir çok karakteristik doom grubu arasından sıyrılabilmeyi başarmıştır, yazım teknikleri ve matematiği biraz farklıdır. Albümü dinlediğinizde “helal olsun bunu nasıl akıl ettiniz :S” diyeceğiniz bir beste matematikleri var.. Ama bu yanlış anlaşılmasın matematiksel ruhsuz iş demiyorum. Sadece grubu özgün kılıyor ve hissiyatı çok daha farklı şekillerde öne çıkarıyor. Grubun progresivitesi ve brutalleri hiç bir zaman yormuyor. Yormak yerine hep “daha fazla daha fazla! evet aşırı doz istiyorum” diyerekten ilerleyeceksiniz..
Uyku tutmadı, lise yıllarıma döndüm, baktım şöyle güneş falan doğmaya başlamış… Valla afedersiniz dedim sikerler açtım lies that bind. Bir kahve yapayım da çıkayım sonra. Çok özel albümdür. İstemsizce sabahı gördüğünüzde o sessizlikte akla gelenler boş şeyler değillerdir. Ne hikmetse benim kafamda bu albüm çalmaya başladı. Hadi şimdi karış yobazların arasına.
Ne ola ki diyenler için Lies That Bind ve All We Had önerilir.
sonunda bir daylight dies incelemesi gördük. :)))
clean vokallerin tamamını basçıları üstlenmiş.
07.04.2010
@Lefthandpath, hatırlattığın için sağol, düzelttim o kısmı.
09.04.2010
@Ahmet Saraçoğlu, ufak bi ayrınrı sadece, ben teşekkür ederim bu kritik için(Lost to the Living’i de bekleriz:)).
10!bu kadar
Ya biz neler dinliyoruz böyle.Metal mecmualarının ve isim yapmış plak şirketlerinin ısıtıp ısıtıp önümüze koydukları gruplarla metal dinlediğimizi zannediyoruz.Bu grubu gerçek emtal dinleyicileri mutlaka biliyordur ama genelde medyada, orada burada öne çıkanlarla geçinip gidenler için yabancı.D.Dies’ı bu inceleme sayesinde deneme fırsatı buldum.A life Less Lived harika.Tek tek tüm albümlerini dinlemek isterim.
Işıkları kapatıp yatmadan önce dinlemeniz gereken albümdür. Bugün otobüste dinledim 5te1i kadar etki edebildi sadece.
Tebrik ediyorum kritik için teşekkürler.. Hakikaten tüyleri diken diken eden bir gruptur. Bir çok karakteristik doom grubu arasından sıyrılabilmeyi başarmıştır, yazım teknikleri ve matematiği biraz farklıdır. Albümü dinlediğinizde “helal olsun bunu nasıl akıl ettiniz :S” diyeceğiniz bir beste matematikleri var.. Ama bu yanlış anlaşılmasın matematiksel ruhsuz iş demiyorum. Sadece grubu özgün kılıyor ve hissiyatı çok daha farklı şekillerde öne çıkarıyor. Grubun progresivitesi ve brutalleri hiç bir zaman yormuyor. Yormak yerine hep “daha fazla daha fazla! evet aşırı doz istiyorum” diyerekten ilerleyeceksiniz..
Uyku tutmadı, lise yıllarıma döndüm, baktım şöyle güneş falan doğmaya başlamış… Valla afedersiniz dedim sikerler açtım lies that bind. Bir kahve yapayım da çıkayım sonra. Çok özel albümdür. İstemsizce sabahı gördüğünüzde o sessizlikte akla gelenler boş şeyler değillerdir. Ne hikmetse benim kafamda bu albüm çalmaya başladı. Hadi şimdi karış yobazların arasına.