Yeni bir kritikten daha herkese shalom. Bugünkü konuğumuz İsrail’den bizleri selamlayan senfonik black metal grubu DAGOR DAGORATH. Evet yine Tolkien referansı bir isim. Ne ekmek yendi arkadaş…
Albümlerini yazmam için attıkları mail’e kadar DAGOR DAGORATH diye bir gruptan haberim yoktu. Demek ki site yavaştan uluslararası boyutlara açılıyor. Bir de İngilizce olsak neler olacak kim bilir.
Her neyse, DAGOR DAGORATH bir hayli formülize ve kalıplar içerisinde bir senfonik black metal yapıyor. Ortalama süreleri yedi dakika olan yedi adet şarkıdan oluşan “Yetzer Ha Ra”, beş yıldır aktif olan grubun ilk albümü. “Yetzer Ha Ra”, daha iyi örneklerini yıllardır gördüğümüz bu türü, kısmen OLD MAN’S CHILD ve CRADLE OF FILTH’i anımsatan bir tarzda, ortalama düzeyde yapıyor. Şarkılar büyük oranda klavye egemenliğinde ilerliyorlar ve bu durumun yarattığı soruna az sonra değinmeye çalışacağım.
Grup bir hayli melodik olsa da, şarkılar çoğu zaman birbirlerine benzemekten kurtulamıyorlar. Aralara katıştırılan death metal etkilenimli rifler ve normalde scream/brutal arası olan vokal daha brutale kaydığında sert yüzü daha bir anlaşılan müzik, yine az sonra değineceğim temel sorun sebebiyle istediği etkileyiciliğe ulaşamıyor.
DAGOR DAGORATH çok yaratıcı besteler yapamamış olsa da, bazı güzel melodilerle beşinci altıncı dinlemeden sonra aklınıza kazınan kimi bölümler yazmayı da başarmış. Bunlar genelde gitarın ince tellerden çaldığı tarama melodiler oluyor ve bazıları hakikaten hoş. Üç kişiden oluşan DAGOR DAGORATH, “konserlerde bunun aynısını nasıl yapacaklar?” diye sordurtan katmanlılıkta bir müzik yapıyor. Vorog vokal ve gitarları üstlenirken, Getman Azach ise hem klavye çalıyor, hem de geri vokalleri yapıyor. Üçüncü cangomuz ise basçı Mizgir. Görüldüğü gibi grubun bir davulcusu yok. Konserlerde kendilerine yardım eden bir davulcu var tabii, ancak çoğu şarkının iki gitarlı ilerlediğini düşününce konserlerde nasıl bir yol izliyorlar merak ediyorum. Unutmadan, en tırt takma isim ödülü de grubun konserlerinde çalan davulcuya gidiyor. Arkadaşın ismi Psychopatia Sexualis.
Şimdi de asıl konuya gelelim. DAGOR DAGORATH’ın tür itibariyle ihtişamlı olması gereken müziğini böyle olmaktan alıkoyan şey, grubun sound’u. Bir kere hep aynı tondan çalan ve öne çıktığı anlarda cidden sırıtan klavye, zaman zaman müziğin tüm gücünü bir anda çekiyor. Klasik “Düğün klavyesi gibi ehueuhe” geyiği kadar değilse de, bir DIMMU BORGIR’in insanın içini tireten klavyelerinin yanında bayağı sönük bir klavye kullanımı var. Bu durumun olumsuzluğunu arttıran şey ise, dediğim gibi klavyenin albümde bir hayli etkin kullanılıyor oluşu. Diğer bir rahatsız edici unsur, daha ilk zil sesinden bilgisayarda yazıldığı anlaşılan davul. Her ne kadar sonradan alışılsa da, davulun programlanmış olduğunu sürekli biliyor olmak, kanla, terle icra edilen, gerçek bir “metal” dinlediğinizi hissetmek için ekstra çaba sarf etmenizi gerektiriyor ve bunda çok da başarılı olamıyorsunuz. Bunun dışında davulun çok iyi yazıldığını da söyleyemeyeceğim.
Böyle eleştirisel yaklaştıysam da, “Yetzer Ha Ra”da güzel anlar da elbet var. Heaven in Hell ve sondaki üç şarkı, albümün daha öne çıkan taraflarını oluşturuyor ve benim gibi yedi sekiz kez dinlediğiniz takdirde kendinizi bu şarkıların kimi melodilerini mırıldanırken bulabiliyorsunuz.
Sonuç olarak “Yetzer Ha Ra”, ortalama bir potansiyeli olan bir gruptan, fazla şaşırtıcılık ve etkileyicilik içermeyen, ancak dinlerken intihar etmeyi de düşünmediğiniz bir albüm. Eli yüzü düzgün, ancak sıradanlığı çok da aşamayan “Yetzer Ha Ra”yı, kolay dinlenen senfonik ekstrem metal sevenler pek bir beklenti taşımamak kaydıyla bir deneyebilirler.
Son olarak, şu resme bakıyorum da, insanın diz kapaklarında kuru kafa olsa ne kötü olur lan. Bayağı kötü olur yani. Aman aman evlerden uzak.
@Lefthandpath, kendi grup fotolarında da insan başlarında boynuz şekillerinde dallar sarkıyodu yanlış hatırlamıyorsam?uzuvlardan uzuvlar yaratmayı seven bir arkadaşımız!!
ilk fotoğrafı görünce randy ve chris adler geldi aklıma, bence onlar da böyle bi fotoğraf çektirmeli çok anlamlı olur:D
13.04.2010
@Burak, bana da biraz Behemotizm gibi geldi.
kapak tasarımcısı seth siro anton (septic flesh’de vokal/bass/forntman)
13.04.2010
@Lefthandpath, kendi grup fotolarında da insan başlarında boynuz şekillerinde dallar sarkıyodu yanlış hatırlamıyorsam?uzuvlardan uzuvlar yaratmayı seven bir arkadaşımız!!
13.04.2010
@deathless, sevmesinde problem yok bence:) Travis Smith den sonra en sevdiğim tasarımcıdır:
14.04.2010
@Lefthandpath, doğru,ben sevmesinde bir problem var demedim zaten..
ilk klip+şarkı berbat ikinci şarkı fena değil. ultra kalıplaşmış dimmu borgir black metali yapıyorlar. hatunun vucüt ilik gibimiş ha