Bugün ağırlayacağımız konuk ilk albümlerini Şubat 2010’da çıkarmış olan yepyeni bir grup: AETERNAM. Ekstrem metalini Ortadoğu ezgileri yedirilmiş biçimde sevenler, NILE, MELECHESH, BEHEMOTH, Orhan Gencebay hastaları; “Disciples of the Unseen” yeni favori albümünüz olabilir.
Grup bayağı yeni, 2007 yılında kurulmuşlar ve hiç vakit kaybetmeden şarkı yazımına girişmişler. Grubun kurucusu Achraf Loudiy aslen Faslı, 2007’de Kanada’ya yerleşiyor, burada müzisyen arayışına giriyor ve diğer elemanlarla tanışıyor. Müzikteki Ortadoğu etkisinin kendisinden kaynaklandığını söylemek de abes olmaz herhalde bu durumda. Zaten kendisinin dinlere ve özellikle İslam’a karşı bir tavrı var, şarkı yazarken de önce şarkı sözlerini tasarlayıp onlara göre şarkı oluşturma yolunu seçiyormuş. İncelemesini okumakta olduğunuz albüm aslında 2009 yılında tamamlanmış, birkaç şarkı myspace adreslerine konulmuş ve yerel medyada bir kritik yazılmış hakkında. Bu kritiği bir şekilde okuyan ve şarkıları dinleyip etkilenen Metal Blade, AETERNAM’ı bünyesine katmış. Albüm de onların aracılığıyla Şubat 2010’da piyasaya çıktı ve okuduğum her yerde çok iyi tepkiler almış durumda ve bunu kesinlikle hak ediyorlar.
Şimdi Ortadoğu etkili death metal dedik ama şunu bir kere açık açık söyleyelim. Bu albüm çatır çatır bir death metal albümü. O ne demek oluyor diye soruyorsanız, yani yerel enstrümanlar falan müziğe hakim bir yapıda değil. Hatta intro ve arada nefes almanızı sağlayan enstrümantal şarkı Iteru hariç gitar-bas-davul üçlüsünden pek sapmıyor grup. Ortadoğu etkisi ise tabii ki riflerde, sololarda ve işlenen temalarda hissediliyor ve grup hepsini başarıyla müziğe yedirmiş.
Grup, melodik ve brutal death metali çok iyi bir şekilde harmanlayarak kanımca her iki türün dinleyicilerini de tatmin edecek bir müzik çıkarmış ortaya. Hamunaptra gibi yardıran şarkılar da var, Coronation of Seth gibi orta tempolu, akılda kalıcı ve melodik rifler barındıran şarkılar da. Bunun üzerine bütün şarkılarda varlığını hissedebildiğimiz ve biz Türk insanının kanını kaynatan Ortadoğu etkisi de eklenince baştan sona keyifle dinlenen bir albüm çıkıyor ortaya. Çok denyo bir karşılaştırma olacak farkındayım ama fikir vermesi için söylüyorum, bu albümü BEHEMOTH’un son albümü “Evangelion”dan çok daha keyifle dinledim. Tarzları tabii ki farklı, AETERNAM onlar kadar kaotik ve “surata çarpan” tarzda death metal yapmıyor, ama dedim ya işte bir fikir versin, heyecanlandırsın sizi, albümü dinlemeye itsin. Ama özellikle Achraf’ın vokallerinin Nergal’i zaman zaman fazlasıyla andırdığını belirtmekte fayda var.
Albüm boyunca rifler gerçekten başarılı. Bir şekilde “sulu” olmadan ve aşırıya kaçmadan akılda kalıcı olabilmeyi başarmış gençler. Şarkının ruhuna uyan melodik sololar da cabası.
Davul kullanımı da gerçekten çok başarılı, söylemeden geçmemek gerek. “Bunu çalan insan olamaz” geyiğine girmeyeceğim zaten o kadar abartı değil, ama hem yavaş hem hızlı kısımlarda müziği bir kat yukarıya taşımış ve albümün agresif sound’unu korumasını sağlamış.
Bu arada prodüksiyonun da gayet keskin olduğunu ve basların biraz gömülmüş olması dışında çok başarılı olduğunu söylemek istiyorum. Zaten iyi olan gitar rifleri bu başarılı prodüksiyonla birleşince tadından yenmez (ya da dinlenmez) olmuş.
Metal-Archives sitesinde ilginç bir şekilde “Symphonic/Folk Death Metal” olarak gösterilmiş grup. Çok yanlış yönlendirici olmuş bence. Malum senfonik diyince insanların aklına ne bileyim, THERION, EPICA gibi gruplar gelir ki AETERNAM’la alakası bile yok bu grupların. Yerli yerinde kullanılmış klavye ve çok nadir olan koro vokaller dışında senfoniklik adına pek bir şey göremedim ben albümde. Klavye de dediğim gibi öyle diğer enstrümanların önüne geçmemiş hiçbir zaman. Ben grubu kısaca olmasa da “Ortadoğu etkili, melodik death metal ile death metal arasında gidip gelen metal” olarak tanımlıyorum. Evet.
Son olarak albümde dikkat edilmesi gereken şarkılar olarak, ağızlara sakız olmaya pek müsait temiz vokalli nakarat bölümüyle bu kışa damgasını vuran Coronation of Seth, Circle in Flames, Ouroboros ve Angels Horned’u gösterebilirim.
Grup bu ilk albümüyle daha önce yapılmamış bir şeyi yapmıyor ama çok başarılı ve umut verici bir albümle ortamlara giriyor. Şimdiden bu sene çıkan en başarılı gruplardan biri olarak gösterilen (sanırım ben de “2010 yılında keşfedip hastası olduğum gruplar/albümler” listesinin ilk üyesini buldum) AETERNAM bir sonraki albümü üzerinde çalışmaya başlamış bile. Umarım “Disciples of the Unseen” kadar başarılı olur. Her türden death metal severin bir şans vermesi gerektiğini düşünüyorum bu albüme. Esen kalın.
Kadro Achraf Loudiy: Vokal, gitar
Alex Loignon: Gitar
Jonas Lapointe: Bas, vokal
Samuel Dubois: Klavye
Antoine Guertin: Davul
Şarkılar 1. Ars Almadel
2. Angel Horned
3. Esoteric Formulae
4. The Coronation of Seth
5. Hamunaptra
6. Iteru
7. Goddess of Masr
8. Ouroboros
9. Circle in Flames
10. Through the Eyes of Ea
oha ulan ne kadar iyi grupmuş bu özellikle gitar rifflerinin hastası oldum solo kısımlarıysa ayrı uçmuş zaten attıkları her soloda kendimi pers imparatorlugu doneminde falan hissettim o derece eger clean vokal kısımlarını biraz daha etkili kullanmayı becerirse cok buyur bu grup (bide hep benim yapmak istediğim şeyler lan:)
3 albüm yaptılar ve her albümde çıtayı yükselttiler. Yeni çıkan Ruins of Empires ile şu albüm arasındakı fark nedir dersen aklıma yalnızca kayıt kalitesi gelir. Müzikal anlamda 2010 yılında ne kadar iyidilerse hala da öyleler. Ard-arda 3 albümdür bu sabitliyi yakalamak ciddi anlamda büyük bir başarı.
Ben de bu grubu Bunaltı’dan Malik abimin önerisiyle 2012′deki albümleriyle tanımıştım. Bu yıl da harika bir albüm yapmışlar hakikaten. Albümün kritiğini bekliyorum.
“Ortadoğu etkili, melodik death metal ile death metal arasında gidip gelen metal” ahahha süper hacı.
sevebileceğim bir şeymiş. o zaman dinlerim ben bunu.
eşref ve dadaşlar :P
Çok fazla dinleme fırsatı bulamasam da beğenmiştim bu grubu
oha ulan ne kadar iyi grupmuş bu özellikle gitar rifflerinin hastası oldum solo kısımlarıysa ayrı uçmuş zaten attıkları her soloda kendimi pers imparatorlugu doneminde falan hissettim o derece eger clean vokal kısımlarını biraz daha etkili kullanmayı becerirse cok buyur bu grup (bide hep benim yapmak istediğim şeyler lan:)
Bu albümde baya baya iş varmış cidden. Bazı belli başlı noktalarda ayrılmasalar “aha Melechesh” derim hatta. Bi taklit falan yok ama, güzelliği orda.
Bu yılki albümleri MUH-TE-ŞEM.
http://www.youtube.com/watch?v=Mn9yCWzfP9s
3 albüm yaptılar ve her albümde çıtayı yükselttiler. Yeni çıkan Ruins of Empires ile şu albüm arasındakı fark nedir dersen aklıma yalnızca kayıt kalitesi gelir. Müzikal anlamda 2010 yılında ne kadar iyidilerse hala da öyleler. Ard-arda 3 albümdür bu sabitliyi yakalamak ciddi anlamda büyük bir başarı.
Ben de bu grubu Bunaltı’dan Malik abimin önerisiyle 2012′deki albümleriyle tanımıştım. Bu yıl da harika bir albüm yapmışlar hakikaten. Albümün kritiğini bekliyorum.