Ben pek thrash sevmem. Daha doğrusu kütür kütür thrash pek sevmem. Ama thrash’e “kaçan” tarzların hoşuma gitmesinden kurtarıyorum (bir de Slayer konserinde uyuyakaldığımı kalabalık ortamlarda falan söylemiyorum, çok garipseniyor çünkü). Demem o ki şu an dinlediğim “Fields of Rot” bir black thrash albümü olmasından kurtarıyor ilk başta bu nedenle. Ama thrash’e kaçma değil black metal’e kaçma söz konusu burada.
Fakat benim thrash önyargılarımdan kurtulmak için sadece tarz bıdısının yanında thrash’le beraber başka bir tarzın yatması yetmiyor tabi, dinleyince yormaması da gerekiyor. Çünkü thrash’teki karmaşa, ne bilyim bir teknik death karmaşası gibi olmuyor.
Genelde prodüksiyonu daha leş tutuyorlar, gitarlar, daha doğrusu sololar anlaşılmıyor (ben anlamıyorum), davul fazla bodos oluyor, genel bir temizlikten bahsedemiyoruz enstrüman kullanımında kısacası. Burada kendimden bahsediyorum tabii, seveni gayet bol bu tarzın da ki ona bir lafım zaten yok.
Albümde daha ilk şarkıda hiç bekletmeden çat diye giriyor babalar. Bu tarz albümlerin %90’a yakınını daha 30. saniyede “eaa” diyip kapattıysam da burada onu yapamadım, çünkü bu abiler için üst paragrafın son kısmı geçerli değil pek. Bir kere gitarlar tertemiz. Sololar tertemiz. Davullar anlaşılır ve kütür kütür, vokal bildiğimiz Satyr gibi. Hatta Satyr zannettim başta, açıp bakmam falan gerekti (Satyricon’la çalışmış olması da şaşırtmamış oldu böylece).
Vokaldeki Satyr benzerliği her ne kadar ilk şarkıda dikkat çekse de Destroyer (ne güzel bir nik bu böyle) arkadaşımız gırtlağının karakterini ayırıveriyor albümün devamında. Mesela Iron Bitch’te baya baya Lemmy’ye dönüşüyor adam (Motörhead çok bilmediğimden buna da bakmam gerekti “ulan Motörhead mi coverlamışlar” diye hatta). Vokal baya iyi kısacası. Ayrıca bas vokal olmasından da artı puanı alıyor gözümde, “cool” bir olay çünkü malum.
Gitarların temiz kaydedilmiş olmasının ve soloların saçmalama şeklinde olmamasının yanında bayağı akılda kalıcı rifler mevcut albümün genelinde, tüm yaratıcılığı ilk üç şarkıya gömüp kalanında artanlarlarla idare etmemişler. Bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum çünkü albümü sırayla değil shuffle açık (karışık) dinledim, shuffle’ı açık unutmam ilk kez bir işe yaradı. Hatta sanırım bundan sonra bütün albümleri böyle dinleyeceğim. Mesela sırayla dinliyor olsaydım taaa dokuzuncu şarkı “The Dead”in cici bas kullanımını unutabilirdim sonradan.
Son olarak davulların tabii ki yerine göre hızlanabildiği ve tertemiz olduğunu da söylemem gerek, genelde iyi zil kullanan davulcular dikkatimi çekse de albümde tam tadında kullanılmış davul seti. Ziller de kararında oluyor tabii bu nedenle.
Bütün bunların dışında ilginç bir huyları var bu adamların ki Türkiye’de yapabileceklerini bilsem ve bu faktör üzerinden promosyonları yapılsa bayağı bayağı doldururlar her yeri, striptizci(ler) kullanıyor adamlar konserlerinde. Tabii Carpathian Forest’taki gibi ağır siklet ablalar yok, bildiğimiz striptizci ablalar var (saygılar ablacım). Niye yapıyorlar bilmiyorum ama sorsak “şarkılarımızda vermek istediğimiz mesajı meme yardımıyla çok daha iyi veriyoruz” türevi bir cevap gelmeyeceği kesin.
Dikkatimi çeken şarkılara bir baktım albümü daha yeni bitirmiş olarak, normalde çoğu albümde ilk üç şarkı çekeceği dikkati çekip kalanı sıkar bende ama bu albümde bayağı homojen bir dağılım olduğunu da söylemem gerekiyor. Şu şarkı bu şarkı demek istemiyorum, ki iki tane şarkıyı zaten söyledim aslında. Bu şarkılardan birinin Iron Bitch, diğerinin de The Dead olmasından bahsediyorum kısacası.
Çok fazla yazılabilecek bir şey yok adamlar ile ilgili tarzları dolayısıyla aslında, bileninin zaten yalayıp yuttuğu bir tarz olduğundan ne yazsam geçilecek edilecek. Gayet eski tarz, vokal üzerinden ziyadesiyle “karartılmış” kaymak gibi bir albüm diye bitireyim bu nedenle. Sadece bu tarzı veya thrash metali sevenler değil de metal seven herkesin bir bakmasını da önereyim, çünkü ben thrash sevmeyen bir adam olarak daha ilk dinlemeden sarıverdim ve ben çok zor sararım böyle, ve son olarak da thrash sevmem demiş miydim?
Kadro S.A. Destroyer: Vokal, bas
Tex Terror: Davul
B. Hellion: Gitar
A.E. Rattlehead: Gitar
Şarkılar 1. Wicked, Vicious & Violent
2. Fields of Rot
3. Too Damned To Conquer
4. Manskinner
5. In Sickness and in Hell
6. Invasion of the Body-Thrashers
7. Iron Bitch
8. Code of Conduct
9. The Dead
10. Scything Harrow
İlk resimde ayakta solda sigara içen elemanın “ben bemoldeyim diyezdeyim, bunlar ilgi çekelim diye grubu sirke çevirdi” havasıdır artık benim için bu grup. Gerçi iki resim sonra onu da kendilerine benzetmişler.
Black metal önyargımı yıkmak için böyle grupları dinliyorum ama harbiden bana gelmiyor arkadaş,thrash değil bu daha fazla black dediğin gibi. Albümün thrash olmadığı kesin. Ben böyle thrash/black işlerinde yokum arkadaş,ya thrash ya black olsun. Solosuz metale metal demem bende böyle severim biraz:)emeğe saygı duyuyorum ve teşekkür ediyorum her ne kadar sevmesemde:)
İlk resimde ayakta solda sigara içen elemanın “ben bemoldeyim diyezdeyim, bunlar ilgi çekelim diye grubu sirke çevirdi” havasıdır artık benim için bu grup. Gerçi iki resim sonra onu da kendilerine benzetmişler.
“bemoldeyim diyezdeyim” den “bemolüme doyum olmaz” a uzanan çetin yollardan geçmiş.
Black metal önyargımı yıkmak için böyle grupları dinliyorum ama harbiden bana gelmiyor arkadaş,thrash değil bu daha fazla black dediğin gibi. Albümün thrash olmadığı kesin. Ben böyle thrash/black işlerinde yokum arkadaş,ya thrash ya black olsun. Solosuz metale metal demem bende böyle severim biraz:)emeğe saygı duyuyorum ve teşekkür ediyorum her ne kadar sevmesemde:)
@cem kesinlikle katılmaktayım solosuz metal dinlenmiyor…
gojira.
Yorumlardan böyle okuyunca direkt, Gojira Unirock’a geliyor sandım bir an. Ne bilim :) Bu arada beyaz tenli hatun da fena değilmiş hani.
amaç biraz da oydu ne yalan söyliyim. :)