Gelmiş geçmiş en önemli metal grubu kimdir bilmiyorum ama, IRON MAIDEN’ın bu sıfata en yakın birkaç gruptan biri olduğu kesin. Bruce Dickinson’ın ağzından “Scream for me Istanbul!” lafını duymayı yıllardır bekleyen bu milletin evlatlarından biri olarak, herkes gibi ben de o “kutlu” günü elbet bir gün gelecek diye endişeli bir hevesle beklemekteyim.
Böylesine canlı, seveniyle iç içe, milyonlarca insanın ortak coşkusuyla ayakta duran bir müzikte adı en çok anılan ve belge niteliği taşıyan başlıca şeyin, karanlık mı karanlık, iç boğucu, her sahnesi planlı programlı çekilmiş olan “Some Kind of Monster” olması ilginç bir durum. Yine gelmiş geçmiş en önemli metal gruplarından birini konu etse de, “Some Kind of Monster” genel olarak “tatsız” bir ürün.
Onun ardından Sam Dunn’ın elinden çıkma “Metal: A Headbanger’s Journey” ve “Global Metal” geliyor. Metalin gerçek yüzünü gördüğümüz bu coşkulu filmler, bizim kadar IRON MAIDEN’daki amcaların da hoşuna gitmiş olacak ki, 2008 içerisinde gerçekleştirdikleri efsanevi Somewhere Back in Time turnesini bir belgesele dönüştürmeye karar vermişler. İyi de etmişler.
Baştan söyleyeyim, dünyanın en büyük IRON MAIDEN hayranı değilim. Grubu çok severim, kimi parçaları daha velet sayılacak yaşta aklımı başımdan almış, beni büyülemiştir falan, ama çok sık dinlediğim, vazgeçemediğim bir grup değildir. Genelde fazla öne çıkmayan şarkılarını daha çok seven, herkes “Fiir ov dı daaark” diye gezerken “koot samveeriiin taaaaaaym” diye gezen bir kişiyim. Diğer yandan gruba karşı sonsuz bir saygı beslemekten de geri kalmam.
Her neyse, konumuza dönelim. Öncelikle “Iron Maiden: Flight 666″ bir grup DVD’si değil. Bu yüzden içinde fazla bonus materyal, ıvır zıvır yok. İki saate yakın süren bir belgesel film dışında elimize geçen, belgeselde performans örnekleri verilen parçaların toplandığı konser CD’si. Olayı özel ve değerli kılansa, bu iki saate yakın süre içerisinde olup bitenlerin aşmışlığı.
Nedir bunlar… Bir kere elimizde dünyanın en aşmış uçağı var. Bakmaya doyulmayacak güzellikte, metal kavramını şu kadarcık seven birini bile tebessüm ettirecek bu Eddie armalı uçak, filmin de başrollerinden biri konumunda. Onun dışında, Ed Force One adlı uçağımızın pilot koltuğunda dünyanın en yetenekli vokalistlerinden biri oturuyor. Bu nasıl güzel bir histir, o uçakta olmak için neler verilmez, bunlar ayrı konular (uçağımızın sarışın hostesi de ayrı bir konu, şimdilik girmeyelim).
Onun haricinde bulduğu her fırsatta komiklikler yapan, hayatı çok sevdiği her halinden belli bir Nicko McBrain var (onun da tüm vücudunu saran aşırı dar taytına girmeyelim). Ve tabii ki diğer grup üyeleri ile hayatlarını IRON MAIDEN’la geçiren kadrolu elemanlar var.
Bana kalırsa olayın en ilginç kısmını Bruce Dickinson oluşturuyor. 45 günlük bir süreçte 11 ülkede 23 konser veren ve toplamda yarım milyon kişiye ulaşan bu canazor turnede, Bruce Dickinson sahnedeki yerinde duramaz performansının yanı sıra bir de pilot kabininde 80.000 kilometre yol yapıyor.
Böylece okuyunca çok bir şey değilmiş gibi gelebilir, ama Dickinson’ı pilot üniforması ve elinde valiziyle uçaktan çıkıp otele girerken görüp, bir de aynı akşam nasıl dehşet bir canlı performans sunduğuna tanık olunca, üstelik devasa bir stadyum konserinin ertesi sabahı tekrar binlerce kilometre yol yapıyor olduğu görünce, helal demekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Bu yaşta bu güç, bu heyecan, gerçekten de hayran olunası.
Diğer elemanlara bakarsak, genelde sessiz sakin takıldıklarını, yok efendim golf oynamaktır, tarihi yer gezmektir bu tip sofistike uğraşlarla turnelerin konserden arta kalan zamanlarını değerlendirdiklerini görüyoruz.
Şu iki saat bile, IRON MAIDEN’daki elemanların gerçekten de kıskanılası düzeyde zevkli ve mutlu bir hayat sürdüklerini görmeye yetiyor. Her gece bir stadyum dolduruyorsunuz, milyonlarca kişi adınızı haykırıyor, kendi uçağınızla dünyanın istediğiniz her noktasına gidebiliyorsunuz ve üstüne de birkaç neslinize yetecek kadar para alıyorsunuz. Daha mükemmel bir hayat nasıl olur bilmiyorum.
Yazıyı paketlemek gerekirse, “Flight 666: The Film” IRON MAIDEN seven herkesin aklını başından alacak güzellikte, tüyleri diken diken eden, çok sevdiğimiz bu müziğe en çok emeği geçen gruplardan birinin bunca yıl sonra bile neden el üstünde tutlduğunun, ufak bir kesim tarafından bile eleştirilmediğinin ve hep saygı duyulduğunun kanıtı niteliğinde bir yapım. Metal dinleyen, konser atmosferini seven herkesin izlemesi gereken arşivlik bir eser.
Son olarak, “nerelere gidiyolar buraya gelmiyolar” geyiği yapmayacağım, gelmiyorlarsa bir sebebi vardır elbet. Gerekli koşullar oluştuğunda buraya da gelirler. Gelmezlerse de o bizim hatamız olur; sonuçta grubun Türkiye’ye bir garezi falan yok.
Daha bir son olarak, bu yazıyı IRON MAIDEN konserine gitmesine izin verilmeyince istifa edip konsere koşan Kolombiyalı arkadaşa adıyorum. Kral bir insanmışsın Miguel… Ya da Alfonzo… Ya da Fernando… Adını bilmiyorum.
En son olarak, sayın Steve Harris, kızlarınızdan şu en naif görünen, en çıtıpıtı olana talibim. Cidden bak. Türkiye’ye gelmeyecekseniz gelmeyin tamam ama şu konuyu bi konuşmamız lazım gözünü seveyim.
Kadro Yönetmen, Yapımcı: Sam Dunn
Oyuncular:
IRON MAIDEN ve ekibi
Ed Force One
Yüz binlerce metal dinleyicisi
Şarkılar DVD 1:
Flight 666: The Film
DVD 2:
Churchill's Speech / Aces High (Live In Mumbai 1/2/08)
Minutes To Midnight (Live In Melbourne 7/2/08)
Revelations (Live In Sydney 9/2/08)
The Trooper (Live In Tokyo 16/2/08)
Wasted Years (Live In Monterrey 22/2/08)
The Number Of The Beast (Live In Los Angeles 19/2/08)
Can I Play With Madness (Live In Mexico City 24/2/08)
Rime Of The Ancient Mariner (Live In New Jersey 14/3/08)
Powerslave (Live In San Jose 26/2/08)
Heaven Can Wait (Live In Sao Paulo 2/3/08)
Run To The Hills (Live In Bogota 28/2/08)
Fear Of The Dark (Live In Buenos Aires 7/3/08)
Iron Maiden (Live In Santiago 9/3/08)
Moonchild (Live In San Juan 12/3/08)
The Clairvoyant (Live In Curitiba 4/3/08)
Hallowed Be Thy Name (Live In Toronto 16/3/08)
Sinemada izleyen, izlemeyenin ne kaçırdığını anlatmaya çalışmak için dayanılmaz bir arzu duyuyor :) Aces High’la girip daha baştan esir alıyor, yürekleri pırpır ettiriyor belgesel. Sonuna kadar da 2. dvd deki her parçadan bir bölüm sunup iyice keyiflendiriyor. Açılışta “That’s the thing of beauty ” diyor Sam Dunn, o uçağı yakından görme isteği bile çatlatıyor insanı. Grup üyeleri çok sempatik, samimi, bahsedildiği gibi o sırada mutlu olmak için kendilerini izlemenin yettiği insanlar. Bir de fanları olunca zaten.. “Haaris ! Haaris !” diye eşlik ediyorsun Arjantinlilere :) Ekiptekiler de gayet kıyak insanlar. Dolayısıyla uçak, sahne arkası bölümleri falan eğlenceli, “You are shit and you know you are..” kısımları en akılda kalıcı yerlerden. “En” i tabi ki Steve’in kızları :)
Konser dvd si ayrı bir olay. Performanslar, seyirci aşmış heryerde. Birini seçmem gerekse saplantılı olduğum Rime Of The Ancient Mariner diyebilirim dvd nin yıldızı olarak. Yine de en aşmış seyirciler Güney Amerika’da tabi. Prodüksiyon babında zaten grubun çıkardığı en üstün iş muhtemelen, diğer ürünlerin rip lerine göre yorum yapıyorum ama.. :) ve de işte yazının sondan 4. paragrafı..
Sahip olduğum tek orjinal ürün olması ve borcunu yeni bitirmem de hiçkimsenin umrunda olmayan bir ayrıntı olarak yerini alsın. Hem de en güzel yeri kapsın.
Höyt, bi dakka, Steve Harris’in kızlarından birine ben talibim! İsmini hatırlamıyorum ama sinemada izlerken direk vurulmuştum :) Umarım aynısından bahsetmiyoruzdur Ahmet, yoksa kan çıkar :P
Argentina !!!! Hd görselliğinde bu konseri barda izletmiştik. Fear of the dark parçalarında çakmakların yanması türksel bir hava izlenimi verse de bana çok hoştu. Güzel konserdi (-
Umarım Sonisphere 2011′e gelecekler ve gitme şerefine ulaşacağız diyeyim. Iron Maiden’i izlediğim videolarından gördüğüm kadarıyla en iyi frontman olarak Bruce Dickinson’u tek geçerim her zaman. Bu kadar enerjik, bu kadar eğlenceli bir sahne adamı olabilir mi? Blood Brothers diye bağıran bu adama eşlik etmemek mümkün mü?
Sam Dunn için ayrı bir parantez açmak lazım. Adamın çektiği her belgeseli ağzım açık ayran budalası gibi izliyorum. Bu kadar eğlenceli metal belgeseli çeken ve sunan adama hayran olmadan edemiyorum. “Metal: A Headbanger’s Journey” izlediğim en iyi metal belgeseli hala, “Global Metal” müthiş bir metal müzik alternatifi, bu ise Iron Maiden hayranları açısından izlenecek en eğlenceli belgesel ve müzik ziyafeti. Sam Dunn, ne çekerse izlerim artık.
Iron Maiden mı Rock in Rio 2002 izleyin, dinleyin. Sevmiyorsanız metal müzik size göre değildir zaten boşverin…
Sahne performansı deyince aklıma ilk gelen gruplardan biridir Iron Maiden. Kesinlike tavsiye ediyorum herkes izlesin. En sağlamları da Powerslave ve 2 Minutes to Midnight.
Haftalar öncesinden bilet alıp sinemada izlemiş, doymayıp bi sonraki seansına da girmiştim. Film bittikten sonra bööyle gözlerim dolu dolu olmuş perdeye bakarken sinemada birinin “always look on the bright side of life” söylemeye başlamasıyla bütün salon şarkıya eşlik etmiştik, hala aklıma geldikçe heyecanlanıyorum (bilmeyenler için bu Maiden’ın her konserinden sonra biraz olsun yüzümüzü güldürmek amacıyla dinlettiği şarkıdır, hatta sonisphere’de de çaldılar hatırlarsanız)
Bana kalırsa bu turne Maiden’ın gelmiş gemiş en iyi turnesiydi.
Ayrıca Güney Amerika’ya HAYRANIM.
Şu dvd’ye Türkçe altyazı koymamaları mı ayıp,40 yaşındaki koca kadının İngilizce bilmemesi mi ayip yoksa grup elemanlarının Türkçe konuşamaması mı ayıp? Bilemedim
Sinemada izleyen, izlemeyenin ne kaçırdığını anlatmaya çalışmak için dayanılmaz bir arzu duyuyor :) Aces High’la girip daha baştan esir alıyor, yürekleri pırpır ettiriyor belgesel. Sonuna kadar da 2. dvd deki her parçadan bir bölüm sunup iyice keyiflendiriyor. Açılışta “That’s the thing of beauty ” diyor Sam Dunn, o uçağı yakından görme isteği bile çatlatıyor insanı. Grup üyeleri çok sempatik, samimi, bahsedildiği gibi o sırada mutlu olmak için kendilerini izlemenin yettiği insanlar. Bir de fanları olunca zaten.. “Haaris ! Haaris !” diye eşlik ediyorsun Arjantinlilere :) Ekiptekiler de gayet kıyak insanlar. Dolayısıyla uçak, sahne arkası bölümleri falan eğlenceli, “You are shit and you know you are..” kısımları en akılda kalıcı yerlerden. “En” i tabi ki Steve’in kızları :)
Konser dvd si ayrı bir olay. Performanslar, seyirci aşmış heryerde. Birini seçmem gerekse saplantılı olduğum Rime Of The Ancient Mariner diyebilirim dvd nin yıldızı olarak. Yine de en aşmış seyirciler Güney Amerika’da tabi. Prodüksiyon babında zaten grubun çıkardığı en üstün iş muhtemelen, diğer ürünlerin rip lerine göre yorum yapıyorum ama.. :) ve de işte yazının sondan 4. paragrafı..
Sahip olduğum tek orjinal ürün olması ve borcunu yeni bitirmem de hiçkimsenin umrunda olmayan bir ayrıntı olarak yerini alsın. Hem de en güzel yeri kapsın.
Höyt, bi dakka, Steve Harris’in kızlarından birine ben talibim! İsmini hatırlamıyorum ama sinemada izlerken direk vurulmuştum :) Umarım aynısından bahsetmiyoruzdur Ahmet, yoksa kan çıkar :P
He bi de beni böyle ürperten yerlerden birisi, baget kapmış elemanın hüngür hüngür ağlamasıydı. Vay be, nasıl bir sevgi demiştim.
23.03.2010
@Ömer Kuş, fan olmak onu gerektirir. başka türlü bir sevgi biliyor musun? ben bilmiyorum da :)
YOU ARE SHIT AND YOU KNOW YOU ARE
Argentina !!!! Hd görselliğinde bu konseri barda izletmiştik. Fear of the dark parçalarında çakmakların yanması türksel bir hava izlenimi verse de bana çok hoştu. Güzel konserdi (-
22.03.2010
Türksel bir havanın nesi kötü ki ? Ayrıca çakmak yakmak gayet evrensel bir olay , olmadı cep telefonu.
“This is what not to do, if a bird shits on you. The Rime Of The Ancient Mariner!”
Şunu izlemeye doyamadan ölücem heraldi.
Umarım Sonisphere 2011′e gelecekler ve gitme şerefine ulaşacağız diyeyim. Iron Maiden’i izlediğim videolarından gördüğüm kadarıyla en iyi frontman olarak Bruce Dickinson’u tek geçerim her zaman. Bu kadar enerjik, bu kadar eğlenceli bir sahne adamı olabilir mi? Blood Brothers diye bağıran bu adama eşlik etmemek mümkün mü?
Sam Dunn için ayrı bir parantez açmak lazım. Adamın çektiği her belgeseli ağzım açık ayran budalası gibi izliyorum. Bu kadar eğlenceli metal belgeseli çeken ve sunan adama hayran olmadan edemiyorum. “Metal: A Headbanger’s Journey” izlediğim en iyi metal belgeseli hala, “Global Metal” müthiş bir metal müzik alternatifi, bu ise Iron Maiden hayranları açısından izlenecek en eğlenceli belgesel ve müzik ziyafeti. Sam Dunn, ne çekerse izlerim artık.
Iron Maiden mı Rock in Rio 2002 izleyin, dinleyin. Sevmiyorsanız metal müzik size göre değildir zaten boşverin…
Sahne performansı deyince aklıma ilk gelen gruplardan biridir Iron Maiden. Kesinlike tavsiye ediyorum herkes izlesin. En sağlamları da Powerslave ve 2 Minutes to Midnight.
Haftalar öncesinden bilet alıp sinemada izlemiş, doymayıp bi sonraki seansına da girmiştim. Film bittikten sonra bööyle gözlerim dolu dolu olmuş perdeye bakarken sinemada birinin “always look on the bright side of life” söylemeye başlamasıyla bütün salon şarkıya eşlik etmiştik, hala aklıma geldikçe heyecanlanıyorum (bilmeyenler için bu Maiden’ın her konserinden sonra biraz olsun yüzümüzü güldürmek amacıyla dinlettiği şarkıdır, hatta sonisphere’de de çaldılar hatırlarsanız)
Bana kalırsa bu turne Maiden’ın gelmiş gemiş en iyi turnesiydi.
Ayrıca Güney Amerika’ya HAYRANIM.
16.12.2023
Şu dvd’ye Türkçe altyazı koymamaları mı ayıp,40 yaşındaki koca kadının İngilizce bilmemesi mi ayip yoksa grup elemanlarının Türkçe konuşamaması mı ayıp? Bilemedim