Açık konuşayım. Ülkemizdeki genç nüfus düşünüldüğünde olması gerekenin çok altında yetenekli ve yaratıcı grubumuz olduğunu düşünüyorum. “Bak bunlar farklı bir şey yapıyorlar” dedirten, duyduğumda masaya yeni bir şey koyduklarını düşündüren grupların sayısı bir hayli az.
Ancak zaman zaman bazı gruplar çıkıyor ve ne yaptıklarını bildiklerini hissettiren işler yapıyorlar. Çaldıkları türü iyi özümsediklerinden, veya kafalarında fikirler olduğunu size göstermek istemelerinin verdiği heyecandan, ortaya farklı bir şey çıktığını hemen görebiliyorsunuz. Belki benim zevkime hitap edebilme açısından, belki de fazla seçici davrandığımdan, bu tür yerli grupların sayısı benim için ne yazık ki bir hayli az.
FAQ, adını yıllardır duyduğum bir grup. Nereden duyuyorum, tabii ki internet sitelerindeki sıkça sorulan sorular kısmından (Frequently Asked Questions). Grup olan FAQ’ı ise ilk kez birkaç hafta önce, yeni çıkan “The Future” EP’lerinin basın bültenini yolladıklarında duydum. FAQ, daha kurulalı bir yıl bile olmamış İzmirli bir grup. Modern, melodik bir death metal ile metalcore’un karşılıklı atıştığı bir müzik icra eden grup, sonrasında yazıyı kasmaması adına baştan söylemeliyim ki, gerçekten çok güzel bir müzik yapıyor.
İsveçli melodik death metal gruplarının sahip olduğu “gaz olduğunuz kadar duygusalsınız da” havasını uyandıran hem yırtıcı, hem içli melodi ve rifler, FAQ’nun temelini oluşturuyor. Grubun melodik death metal başta olmak üzere yaptıkları müziği etkileyen unsurları iyi analiz ettiği, bu tür adı altında anılan bir şarkıyı nelerin iyi, nelerin kötü yaptığını iyi bildiği, ilk andan anlaşılıyor. FAQ’yla ilgili ilk önemli artı da burada gözümüze çarpıyor, zira ortada “şunun gibi olalım”ı aklından geçirmeyen bir grup olduğunu, daha da önemlisi bulundukları türe dair yaratıcı fikirleri olduğunu hemen fark ediyorsunuz.
Şarkılara değinmeye başlayalım. FAQ, cesur bir kararla EP’yi sekiz buçuk dakikalık bir enstrümantal ile açıyor. Adını duyurmak isteyen yeni bir grup için alışılmadık bir seçim olsa da, grubun vokaller hariç ne gibi yetenekleri olduğunu anlamak ve daha da önemlisi beste becerilerini görmek adına yararlı bir tercih. The Future adlı bu parçadan, grubun sıradışı bir bas gitar kullanım tercihi olduğunu görüyoruz mesela. Bas gitarın sadece ritim tutmayıp kendi başına, çoğu zaman gitarlardan ayrı melodilerde yürümesi müziğe bir anda yeni bir katman katıyor. Diğer yandan gitarların uyumu ve çok fazla öne çıkmasalar da alttan alttan hissedilen melodik anlar ile daha baskın olan rife odaklı anları iyi dengelemiş oluşu, ortaya ne bodos, ne de fazla hafif bir müzik çıkartıyor. Rifler arası geçişler sırıtmadığı gibi, aralara serpiştirilen sololar da boylarından büyük işlere girmeme bilgeliğine sahipler. Sırf solo olsun diye bir anda fililülülü diye ortama dalıp boğuk bir sound’la şarkıyı heba eden çok solo duyduğumuzdan, grubun yerinde soloları ve bunlara bağlanan melodileri bir hayli olumlu olmuş.
İkinci sırada, grubun bütünüyle tanıştığımız ilk parça olan Human Nature var. İyi kaydın da etkisiyle, şarkının gaz yapısına kapılmadan edemiyorsunuz. Parçanın verse rifini pek güzel bulduğum sırada çarpan nakarat arkası rifi, “tamamdır, hakikaten iyi bir yeni grup keşfettim” duygusunu ilk hissettiğim an oldu diyebilirim. Şarkı her anlamda gayet tecrübeli bir grup elinden çıkmış havasını veriyor.
Ardından Blind Witness çıkıyor karşımıza. Şöyle diyeyim, bu parçayı ALL THAT REMAINS veya AS I LAY DYING gibi bir grup yapsa, single diye yayınlarlar, bir de üstüne klip çekerler. Kayıt ve prodüksiyon anlamında mutlak daha iyi olabilecek clean vokaller haricinde, şarkı tek kelimeyle mükemmel. Clean vokal melodilerini beğendim, ancak profesyonel ellerde daha iyi bir yere gelecekleri de aşikâr. Özellikle nakaratta da tekrarlanan giriş rifine de bayıldım diyebilirim. Vokalist Fatih’in şahsen çok az Randy Blythe etkisi hissettiğim brutal vokalinin öne çıktığı şarkı, dediğim gibi clean kısımlarını güçlendirirlerse çok daha parlak hale gelecektir (brutal demişken, özellikle nakarata girerkenki “ooooooaaah” pek leziz olmuş).
Üst üste binen varyasyonlu brutal vokallerin domine ettiği ve EP’nin en sert anlarının yer aldığı Revenge We Deserve, kimi yerlerde dizginleri eline alan davul kullanımıyla da başarılı bir şarkı. Özellikle şarkının en güzel yerlerinden birini oluşturan solonun arkasındaki zil kullanımı hoş bir renk olmuş. Davul demişken, grup stüdyoda çalınan davulları bire bir olarak bilgisayarda yazarak EP’ye koymuş. Neyse ki hiç suni bir sonuç ortaya çıkmamış ve davul da kayıt anlamında son derece başarılı olan diğer enstrüman arkadaşlarının yanına katılmış (aman da tabirlere bak…).
Girişiyle hafiften SOILWORK (Departure Plan seven?) havaları estiren ama bir anda değişip riften rife atlayan bir yapıya bürünen Day Dreamer ise, belki de EP’nin en melodik şarkısı. Nakarat arkasındaki basit ama etkili melodi, grubun neyi nerede kullanması gerektiğinin farkında olduğunun bir diğer göstergesi. Son parça End of Beauty ise ilk şarkı The Future’ın son kısmının akustik olarak çalındığı bir kapanış niteliğinde.
Kapanışı yapmışken diğer ayrıntılardan da kısaca bahsedelim, EP’nin kaydı bugüne dek dinlediklerimin en iyilerinden biri. Pek çok yerli grubun albüm kaydından çok daha iyi. Her şey gayet güzel duyuluyor, hiçbir şey karambole gitmiyor. Onun dışında EP’nin sunumu ve şarkı sözleri de iyi. Özellikle gruplarımızın zaman zaman sıkıntı çektiği İngilizce konusunda FAQ’ın anadili İngilizce olmayan yabancı gruplardan fazla bir eksiği yok.
Evet sona geldik. Grup sanki babamın oğluymuş gibi bir yazı olduysa da, tek bir cümlesinde bile abartı yok, zira daha yeni haberdar olduğum, şahsen hiçbir tanışıklığımın olmadığı bir grup. Eminim ki FAQ elemanları içten içe yaptıkları işin iyi olduğunu, hatta piyasada adı sıkça anılan kimi gruplardan daha iyi olduğunu düşünüyorlardır. Normaldir, her insan yaptığı şeyin güzel olduğuna inanır, ama ben onlara yardım etmeye çalışayım; bu düşüncelerinde yanılmıyorlar. Gerçekten de öyle. Gerçekten de iyiler ve daha iyisinin potansiyelini taşıyorlar. Bu tarz bir düşünceyi grubun bir demecinden veyahut bir tavrından edinmiş değilim, yaptıkları müzik onların “fikirlerimiz var, farklı bir şeyler yapmak istiyoruz” hissiyatını gayet iyi yansıttığından ve şahsen müziklerinde bu heyecanı ve tutkuyu hissettiğimden böyle bir şey söylüyorum.
FAQ üyelerinin hayli genç oluşları da düşünüldüğünde, ileriye umutla bakılabilecek, yaptıkları, yapacakları merak edilecek bir grup var ortada. Eğer yalnızca birkaç hafta önce haberdar olduğunuz bir grubun sadece altı şarkısını dinliyor ve “tek başlarına konser verseler giderim” diye düşünüyorsanız, ortada olumlu anlamda epey fazla şey olduğu da anlaşılabilir sanırım. “The Future” EP’si için olumsuz anlamda söyleyebileceğim bir şey olmasa da, EP böyleyse albüm nasıl olacak diye düşünüyor ve daha yüksek notu, umarım beni yanıltmayacak olan albüme saklıyorum.
Başlangıç adına, ülkemizden çıkan bir gruptan duyduğum kesinlikle en iyi işlerden biri.
çok iyi yahu. canım izmir. bu arada grup dijörtsipor olmuş.
Kritiği okuduktan sonra dinledim ep’yi, benden de bi 8′i kaptılar.
Fatih’i ve vokalini Prime Object’te söylerken de severdim, FAQ’ya da çok iyi oturmuş. Diğer arkadaşları tanımıyorum ama besteler de ilk EP için gayet oturaklı. “Sert ama duygusal” havasıyla Nettlethrone sevenlere bir nebze alternatif bir yerli grup olma yolunda gibi FAQ.
Gruptan okuyan olursa, kayıtların nerde yapıldığını da yazarsa sevinirim.
t-shirtleriyle ‘içimiz dışımız bir. gelin! karakterlerimizi tahlil edin’ demişler. saçmalamayı bıraktım tamam. yolları açık olsun. gerçi ’vay babam çok kral müzik yapıyorlar’ denilen bir metal grubunu çıkartamadı ülkemiz. umarım ilerde wacken da sahne alırlar da ‘sonunda lan’ diyebiliriz.
yazdıklarımı okudum da amma dua etmişim elemanlara. istanbula uğrarlarsa bi yemek ısmarlarlar artık.. değil mi?
kafayı melodik death metal ile bozmuş bir insan olarak beğendim, ancak tür o kadar yıprandı ki çok da bir şey diyemiyorum. gayet başarılı bir başlangıç olmuş, devamı gelirse pek güzel olur.
tshirtler sağlammış.