Bir türden diğerine geçişi en pürüzsüz ve akıcı şekilde yapan gruplardan biri KATATONIA. 1991′de başladıkları noktadan çok farklı bir yerdeler şimdi. İki dönemi ayrı ayrı dinleseniz farklı bir grup sanacağınız kadar değişseler de, bakî kalan bazı şeyler de var elbet.
En iyi albümünün hangisi olduğu konusunda da kitlelerin uzalaşamadığı bir grup KATATONIA. Eminim grup adına önemli bir övgüdür bu durum. “Brave Murder Day”i en çok seven de, “Viva Emptiness”ı en çok seven de, “Tonight’s Decision gibisi yok abi, varsa söyle ama yok” diyen de kendine göre haklıdır.
Benim favori KATATONIA albümüm “Last Fair Deal Gone Down”dır. Bir tane bile nefis olmayan şarkı içermediğini düşünüyorum bu albümün. Çıktığı yıl karşılaşmış ve öncesinde farklı albümlerden üç, beş KATATONIA parçası bilen biri olarak adeta büyülenmiştim. Bunda KATATONIA’nın bence benzeri olmayan düzeydeki hüznünün yanı sıra, o sırada yaşamakta olduğum dönemin de etkisi vardır elbet. Ama eminim ki bir hafta öncesinde piyangodan büyük ikramiyeyi kazanmış olsaydım dahi bu albümü dinleyince hayata küse… Yok lan neler diyorum ben? Piyango çıksa babamı tanımam ne “Last Fair”i ne KATATONIA’sı. Bildiğin yavşağın önde gideni olurum piyango çıksa.
“Last Fair Deal Gone Down”a çoğu yerde atfedilen “geçiş albümü” olayı, şahsen katıldığım bir nokta değil. “Brave Murder Day”den “Discouraged Ones”a pat diye atlayan grup, “Tonight’s Decision”dan “Viva Emptiness”a dönüşürken mi geçiş albümüne ihtiyaç duyacak? Bırakınız.
Kritiğe geçmeden önce, “The Great Cold Distance”daki şu yorumumu hatırladım:
“…Bu bağlamda albümün gözümdeki değerini şöyle özetleyebilirim: ne için olursa olsun “Last Fair Deal Gone Down” için bir kritik yazmak istemem. Yazsam da çok bencilce bir yazı olur ve albüm konusunda hiçbir fikir vermez. “The Great Cold Distance”ın yazısının da büyük kısmını istemeyerek ve bencilce yazmanın verdiği rahatlığı arayarak, yazıyı az da olsa kastırarak yazdım.”
Şu an “Last Fair Deal Gone Down”ı yazdığıma göre, demek ki insan zamanla… Neyse hiç kasmayalım, zamanında mübalağa etmişim diyeyim yeter.
“Last Fair Deal Gone Down”, gördüğüm kadarıyla her şarkısı bir başkasınca albümün en iyisi olarak gösterilen bir ruhsal yıkım aracıdır. Blakkheim’ın bu albümün ardından bir daha pek tenezzül etmediği o ekolu damar sololarından, albümün favori KATATONIA albümüm olmasını sağlıyan başlıca sebep olan nefis mi nefis vokal melodilerine, “Tonight’s Decision”daki tavizsiz karamsarlığın ve intihara meğilliliğin aksine yüzde tebessüm dahi uyandıran Sweet Nurse gibi yenilikçi şarkılara, “Last Fair Deal Gone Down” yapılan her denemenin başarıyla sonuçlandığı bir çalışma.
Albümde ve dolayısıyla da grupta görülen en önemli değişimlerden biri, tarzını çok sevdiğim ve KATATONIA’nın başına gelen en güzel şeylerden biri olarak gördüğüm yeni davulcu Daniel Liljekvist’in gruba katılması. Önceden Jonas Renkse ve Dan Swanö tarafından kotarılan KATATONIA davullarının aksine gelir gelmez coşan, hiçbir çekimserlik taşımayan bir performans ortaya koyan Liljkevist, grubun da kendisine tanıdığı serbestiyle parçaları olabileceklerinden çok daha gümbür gümbür bir hale sokmuş.
Yine bahsedilmesi gereken şeylerden biri, elbette ki Renkse’nin vokalleri. Tümüyle kişisel bir tercih olarak bu albümdeki vokalleri, Jonas Renkse’nin kariyerindeki en iyi yorumu olarak görüyorum. Şarkıları öylesine etkileyici, içinize işler şekilde söylüyor ki, bahsedilenler sanki gerçeklik kazanıyor, Renkse’nin ağzından çıkanlar daha bir inandırıcı, daha bir empati kurulası oluyor.
Prodüksiyonu grubun kendisi tarafından yapılan “Last Deal Fair Deal Gone” belki metal adına veya genel anlamda bu müziğe kattıkları adına büyük bir önem taşımıyor, adı listelerde geçmiyor, ancak kendi başına, içerdiği harika besteler ve barındırdığı çok gerçekçi hüzünle yıllar sonra bile dinlemeye korkulan, “şimdi tadımı kaçırmaya ne gerek var” hissi uyandıran bir albüm olmaya da devam ediyor.
Albümü her gün hiç durmadan dinlediğim, hatta başka hiçbir şey dinlemediğim bir dönem vardı (üniversitenin ilk yılları) ve şimdi pek de hatırlamak istemediğim bir dönemdi. O nedenle “Last Fair Deal Gone Down”ın benim için taşıdığı önem ve bana hissettirdikleri, albümle bu tarz bir bağ kuranlar hariç başkaları için bu denli yoğun değildir. Ve bu nedenle ki albümün duygusal yönüne fazla girmeden, kısmen yüzeysel şekilde bahsettim albümden.
Bence 9′dan düşük albümü olmayan KATATONIA’nın en iyi albümü olduğunu düşündüğüm için, aslında not vermek istemesem de bu notu veriyorum, daha objektif bir gözle bakabilenler kendi notlarını vereceklerdir zaten.
Epilog not: Albümün jelatininde Peaceville Records imzasıyla “Peaceville’in bugüne dek çıkarttığı en iyi albüm” yazmaktadır. Peaceville’in bu albüme dek on dört yıldır albüm çıkardığını hatırlatalım.
Kadro Daniel Liljekvist: Davul
Fred Norman: Gitar
Mattias Norman: Bas
Anders Nystrom: Gitar, klavye
Jonas Renkse: Vokal
Şarkılar 01. Dispossession
02. Chrome
03. We Must Bury You
04. Teargas
05. I Transpire
06. Tonight's Music
07. Clean Today
08. The Future Of Speech
09. Passing Bird
10. Sweet Nurse
11. Don't Tell A Soul
Bonuslar:
12. Help Me Disappear
13. Sulfur
14: March 4
I Transpire şarkısına hastayım. (Neden bu kadar az ilgi görüyor bilmiyorum. Katatonia diyince kimse bu şarkıdan bahsetmez.) Sulfur ise grubun bestelediği en iyi 5 şarkı arasına çok rahat girer bence. Brave Murder Day ile birlikte en sevdiğim Katatonia albümü.
@like fire, Bu Yazıyı Yeni okudum ve Yeni Katatonia Dinlemeye Başladım ancak Sana Katılıyorum I Transpire En İyi Şarkılarından Biri.(1 Günde 15 kere Falan dinlemiştim)
@like fire: ben de hastayım o şarkıya, hatta youtube’da ilk onu aradım yazıya koyayım diye ama ilginç şekilde bi kişi bile koymamış o şarkıyı. konserlerde de hiç çalmıyolar herhalde, katatonia transpire diye aratınca bi tane bile alakalı şey çıkmıyo.
ara dönem katatonia’sının büyük üçlüsü (last fair göbölfgd, viva emptiness ve tonight’s decision) arasından seçim yapmakta zorlansam da gönlüm viva emptiness der gibi gibi. aslında aralarından seçmece şarkılarla seks gibi bi albüm ortaya konulabilir lan.
neyse, teargas. evet.
i transpire bence in death, a song şarkısı ile birlikte katatonia’nın yaptığı en farklı his taşıyan, en mükemmel şarkılarıdır. sadece i transpire için bile sayfalar dolusu yazabilirim. yok böyle his yok böyle bir müzikalite. o soğuk notaların arasından renkse’nin donuk vokallerini ve dinlediğim ilk anı hiç bir zaman unutamam ve her zaman dinlemeye de korkarım. bu albümdeki bütün şarkılar mükemmel ötesi. ben de katılıyorum katatonia’nın en iyisi olduğuna, çünkü kapağıyla yazılan sözleriyle müzikalitesiyle en fazla duygu patlaması yaptıran bu albümdür. disposession, chrome, i transpire, teargas, tonight’s music bütün bunların hepsi normal şarkıdan da öte. insan bunları dinleyince daha beter duygusal oluyor. az gözlerimiz dolmamıştır bunları dinlerken. son olarak şunu da belirtmek istiyorum bu albümün ruh ikizi ise the cure’un “bloodflowers” albümüdür. dinlenilirse ne hissedildiği ve ne denildiği çok iyi anlaşılacaktır. tartışmasız 10/10
Dispossession gibi dünyalara bedel bir şarkıyı barındıran bir albüm bu.Ben hiç bir Katatonia albümünde yaşamadığım hisleri yaşadım bu albümde ve en çok da bu şarkıyla.
Bir de Dispossession’ı Cinderella Man’i izledikten sonra dinlemiştim ilk.O yüzden bana her dinleyişimde 1930′ları hatırlatır. (Sanki o yıllarda yaşamışım gibi konuştum.)
Youtube’da bi tonight’s music videosunun altında şöyle bi yoruma rastladım. acayipmiş:
i listen only to katatonia, ever since i found them 2 years ago, lol over 100 songs, normally i have no feelings, and katatonia makes me feel something, im completely katatonic, and anti-social, i mean there are things i want to do, but metaphorically speaking its like im paralyzed , cuz i dont have the strength, or self esteem, to do them, i lay still for hours, katatonia helps me confront my inner demons,helps me purify my soul, helps me realize when im in the wrong, Save me from myself
@Ahmet Saraçoğlu, brave murder day kritiği isteriz:) daha önce orchid istemiştim. orchid ve bmd kritiği bu sitede muhakkak olmalı. hatta baş köşede durmalı :p ama sen yazacaksın ahmet değil mi:)
bu albümde boş şarkı yok yahu hepsi ayrı yerlere taşıyor insanı , hiç hüznünüz yokken ağlatabiliyor ” Chrome , Teargas , I Transpire , Tonight’s Music , Sulfur”
Şu zamana kadar Katatonia’yı sürekli en abartılan gruplar listesinde üst sıralara koyardım da şu albümü hiç dinlememiştim. Resmen merak ettirdiniz. Bakayım nasılmış.
Allah allah bu albümü beğenmeyen bir tek ben mi varım yahu? İçinde Teargas ve Passing Bird dışında bende açıp da dinleme isteği uyandıran bir şarkı yok, ki o şarkıların da bende herhangi bir his uyandırmasından falan değil, sözlerine eşlik etmeyi sevdiğimden. İlginç doğrusu, genelle bu kadar ters düşmek garibime gitti; ama Katatonia’nın en zayıf albümü bu benim gözümde. Nerede Brave Murder Day, nerede Viva Emptiness, nerede bu. Şaşırdım bak.
Açıkçası ben bir grubu ilk tanıdığımız albümün o grubu değerlendirme açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.Mesela ben katatonia yı discouraged ones albümü ile tanıdım.Bana göre Katatonia discografisinde duygusallığın en yoğun işlendiği albüm budur.Evet LFDGN çok iyi bir albüm fakat ben we must bury you ve sweet nurse gibi parçaların albümün bütünlüğünü bozduğunu düşünüyorum.Belkide grubu bu albümle tanısaydım benim içinde en iyi albümü bu olacaktı.Çevremde ve internette okuduğum yorumlarda.Opeth,dark tranquillity,death,sentenced vb. neredeyse her albümleri klasik olan gruplara baktığımızda en iyi albümleri olarak nitelediğimiz albümlerin genelde grubu tanıdığımız albümler olduğunu görüyorum.
@nepenthe, bu çok güzel bir yorummuş, eski albümler arasında öylesine dolaşırken görünce yazmadan geçmek istemedim. we must bury you ve sweet nurse konusuna katılıyorum. En bütün albümleri benim de ilk dinlediğim olan discouraged ones ama hepsinin yeri apayrı. Allah belasını versin böyle grubun diyeceğim ama kıyamıyorum ki neyse açtım şimdi bütün diskografiyi dinlerim iki gün psikoloji iptal.
katatonia’nın sindire sindire sadece brave murder day albümünü olarak dinlemiş biri olarak, brave murder day albümünün en iyi katatonia albümü olarak nitelendirmemin ne kadar doğru olduğuna bu albümü dinledikten sonra karar vermeye karar verdim. o değil de ne hayatımın en uzun cümlesini kurdum, teşekkürler katatonia:)
Katatonia dinlenilecekse bi son albümü dinleyin, bide Brave Murder Day’i dinleyin, 15 sene önce de muhteşem, şimdi de muhteşem olduklarını anlayın, ama bu albüm harbiden bu şekilde anlatıldığı kadar güzel değil bence. Tekrar tekrar dinlediğim bir gitar, bir şarkı, bir bölüm yok netekim.
bu sabah işe yürümek için evden çıkarken bu albümü iphone’a attım. belki 2000. dinleyişim, yemin ederim tüm tadım, neşem kaçtı. baya pişman oldum. bildiğin adilik bu albüm.
@Ahmet Saraçoğlu, bende bu sabah işe gelirken night is the new day dinledim…mazoşistlik bu başka bişi değil:):):)zaten last fair deal gone down da albüm falan eğil işkence makinesi gibi bişi…night is the new day oldukça karanlık bi albüm bence ama l.f.d g.d apayrı…
nazarımda tonight’s decision’la yarışır ama bunda sevmediğim bir şarkı var, o da passing bird. sanki albüm ona geçerken biraz ivme kaybediyor, kritikte denildiği gibi keşke sulfur’ü de albüme alsalardı. ama artık o yarışa night is the new day’de katıldı onuda belirtmek gerek.
ahmet abi clean today, passing bird, ve don’t tell a soul şarkıları hakkında ne düşünüyorsun???? genelde sweet nurse de dahil bu yazdığım 3 şarkı için albümün bütünlüğünü bozuyor şeklinde birçok yorum okudum…bu albümü ne kadar sewdiğini belirtmişsin sıkca onun için seninde ne düşündüğünü merak ettim…bende sadece sweet nurse şarkısına ısınamadım…
Şahsıma Katatonia’yı sevdiren albümdür. Bir şekilde dinlemeyi hep erteledim. Daha önceki iki deneyimimde de(bkz: Brave Murder Day ve Dead End Kings)çok fazla etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. Fakat bu albüm gerçekten başkaymış. Sevmediğim tek şarkı We Must Bury You. En etkilendiğim ise Tonights Music. O her an ağladı ağlayacak dedirten vokalleri, melankolik riffleriyle tam bir şaheser. Dünden beridir bu şarkı yüzünden replay tuşuyla aramda seviyesiz bir ilişki oluştu. Sanırım şarkı sözlerini ezberlemeye de bu şarkıdan başlayacağım. Son olarak Sulfur…
abi gençlikte dinlenen bazı albümler adamın o kadar tehlikeli bir şekilde içine işliyor ki herhangi bir şarkısından azıcık bir melodi duyunca, o anki durumun ne olursa olsun bir anda eski anlara savruluyorsun.
al işte, daha dispossession’un ilk notaları ve yine o msn’li, my dying bride’lı, bergen’e kaçma hayallerinin kurulduğu üniversite zamanlarının kasvetli gecelerine dönüş. ne menem bir albüm akıl sır almıyor, vay arkakadaş ya.
evimi yakıp yık, bir şeyler yap. bu skimsonik, iğrenç, katatonik halden kurtar artık. on beş yıl geçti lan, 30 küsürsün artık, hala mı bir albüm dağıtabiilyor seni? gömmek lazım o zaman seni artık.
yok abi devam edemeyeceğim. biber gazı kaçıyor artık. skerler böyle işi…
Katatonia yaptığı müzik ile ruhumdan yakalıyor beni diskografilerindeki albümlerin hepsinin kendi sıralaması var kafamda. Bazı albümleri mesela dönüp dönüp baştan sona kadar dinlediğim albümleri ki Last Fair Deal Gone Down bu albümlerin içinde en şahikası benim için; hem kafamda açtığı yeni patikalardan hem de ruhuma dokunduğu için. Albüm kritiği çok hisli ve güzel olmuş .Katatonia nın ruhuna ve elbette ki bu güzel albüme yakışan , bu albümün ruhunu yakalayan içten bir kritik.
Gecenin bilmem kaci oturdum albumu dinliyorum. Her seyi biraktim dunya ile ilgili sadece ben ve bu album. Suphesiz hayatimin en onemli albumlerinden. Bu albume puan vermek benim haddime degil sayet ille de gerekiyorsa en yukseginden neyse o. 10/10
Sayin organizatorler, Turkiye’ye bu herifleri best of setlist ayagina bok gibi setlist ile cikardiniz. Tesekkurler. Alin best of boyle olur, feyz alin.
Bu anasını sattığımın albümü bana geldiğinde kapağı çatlaktı. O azıma sıçan melodiler o çatlak albüm’ den çıktı aylarca. Albüm bana değil başkasına aitti. Hala da başkasına ait sadece ben arada öyle açar bir dinlerim.
Anasını siktimin albümü ne zamandır dinlemiyordum sabah sabah aklıma takıldı. Her ne kadar tgcd favorim olsa da sanırım en özel katatonia albümü bu benim için. Gerçek olamayacak kadar güzel bir albüm.
“Is this your way of telling,
another has been found?
Now I know it is teargas
in my eyes” sanırım ilk dinlediğim günden beri dilime en çok takılan nakarat bu. Yani elimde olsa hafızamdan sildirecem.
Hani böyle gözlerin dolunca en yakın dostun kollarını açar da sarılmak istemezsin; çünkü sarıldığında gözlerinden her şey akıp gidecektir, öyle bi albüm. O yüzden dinlememek için kendimi çok kasıyorum.
I Transpire şarkısına hastayım. (Neden bu kadar az ilgi görüyor bilmiyorum. Katatonia diyince kimse bu şarkıdan bahsetmez.) Sulfur ise grubun bestelediği en iyi 5 şarkı arasına çok rahat girer bence. Brave Murder Day ile birlikte en sevdiğim Katatonia albümü.
12.05.2010
@like fire, Bu Yazıyı Yeni okudum ve Yeni Katatonia Dinlemeye Başladım ancak Sana Katılıyorum I Transpire En İyi Şarkılarından Biri.(1 Günde 15 kere Falan dinlemiştim)
Brave Murder Day ile birlikte en iyi Katatonia albümü.Çok tehlikeli.Bit hissiyat,duygu ve düşünce yazını.
@like fire: ben de hastayım o şarkıya, hatta youtube’da ilk onu aradım yazıya koyayım diye ama ilginç şekilde bi kişi bile koymamış o şarkıyı. konserlerde de hiç çalmıyolar herhalde, katatonia transpire diye aratınca bi tane bile alakalı şey çıkmıyo.
ara dönem katatonia’sının büyük üçlüsü (last fair göbölfgd, viva emptiness ve tonight’s decision) arasından seçim yapmakta zorlansam da gönlüm viva emptiness der gibi gibi. aslında aralarından seçmece şarkılarla seks gibi bi albüm ortaya konulabilir lan.
neyse, teargas. evet.
i transpire bence in death, a song şarkısı ile birlikte katatonia’nın yaptığı en farklı his taşıyan, en mükemmel şarkılarıdır. sadece i transpire için bile sayfalar dolusu yazabilirim. yok böyle his yok böyle bir müzikalite. o soğuk notaların arasından renkse’nin donuk vokallerini ve dinlediğim ilk anı hiç bir zaman unutamam ve her zaman dinlemeye de korkarım. bu albümdeki bütün şarkılar mükemmel ötesi. ben de katılıyorum katatonia’nın en iyisi olduğuna, çünkü kapağıyla yazılan sözleriyle müzikalitesiyle en fazla duygu patlaması yaptıran bu albümdür. disposession, chrome, i transpire, teargas, tonight’s music bütün bunların hepsi normal şarkıdan da öte. insan bunları dinleyince daha beter duygusal oluyor. az gözlerimiz dolmamıştır bunları dinlerken. son olarak şunu da belirtmek istiyorum bu albümün ruh ikizi ise the cure’un “bloodflowers” albümüdür. dinlenilirse ne hissedildiği ve ne denildiği çok iyi anlaşılacaktır. tartışmasız 10/10
Dispossession gibi dünyalara bedel bir şarkıyı barındıran bir albüm bu.Ben hiç bir Katatonia albümünde yaşamadığım hisleri yaşadım bu albümde ve en çok da bu şarkıyla.
Bir de Dispossession’ı Cinderella Man’i izledikten sonra dinlemiştim ilk.O yüzden bana her dinleyişimde 1930′ları hatırlatır. (Sanki o yıllarda yaşamışım gibi konuştum.)
Youtube’da bi tonight’s music videosunun altında şöyle bi yoruma rastladım. acayipmiş:
i listen only to katatonia, ever since i found them 2 years ago, lol over 100 songs, normally i have no feelings, and katatonia makes me feel something, im completely katatonic, and anti-social, i mean there are things i want to do, but metaphorically speaking its like im paralyzed , cuz i dont have the strength, or self esteem, to do them, i lay still for hours, katatonia helps me confront my inner demons,helps me purify my soul, helps me realize when im in the wrong, Save me from myself
07.07.2010
@Ahmet Saraçoğlu, brave murder day kritiği isteriz:) daha önce orchid istemiştim. orchid ve bmd kritiği bu sitede muhakkak olmalı. hatta baş köşede durmalı :p ama sen yazacaksın ahmet değil mi:)
07.07.2010
@anonim, ajandama bakmam gerekiyo çok önemli işleri olan bi insanım. :)
yazıcam elbet bi ara.
bu albümde boş şarkı yok yahu hepsi ayrı yerlere taşıyor insanı , hiç hüznünüz yokken ağlatabiliyor ” Chrome , Teargas , I Transpire , Tonight’s Music , Sulfur”
Şu zamana kadar Katatonia’yı sürekli en abartılan gruplar listesinde üst sıralara koyardım da şu albümü hiç dinlememiştim. Resmen merak ettirdiniz. Bakayım nasılmış.
Allah allah bu albümü beğenmeyen bir tek ben mi varım yahu? İçinde Teargas ve Passing Bird dışında bende açıp da dinleme isteği uyandıran bir şarkı yok, ki o şarkıların da bende herhangi bir his uyandırmasından falan değil, sözlerine eşlik etmeyi sevdiğimden. İlginç doğrusu, genelle bu kadar ters düşmek garibime gitti; ama Katatonia’nın en zayıf albümü bu benim gözümde. Nerede Brave Murder Day, nerede Viva Emptiness, nerede bu. Şaşırdım bak.
Açıkçası ben bir grubu ilk tanıdığımız albümün o grubu değerlendirme açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.Mesela ben katatonia yı discouraged ones albümü ile tanıdım.Bana göre Katatonia discografisinde duygusallığın en yoğun işlendiği albüm budur.Evet LFDGN çok iyi bir albüm fakat ben we must bury you ve sweet nurse gibi parçaların albümün bütünlüğünü bozduğunu düşünüyorum.Belkide grubu bu albümle tanısaydım benim içinde en iyi albümü bu olacaktı.Çevremde ve internette okuduğum yorumlarda.Opeth,dark tranquillity,death,sentenced vb. neredeyse her albümleri klasik olan gruplara baktığımızda en iyi albümleri olarak nitelediğimiz albümlerin genelde grubu tanıdığımız albümler olduğunu görüyorum.
21.08.2016
@nepenthe, bu çok güzel bir yorummuş, eski albümler arasında öylesine dolaşırken görünce yazmadan geçmek istemedim. we must bury you ve sweet nurse konusuna katılıyorum. En bütün albümleri benim de ilk dinlediğim olan discouraged ones ama hepsinin yeri apayrı. Allah belasını versin böyle grubun diyeceğim ama kıyamıyorum ki neyse açtım şimdi bütün diskografiyi dinlerim iki gün psikoloji iptal.
katatonia’nın sindire sindire sadece brave murder day albümünü olarak dinlemiş biri olarak, brave murder day albümünün en iyi katatonia albümü olarak nitelendirmemin ne kadar doğru olduğuna bu albümü dinledikten sonra karar vermeye karar verdim. o değil de ne hayatımın en uzun cümlesini kurdum, teşekkürler katatonia:)
Katatonia dinlenilecekse bi son albümü dinleyin, bide Brave Murder Day’i dinleyin, 15 sene önce de muhteşem, şimdi de muhteşem olduklarını anlayın, ama bu albüm harbiden bu şekilde anlatıldığı kadar güzel değil bence. Tekrar tekrar dinlediğim bir gitar, bir şarkı, bir bölüm yok netekim.
Great site. A lot of useful information here. I’m sending it to some friends!
i transpire sarsar, dispoesession yıkar, teargas inletir, tonight’s music öldürür. lfdgd kadar depresif bir albüm daha bulunamaz.
what is wrong, not with the world but me??
bu sabah işe yürümek için evden çıkarken bu albümü iphone’a attım. belki 2000. dinleyişim, yemin ederim tüm tadım, neşem kaçtı. baya pişman oldum. bildiğin adilik bu albüm.
27.01.2011
@Ahmet Saraçoğlu, bende bu sabah işe gelirken night is the new day dinledim…mazoşistlik bu başka bişi değil:):):)zaten last fair deal gone down da albüm falan eğil işkence makinesi gibi bişi…night is the new day oldukça karanlık bi albüm bence ama l.f.d g.d apayrı…
nazarımda tonight’s decision’la yarışır ama bunda sevmediğim bir şarkı var, o da passing bird. sanki albüm ona geçerken biraz ivme kaybediyor, kritikte denildiği gibi keşke sulfur’ü de albüme alsalardı. ama artık o yarışa night is the new day’de katıldı onuda belirtmek gerek.
ahmet abi clean today, passing bird, ve don’t tell a soul şarkıları hakkında ne düşünüyorsun???? genelde sweet nurse de dahil bu yazdığım 3 şarkı için albümün bütünlüğünü bozuyor şeklinde birçok yorum okudum…bu albümü ne kadar sewdiğini belirtmişsin sıkca onun için seninde ne düşündüğünü merak ettim…bende sadece sweet nurse şarkısına ısınamadım…
22.03.2011
@B U R Z U M, hepsinin ayrı ayrı hastasıyım.
22.03.2011
@Ahmet Saraçoğlu, :)anlaşıldı:)
ilk dönemi hariç ben bu gruptan nefret ederim. bu da o kötü albümlerden biri. 5/10
Chrome kadar lanet bir şarkı yok. Hele ki ilk 30 saniyesinden.
19.05.2012
@Guinan, *Hele ki ilk 30 saniyesinden nefret ettiğim kadar hiç bir şeyden nefret etmiyorum. Tüm günümü berbat ediyor,etti,edecek
(sonunda yazabildim)
dinlerken sigara üstüne sigara içiriyor.
Ya hepsini geçtim, Chrome diye bi şarkı var lan bu albümde.
01.12.2012
@hen, öyle bi albüm ki bu, senin yorumunu onaylarken adını görünce “eyvah kaçayım, hatırlamayayım, tadım kaçmasın” diye düşündüm.
çok şerefsiz, çok terbiyesiz bi şeysin lastfeyrdiılgandavn.
01.12.2012
@Ahmet Saraçoğlu, “Tadımız kaçmasın” http://i47.tinypic.com/2ibf6o3.jpg
01.12.2012
@hen, kekremsilik.
Şahsıma Katatonia’yı sevdiren albümdür. Bir şekilde dinlemeyi hep erteledim. Daha önceki iki deneyimimde de(bkz: Brave Murder Day ve Dead End Kings)çok fazla etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. Fakat bu albüm gerçekten başkaymış. Sevmediğim tek şarkı We Must Bury You. En etkilendiğim ise Tonights Music. O her an ağladı ağlayacak dedirten vokalleri, melankolik riffleriyle tam bir şaheser. Dünden beridir bu şarkı yüzünden replay tuşuyla aramda seviyesiz bir ilişki oluştu. Sanırım şarkı sözlerini ezberlemeye de bu şarkıdan başlayacağım. Son olarak Sulfur…
abi gençlikte dinlenen bazı albümler adamın o kadar tehlikeli bir şekilde içine işliyor ki herhangi bir şarkısından azıcık bir melodi duyunca, o anki durumun ne olursa olsun bir anda eski anlara savruluyorsun.
al işte, daha dispossession’un ilk notaları ve yine o msn’li, my dying bride’lı, bergen’e kaçma hayallerinin kurulduğu üniversite zamanlarının kasvetli gecelerine dönüş. ne menem bir albüm akıl sır almıyor, vay arkakadaş ya.
evimi yakıp yık, bir şeyler yap. bu skimsonik, iğrenç, katatonik halden kurtar artık. on beş yıl geçti lan, 30 küsürsün artık, hala mı bir albüm dağıtabiilyor seni? gömmek lazım o zaman seni artık.
yok abi devam edemeyeceğim. biber gazı kaçıyor artık. skerler böyle işi…
Şu albümü dinleyip de sonrasında gülen birisi varsa ona acilen yılın en soğukkanlı insanı ödülünü vermek lazım.
Katatonia yaptığı müzik ile ruhumdan yakalıyor beni diskografilerindeki albümlerin hepsinin kendi sıralaması var kafamda. Bazı albümleri mesela dönüp dönüp baştan sona kadar dinlediğim albümleri ki Last Fair Deal Gone Down bu albümlerin içinde en şahikası benim için; hem kafamda açtığı yeni patikalardan hem de ruhuma dokunduğu için. Albüm kritiği çok hisli ve güzel olmuş .Katatonia nın ruhuna ve elbette ki bu güzel albüme yakışan , bu albümün ruhunu yakalayan içten bir kritik.
Gecenin bilmem kaci oturdum albumu dinliyorum. Her seyi biraktim dunya ile ilgili sadece ben ve bu album. Suphesiz hayatimin en onemli albumlerinden. Bu albume puan vermek benim haddime degil sayet ille de gerekiyorsa en yukseginden neyse o. 10/10
Sayin organizatorler, Turkiye’ye bu herifleri best of setlist ayagina bok gibi setlist ile cikardiniz. Tesekkurler. Alin best of boyle olur, feyz alin.
https://www.youtube.com/watch?v=t-WkYalnAZo&ab_channel=rumisinners
03.01.2021
@tahsin, yeni yıla niye bununla girmedim ki…
senin ben amk
Bu anasını sattığımın albümü bana geldiğinde kapağı çatlaktı. O azıma sıçan melodiler o çatlak albüm’ den çıktı aylarca. Albüm bana değil başkasına aitti. Hala da başkasına ait sadece ben arada öyle açar bir dinlerim.
What is wrong, not with the world but me?
Anasını siktimin albümü ne zamandır dinlemiyordum sabah sabah aklıma takıldı. Her ne kadar tgcd favorim olsa da sanırım en özel katatonia albümü bu benim için. Gerçek olamayacak kadar güzel bir albüm.
Oh my sweet nurse… ulan dinlemeyeli 100 sene olmuştu şu güzelliği.
Katatonia öyle bir grupsun ki dinlemen eziyet dinlememen ayrı eziyet şerefsizim..
Bu kadar çok şarkı barındırıp hepsini eşit derecede sevme konusunda bir numaralı albüm olabilir benim için. 11 şarkı + Sulfur’ı da unutmayayım hatta.
Dead Heart in a Dead World var bir de. Sevmediğim tek bir anı olmayan albümler.
Illaki böyle bir sürü albüm sayılır ama bu ikisi özel bir konumda benim için.
31.01.2023
@Yiğit, Muhteşem albümler gerçekten. Kusursuzlar.
“Is this your way of telling,
another has been found?
Now I know it is teargas
in my eyes” sanırım ilk dinlediğim günden beri dilime en çok takılan nakarat bu. Yani elimde olsa hafızamdan sildirecem.
31.01.2023
@Yiğit, We Must Bury You’dan tiksiniyorum.
31.01.2023
@Dysplasia, bayılıyorum. Ancak bir dönem ben de sana yakın düşünüyordum.
31.01.2023
@Dysplasia, +1
Albümü ne kadar seviyorsam bu şarkıdan o kadar gıcık kapıyorum
Wyborowa ile konuşup Dünya’nın en iyi grubu olduğuna karar verdik.
Bi 15 yıldır en yakın dostum, hayat zikici; Ben otuza geldim ama benim için sen hala aynısın Katat, seni çok seviyorum.
In this dead hour
Here with you
Seconds are worthless
”Sen yarrağı yedin haberin olsun ama üzülme, her şey geçer.”
tadında. Çok seviyorum.
Bu Ekim’lerin bir anlamı olmalı
Hayatımda güzel bi şey aradığım bu dönemlerde yine siz varsınız aq çocukları. Çok güzelsin Katat.
Ve evet bir albümü dinlemek istemeyecek kadar çok sevmek.
Çok kısa bi sürede kendi çabalarımla siki tutmamın arka planı tabii ki Katatonia.
Then like a ghost at night you come around all dressed in white talking to me
… and so I have to drink the Vodka-Visne. No more will.
Bu albümün anasını avradını gelmişini geçmişini yedi sülalesini sikeyim. İnsanda neşe bırakmadı pezevenkler.
Hani böyle gözlerin dolunca en yakın dostun kollarını açar da sarılmak istemezsin; çünkü sarıldığında gözlerinden her şey akıp gidecektir, öyle bi albüm. O yüzden dinlememek için kendimi çok kasıyorum.
Kendimi tutamadım başladım, Dispossession kere ananı sikeyim ya. Yarınki iş-güç hiç sikimde değil, amınakoyim Katat.
Silent Hill 2 Remake bitti. Bir süre bu albümdeyim.