Siyah göz makyajlı, beyaz tenli bir kız. Daha önce pek de rastlanmayan bir tarzda dans ediyor, daha önce Türk televizyonlarında endam eden herhangi bir kızdan hiç de beklenmeyen bir müzik eşliğinde, yine hiç de aşina olmadığımız tarzda sözler söylüyor… Cenin pozisyonunda yere yatılmış, o günden on beş yıl sonrasında bile konuşulacak, Türk rock müzik severinin kulaklarına kazınan o çığlıkları atıyor..
Türk pop müziğinde fenomen diyebileceğimiz bir isim ŞEBNEM FERAH. On dört yıl önce çıkıp, hem de başka kimseye benzemeden çıkıp bir anda büyükçe bir kitle yaratan, sonradan gelecek albümleriyle de ülkemizin en çok satan müzisyenleri arasına giren ŞEBNEM FERAH, kendisini bir kültmüşçesine takip eden dinleyicilerinin de desteğiyle her geçen albümde daha da büyüdü.
Bahsettiğimiz çıkışı böylesine önemli kılan, elbette ki “Kadın” adlı bu albümdü. Sonradan yapılan pek çok müzik yorumunda Türk pop müziği tarihinde önemli bir nokta olarak nitelendirilen “Kadın”, biri hariç tüm müziğinin Şebnem Ferah tarafından yazıldığı, her şarkısından samimiyet veyetenek akan bir rock albümüydü.
Vazgeçtim Dünyadan ile tanıştığımız, ardından gelen Yağmurlar, Fırtına ve Bu Aşk Fazla Sana klipleriyle 1996-1997 dönemine tam anlamıyla damgasını vuran “Kadın”, her şarkısına klip çekilebilecek, her şarkısı başka herhangi bir pop/rock müzik sanatçısının en büyük hit’i olabilecek düzeyde güçlü şarkılar barındırıyordu.
Yeniden Doğup Gelsem’in o mükemmel “groove”u; Yağmurlar’ın eşsizliği; sonradan vefat eden, bitkisel hayattaki ablasına yazdığı Deli Kızım Uyan’ın kanımca daha çok, iyi performans sergilenen konserlerde ortaya çıkan yoğunluğu; Fırtına’nın özgünlüğü; Vazgeçtim Dünyadan’ın çaktırmadan, alttan alttan verdiği sertliği… Gerçekten de albüm, tek bir kişiden çıktığı da düşünüldüğünde, türü adına olabilecek ne kadar güzel şey varsa içeriyor. Hüzün, isyan, şikayet, baş kaldırı gibi duyguların arkasından kendini belli eden umut, güç, irade, kendine olan güven.
“Kadın”ın ve dolayısıyla da ŞEBNEM FERAH’ın o günkü ve sonrasında gelecek etkileri, yalnızca müzik anlamında sınırlı kalmıyordu elbet. “Kadın”daki imajı ve tavrı düşünüldüğünde, ŞEBNEM FERAH sayıları gün geçtiçe artan bir kitlenin idolü haline gelmiş, gerektiğinde sert olan, ama yeri geldiğinde herkesten çok incinebilen, çocukluğunun saflığını aklından çıkarmamayı seçmiş bu kızın peşinde adeta bir liseli gencolar ordusu peydahlanmıştı.
Mensuplarının sayısı belki de on binleri bulan EDŞK, yani Ergenlik Dönemindeki Şebocular Klanı, bu “Şebo” çılgınlığını günde güne arttırarak onu tam anlamıyla bir idol, bir ikon haline getirmişti.
Bu noktada, ŞEBNEM FERAH’ın fiziksel portresinden de bahsetmek lazım gelir diye düşünüyorum. ŞEBNEM FERAH, benim de içinde bulunduğum bir kitle tarafından aşırı derecede çekici ve güzel bulunurken, bir kısım insanın düşüncesi ise bunun yakınından bile geçmiyordu. Bu ilk kitlenin profiline baktığımızda, gerçekten de ilginç ve incelemeye değer bir durumla karşılaşıyoruz.
Erkek “Şebocular”, müziğine ve görüntüsüne hayran oldukları bu kıza karşı klasik bir karşı cins sevgisi, beğenisi, hayranlığı ve aşkı beslerken, asıl ilginç olan kızlarda yaşanıyordu.
Ergenlik dönemi ve buluğ çağı civarlarında gezinen sayısız kızın, dillendiremedikleri birtakım duygularına tercüman olmasından ve yaşları gereği sergilemek istedikleri farklı olma dürtüsünü herkesin gözü önünde bire bir gerçekleştirmesinden dolayı, fiziksel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda aslında gayet de “uygun” gözüken bu kıza karşı adeta bir tutku, bir özdeşleşme, bir aşk duydukları gözlemleniyordu.
Kimi konser görüntülerinde rastlanacağı üzere, ŞEBNEM FERAH konserlerinde en ön saflarda yer alan kimi kız güruhları, ne bir TARKAN, ne de bir JUSTIN TIMBERLAKE konserine nasip olacak düzeyde bir tutkuyla, adeta kendilerini parçalıyorlar, sahnede kendilerini temsil ettiğine inandıkları ve ŞEBNEM FERAH’ın da adeta her tarafından akan bir dişilikle pekiştirdiği bu aurayla, adeta bu kıza hem mental, hem de cinsel yönden bir yakınlık duyuyor izlenimi uyandırıyorlardı. Bu kızların gözünde, masum bir “şarkılarınla benim aşk hayatımı yansıtıyorsun, çok bizden, çok içten duygular yaşatıyorsun, seni çok seviyorum Şebocum” ifadesinden ziyade, “sana tapıyorum” türü bir psikolojinin yansıması göze çarpıyordu.
Tüm bunların temeli, hep bahsettiğimiz bu albümdü.
Lafı fazla uzatmadan, dinlediğim yegâne Türkçe sözlü müziği yapan ŞEBNEM FERAH, her ne kadar sonrasında inişli çıkışlı bir müzik sunsa da, “Kadın” ile gerçekten efsane bir albüme imza atmıştı. Kapağından sözlerine, içerdiği duygu yoğunluğuna, “Kadın” her anlamda çok önemli bir albümdür. Kanımca ne ŞEBNEM FERAH’ın ne de aynı tarz müzik yapan/yapacak herhangi birinin kolay kolay geçemeyeceği düzeyde iyidir, Türk pop/rock müziği adına belki de son mihenk taşlarından biridir.
Kadro Şebnem Ferah: Vokal, gitar
İskender Paydaş: Davul, klavye
Demir Demirkan: Gitar
Tarkan Gözübüyük: Bas, klavye
Şarkılar 1. Vazgeçtim Dünyadan
2. Deli Kızım Uyan
3. İyi Gün Dostlarım
4. Bu Aşk Fazla Sana
5. Bırak Kadının Olayım
6. Fırtına
7. Yağmurlar
8. Yeniden Doğup Gelsem
9. Durma
10. Buradan Göçerken
11. Yağmurlar (Enstrümantal)
Sadece şu kadroya bakmak dahi albümün ne menem bir şey olduğunun zaten kanıtıdır. Hastası olduğum yegane Şebnem Ferah albümüdür. Bundan sonraki her albümünü de mutlaka edindim dinledim. Ama hiçbirinden de bundan aldığım hazzı almadım. Yeniden video kliplere göz attım da, albümü ne deli özlediğimi farkettim. İşin kötü yanı bu albüm çıktığında ben CD denen şeyin sadece rivayetini biliyordum. Adana’nın ufak bi ilçesinde kendi çapında bi kızcağızdım. Büyük şehre gelip meşhur olana kadar da CD elime almış değilim. Ve bu albümün bende CD’si yok. Kaset de meydanda değil, ha olsa da dinleyebilecek tesisat zaten yok. İlk fırsatta şu albümün CD’sini almak kendime not olsun.
Şebnem ferah albümleri arasında en sevdiğim albüm desem yeridir.Dediğiniz gibi kadro albümü anlatmaya yetiyor.Her anlamda albüm kalite kokar zaten o dönemler gerek rock müzik piyasası gerek pop müzik piyasası güzel albümler çıkarıyordu.Ama artık eskisi gibi böyle albümler çıkmıyor.Zaman değişti belki de ondandır. Şebnem ferah’ın son albümünü hiç sevmemiştim,bende hep eski albümleriyle karşılaştırıyorum nedense. Lafı fazla gevelemeyim.Kaliteli albümdür diye bitiriyim yorumumu..
Önceden yazdığım çok daha uzun bi yazıdan aldım o kısmı zaten. Hatta yazının sonralarında da var o eski yazıdan bölümler. Daha önce de ZOR dergisinde yayınlanmıştı, ekşisözlük’te de halen durmakta.
bu aşk fazla sana nın klibi bence ÇOK GÜZEL PAYLAŞIM OLMUŞ rep verdim. bu arada albümdeki şarkıların çoğunu biliyodum ama hepsinin aynı albümde olduğundan haberim yoktu. sahil gitaristliğine hayatının bir döneminde bulaşmış her türk genci şebnem ferah, düş sokağı sakinleri, yaşar kurt şarkılarını dinlediğinden çok çalmanın, söylemenin ne demek olduğunu bilir. bu acıya bir son verilsin.
Fazla soze gerek yok aslinda sebnem ferah muhtesem bir kadin hem sarki bakimintan hemde tarzi we fizigi bakimindan benim tek ornek aldigim sanatci o bayiliyorum bu kadina tarzi cok guzel tek kelimeyle harika album meselesine gelince butun albumleri war we hepsini cok sewiyorum hergun mutlaka dinliyorum resmen beni anlatiyor. Albumlerin ustunden kac sene gecerse gecsin dinledigimde ayni zewki tadabiliyorum kulagima cok hos geliyo bana gor SEBOM birtaneydi halada oyle
Sadece şu kadroya bakmak dahi albümün ne menem bir şey olduğunun zaten kanıtıdır. Hastası olduğum yegane Şebnem Ferah albümüdür. Bundan sonraki her albümünü de mutlaka edindim dinledim. Ama hiçbirinden de bundan aldığım hazzı almadım. Yeniden video kliplere göz attım da, albümü ne deli özlediğimi farkettim. İşin kötü yanı bu albüm çıktığında ben CD denen şeyin sadece rivayetini biliyordum. Adana’nın ufak bi ilçesinde kendi çapında bi kızcağızdım. Büyük şehre gelip meşhur olana kadar da CD elime almış değilim. Ve bu albümün bende CD’si yok. Kaset de meydanda değil, ha olsa da dinleyebilecek tesisat zaten yok. İlk fırsatta şu albümün CD’sini almak kendime not olsun.
Şebnem ferah albümleri arasında en sevdiğim albüm desem yeridir.Dediğiniz gibi kadro albümü anlatmaya yetiyor.Her anlamda albüm kalite kokar zaten o dönemler gerek rock müzik piyasası gerek pop müzik piyasası güzel albümler çıkarıyordu.Ama artık eskisi gibi böyle albümler çıkmıyor.Zaman değişti belki de ondandır. Şebnem ferah’ın son albümünü hiç sevmemiştim,bende hep eski albümleriyle karşılaştırıyorum nedense. Lafı fazla gevelemeyim.Kaliteli albümdür diye bitiriyim yorumumu..
“durma” yı çok severdim.
İlk paragrafın aynısını başka bir yerde daha önceden okuduğuma yemin edebilirim o_O
Önceden yazdığım çok daha uzun bi yazıdan aldım o kısmı zaten. Hatta yazının sonralarında da var o eski yazıdan bölümler. Daha önce de ZOR dergisinde yayınlanmıştı, ekşisözlük’te de halen durmakta.
bu aşk fazla sana nın klibi bence ÇOK GÜZEL PAYLAŞIM OLMUŞ rep verdim. bu arada albümdeki şarkıların çoğunu biliyodum ama hepsinin aynı albümde olduğundan haberim yoktu. sahil gitaristliğine hayatının bir döneminde bulaşmış her türk genci şebnem ferah, düş sokağı sakinleri, yaşar kurt şarkılarını dinlediğinden çok çalmanın, söylemenin ne demek olduğunu bilir. bu acıya bir son verilsin.
Fazla soze gerek yok aslinda sebnem ferah muhtesem bir kadin hem sarki bakimintan hemde tarzi we fizigi bakimindan benim tek ornek aldigim sanatci o bayiliyorum bu kadina tarzi cok guzel tek kelimeyle harika album meselesine gelince butun albumleri war we hepsini cok sewiyorum hergun mutlaka dinliyorum resmen beni anlatiyor. Albumlerin ustunden kac sene gecerse gecsin dinledigimde ayni zewki tadabiliyorum kulagima cok hos geliyo bana gor SEBOM birtaneydi halada oyle
pop rock alanında başarılı bir albüm ama 9 fazla , 7 alır
Muazzam bir albüm bu. Kadrosu yeter.