Cayır cayır eserleriyle Norveç black metal tarihine adını rünik harflerle kazımış olan Immortal, tahtına erişebilmek için uğraşan 666 sıradan, 334 başarılı grubu bizlere kazandırdığı yedi yıllık bir aradan sonra hayranlarını hayalkırıklığına uğratmayan, 90′ların ruhunu korurken çağı da kaçırmayan rifleri ve anılarımızı depreştiren gitar tonuyla saniye saniye işlenmiş bir albümle karşımızda. Temelli olmadığı her zaman sessiz bir anlaşma ile bilinen ve pek de kabullenilmeyen dağılmanın ardından, beklentileri büyük oranda karşılayan bir çalışma.
Immortal’ın mükemmelliğinin ne ayrıntılarda ne de parçaların kendisinde gizli olduğu kanaatindeyim. İmajlarından şovlarına, müzik yaşantılarının başından günümüze dek tam bir bütünsellik söz konusu ve hayranlarıyla oluşan sinerjinin sonucunda albüm çıkarmadıkları zaman bile isimleri heyecanla anılmakta. İskandinavya’nın demirbaşlarından biri haline gelmelerinde kuşkusuz devrimsel besteleri ve prototip olarak nitelendirebileceğimiz üstün müzisyenliklerinin payı büyük. Her albümünde ayrı bir sürükleyicilik, uzun ömürlülük sunan grup, “true olunmaz, true doğulur” felsefesiyle yıllardır ders niteliğinde eserler üretirken, değişime kapalı da kalmadı.
Fakat evrilip gelişmesi gerekenin sadece müzisyenler olmadığı büluğ çağını geride bırakan kişilerin nail olduğu bir gerçek. Bir kaç bölgenin çeşitli müzik türlerinin eşiği olarak addedilmesi ekseninde olmak üzere, farklı coğrafyalardan çıkan ve başta internet vasıtasıyla olmak üzere milyon tane grup arasında kalan dinleyicinin korumakta olduğu ve grup açısından gurur verici olduğunu tahmin edebileceğimiz hakkaniyetli ve altı çizilmesi gereken bir sadakat var ortada. Buna binaen Immortal, 1999 da olsa 2009 da olsa ürettiğini ve yarattığını hem maddi hem de manevi açıdan memnun edici şekilde paylaştı ve yoluna devam etti.
“All Shall Fall”, rifden rife koşan, grubun her döneminden izler barındıran, bunun yanı sıra 2009 yılında olduğunu unutmamış kişilerin eseri. Gelenek korunmuş ve yine 40 dakika civarında seyreden albümle, “ne bir eksik ne bir fazla, budur!” dercesinde masaya vurulmuş yumruk. Davullar yine düşük tempo parçalarda bile kuduruk, gitar soloları fazla sürprizci değil ama yaklaştığını ima ederken insanı iç üşüten bir beklentiye gark ediyor.
Canım gülüm Abbath tizlerden kaçınmış, ağır abiliğine zeval vermeyen bir edayla kükremesine bakmış, dudağının kenarından tükürük kaçırırcasına haşin sonlanan kelimeler “Immortal ulan!” dedirtiyor. Black metalin gizli kahramanı bas ise etli butlu bir iş çıkarmış ve kuzeyli damarımızı titretmiş.
Dikkat çeken temel farklılık, albümün yapı itibariyle gayet alışılageldik Immortal parçalarından oluşmasına rağmen ufak tefek “popvari” anlar içermesi. Özellikle bir grup black dinleyicisinde alerji yapabilen bu gibi deneysel girişimler, 4-5 saniyelik nabız yoklama seansları gibime geldi. Darkthrone’un tarz değiştirircesine ironi dolu eserlerindeki tutuma paralellik gösteren bir niyet de olabilir bu. “Biz Immortal’ız, deneriz, harmanlarız ama ortadayız ve siz de çantamızdaki minik sevimli kekliklersiniz” tadında burnu havada bir özgüvenin sonucu ya da dolgu malzemesi cinliğiymiş gibi de durmuyor bu melodiler.
Aksine, gruba yaraşır şekilde yaratıma devam edildiği ve dinleyiciyle eşzamanlı bir gelişime doğal olarak tabi olunduğuna dair bir bilinç seziliyor. Evet parça isimlerinde, konseptte yeni bir açılım yok, vokalde alttan alta cicileşip kolaya kaçma olmadığı gibi özü koruyalım diye sapıtmalar da yok, ama daha ilk dinlemede farkedilen değişim, gönülsüz bir ilerleme gayreti değil kesinlikle, işte bunu seviyorum!
Malum denemeler ve yobazlığa batılıp kalınmamış olması haricinde bahsetmeye değer dev bir olay mevcut değil, Immortal’ın kendisi haricinde… Blashyrkh kapıları eskisi kadar dondurucu ve ürkütücü, fakat ortada birbirinden ayıramadığım efsanevi albümlerden daha ağır bir durumun olduğunu da söylemekte zorlanıyorum.
oh be sonunda immortal kritigini de gorduk iste benim icin yılın albumudur all shall fall herseyiyle efsane bir immortal albumu bide ilk sarkıda abbath ın bi oolll şoooool fooool diyisi var ki…ilk dinleyisimde orgazm oluyorum zannettim(belki de oldum?!)
“benim için yılın albümüdür” nasıl şiddetle katılıyorum bilemezsiniz.Her parçası ayrı muazzam dostlar.Dinlemeyenin ya da kötü diyenin ya da eh işte diyenin kafasına Odin’in çekici düşsün(ya da herneyse).Ey gidi Abbath efendi hayalkırıklığına uğratmadın ya daha da birşey istemiyorum senden.
valla dinledikçe içine daha çok kanıksanan bir albüm ama “sons of…”, “at the heart…” gibi albümlerin yanında çok da abartılacak bir yanı yok. çünkü daha önce mükemmel şekilde yaptıkları nev-i şahıslarına münhasır müzikleri sadece tekrar yapmışlar ve onda da “ortalama”dan öteye gidememişler.
ayrıca “sons of…” albümüne çok bağlı kalınmış. şarkıların adlarından tut, içeriklerine göre albümde konulduğu yerler bile o kadar benzer ki. son şarkıya gelince “e abi sons of albümünü tekrar kaydetmeye ne gerek vardı” demeye kadar gittim o derece.
ben bu albümü 8 sene önce çok daha “yeni” ve “gaz” bir haldeyken de dinlemiştim yani. immortal’ı çok sevmeme rağmen beklediğim tazeliği ve havayı alamadığım bu “iyi” albüme en fazla 7.5 verebilirim.
Bu işi her nekadar güzergahları farklı olsada 3 kisi yapıp bukadar sağlam olan birde motorhead var. Ki bu bir kıyaslama değil zira 2 grupta ayrı birer bağımlılıktır bana. Bu son albümü beklerken diodum olmaz artık saçmalarlar die ama nerdeee. Gene taş gibi albüm gene bomba rifler….. Gelsinler artık hakkaten.
The Seventh Date of Blashyrkh dı son albüm bildiğim ki oda live dı. nedir bu dying fetus bunnlar ayrı bir grup değilmiydi. Son stüdyo albümü olarak ben all shall fall ı dinliyorum neden bu uyarı ??
iTunes ın tarz olarak alternative rock diye tanıdığı albüm. bu gene neyse bir arkadaşın makinasında sıla – şevişmeden uyumayalım ı thrash metal olarak tanıdığı da olmuştu zamanında.
o değilde unearthly kingdom son yılların en iyi black metal şarkılarından biridir bana göre. zaten oldum olası abbathın rifflerine hastayımdır. şu metal camiasında böyle babacan tavırlı rifflerine ezelden beridir hasta olduğun bi abbath bi de mille petrozza var. benimde notum 9 sanırım.
@Nightwing, riff konusunda haklısın black ve thrash metal rifflerini harmanlıyo adam ki bence çok iyi yapıyo ortaya güzel şeyler çıkarıyo adam akıllıca davranıyo mesela iron maidenın Where Eagles Dareiyle immortalın solarfallı birbirlerine çok benzerler ama güzelmi güzel
@bathory, demonaz sakatlandıktan sonra abbath gruptaki lead gitar görevini dervralınca son 4-5 albümdür thrash metal riffleri kullanmaya başladılar ki bazı azılı blackciler bunu ”modern soundlu black metal mi olur immortal davayı sattıııı!!111” diye yorumlasalar da bu yorumlara zerre katılmıyorum. bundan şikayetçi değilim. hatta böyle dava satımına can kurban bile derim. solarfall dedin de at the heart of winter dedin mi akan sular durur benim için bak aklıma getirdin şimdi ona da bi yorum yapyım ben. :)
oh be sonunda immortal kritigini de gorduk iste benim icin yılın albumudur all shall fall herseyiyle efsane bir immortal albumu bide ilk sarkıda abbath ın bi oolll şoooool fooool diyisi var ki…ilk dinleyisimde orgazm oluyorum zannettim(belki de oldum?!)
“benim için yılın albümüdür” nasıl şiddetle katılıyorum bilemezsiniz.Her parçası ayrı muazzam dostlar.Dinlemeyenin ya da kötü diyenin ya da eh işte diyenin kafasına Odin’in çekici düşsün(ya da herneyse).Ey gidi Abbath efendi hayalkırıklığına uğratmadın ya daha da birşey istemiyorum senden.
10/10
Unirock ‘ta gömek isteriz :)
27.05.2010
@Berker İ., belphegor duyurulmadan önce en büyük dileğimdi ama gerçekleşmedi. seneye diyelim, kısmet diyelim =)
27.05.2010
@darth sidious, önümüzdeki seneye :)
valla dinledikçe içine daha çok kanıksanan bir albüm ama “sons of…”, “at the heart…” gibi albümlerin yanında çok da abartılacak bir yanı yok. çünkü daha önce mükemmel şekilde yaptıkları nev-i şahıslarına münhasır müzikleri sadece tekrar yapmışlar ve onda da “ortalama”dan öteye gidememişler.
ayrıca “sons of…” albümüne çok bağlı kalınmış. şarkıların adlarından tut, içeriklerine göre albümde konulduğu yerler bile o kadar benzer ki. son şarkıya gelince “e abi sons of albümünü tekrar kaydetmeye ne gerek vardı” demeye kadar gittim o derece.
ben bu albümü 8 sene önce çok daha “yeni” ve “gaz” bir haldeyken de dinlemiştim yani. immortal’ı çok sevmeme rağmen beklediğim tazeliği ve havayı alamadığım bu “iyi” albüme en fazla 7.5 verebilirim.
Abbath’ın aslında şeker gibi biri olduğunu biliyor muydunuz?:
http://www.youtube.com/watch?v=ORey8ZYyaQU&feature=related
(özellikle 30. saniyeden sonra Abbath kelimesinin nasıl okunduğunu açıkladığı yer efsane)
27.01.2013
@Berca B., Çok iyi ya :)
sakis tolis ile beraber en sevdiğim iki black metal müzisyeninden biri abbath. abbathcığım. o zaman wacken’e uzanalım immortal izleyelim: http://www.youtube.com/watch?v=8uBzdX082E0&feature=related
Genel olarak albümü çok beğendiğim bir albümleri değil
Mount North favori parçam.
Bu işi her nekadar güzergahları farklı olsada 3 kisi yapıp bukadar sağlam olan birde motorhead var. Ki bu bir kıyaslama değil zira 2 grupta ayrı birer bağımlılıktır bana. Bu son albümü beklerken diodum olmaz artık saçmalarlar die ama nerdeee. Gene taş gibi albüm gene bomba rifler….. Gelsinler artık hakkaten.
05.02.2011
@Rebourner, Dying Fetus son albüm
06.02.2011
The Seventh Date of Blashyrkh dı son albüm bildiğim ki oda live dı. nedir bu dying fetus bunnlar ayrı bir grup değilmiydi. Son stüdyo albümü olarak ben all shall fall ı dinliyorum neden bu uyarı ??
06.02.2011
@Rebourner, Diyor ki Dying Fetus da son albümünü 3 kişiyle çıkardı, o da çok sağlam. Grup oluyor Dying Fetus, albüm değil.
06.02.2011
@havitetty, eyvallah benden önce davranmışsın ve düşüncelerime tercüman olmuşsun :)
07.02.2011
@Berker İlhan, eyvallah, onları da dinleyeyim.
iTunes ın tarz olarak alternative rock diye tanıdığı albüm. bu gene neyse bir arkadaşın makinasında sıla – şevişmeden uyumayalım ı thrash metal olarak tanıdığı da olmuştu zamanında.
o değilde unearthly kingdom son yılların en iyi black metal şarkılarından biridir bana göre. zaten oldum olası abbathın rifflerine hastayımdır. şu metal camiasında böyle babacan tavırlı rifflerine ezelden beridir hasta olduğun bi abbath bi de mille petrozza var. benimde notum 9 sanırım.
23.04.2012
@Nightwing, riff konusunda haklısın black ve thrash metal rifflerini harmanlıyo adam ki bence çok iyi yapıyo ortaya güzel şeyler çıkarıyo adam akıllıca davranıyo mesela iron maidenın Where Eagles Dareiyle immortalın solarfallı birbirlerine çok benzerler ama güzelmi güzel
23.04.2012
@bathory, demonaz sakatlandıktan sonra abbath gruptaki lead gitar görevini dervralınca son 4-5 albümdür thrash metal riffleri kullanmaya başladılar ki bazı azılı blackciler bunu ”modern soundlu black metal mi olur immortal davayı sattıııı!!111” diye yorumlasalar da bu yorumlara zerre katılmıyorum. bundan şikayetçi değilim. hatta böyle dava satımına can kurban bile derim. solarfall dedin de at the heart of winter dedin mi akan sular durur benim için bak aklıma getirdin şimdi ona da bi yorum yapyım ben. :)