Black metalin, dinlemeyenler tarafından bile tersten ezbere anlatılan tarihçesini atlayarak direkt konuya giriyorum. Norveç black metalinin sansasyonel dönemini geride bırakmasının ardından bir kısım black metal dinleyicisi, malum gruplar haricindeki black metal gruplarına daha dinlemeden burun kıvırır oldu ve black metal dinlemeye yeni başlayanların da bir kısmı bu modaya uyarak hayatını, beş grubun “full mp3”ünü dinleyerek apartman boşluğuna bakan odasında şamdan (?) koleksiyonu yaparak devam ettirme kararı aldı. Saygı duyuyoruz.
Yukarıda bahsettiğim dönem yaşanırken Norveç’te yeni black metal grupları kurulmaya devam ediyordu ve Tsjuder de bu dönemde kurulan ama hak ettiği değeri -belki de bahsettiğim nedenlerden dolayı- göremeyen gruplardan birisi. 1993 yılında kurulan grup, demo ve EP’ler yayınlayarak geçirdiği yedi yıllık pişme sürecinin ardından 2000 yılında “Kill For Satan” albümünü yayınladı. İki yılın ardından “Demonic Possession” ve ondan da iki yıl sonra “Desert Northern Hell” geldi. Bu albüm bariz şekilde kariyerlerinin zirvesi olmasının yanında grubun da son albümü oldu. Neyse ki dağılan gruptan Drauglin ve Anti Christian, Tyrann’ı ve Nag da eski davulcu Desecrator’la Krypt’i kurarak acımızı hafiflettiler. Metal Archives’a bakmaya üşenenler için grubun adının 1987 tarihli, Norveç yapımı Pathfinder filminde geçen, kuzey Rusya’daki bir mitolojik kabileden geldiğini ve ilk üç harfinin de “ş” olarak telaffuz edildiğini belirteyim. Ha, derseniz ki “’şüğder’ diye black metal grubu mu olur?”, olmuş.
“Desert Northern Hell”, bir black metal albümünde olması gereken her şeyi barındırmasının yanında manevra alanı dar olan bu tarzda, yapılabilecek her türlü “trve” hareketin de nasıl yapılacağı konusunda kaynak niteliğinde. Benzetmeler üstünden gidecek olursam, erken dönem Immortal, “De Mysteriis Dom Sathanas” Mayhem’i ve “A Blaze In The Northern Sky” dönemi Darkthrone’una benzer şarkı yapılarına rastladığımız albümde bu etki, işbu grupların da o dönemlerde -Tsjuder’in bu albümde yaptığı gibi- thrash, death metal ve 80’ler başı black ‘n roll’una kök salmasıyla açıklanabilir. Albümdeki şarkı yapılarına baktığımızda Norveç black metalinin klişe taramalı rifleri, uğursuz akorları, kazımasyon blastlarının yanında 80’lerden kopup gelen, saçları sağa sola sallatan groove rifler de leşliğe leşlik katıyor. Bu noktada, black metal gruplarında nadiren rastladığımız üst düzey rif yazımı dikkatleri celp ediyor. Bu da her şarkının kendine özgü bir havası olmasını sağlayıp, hepsine kendine özgü bir kimlik kazandırıp ayrı ayrı akılda kalıcı yapıyor. Şahsen Mouth Of Madness’ın başındaki rifleri dinledikçe kafayı bir sağa bir sola vurup “keşke bu rifleri ben yazsaydım lan” diye düşünmedim desem yalan olur. Daha sonra kurdukları Tyrann ve Krypt’te bu konuya daha da yoğunlaşan Drauglin ve Nag, bu tip rif yazımında en az black metal riflerindeki kadar başarılılar. Ayrıca buram buram thrash kokan karambol sololar, dinlenen ortamda air guitar dalgası başlatmazsa da adam değiller.
Gelelim Anti Christian rumuzlu davulcu Christian Svendsen’e… Ben klâs black metal grubunu davulcusundan tanırım arkadaş. Bu adamı alıp bir death metal grubuna koysam yeminle hiçbiriniz fark etmez. Her tür blastı başarıyla icra ederken üst düzey kros hâkimiyetiyle de gitarların tempo düşürdüğü bölümlerde şarkıyı canlı tutmayı bilmiş ve tempo değiştiren rif geçişlerini iyi tuşesiyle çok güzel ataklarla süslemiş. Örneğin Marduk’un bazı bazı yaptığı gibi blasta girip de çıkamama, dinleyeni bayıp da uyutma olayını Tsjuder yaşatmıyor. Her platformda dillendirdiğim gibi bir air drum hastası olarak günün birinde bir black metal albümünün davullarını ezberleyeceğimi rüyamda görsem inanmazdım (oha). Gitarların Suffocation’dan bile daha çok tempo değiştirmesiyle ortaya çıkan iniş çıkışlara çok güzel yazılmış davul bölümleri de eklenince black metalin bile ne kadar sürükleyici olabileceği kanıtlanmış. Elli dakikalık albüm bu sayede blast yağmuruyla girip on bir dakikalık Morbid Lust’la (on bir mi?) epik bir kapanış yapıyor. Evet, on bir.
“Desert Northern Hell”, prodüksiyon bakımından da çok başarılı bir albüm. “Dandikizm”e yaraşır derecede leş olan sound, oldukça da güçlü. Özellikle davulun tonu, her vuruşun duyulmasıyla Anti Christian’ın süper davulculuğunun karambole gitmesini engelleyerek albümün canına can katmış. Gitarlar, vokaller ve davullarla net elli dakikalık black metal saldırısı, ayrıca grubun ilham kaynaklarından Bathory’nin Sacrifice parçasının da sürprizsiz bir coverı da mevcut.
Urgehal’le birlikte, en başta bahsettiğim dönemde kurulan grupların en iyilerinden olan Tsjuder, “black metal sevmem” diyen death ve thrash metalcileri bile aynı potada kafa sallatıran (hö?) bir albüme imza atıp dağılsa da elemanları leş black metalin bayraktarlığını yapmaya devam ediyor. Kritiğin sonu Tsjuder’den tüm Şamdan okurlarına gelsin:
“No synthesizers, no female vocals, no fucking compromises!”
[Sintisayzır yok, kadın yok, ağlamak yok, sert kalın, taviz vermeyin!]
Son resimdeki ters haçta black metalden ziyade bir doksanlar başı death metal ambiyansı var. şu ünlü swedish death metal kitap kapağını tasarlayan arkadaşın yaptıklarına benziyor sanki.
bir de ben bir maruzatımı dile getireyim bu tür tasarım, logo ve diğer görsel neşriyata dair.
hani şu şeytan ayrıntıda gizlidir olayı var ya, bu konseptte (şeytan) bir müzik yapılıyor diyelim. black metalin şoke etme tarafını da akılda tutarak ve o tarafın da kendini göstermesi gerekliliğini unutmadan, şahsen black metal gruplarının daha inandırıcı ve tehditkâr olanlarının, imaj bazında daha az “bağıran”, bir korku öğesi olmaya çalışmayan, derinden, sessizce ilerlermiş gibi takılanlar olduğunu düşünüyorum.
Atıyorum bir deathspell omega’nın gizemi, görsel sadeliği, üzerinde yan caddedeki pasajdan alınma tokalı diken bilekliklerinden takan bir grubun görsel şatafatından daha inandırıcı ve ürpertici değil mi? Bunu tsjuder, urgehal, sargeist, taake vb spesifik bir grup için söylemiyorum, keza deathspell en baba black grubudur anlamında da söylemiyorum; ilk aklıma gelen o oldu sadece.
Ama konu böylesi soyut ve insan hafzalasının alamayacağı var sayılan bir hayal ürünü (şeytan, cehennem, vs) ise, yapılan müziğin deriden fermuardan dikenden ziyade tavır ve bilinçsel yansımalarla desteklenmesi daha yararlı olmaz mı ki diye düşünmeden edemiyorum her gece yastığa başımı koyduğumda.
Yani mesela şu ters haçın bende ya da herhangi birinde ne gibi bir duygu uyandırması bekleniyor? Düz bir ters haç olsa hadi aklıma orta çağ zamanları, haçlı şövalyelerine saldıran illuminati vssaire bir şeyler gelir o karanlık devirleri düşünürüm “evet lan o dönemler cidden baya kötüymüş ortam sokağa çıkasın gelmez hafız” falan derim de, şu imajdaki o kuru kafalar, ibişler, çatık kaşlı kızgın gencolar falan ne amaçla oradalar ki? İnanılan bu cehennem bu kadar çoluk çocuk zihnine yönelik bir şey mi?
Ha, black metal ist krieg, saygımız sonsuz, orası ayrı; ama biraz da stereotipliğin dışına çıkmak, hani olayın ruhani yönünü öne çıkarmak falan daha iyi olmaz mı diye de düşünmeden edemiyor bu narin, bu pırpır yürek.
bence bu tip dandikizm odaklı gruplar işe daha çok death metal gruplarının kendi konseptlerine baktıkları gibi bakarken deathspell gibi gruplar bazı şeyleri fazla ciddiye alıyolar ya da öyle görünüyolar. ben olayın ruhani yönünü öne çıkaran gruplar yerine böyle dandik ve leş grupları daha çok seviyorum, o yüzden şahsen istemem böyle grupların o şekilde takılmasını. gelin itiraf edelim, sonuçta hepimiz eve gidince annemizin tarhanasını içmiyo muyuz sevgili dandikistler?
Son resimdeki ters haçta black metalden ziyade bir doksanlar başı death metal ambiyansı var. şu ünlü swedish death metal kitap kapağını tasarlayan arkadaşın yaptıklarına benziyor sanki.
bir de ben bir maruzatımı dile getireyim bu tür tasarım, logo ve diğer görsel neşriyata dair.
hani şu şeytan ayrıntıda gizlidir olayı var ya, bu konseptte (şeytan) bir müzik yapılıyor diyelim. black metalin şoke etme tarafını da akılda tutarak ve o tarafın da kendini göstermesi gerekliliğini unutmadan, şahsen black metal gruplarının daha inandırıcı ve tehditkâr olanlarının, imaj bazında daha az “bağıran”, bir korku öğesi olmaya çalışmayan, derinden, sessizce ilerlermiş gibi takılanlar olduğunu düşünüyorum.
Atıyorum bir deathspell omega’nın gizemi, görsel sadeliği, üzerinde yan caddedeki pasajdan alınma tokalı diken bilekliklerinden takan bir grubun görsel şatafatından daha inandırıcı ve ürpertici değil mi? Bunu tsjuder, urgehal, sargeist, taake vb spesifik bir grup için söylemiyorum, keza deathspell en baba black grubudur anlamında da söylemiyorum; ilk aklıma gelen o oldu sadece.
Ama konu böylesi soyut ve insan hafzalasının alamayacağı var sayılan bir hayal ürünü (şeytan, cehennem, vs) ise, yapılan müziğin deriden fermuardan dikenden ziyade tavır ve bilinçsel yansımalarla desteklenmesi daha yararlı olmaz mı ki diye düşünmeden edemiyorum her gece yastığa başımı koyduğumda.
Yani mesela şu ters haçın bende ya da herhangi birinde ne gibi bir duygu uyandırması bekleniyor? Düz bir ters haç olsa hadi aklıma orta çağ zamanları, haçlı şövalyelerine saldıran illuminati vssaire bir şeyler gelir o karanlık devirleri düşünürüm “evet lan o dönemler cidden baya kötüymüş ortam sokağa çıkasın gelmez hafız” falan derim de, şu imajdaki o kuru kafalar, ibişler, çatık kaşlı kızgın gencolar falan ne amaçla oradalar ki? İnanılan bu cehennem bu kadar çoluk çocuk zihnine yönelik bir şey mi?
Ha, black metal ist krieg, saygımız sonsuz, orası ayrı; ama biraz da stereotipliğin dışına çıkmak, hani olayın ruhani yönünü öne çıkarmak falan daha iyi olmaz mı diye de düşünmeden edemiyor bu narin, bu pırpır yürek.
25.06.2023
Ahah, yeni albümün incelemesini yazarken tesadüfen bu yorumumu gördüm. PA tarihinde yazdığım uzak ara en dallama yorummuş.
“Yani mesela şu ters haçın bende ya da herhangi birinde ne gibi bir duygu uyandırması bekleniyor?”
Kendi cringe’ime doyduğum bir an yaşıyorum şu an.
Supernatural’ın cehennem ahalisini kullanmalarını öneriyorum. Acayip kızlar falan var. Lucifer bile çok sevimli. Yeni bir soluk olur.
bence bu tip dandikizm odaklı gruplar işe daha çok death metal gruplarının kendi konseptlerine baktıkları gibi bakarken deathspell gibi gruplar bazı şeyleri fazla ciddiye alıyolar ya da öyle görünüyolar. ben olayın ruhani yönünü öne çıkaran gruplar yerine böyle dandik ve leş grupları daha çok seviyorum, o yüzden şahsen istemem böyle grupların o şekilde takılmasını. gelin itiraf edelim, sonuçta hepimiz eve gidince annemizin tarhanasını içmiyo muyuz sevgili dandikistler?
ya ne yapacağıdık?
Alın size taş gibi Black albümü. 9/10
ask.fm den birisi Tsjuder sorusu sorunca tekrar hatırlayıp açtım da, çok fena albüm bu ya. Mouth of Madness ve Morbid Lust filan olacak iş değil.
Yeni albüm şunun yarısı olsa ne acayip olur be.
23.10.2015
@Korhan Tok, yeni albüm bunun yarısı kadar var bence. hatta yarıdan biraz fazlası bile olabilir. %60′a anlaşırız.
O Unholy Paragon şarkısında koltuğa kafa attığımı bilirim.
10/10. Başka sözüm yoktur hakim bey.
https://youtu.be/oUkOSpkyk0k
Unholy Paragon 03:00 da
Landmine, has taken my sight
Taken my speech, taken my hearing
Taken my arms, taken my legs
diye girecek sandım, baya bildiğin çalmışlar metallica’dan
hayatımda gördüğüm en bariz arak
https://youtu.be/apK2jCrfnsk?t=302
https://youtu.be/lf_qGwfStF4?t=1935
Kapağıyla ismiyle şarkılarıyla trve kvlt bir album.