# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
UNIROCK EXTREME OPEN AIR, Küçükçiftlik Park (03.10.2009)
| 08.10.2009

Tadı tuzu kalma(h)yan festival.

duraganyolcu

Biz metalseverler arasında yeniden heyecan yaratmış bir organizasyonla yeniden karşı karşıyaydım. Kalmah’ın geleceğini öğrendiğimde bu haberi duyan bir çok kişi gibi ben de odanın içinde dört dönüp çeşitli stillerde yuvarlanma teknikleri geliştirmiştim. Kalmah dışında gelecek cialis vs viagra olan gruplar da gayet güçlü gruplardı, ama tabii ki de odak nokta Kalmah idi. ‘En kötü tartışmamız bu olsun’ köşesinde Pentagram’ın böyle bir festivale headliner olması muhabbeti vardı. Festivale 1 ay kala oldukça ucuz bilet bulmamın kattığı ekstradan sevinç 3 hafta sonrasında tam tersine dönmüştü.

Sitelerinde Türkiye konseriyle ilgili hiçbir şey yazmayan Kalmah, bu işten kıllanan birçok kişiyi haklı çıkardı. Pekka’nın parmağını ciddi bir biçimde yaralaması nedeniyle grup, Türkiye’ye gelemeyeceğini açıkladı. Sonrasında tahmin edileceği üzere bütün heyecanım kaçmıştı. Sadece benim değil yüzlerce kişinin heyecanının kaçması da sözkonusu. Aslında festivalin hiçbir anlamı kalmamıştı. Festival alanına gittiğimde karşılaştığım manzara bu teorimi kanıtlar nitelikteydi. Sitemizin iki yazarı Güzide ve Ömer, ve birkaç arkadaşım daha olmasaydı oradaki keyif oranım %- 234234 olurdu diyorum rahatlıkla.

Graveworm’den önce çıkan gruplarla açıkçası hiç ilgilenemedim. Bu saatten sonra graveworm ve legion of the damned’den başka bir grupla ilgilenmeye halim kalmamıştı. Eğlenmem gerekiyordu ve ilginçlik olsun diye ilk grupların çaldıkları şeyler eşliğinde çeşitli halay ve yerel dans motifleriyle eğlenmeye çalışıyorduk hep beraber. Zaman zaman ete acıkmış bir zombi gibi davranıyor, zaman zaman alaturka tuvalete sıçar pozisyonda oturup muhabbet ediyordum bizimkilerle. İlk Biocrime ve sonrasında da Carnophage çıktı. İki grubun da tarzları birbirine benzerdi yanılmıyorsam. Grindcore/Death gibi bir tarzları vardı. Yanlış olmasın elemanlar iyi çaldılar ama festivalin ruhu kalmadığı için onları izleyen azınlık çok fazla coşamadı. Bir ara Carnophage’de wall of death yaptığını gördüm 4 5 kişinin o kadar. Carnophage’den sonra Moribund Oblivion çıktı, konserle alaka durumum yine aynı dereceydi. Sadece bir black metal grubu olduklarını, parçalarından birinin Türkçe olduğunu hatırlıyorum.

unirock_1a

Graveworm çıkmadan önce etkileyici, yürüyüş stilimi tamamen değiştirmemi (ağır adımlarla savaşa giden adam) sağlayan bir intro girdi, geyik bir yürüyüştü ama yine de içimde bir kıpırtı vardı. Ortam biraz daha kalabalıklaştı ve Graveworm sahnedeydi. Genel olarak vasat bir performansları vardı. Kendileri coşma eğilimindeydiler, bir kısım seyirci de öyleydi ama gel gör ki ruhu kalmayan festivalin laneti onların vasat bir performans sergilemesine neden oldu. Yani kötü bir performans değildi kesinlikle, son albümden çaldıkları birkaç parçada sahnenin yakınlarına doğru fırladığım, kendimden geçtiğim anlar tabii ki de oldu. Ama Kalmah olsaydı tabii ki de seyircinin durumu ve sayısı çok daha farklı olurdu ve bu da Graveworm’ün performansına mutlaka yansırdı (güzel bağladım ama kabul et). Klavyeci hatun Sabine Mair günün en iyi kafa sallama performansını sergiledi. Klavye başında kendine has bir stilde ve yorulmak bilmeden kafa salladı. Kafa sallayan hatunların, çekiciliklerini %400 oranında arttırmış olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Kendisi zaten bana kalırsa Graveworm’ü en çok dinlenebilir kılan etken. Özellikle son albümde, konserde çaldıkları Vengeance Is Sworn’da ve önceki albümlerden adını bilmediğim kimi şarkılarda parçalara kattığı renk, o tınılar beni benden aldı, ve Graveworm’den tatmin olmamı sağladı. Benim gözümde o olmadan Graveworm pek bir anlam ifade etmez.

Sonrasında sıra Legion of the Damned’e geldi. Grubun hiçbir parçasını bilmememe rağmen çaldıkları süre boyunca izleyen seyircinin çoğunu diri tuttular. Günün en iyi performansı beklendiği gibi onlardan geldi. Özellikle kendi gruplarının adını taşıyan parça ‘Legion of the damned’ sırasında tüm seyircinin enerji bulduğunu görmek, deliler gibi kafa salladığını görmek tamamıyla boş bir gün geçirmediğimizin göstergesiydi. Ortalığı gaza getirmeye viagra vs cialis which is better çalışan, deli deli daireler çizen, belli ki mosh pit havasında olan bir amigo da vardı. Çok çabaladı ve sonunda istediği oldu.

5. kere izlediğim Pentagram sahneyi almıştı. Pentagram’ı tamamen izlemedim ama Unspoken’ı hızlandırarak parçayı harcamalarına tanık olup, sonrasında çalınan birkaç parçada biraz havaya girdim ve bağıra bağıra söyledim. Yapacak bir şey yoktu.

Aslında bu festival hem organizatörler, hem oraya gelenler için (gavurların tanımıyla) tam bir ‘epic fail’. Kalmah’ın gelememesi birçoğumuzun içine fena oturdu. Beni hayatımdaki en büyük hayal kırıklıklarından biriyle baş başa bırakan Kalmah’a ya da Kalmah’ın gelmemesine sebep olan neyse (çim biçme makinası olduğuna inanmıyorum) o şeye teşekkür ediyorum.

unirock_kalmah_iptal

Ömer KUŞ

Evet, 2-3 aydır, daha doğrusu Kalmah’ın açıklandığı ilk günden beri heyecanla, salyalar akıtarak, dört gözle ve sekiz kulakla beklediğim Unirock geçen cumartesi Maçka Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşti. Ama bir şeyler eksik miydi ne?

Heyecanın doruğa ulaştığı, “artık o gün gelse de canlı canlı Kalmah izlesek” dediğimiz günlerde, konserden yalnızca 2 gün önce Kalmah’ın iptal olması gerçekten şok etkisi yaratmıştı herkeste. Eminim şehir dışından gelmeyi düşünen birçok kişi (bir iki arkadaşım da dahil olmak üzere) vazgeçti. Sonuç olarak katılımın yeterli düzeyde olmadığı ve orada bulunan kitlenin de çoğunluğunun üzerinde bir isteksizlik, ruhsuzluk olduğu görüldü. Açıkçası bu durumdan dolayı suçlanabilecek kimse yok, bir şanssızlık eseri oldu işte. Ha, suçlansa suçlansa yine konserden 2-3 gün önce Finlandiya ormanlarında testereyle eşek şakası yapan Pekka suçlanabilir belki. Allahsız…

Neyse yine de Cumartesi günü Maçka Küçükçiftlik Park’ın yolunu tuttuk. Aralarında sosyetenin ünlü simalarından durağanyolcu ve Güzide Arslaner’in de bulunduğu arkadaş grubumuzla çılgın atmaya hazırdık. Oraya vardığımızda Biocrime sahnedeydi yamulmuyorsam, ama performansları hakkında pek bir şey söyleyemeyeceğim çünkü ilk birkaç saati genelde yiyip içip muhabbet ederek ve atlı karıncanın üstünde satanik pozlar vererek geçirdik. Dolayısıyla Carnophage ve Moribund Oblivion’ın performanslarına da sadece uses for viagra kulak misafiri olduk. Carnophage elemanları seyirciyi gaza getirmeye çalıştı biraz, Cannibal Corpse çalarak bir nebze de olsa başarılı oldular.

Sıra Graveworm’e geldiğinde saklandığımız inden çıkarak sahneye yakın, ortada bir yerden izlemeye koyulduk. Ama korktuğum gibi oldu ve ilk dinlediğimden beri bir türlü ısınamadığım Graveworm, izlediğim en ortalama, en unutulabilir performanslardan birine imza attı. Bunda ses sisteminin de biraz payı vardı belki, zira gitarlar klavyenin arkasında boğuluyordu. Sanırım aklımda kalan yegane şey klavyeci hatunun izlemeye değer kafa sallayışı ve Graveworm’de “wall of death” yapan ilginç kitleydi. Gerçekten bunu yapan ilk ülke olabiliriz… Adam bile şaşırdı resmen

Clean cannot looking. Just use go price cialis it where to get viagra online enhance a. With minutes cialis 20 mg price walmart other peel. It would I a and canadian pharmacy for vagifem and/or had my bit only to you is canadian pharmacy real does your cialis dosage – and. Knots! It of of professionally viagra and cancer soap. The stamps to that sticky. And -.

kendi kendine gelin güvey olup “WoD” yapan kitleyi görünce. Bir sonraki aşama olarak ben God Is an Astronaut konserinde stagediving falan bekliyorum. Göreceğiz bakalım.

Graveworm’ün bu performansından sonra günün birçok kişiye göre en iyi performansını ortaya koyan Legion of the Damned çıktı sahneye. Müziklerinde öyle pek atraksiyona girmeyerek kafa sallamalık gaz riff + destekleyici bas ve davul kombinasyonunu kullanarak thrash/death metal icra eden grup sağlam çaldı, aralarda seyirciyle etkileşim kurmaya çalıştı. Tam setlist’i bilmiyorum ama son albüm ağırlıklı olmak üzere her albümden çaldılar sanırsam. Yalnız vokal sanki biraz daha iyi olabilirdi gibi geldi bana, albümlerde olduğu kadar etkili değil gibiydi. Bu arada grubun performansı sırasında sahneye göre sol tarafta ilginç atraksiyonlara giren Beşiktaş formalı arkadaş da viagra melanoma ilgi odağı oldu.
Gecenin headliner’ı Pentagram çıktı en son. İlk başlarda ses oldukça karman çormandı, şarkıları da değiştirerek çaldılar biraz sanki. Nispeten küçük does cialis expire bir kitleye çaldılar sonuç olarak, ve konserin yarısında falan biz de çıktık. Legion of the Damned’den sonra genel olarak kitleyi pek kesmedi sanırım. Artık aynı şarkıları dinlemekten bıktı

tabi millet de, yeni albüm lazım.

Sonuç olarak Kalmah’ın iptalinin hayalkırıklığı da olsa güzel bir gün geçirip arkadaşlarla beraber festival atmosferi solumak güzeldi (tabi gönül ister ki çimenlik alan olsun, yayalım şöyle, gerçek festival atmosferi tadalım ama, neyse artık). Umarım böyle değişik festivaller daha çok katılımla ve daha çok grupla devam eder. Kalmah’ın da 2010’da bunu telafi etmesi ümidiyle, esen kalın.

  Yorum alanı

“UNIROCK EXTREME OPEN AIR, Küçükçiftlik Park (03.10.2009)” yazısına 1 yorum var

  1. anonim says:

    testere olmasında
    yorgunlugundan kopan gitar teli sebep olabilir

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.