Başlık biraz sivri olsa da, düşüncem bu yönde. Christian Alvestam SCAR SYMMETRY’den ayrılıyor ve hemen ardından bu albümü çıkarıyorsa, ben o ayrılığa üzülmem arkadaş. Hatırlıyorum da, Alvestam ayrılığını açıkladığı yazıyı “Müzikal yolculuğum asıl şimdi başlıyor, neler yapacağım göreceksiniz” türünde bir kelâmla bitiriyordu.
Şahsen “Hadi ordan, SCAR SYMMETRY’den iyisini mi bulacaksın dangoz” diye geçirmiştim aklımdan. Ancak SCAR SYMMETRY’nin son durumunu ve Alvestam’ın gruptan ayrıldıktan sonra yaptığı bu ilk işi gördüğümde, onun bu iddialı açıklamasının içinin pek de boş olmadığını anladım. Niyesine gelelim.
Niyesi açık: “Sot” harika bir albüm. Hiç sulandırılmamış, gayet güzel melodi ve riflerle bezeli, her yanından yaratıcılık akan bir çalışma. Christian Alvestam, İsveç piyasasının son dönem yıldızlarından biri bildiğiniz gibi. Aynı anda beş yüz seksen grupta çalma ekolünün azılı takipçilerinden olan Alvestam, bu grupların en çok zaman işgal edeninden, yani SCAR SYMMETRY’den ayrılınca, başta da dediğim gibi pek çok insanın içi cız etmişti. Zira SCAR SYMMETRY hayvandı, SCAR SYMMETRY azmandı.
Lakin olan oldu ve Christian ayrıldı. Kimilerine göre bu SCAR SYMMETRY’nin bitişiydi; Alvestam hem clean hem brutal vokalde öylesine dominant bir sesti ki, SCAR SYMMETRY’nin birincil karakteristiklerinden biri olan bu ses gittiğinde neler olacağı meşhuldu. Sonucun ne olduğunu, ilerki günlerdeki “Dark Matter Dimensions” yazımızda irdeleyeceuk elbet.
Konumuza dönelim. Alvestam’ın pek çok projesini takip eden bir kişiyim. TORCHBEARER, UNMOORED, MISERATION ve SCAR SYMMETRY bunlardan öne çıkanlar olsa da, bahsi geçen şahsın en iyi performanslarını UNMOORED – “Indefinite Soul-Extension” ve SCAR SYMMETRY – “Pitch Black Progress”te verdiğini düşünmekteydim. Ta ki “Sot”a kadar.
“Sot”, Alvestam’ın hem vokal yaptığı, hem de ritim gitar çaldığı, dahası ikisini de mükemmel yaptığı bir albüm. Melodikliğini yüksek notalardan ziyade, kalın kalın, sert sert veren THE FEW AGAINST MANY’nin kariyerine harikulâde bir başlangıç yapmasını sağlayan, 2009′da çıkan albümler içerisinde şahsımı en çok mutlu eden albümlerden biri. Olayı ne peki, gelin, ya da gelmeyin, orada kalın, bakalım.
THE FEW AGAINST MANY, oldskool ile günümüz melodik death metalini çok iyi bir şekilde birleştiren, sertliğini ve damarlığını aynı anda verebilen, ne yaptığını gayet iyi bilen adamlardan oluştuğu ilk andan anlaşılan bir grup. DAN SWANÖ – “Moontower” ve EDGE OF SANITY – “Crimson II” dönemi havaları estiren dozunda klavyeleri, Hristiyan demokrat Jani Stefanovic’in manyak davulculuğu ve neredeyse hepsi mi güzel olur dedirten rifleriyle, dinleye dinleye doyamadığım bir müzik var karşımızda.
Albüm, sözlerini Mikael Stanne’in yazdığı hayvan gibi güzel son şarkı “One With the Shadows” (introya dikkat… çok dikkat) dışında tamamen İsveççe. Bir kere bu durum nedense albüme daha oldschool, daha kvlt bir tat veriyor. “Sot” Türkçe “kurum/is” anlamına geliyor ve anlayabildiğim kadarıyla albümün konsepti yanmış, kül olmuş, ardından da bir şekilde yeniden bir canlanmanın yaşandığı bir yerleri konu ediyor. Sözler demişken, Abider’ın sözleri de KATATONIA’dan taptığımız Jonas Renkse’ye ait.
Yazıya birkaç video koyayım dedim, hangi birini koyacağıma karar veremedim. Sekiz şarkılık albümde, inanın sekiz adet klibi çekilebilecek parça var. Hepsi başka bir dinleyicinin favorisi olmaya aday yapıtlar.
Özetlersek;
1) “Sot” nefis bir albümdür. 2) Christian Alvestam sevenler hiç durmasın, kendisinin bugüne dek yaptığı en iyi brutal vokal performansı burada yatıyor (Bİr youtube yorumundan: “Christian Alvestam is ownage in human form” – Yani her şekilde çocuğu koyar diyor hafız). 3) Böylesi melodik ama sert bir death metale, bundan daha dozunda ve yerinde klavye yazan çıksın, grup kuralım. Çünkü buradakiler cidden mükkemmel ve daha fazlası. 4) Alvestam böyle gitar da çalabiliyorsa, SCAR SYMMETRY’den ayrılışına cidden üzülmüyorum çünkü belli ki çok acayip şeyler yapacak ilerde. 5) Albüm kapağı konusunda efsaneler ötesi bir kimse olan Dan Seagrave insandır, ama bayağı üstün bir insandır. Klozetteki kaka izi bile derinlik ve atmosfer barındırıyordur. 6) “Sot” bildiğin öküz gibi bir albümdür.
Albümdeki klavye işlerinden büyük ihtimalle Jani Stefanovic sorumlu, öyle bi klavyeci yönü de var diğer gruplarında. Gerçi içinde Jani Stefanovic olan her projeye önce bi şüpheyle bakarım ama bu proje umut veriyordu zaten başından beri, bakalım Alvestam/Stefonavic ikilisinin “gerçek Scar Symmetry ruhu burada arkadaş!!!” projesi Solution .45 nasıl çıkacak acep.
enfes bir albüm. klavyeler acayip swanö vari ve hep bir “HA” durumu var klavyelerde. kötü anlamda söylemedim, aksine atmosferi çok iyi yakalamış. alvestam’a da bir kez daha aşık oldum. budur.
Alvestam’ı epey sevmeme rağmen, nedense bu albümü çok uzun bir süredir dinlemiyordum. Cidden çok leziz albüm be, bir daha uzun bir süre dinlememek gibi bir hataya düşmeyeceğim.
Bugün yine 1 tur döndürdüm bu albümü, cidden inanılmaz bişi ya. Albümde çalanların bu kadar meşhur ve albümün de bu kadar müthiş olmasına rağmen nerdeyse kimsenin sallamadığı çok az albüm vardır heralde.
One with the Shadow da dünyanın en iyi death metal şarkılarından kesinlikle.
Köpek gibi albüm ulan. Arada keşke kritiğini yazmamış olsaydım da bir daha yazsam diyorum. Dinlemeyen varsa Spotify’da var. Senfonik etkili melodik death metal, hem de İsveççe, hem de Älvestam.
@Ahmet Saraçoğlu, oha az önce yolda bu albümü dinliyip bi türlü yeniden toplanmadıkları için küfür ediyodum. Çok manyak çok özel bi albüm cidden, devamının gelmemesi büyük günah.
@Berca B., zaten ben de Scar Symmetry dinlerken Spotify’da senin de Heresi dinlediğini görüp buraya geldim.
Bu arada bu albümün bu kadar acımasız olmasını sağlayan en önemli detaylardan biri de sözlerin İsveççe olması bence. Alvestam o r’leri bastıra bastıra acayip kanırtıyor vokallerde.
@Ahmet Saraçoğlu, haklısın valla, hem sözlerin ne anlama geldiğinin anlaşılmaması hem de vokallerin olumlu anlamda tekdüze olması albümü çok gaddar, vokalleri de önüne geçilemez durdurulamaz, her önüne geleni parçalayıp yoluna devam eden tuhaf bişi haline getirmiş.
Bu arada bu ve bahsettiğin SS albümünün üzerinden neredeyse 10ar yıl geçmiş olması gerçeği beni felce soktu resmen. Ne ara amk NE ARA??
Sabah işe giderken Murder King dinlediğim sırada aklıma bu albüm geldi niyeyse. İkisini arka arkaya dinleyince kokoreç üstüne red ale tadı aldım lan niyeyse çok hoş oldu.
Albümdeki klavye işlerinden büyük ihtimalle Jani Stefanovic sorumlu, öyle bi klavyeci yönü de var diğer gruplarında. Gerçi içinde Jani Stefanovic olan her projeye önce bi şüpheyle bakarım ama bu proje umut veriyordu zaten başından beri, bakalım Alvestam/Stefonavic ikilisinin “gerçek Scar Symmetry ruhu burada arkadaş!!!” projesi Solution .45 nasıl çıkacak acep.
enfes bir albüm. klavyeler acayip swanö vari ve hep bir “HA” durumu var klavyelerde. kötü anlamda söylemedim, aksine atmosferi çok iyi yakalamış. alvestam’a da bir kez daha aşık oldum. budur.
Albümü yeni dinliyordum da, Heresi ne fena bi şeymiş arkadaş. Klavyelerine hasta oldum özellikle.
Alvestam’ı epey sevmeme rağmen, nedense bu albümü çok uzun bir süredir dinlemiyordum. Cidden çok leziz albüm be, bir daha uzun bir süre dinlememek gibi bir hataya düşmeyeceğim.
Bugün yine 1 tur döndürdüm bu albümü, cidden inanılmaz bişi ya. Albümde çalanların bu kadar meşhur ve albümün de bu kadar müthiş olmasına rağmen nerdeyse kimsenin sallamadığı çok az albüm vardır heralde.
One with the Shadow da dünyanın en iyi death metal şarkılarından kesinlikle.
https://www.youtube.com/watch?v=hAgXcjGOhb8
Köpek gibi albüm ulan. Arada keşke kritiğini yazmamış olsaydım da bir daha yazsam diyorum. Dinlemeyen varsa Spotify’da var. Senfonik etkili melodik death metal, hem de İsveççe, hem de Älvestam.
“Bränd Markhhh!”
Son yorumumdan bu yana 2 yıl geçmiş… Çok üzülüyorum.
10.07.2019
@Ahmet Saraçoğlu, oha az önce yolda bu albümü dinliyip bi türlü yeniden toplanmadıkları için küfür ediyodum. Çok manyak çok özel bi albüm cidden, devamının gelmemesi büyük günah.
11.07.2019
@Berca B., zaten ben de Scar Symmetry dinlerken Spotify’da senin de Heresi dinlediğini görüp buraya geldim.
Bu arada bu albümün bu kadar acımasız olmasını sağlayan en önemli detaylardan biri de sözlerin İsveççe olması bence. Alvestam o r’leri bastıra bastıra acayip kanırtıyor vokallerde.
11.07.2019
@Ahmet Saraçoğlu, haklısın valla, hem sözlerin ne anlama geldiğinin anlaşılmaması hem de vokallerin olumlu anlamda tekdüze olması albümü çok gaddar, vokalleri de önüne geçilemez durdurulamaz, her önüne geleni parçalayıp yoluna devam eden tuhaf bişi haline getirmiş.
Bu arada bu ve bahsettiğin SS albümünün üzerinden neredeyse 10ar yıl geçmiş olması gerçeği beni felce soktu resmen. Ne ara amk NE ARA??
Sen nasıl bir şeysin be… Puşt gibi bir şeysin, zalımsın, hayvansın.
Sabah işe giderken Murder King dinlediğim sırada aklıma bu albüm geldi niyeyse. İkisini arka arkaya dinleyince kokoreç üstüne red ale tadı aldım lan niyeyse çok hoş oldu.