Fransızlar’ı anlamak zor. Kibirlerini bir yana koyarsak, sanat anlayışları ve fikirsel bazda dünya kültürüne kattıkları tartışılmaz. Kara lejyon vakasından sonra bunalım metaline sardılar, şahanesi de var, vaka-ı vakvakiye olanı da, hayırlısı diyoruz.
Pensées Nocturnes (/pansee noktürn/) ["Gece Düşünceleri", "Fikr-ül Leyl (yeah)"], tek kişilik tazecik bir proje. Frederic Chopin odaklı olmak üzere klasik müzik üzerine inşa edilmiş bir eser. Klasik etkileşimli depresif black metal olayı çok da yeni olmasa da, adamımız Vaerohn’un şöyle bir albümlük daha ekmek yemesinin ardından gayet olgun çalışmalar çıkarabileceğini düşünüyorum.
Yine bir Fransız çılgınlığı olan Amesoeurs‘ün son albümündeki piyanolarda yoğun olarak vücuda gelen “vintage” kavramı, şöyle 1800′ler ile 1900′lerin ortasına değin hüküm süren moda, güzel sanatlar, bir de şarabı tanımlarken kullanılan sıfat, projenin (niyetlenen) niteliğini yansıtacak başlıca kelimelerden. Plak sound’unun yakalandığı hoş anlar, vazgeçilmezlerden yağmur efekti cana can katıyor.
Vaerohn caza da göz kırpmış, ilk duyduğumda “daha neler!” dedim ama ilgi çekici olabilir. Madem bir harmanlama furyası almış başını gidiyor, daha önce ciddi şekilde yapanı var mı bilmem ama düzgün kotarıldı mı neden olmasın…
Şunu belirtmekte fayda var, piyanoya ek olarak klavsen ve yan flüt efektleri ağırlıklı olmak üzere klavye kullanımı, albümün ilerleyişinde bir çatı görevi görüyor. Bu kötü mü, bence “iyi değil”. Gitar ve davulun icrasında herhangi bir üstünkörülük, oldu bittiye getirmecilik yok; ama dikkate değer, etkin bir sanatkârlık, (ilk albüm için) ekstra bir özen de bulmak mümkün değil.
Albüm kapağı Heybeliada’yı hatırlattı ne hikmetse, pek romantik, pek naif. Microsoft Paint’te siyah beyaz kaydedilmiş albüm kapağı yedik onca sene, yetti canımıza, duy isyanımı ey black metal camiası!
Funeral doom ve doom-black ile depresif black metali ayıran başlıca hususların vokal tarzı, hafif progresif yapı ve hüzünden çok mazoşizmi hissettiren efekt öğeleri olduğu konusunda hemfikirsek, bunlardan vokalde biraz sıkıntı olması haricinde, hepsinin başarılı şekilde yerine getirildiğini söyleyebilirim. Şarkıları söylerken iyi güzel, ama depresyonlu metal yapıyorum demenin yeter şartlarından biri aralara sinir krizleri yerleştirmekse, onun da hakkını vermek lazım, öyle üçüncü sınıf yerli dizi oyuncusu performansı olmaz.
Etinden et koparılmışçasına haykırışlar, kendini ordan oraya atmalar, efendime söyleyeyim duşun altında çömelip inlemeler falan Shining yaptığında bir şeyler hissettiriyor da, bu arkadaş yapınca sadece Shining’i akla getiriyor. Sırtına vurup “hadi olan olmuş, toparla kendini” diyesim var (iç ses: hadi ordan poz kesme bana).
Fikir yönünden kendi karakterine sahip, bir kaç enteresan öğe içeren, öyle fazla PVC kokmayan, bilgisayardan çok gitar teli ve bagetle iştigal edilmiş, hallice bir eser.
Daha kritiği okumadım ama… o nasıl bir kapaktır öyle sabah sabah kilitlendim. İnceleme olmasaydı, sadece kapak olsaydı bu sayfada yine bir kere olsun dinlerdim, dinlicem.
Daha kritiği okumadım ama… o nasıl bir kapaktır öyle sabah sabah kilitlendim. İnceleme olmasaydı, sadece kapak olsaydı bu sayfada yine bir kere olsun dinlerdim, dinlicem.