# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
DRUDKH – Microcosmos
| 14.10.2009

Drudkh’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

Kurulduğu günden bugüne kalitesinin yanında gizemini de koruyan nadir gruplar arasında Drudkh. Black metal konusunda olayın suyunu çıkarmadan seçici davranan, hatta bu türle pek de yakınlığı olmayanların dinledikleri arasında gözlemlediğimi söyleyebilirim.

Kendi üstünlüklerini zorladıkları bu eserden sonra ise, artık beş duyunun hazzını tanımlayan nadide bir sıfat olacak Drudkh kelimesi benim için.

Pek de ilgilendikleri söylenemeyecek Myspace haricinde kendi sitelerinin olmayışı, internette herhangi bir fotoğraflarının bulunmayışı ve de canlı performans olayına girmemelerinden ötürü özel bir ilgi duyanlar olabilir.

(Şu fotoğrafın gruba ait olduğu sanılıyor)

drudkh

Bence tavırlarındaki esas takdir edilesi nokta, black metal gibi çığrından çıkma eşiği düşük olan bir tür icra etmelerine rağmen çıtayı ilk albümden bu yana düşürmemeleri ve herhangi bir görsel imaj desteğine bel bağlayıp hayran kitlesi ve potansiyelinin kredisini kullanma yoluna gitmemeleri.

Ukraynalı grubun müziği pagan etkileşimli black olarak anılmakta, fakat müziğin ağırlaştığı anlarda bile epik denilemeyecek kadar baskın ve modern kompozisyonlar mevcut. Kökleri koruyalım derken sanatçılığını unutan masaüstü metal müzisyenlerini çatlatan cinsten besteler ve icranın eşsiz akıcılığı insanı alıp götürüyor, geri de getirmiyor desem yeridir.

microcosmos3

Önceki albümlerindeki parçalarında Ukrayna edebiyatının üstadlarının şiirlerinden oluşan güftelere yer veren grup, bu albümde de ülkelerinde 19. yüzyılda yaşamış önemli şairlerin eserleriyle geleneğini sürdürmüş. Albüm kapakları konusunda da muazzam sunumlar devam etmekte. “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” düsturunu benimsemiş olduklarını zaten her bir rifte, zaman zaman geride kaldığını düşünsem de davulda (bug/feature? dediklerinden) ve tabii ki ciddi anlamda duygulu olan vokalde hissedebiliyoruz.

microcosmos1

Microcosmos’un, tekrara düştüğü anlarda bile hoş ayrıntılar yakalanabilecek gitarlar, davulun görgülü kullanımı ve hırçınlığını cazgırlaşmadan hissettiren vokal sayesinde, tek saniyesi bile fuzuli olmayan bir eser olduğunu söylemek mümkün.

microcosmos4

Albümde eskiye nazaran daha “black” bir yaklaşım söz konusu. Halk ezgilerine az fakat öz yer verilmiş. Carpathian Forest, Mayhem, Watain gibi pek çok önemli gruba ev sahipliği yapan Season of Mist şirketine bağlanmaları, prodüksiyon konusundaki bariz ilerlemenin de ipucunu veriyor. Dikkat! Az sonra okuyacağınız ifade şu meşhur prodüksiyon kalitesi – bas korelasyonundan bağımsız bir tespittir: Son dönemde çıkan black metal albümlerinde birtakım oldschool endişelerden ötürü beyin patlatan (yahut hiç olmayan) ve boğukluktan başka bir şey sağlamayan başlıca sorun olan bas gitarın yeterince duyulamaması sıkıntısı bu albümde mevcut değil. Gayet dolgun ve etkileyici titreşimler bekliyor sizi.

microcosmos6

“En bir” sevdiğim elektro tonundan ve distortion dozundan bu albümde de vazgeçmemiş olmalarıyla albümü beklerken yaşadığım merak, yerini çocuksu bir sevince bıraktı ve tadımlık da olsa son derece güçlü olan sololar, albümün tadına varmamda büyük rol oynadı. Bestelerin ihtişamına katkıda bulunan akustik bölümler ise, grubun uzun süreli ve az sayıda parça yaklaşımının yine hakkını vermekte. Dinleyicinin pas geçeceğini bile bile grupların kullanmaktan caymadığı sıradan jokerler olmaktan bir hayli uzak nağmeler.

Açılış parçasında olduğu gibi huzurla heyecanı aynı anda yaşatan ve adeta toprağın derinliğinden gelen uğultular ile günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş kalelerin taşlarından yansıyan, hiçbir pagan grubun albümünde bulamayacağınız tınılarla kapanıyor albüm.

Tasvir edilemeyecek kadar aşkın, öte yandan genelde teknik çıkarımlardan pek hoşlanmadığım için soyut tanımlamalardan kaçamadığım, fazlasıyla ilham verici bir yapıt. Notalar uzak yeşillerin yankısı, asırlık kitapların çığlığı… (hmpf)

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.30/10, Toplam oy: 114)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2009
Şirket
Season of Mist
Kadro
Thurios: Gitar, vokal
Roman: Gitar
Krechet: Bas
Vlad: Davul, klavye
Şarkılar
1. Days that Passed
2. Distant Cries of Cranes
3. Decadence
4. Ars Poetica
5. Everything Unsaid Before
6. Widow’s Grief
  Yorum alanı

“DRUDKH – Microcosmos” yazısına 32 yorum var

  1. Ahmet Saraçoğlu says:

    Başyapıt cidden. Kafayı yiycem biraz daha dinlersem. Ars Poetica’nın girişi falan her dinleyişimde dağıtıyo, nasıl bir şeydir. Bu yıl dinlediğim en iyi 5 albümden biri.

    onun dışında, blood in our wells ve songs of grief and solitude kapaklarına da hastayım, belirmeden geçmiyim.

    doruk

    bana sorarsanız bütün albümleri birbirinden güzel , hepsinin ayrı bi hikayesi var . slavon,c cronichles daki muhtesem coverlar , anti-urbanın o karasar atmosferi , estrangement , microcosmos , songs of grief and solitude da sanki hikayey, tamamlar gibi .

    bu arada drudkh yei bir album uzerinde calısıprmu veya bu sene bi albmlei cıkacakmı b,len varmı ? her gun aynı heycanla yeni album cıkmıs mı diye bakırom

  2. havitetty says:

    Everything Unsaid Before’un ilk 2 dakikasına kurban olurum. Kesinlikle yılın en iyi 5 albümünden biri.

  3. Sambalici says:

    bu dayıların en bi epik ama o kadar da minimal tarzlarının hastasıyıym. ayrıca ahmet’in dediği gibi albüm kapakları ekstra bir güzel oluyor drudkh’un, ben müziklerini kapaklardan bağımsız değerlendiremiyorum kafamda, öyle bi değişik.

  4. hysteresis says:

    Blood In Our Wells’in yeri bende çok ayrıdır ama Microcosmos, ondan sonra en çok dinlediğim Drudkh albümü olacak gibi. Gelecek zaman kullanıyorum çünkü yapış yapış İzmir sıcağında harcamak istemediğimden fazla dinlemeden, kışa kadar bi kenara kaldırdım kendisini.

    Ayrıca o bas nedir lan öyle? Deathmetaldebasseverler Derneği olarak plaket yollamak istedik ama adreslerini bulamadık.

  5. HGO says:

    okur notu niye düşük lan. müthiş albüm halbüse. ars poetica ile distant cries of cranes senenin ilk 10′una girecek iki sarkı. kışın da gelmesiyle yavaştan, daha değerlenir bu albüm.

  6. Desqpio says:

    widow’s grief öldürdü beni gece gece. o nasıl bir kapanış öyle yahu ooff of.

  7. Blakkheim says:

    Autumn Aurora(AA) albümünün müthiş tasarımı-bookleti-cd üzeri baskı resmi..vb(1 sayfalık ve sadece bir doğa manzarasından oluşan booklet, cd nin üzerinde Drudkh bile yazmıyor, resimin ne olduğu belli değil..vs) şeyden sonra bu albümün bu aşmış kutulu halini görünce AA cdmi ısırasım geldi.
    Allah seni bildiği gibi yapsın Drudkh. ya da çam ormanları. siz ona tapıyonuz. kafanıza kozalak düşsün işalla.

  8. nekropunk says:

    beni de songs of grief and solitude’un kapağı çekiyor acayip, bookletini falan bilmiyorum bile ama güzel olduğundan eminim. sıra drudkh’a gelince alacağım ilk albümleri o veya bunun boxset’i olacaktır muhtemelen, şahane yahu.

  9. caksu says:

    Gözlerimi açamıyorum dinlerken.

  10. hysteresis says:

    Beklenen oldu! Microcosmos, Blood In Our Wells’le beraber en çok dinlediğim Drudkh albümü oldu.
    Bu albümün ve grubun da  kenarda kalmaması ayrı bi güzellik. Beklediğimden fazla dinleyeni varmış da haberim yokmuş.

  11. Ahmet Saraçoğlu says:

    Drudkh sanki Opeth’in Orchid dönemindeki gizemine benzer bir fenomene dönüşmeye müsait gibi. Çoktandır bilenler, bir de Güzide’nin yazıda dediği gibi black metali çok sevmemesine rağmen Drudkh’a hasta olanlar gibi bir durum var gibi. Google’da görsellerde aratınca ikinci sayfada bu yazıdaki fotoğrafalar çıkıyor, belki Güzide’nin bu yazısı da Türk Drudkh’çuluğu adına faydalı olmuştur. :)

     

    Bir de, grubun doğru telaffuzu nedir acep? “Druk” mu ki? (Bugünümü de Drudkh nasıl okunur onu bulmaya adayayım bari.)

  12. Ömer Kuş says:

    Kütük gibi Durudkıh demek güzel.

  13. caksu says:

    Hiç telaffuz etmesem de üzerinde düşünmüş, günün birinde söylemek zorunda kalırsam sonunda bir hırıltı çıkarmaya karar vermiştim.

  14. Blakkheim says:

    yannız hiç “black metal” gözüyle dinlemedim ben Drudkh’u. Çevremde de yok pek Drudkh’a o gözle bakan. Çevrem de geniştir ha, küçümsemeyin.
    Bir de adamların metal-archive sayfasında bile şöyle bir ibare var:
    Please DO NOT include any band picture on this page. The photo montage circulating on the net is NOT a Drudkh picture.
    Bildiğin gizemliler yani.

  15. Sambalici says:

    bütün bu gizemli “konser vermeme-grup fotosu yayınlamama-bilgi vermeme” hallerine rağmen “season of mist” ile anlaşabilmeleri enteresan geliyor bana. güzide de yazmış gerçi ya, microcosmos’un önceki albümlere nazaran bariz daha iyi olan prodüksiyonunda plak şirketi seçiminin de etkisi var mı acaba onu da merak ediyorum hani.

    roman beni evden ara aydınlat bu konuda, tşk öptm kib by.

  16. hysteresis says:

    @ömer: “drudkh” da sanskritçede bi nevi “kütük” demek zaten abi, sorun yok :)

  17. Ahmet Saraçoğlu says:

    Season of Mist de bi garip firma oldu. Sahibi Michael Berberian diye Ermeni bi abi, Fransa/Avrupa underground’uyla başladı, şimdi Morbid Angel, The Dillinger Escape Plan bile onda. Hatta şuradan da görülebilir, son yıllarda baya bi coştular.

    http://en.wikipedia.org/wiki/Season_of_mist#Roster

  18. nekropunk says:

    belki şöyle roadrunner united tadında birşey yaparlar da kaliteli kaliteli dinleriz : )

  19. lftf says:

    Drudkh’un fotosu yok ama Drudkh elemanlarının diğer grupları Hate Forest ve Blood of Kingu’nun fotoları var, oradan görülebilir bazı Drudkh elemanları.

    Ayrıca gene evet, Drudkh NSBM değil ama Hate Forest gayet sağ tandanslı bir gruptu, dolayısıyla Drudkh NSBM olmasa da üyelerinin NS olduğunu sanıyorum(ki Hate Forest’ın Kolovorot’a katılmış olması da bu yargıyı güçlendiriyor). biraz Varg-Burzum ya da Rob Darken-Graveland olayı gibi yani.

  20. havitetty says:

    Yine dinliyorum da, ne kadar güzel bir albüm bu ya. Blood in Our Wells ya da ne bileyim Autumn Aurora karizmasından sıyrılıp, bambaşka bir atmosfer yaratıp bambaşka bir yöne girip yine bu kadar güzel bir albüm ortaya çıkarabilmek muazzam bir şey.

    Çıng çıng eden baslar o kadar enfes ki hehe.

  21. nekropunk says:

    yeni albümlerinin bir parçası da düştü nete, o da çokgzel gibi.

    nekropunk

    pardon ya hepsi düşmüş, teknik aksaklıklar olmuş bende.

  22. mayhem.burzum says:

    pagan black metale taparım burzum dışında yok diyodum summoningi keşfettim sonra drudkh yi duydum biraz araştırma hop burdayım öle yorumlar var ki microcosmos iniyo şuan umarım beklediğim gibidir

  23. taake says:

    gerçekten de pagan black metali dirilten grup müthiş şarkılar inanılmaz atmosfer özellikle insanı öyle bir atmosfere sokuyorki inanılmaz tabii bunun insanüstü albümü Blood In Our Wells tir lütfen bu albümünde kritiğini yapın
    10 üzerinden 10

  24. sertaç says:

    insan evladı olmamak böyle bişi olsa gerek

  25. saw you drown says:

    Autumn aurora ile birlikte en sevdiğim drudkh albümü.Gerçekten muhteşem.

  26. Horrendous says:

    Bu gruba olan sevgimin, saygımın zirve yaptığı nokta.

  27. @Güzide Arslaner, yhaaa <3

  28. çaksu says:

    Can çıkarılır, kalp deşilir.

    Since 2009.

  29. Rust in Peace. says:

    Bunların yeni albümünün çıkmasıyla beraber dünden beri Blood In Our Wells, All Belong To The Night ve Microcosmos’u dinledim. Beni Drukdh yere Drudkh fanı yaptınız. 3 albüm de muhteşem, tüm şarkılar harika. Çok nadir çıkıyor böyle tüm diskografisini hatmetme isteği uyandıran gruplar bende.

    Yalnız Ars Poetica süper bişi.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.