Deathcore’un mühim isimleri arasından sayılan, DYING FETUS öykünmeli ve nefes alır gibi breakdown’a girişen yapılarıyla Kuzey Amerika’nın kalburüstü grupları arasında gösterilen DESPISED ICON var bugünkü menümüzde.
2005 yılında Kanada’da, davulcu Alex Pelletier’in babasıyla birlikte izledim grubu. “Hö?” diyenler olabilir, cidden de “hö”. Tamam oradaydım, konserlere gidiyordum falan da, DESPISED ICON’ı grubun davulcusunun babasıyla izlemek gibi planlarım olduğunu da söyleyemem.
Her neyse, ta o zamandan davulcu arkadaşın -ki boy ve yaş olarak gayet bücür bir arkadaştı- tam bir öküz olduğuna inanmakta, bunların okulu mokulu yok mu daha bu yaşta nasıl böyle öküzbaş olabiliyorlar diye düşünmekteydim.
Yanımda neşeyle zıplayan amcaya “drummer is really good” demem ve “he is my son” cevabını almamla başlayan bu diyalog, konserden sonra Alex kişisinin (alt resimde NECROPHAGIST tişörtü giyen) yanımıza gelmesiyle devam etmiş idi. Alex’ten aldığım bageti afiyetle kaybetmemle birlikte, ızdırap dolu günlerim de başlamış oldu.
Uzatmayalım, DESPISED ICON konu deathcore olduğunda fena bir iş çıkarmamasına rağmen, deathcore sulandırılmaya ve berbat yapılmaya gayet müsait bir tür olduğundan, benim için ortalamayı çok az aşan bir grup oldu hep.
DYING FETUS’un kölesi olmamdan kelli başlarda bir sempati beslediğim grup, breakdown yapmazsa ölecek hastalığına yakalandığı “The Ills of Moden Man” albümüyle birlikte, “gazmışçasına” adlı gruplar kategorime dahil oluverdi. Dikkat buyurun, gaz değil, gazmışçasına.
Neden böyle, çünkü grup fazla bir müzikalite barındırmayan, sadece konser kitlesi tepişsin diye yazıldığı belli olan (hani şu mosh pit’in ortasında döner tekme atıp yumruk savurarak dolanan moronlar ordusu), sıfır duygu/maksimum mekaniklik barındıran formülize dur kalkların köpeği olmuş, düzgün beste yapmasak da olur, şaşırtıcı olsun, deathcore adı altında anılsın yeter düsturunu benimsemişti.
Yanlış anlaşılsın, deathcore’dan pek de haz etmeyen biriyim. Neden, çünkü mutant bir tür ve iyi yapanı çok az. İyi yapmadığınız anda, bir anda aynınızdan yüz elli bin tane daha grubun olduğu bir top havuzuna düşüyorsunuz. Adı sıkça anılan on adet deathcore grubu birer şarkı yapsın ve sonra grupların isimlerini karışık olarak verelim. On şarkının da hangi grup tarafından yapıldığını eksiksiz kaç kişi bulabilir? Ben söyleyeyim, yirmi sekiz kişi bulabilir. Bayağı az bir sayı bu. Yani neymiş, deathcore’da farklı olmak zor zanaatmiş.
Devam edelim. Neyse ki “Day of Mourning” grubun “Ills of Modern Man”le attığı geri adımı tekrar ileri alan bir albüm. Bir kere, bir önceki albümdeki THE DILLINGER ESCAPE PLAN numaralarının neredeyse ortadan kalktığı, her şarkının birbirine benzeme sorunundan kurtulunduğu, hızlı olmayan ve atmosfer yaratabilen ağır pasajların da kendilerine yer bulduğu bir albümle karşı karşıyayız.
Davulda bizim Alex kariyerinin en iyi işini çıkarmış. Tek kelimeyle cep herkülü gibi bir insan. Kevin Talley ve Peter Wildöer’den sonra canlı gördüğüm üçüncü bücür öküz olma şerefine nail olan bu insan, zil kullanımındaki yaratıcılığı ve hız konusundaki manyaklığıyla albümün en büyük artısı. Zaten albümü yerden yere vuran yorumlarda dahi kendisinin hayvanlığından bahsedilmeden geçilmiyor.
Sert abi vokallerini paylaşan iki vokalistin atışmaları, daha guttural ve daha scream’sel olmanın yanı sıra, İngilizce ve Fransızca olmak üzere de devam ediyor (belirtmeden geçmeyeyim, vokalistlerden çok zayıf olan ve götü başı ayrı oynayana çok pis girişmek istiyorum sebepsiz yere).
Deli grup fıskiyesi Quebec’in ön plandaki gruplarından olan DESPISED ICON’ın bu albümdeki eleştiri noktalarından biri, daha önceki albümlerde gayet iyi olduklarına inandığım şarkı sözü konusunda bazı çok ucuz işlere girişmiş olmaları. Delirmediğimden, önceki albümlerden güzel şarkı sözü örnekleri vermeyeceğim, ancak bu albümden şu kupleyi paylaşmadan da edemeyeceğim: “Oh bebeğim bu partinin coşacağından haberin yok mu, çok şık bir hatun olacaksın, kızım sana söz veriyorum kibar olacak ve yavaştan alacağım, şu kalın aleti ağzına al ve emmeye başla”.
E çüş. Yani grubun önceki sözleri düşünüldüğünde çüş. Deathcore musun, yoksa gangsta muthafucka bir B-Boy musun hommie? Wut da fuck my nigga?
Yavaştan sadede gelirken, albümün deathcore standartları içerisinde ortalama üstü bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Durk kalklar, breakdown’lar elbet var, ancak kimi güzel melodi ve riflerle ilerleyen gayet yarman eserler de var. Az önceki facia sözleri barındıran MVP albümün en iyi şarkılarından mesela. Hatta belki de en iyisi. Özellikle 2.10′dan sonraki kısım belli ki konserlerde yaralanmalara yol açacak.
Onun dışında, DYING FETUS etkisinin yoğun şekilde görüldüğü All For Nothing ve melodisiyle akıllara kazınan Eulogy ile genel olarak taş olan Entre Le Bien Et le Mal da gayet güzel şarkılar. Ion Dissonance, Neuraxis, Martyr, Beneath the Massacre, Augury, Quo Vadis gibi Quebecli grupların (oha şehre bak) albümlerinden tanıdığımız, DESPISED ICON’un da eski gitaristi olan Yannick St-Amand’ın elinden çıkma cillop prodüksiyon da albümün birincil artılarından biri (belirtmeden geçeyim… geçtim).
Türün gerekleri düşünüldüğünde “Day of Mourning” üzerine düşeni yapıyor. Bence “Ills of Modern Man”den daha iyi, “The Healing Process”e göreyse daha sıradan bir albüm olsa da, grubun sevenleri bu sıralamada kendi zevklerine göre değişikliğe gidebilirler.
Şahsen, birkaç iyi grup dışında bir orijinallik bulamadığım bir türden, ortalamanın üstünde yer alan ama öne çıkan az şarkı barındırması sebebiyle yıllar sonra pek de hatırlanmayacak bu albümü, deathcore sevenlere, bir de sebepsiz yere kendini kaybedip tepinmek isteyenlere öneriyorum.
Kadro Alexandre Erian: Vokal
Steve Marois: Vokal
Éric Jarrin: Gitar
Ben Landreville: Gitar
Max Lavelle: Bas
Alex Pelletier: Davul
Şarkılar 1. Les Temps Changent
2. Day of Mourning
3. MVP
4. All for Nothing
5. Eulogy
6. Made of Glass
7. Black Lungs
8. Diva of Disgust
9. Entre Le Bien Et Le Mal
10. Sleepless
dinlesem mi dinlemesem mi napsam diye düşünürken önce bi sitede kritik kontrolünden geçireyim demiştim. şu dönen tekme videosunu görmemle koptum lan hahaha. bir süredir taekwondo yapıyorum böyle boyna gömülen tekme görmedim. bir de şu cıngarlı videolarda kollarını fırfır yapar gibi savurmanın ismi filan var mı? aynısını izmirdeki quo vadis konserinnde yapan veledi zina görmüştüm acaip ayar olmuştum.
Bunların Furtive Monologue şarkılarına rast gelmiştim internette ve daha 30. saniye dolmadan bu dünyada Dying Fetus severlerin az olmadığını fark ettim.İlginç bir şekilde çift vokal kullanıyor bu grup ve bu vokallerden biri bana Jamey Jasta’yı diğeride John Gallagher’ı hatırlattı.Biraz daha orjinal olabilirse daha dinlenilebilir olacak bir grup.
@Ahmet Saraçoğlu, ”Birkaç iyi grup dışında bir orijinallik bulamadığım bir türden..” keşke isim verseydin be abi. Bende seninle aynı fikirde olduğum için bir karşılaştırma yapıverirdim hemen eksik bişe dinliyormuyum diye :)
konu deathcore ise bu albüm 10/10. tüm extreme müzik türlerini dahil edersek bile 9/10 derim bu albüme. Deathcore’da 1 numara, genel anlamda da ilk 20de olacak bir gruptur benim gözümde. dağılmalarına kahroldum resmen. “sert müzik” seven her insan evladı bu grubu ve bu albümü dinlemeli…
sitede gizli bir Despised Icon fan kitlesi varmış. bunuda öğrenmiş olduk. ayin falan düzenlerseniz haberleşelim. Day of Mourning tişörtümü giyer seve seve gelirim.
Başıma bir şey gelmeyecekse bu muazzam albümü bu sene dinlediğimi söylemek istiyorum. Çok iyi bir müzik. Canınız sıkkınsa, stres altındaysanız açın sona kadar sesini 35 dakika boyunca dünyayla iletişiminiz kopsun. Baş ağrısına, strese bire bir. Kaliteli iş yapmışlar.
Ben de uçan tekme atabilmek istiyorum. :(
kanada’dan çıkan her deathcore grubu 1-0 önde başlar metal piyasasında zaten…havasından mıdır suyundan mıdır artık…
dinlesem mi dinlemesem mi napsam diye düşünürken önce bi sitede kritik kontrolünden geçireyim demiştim. şu dönen tekme videosunu görmemle koptum lan hahaha. bir süredir taekwondo yapıyorum böyle boyna gömülen tekme görmedim. bir de şu cıngarlı videolarda kollarını fırfır yapar gibi savurmanın ismi filan var mı? aynısını izmirdeki quo vadis konserinnde yapan veledi zina görmüştüm acaip ayar olmuştum.
03.10.2010
@Exorsexist, Pitbull bişeysi diyolar o fırfıra. Uçk Tanju yaptırmıştı da, hatırlayamadım tam ne dediydi.
Bunların Furtive Monologue şarkılarına rast gelmiştim internette ve daha 30. saniye dolmadan bu dünyada Dying Fetus severlerin az olmadığını fark ettim.İlginç bir şekilde çift vokal kullanıyor bu grup ve bu vokallerden biri bana Jamey Jasta’yı diğeride John Gallagher’ı hatırlattı.Biraz daha orjinal olabilirse daha dinlenilebilir olacak bir grup.
03.10.2010
Dağılıyolar birkaç aya, o yüzden artık biraz zor.
http://www.pasifagresif.com/2010/04/despised-icon-dagiliyor/
03.10.2010
@Ahmet Saraçoğlu, Anlamadım.
03.10.2010
@Avcı, bozuk çıkmış mesaj. düzelttim.
16.04.2013
@Ahmet Saraçoğlu, ”Birkaç iyi grup dışında bir orijinallik bulamadığım bir türden..” keşke isim verseydin be abi. Bende seninle aynı fikirde olduğum için bir karşılaştırma yapıverirdim hemen eksik bişe dinliyormuyum diye :)
konu deathcore ise bu albüm 10/10. tüm extreme müzik türlerini dahil edersek bile 9/10 derim bu albüme. Deathcore’da 1 numara, genel anlamda da ilk 20de olacak bir gruptur benim gözümde. dağılmalarına kahroldum resmen. “sert müzik” seven her insan evladı bu grubu ve bu albümü dinlemeli…
Bir albümün puan ortalaması 5 saatte nasıl 1.4 artar?
14.10.2010
@Avcı, Oha 10 dakika geçmedi ortalaması 0.6 düştü.İnci Sözlüğün işi mi acaba? (:
14.10.2010
@Avcı, toplam oy sayısı az ondan olsa gerek. birde grubun türü çok sakat pek sevilen bir tür değil ondan en çok oy alanlar kısmında barınamaz zaten.
14.10.2010
@Avcı, ha birde incinin işi olsa durumlar çok daha vahim olur.
sitede gizli bir Despised Icon fan kitlesi varmış. bunuda öğrenmiş olduk. ayin falan düzenlerseniz haberleşelim. Day of Mourning tişörtümü giyer seve seve gelirim.
çok gaz grup, çok.
Diva Of Disgust şarkısı tam konserlik şarkıymış.Keza Eulogy’de.Eulogy’nin solosunda hafif bir Muhammed Suİçmez tadı almadım desem yalan olur.
Diva Of Disgust’un 2:13′ten sonrası benim için albümün son nefesini alması, Sleepless ise o nefesi vermesi anlamına gelir.
İnsan görünümlü hayvanlar, sonsuz saygı duyduğum müzikleri var.
Başıma bir şey gelmeyecekse bu muazzam albümü bu sene dinlediğimi söylemek istiyorum. Çok iyi bir müzik. Canınız sıkkınsa, stres altındaysanız açın sona kadar sesini 35 dakika boyunca dünyayla iletişiminiz kopsun. Baş ağrısına, strese bire bir. Kaliteli iş yapmışlar.
Süper albüm. Tam uykudan uyanıp dinlemelik müzik.
Diva of Disgust dinlerken evdeki maket dünya küresine balyozla vuruyorum.