Hail Of Bullets, geçen yıl çıkardığı “…Of Frost And War” albümünden sonra arayı fazla soğutmadan Warsaw Rising EP’sini yayınladı. Bazı arkadaşların hâlâ “Hail Of Bullets kim lan?” dediğini duyar gibiyim. Buraya tıklayarak “…Of Frost And War” kritiği ve kısa bir grup tanıtımına ulaşabilirsiniz.

Öncelikle, seksi fotoğrafları için tıklayınız!

EP, ikisi yeni, biri “cover”, üçü de konser kaydı olmak üzere altı şarkıdan oluşuyor. Yeni şarkılardan başlayalım.

“…Of Frost And War”un bıraktığı yerden başlayan albümün isim şarkısı, insanın kafasına kafasına vuran, duruşlarıyla, kalkışlarıyla, testere gitar tonundan kelli ne olduğu anlaşılmayan rifleriyle, şarkının sonundaki karambol solosuyla klasik bir old school death metal parçası…

Diğer yeni şarkı Liberators ise doom-vari melodileri, ağır temposu ve arap atı gibi sonlarda hızlanmasıyla Hollanda death metalinin bütün özelliklerine sahip.

İlk albümde Doğu Cephesi’nden; paylaşılamayan Polonya’dan ve Alman-Sovyet savaşından bahseden van Drunnen, yeni parçalarda da II. Dünya Savaşı’nın ekmeğini -hakkını vererek- yemeye devam ediyor. İlk albümde konuya hâkimiyetiyle dikkat çeken “koltuk generali”miz, bu parçalarda da dinleyicilere tarih dersi vermeyi kendine görev bilmiş.

Warsaw Rising şarkısında Polonya’nın içinde bulunduğu durumu tasvir edip, “Armia Krajowa”yı övüp, Katyn katliamına dikkat çekerken, ikinci parça Liberators’da B-24 Liberator uçaklarının teknik özelliklerine ve yaptıkları saldırılara değinerek Amerika’yı da savaşa dahil etmiş. Yine bütün bunları ilk albümde olduğu gibi epik şekilde yansıtarak müzikle mükemmel uyumu yakalamış.

EP’nin üçüncü parçası, bir Twisted Sister “cover”ı olan Destroyer… Orijinalinde ağır tempo ve -bana göre- sıkıcı olan şarkı, Hail Of Bullets’ın ağırlığıyla birleşince orijinalinden -bana göre- daha güzel ve daha az sıkıcı olmuş fakat yine de Hail Of Bullets’tan çoğunlukla, arada ağır bölümleri olan hızlı şeyler duymak beni daha mutlu bir metalci yapıyor. O yüzden genellikle bu “cover”ı sonuna kadar dinlemeyip girişiyle insanı paniğe sevk eden ve akabinde saçını açıp sağa sola sallatan parça Red Wolves Of Stalin’e geçiyorum.

Party San açık hava festivalinde kaydedilen üç parça, albümün sonuna eklenmiş: Red Wolves Of Stalin, Nachthexen ve The Crucial Offensive (19-11-1942, 7.30 AM). Kaliteli kaydı, van Drunnen’in hasta vokalleri, temiz çalınan gitarlar ve tabii ki Ed’in sımsıkısıkısıkısarbeni davulcuğuyla albümdekine yakın bir performans ortaya çıkmış. Öyle ki, van Drunnen’in aralardaki konuşmaları olmasa, dinleyici konser kaydı dinlediğini unutabilir.

EP’lerde çiğ prodüksiyon kullanılmasını seviyorum, çünkü EP’deki parçaların albümdeki hallerinin nasıl olacağını merak ettirirken, diğer yandan amatör ruhu ön plana çıkarıyor. “Warsaw Rising”de de albümdeki kadar cilalı (!) bir prodüksiyon yok; bu da bahsettiğim etkinin yaratılmasını sağlamış.

Varşova direnişinin 65. yıldönümüne de denk gelen ve ikinci albümü dört gözle bekleten EP, grubu hala dinlememiş olanlar için de fikir verme açısından yararlı. Henüz Hail Of Bullets dinlememiş Gorefest ve Asphyx sevenlere de ayrıca tavsiye olunur.

hysteresis