CALIBAN neydi, ne oldu?
duraganyolcu: Caliban, 1999 yılında “A Small Boy And A Grey Heaven” albümüyle thrash metalle başlayıp günümüzde metalcore’la devam eden bir grup. Grubun metalcore’a tam olarak geçişi, ulu grup In Flames’in vokali Anders Friden’ın prodüktörlüğünü üstlendiği “The Opposite From Within” albümüyle gerçekleşmiştir. Grubun Heaven Shall Burn ile yaptığı iki split albümü dinlerseniz aradaki uçurumu fark edersiniz. İlk split’in, grubun ilk albümünü çıkardığı 1999 yılından hemen sonra, ikinci split’in ise grubun “Vent”, “Shadow Hearts” ve “The Opposite From Within” albümlerinden sonra yapıldığını da ele alırsak, ikinci split’te müziğini ne denli oturttuğunu ve deneyimle birlikte gelen değişmeyi daha iyi anlarsınız. Neyse, grup “The Opposite From Within” ile iyice tarzlarını oturttuktan sonra (ikinci split de dahil) birkaç albüm daha yaparak metalcore’da kendi borularını öttürür duruma geliyor ve son albümleri “Say Hello To Tragedy” ile de bu boruyu uzun süre daha öttürecek gibi duruyor.
Ayşe Nur: Heaven Shall Burn ile yaptıkları ilk split’te grubu ilk kez dinlemiştim. Açıkçası Heaven Shall Burn çok daha dinlenir geldiğinden grubu “The Opposite From Within” albümünü dinleyene dek ciddiye almadım. Çıkış şarkısı The Beloved And The Hatred’ın klibini gördüğümde de vokalin triplerine iyice uyuz olmuş, Caliban’ı vasat gruplar listesine eklemiştim. O günden bu yana da çıkardığı her albüme kulak verdim ama çok sevdiğim birkaç metalcore grubunu sürekli dinlememe rağmen Caliban’a hep üvey evlat muamelesi yaptım. Clean vokalleri kullanmak için kullandığını, bir türlü “pişemediğini” düşündüm. Gel zaman git zaman, grubun hastası olan pek çok insan onlara bok atmaya başladı, ben de demek ki adam olmuşlar dedim ve gruba daha bir özenle kulak verdim. Benim penceremden görünen değişim şudur ki, vokal gereksiz yere yaptığı Küçük Emrah çatallığındaki acındırma tonlamasını artık yapmıyor. Tipi hâlâ bozuk ama en azından saçlarını falan uzatıp yatırdı. Sahnedeki hareketleri de basurdan kıvranan adam modelinden, gayet usturuplu frontman modeline doğru ilerledi. Şarkıların vokal düzenlemeleri gayet oturdu. Yani grubu sevmemem için öne sürdüğüm tüm bahaneler yerle bir ve özellikle son albümde gelinen nokta şudur ki, Caliban “oldu”.
Metalcore öldü mü?
duraganyolcu: Gruplar bakımından tabii ki ölmedi. Belki 2000’lerin başları gibi her gün yeni bir metalcore grubu çıkmıyor ama günümüzde çıkan gruplar ve eskinin metalcore grupları gümbür gümbür konserlerine ve albümlere devam ediyor. Ancak “yaratıcılık” konusunda bu zamanlar, türün son çırpınışlarını yaptığı zamanlar diyebilirim.
Ayşe Nur: Moda akımların pek çoğunun başına gelen şey onlar için de gerçekleşti. Bir anda iyi kötü pek çok grup piyasaya çıktı, iyiler kaldı, kötüleri elendi. Ve hâlâ albüm yapan, turnelere çıkan pek çok grup da türün en iyileri diyebilirim.
Bir Engin Abi vardı, ne oldu ona?
duraganyolcu: Heaven Shall Burn’le yaptıkları ilk split programında ve “Shadow Hearts” albümünde bas çaldıktan sonra sessizliğe gömülmüş gibi duruyor. Gömülmese, oralardaki sağlam temsilcilerimiz arasında yer alır, belki de bir şekilde Almanya’dan buraya bir sürü grubun konser vermek için akın etmesine ön ayak olurdu.
Ayşe Nur:Essen’de kebap pişirim fırını açmış kendisi. Bakmış ki metalcore’da para yok, kendini dünyanın en kutsal işine adamış.
Melodi ve/veya clean vokal erkekliği bozar mı?
duraganyolcu: Hanzo, Barzo, veya “oldschool death dışında gerisi boş abi” diyen bir insan için belki bozar. Kahvehanelerde de “beyler Orçun melodik dinliyomuş, bir de utanmadan o dümdüz, brutal olmayan iğrenç vokali yapıyomuş abi, olm naapçaz tehdit mi etsek pezevengi” gibi muhabbetler dönmediğine göre “bozmaz, melodi ve clean vokal caizdir” diyorum. Başka bir deyişle, LANN! KİM DİYOR MELODİ ERKEKLİĞİ BOZAR, DÜZ VOKAL ERKEKLİĞİ BOZAR, ÇIKSIN, O KOÇLARLA DIŞARDA HALLEDELİM BU MESELEYİ…
Ayşe Nur: Ne melodik şarkılar ne de clean vokal benim çükümü henüz düşürmedi. Demek ki bozmuyor. Sadece metalcore için konuşursam, grupların bazılarının zamanla sertleşmesi daha iyi olurken, bir kısmının melodik yapısını kaybetmemesi de daha keyifli olabiliyor. Caliban da keyifli kalanlardan biri nazarımda. Clean vokale gelince, her gruba yakıştığını düşünmüyorum ama Caliban’ın şu anki durumunu göz önüne alırsam onlar da bunu en ayarında kullanan gruplardan.
“Say Hello To Tragedy”yi nasıl buldunuz?
duraganyolcu: Fevkaladenin fevkinde diyemem, ama iyi bir albüm. Metalcore kalıplarından çıkılmaması, grubun borusunu öttürdüğü türde muhafazakâr bir tavır sergilemesi başlarda biraz kaygı uyandırmıştı ancak şarkı yazımı, düzenlemesi gayet sağlam. Genel canlılığı, ilk dinleyişten sonra dillere pelesenk olacak nakaratları, nakaratlardaki düz vokalleriyle hemen ısınabilinecek bir albüm. Sadece düz vokal değil, brutaller de çok başarılı ve albümü güzel riflerle, geçişlerle birlikte diri, capcanlı tutuyorlar. Kimi yerleri doldurmak için ‘filler’ denilen bölümler de var ama sırıtacak cinsten değil. Sert bölümler kadar, duygusal bölümler de var ve grup bu oranı çok iyi tutturmuş. Kimi parçalarında kullandıkları elektronik öğeler zenginlik katmış ancak tüm albümü ele alırsak bunlar çok ufak detaylar olarak kalıyor bu da hâlâ muhafazakâr oldukları anlamına geliyor. Böyle şeyleri daha fazla yapsalar nefis olur. Sonuç olarak, “Say Hello To Tragedy” dinleyeni hemen ısındırıp gaza getirebilecek bir albüm. Ne kadar vasat üstü bir albüm olsa da, daha iyi, daha zengin olabilirdi.
Ayşe Nur: Dinledikçe tadı çıkıyor. Özellikle albümün en yavaş şarkısı All I Gave ve nakaratının boyuna aklımda dönüp durduğu The Denegation Of Humanity şarkıları çok güzel. Albümün çıkış şarkıları 24 Years ve Caliban’s Revenge gayet güçlü iki şarkı. Caliban için büyük, insanlık için küçük bir adım diyebiliriz. Bunlar bir yanda dursun yeni bir şey yapmadığı, ama zaten yapıyor olduğu şeyi layıkıyla devam ettirmiş olduğu için Caliban’ın benim için en dinlenir albümü oldu.
Unbroken’a biraz övgü düzer misiniz?
duraganyolcu: Düzmez miyim hiç. Açıkçası bu grubu Caliban’ın In The Name Of Progression yorumundan önce bilmiyordum. Hardcore çok dinlemeyen biri olmama rağmen bu grup uzun süre listemde yer alacak gibi duruyor. Hardcore’un benim için bu kadar keyifli olduğu anlar çok fazla değildir. Gelin görün ki grup hak ettiği ilgiyi görmüyor. Hardcore sevip de daha bu grubu keşfetmemiş olanlara sesleniyorum: “Bu saatten sonra Unbroken dinlemeyen ‘0’ böyle olsun” :(
Ayşe Nur: Unbroken doksanların başında oldukça aktif bir grupken son senelerde pek sesi çıkmayanlardan. Caliban’ın da albümde bu grubun şarkılarından birini yorumlamış olması takdire şayan. Bu ayrıntıyı bilmeyenler de muhtemelen grubun kendi şarkılarından biri sanacaklardır, çünkü tam anlamıyla Caliban yorumu olmuş.
Gruba iyi niyetli temennilerinizi iletir misiniz?
duraganyolcu: İsteseniz müziğinizi çok güzel çeşitlendirirsiniz. Bu işe biraz daha yoğunlaşın. Yaptığınız tür tıkanıyor tıkanıyor (Teyze stili bir elin tersini diğer avucun üstüne vurma hareketi).
Ayşe Nur: Defalarca kez dinleyip sıkılmadımsa, üstüne kritiği duraganyolcu’yla birlikte yazmayı istedimse ve hatta şarkıların büyük kısmını cidden sevdimse iyi iş çıkarmışsınız demektir. Büyük turnelere çıkmanızı, çok para kazanmanızı, çok groupie götürmenizi, vokalinizin daha erkeksi olmasını dilerim.
Gruba kötü niyetli temennilerinizi iletir misiniz?
duraganyolcu: Lütfen vokal kendine çeki düzen versin (Andreas akıllı olsun). Konsere çıkarken göz çevresine sürdüğü sürmeler ona hiç mi hiç yakışmıyor. Kimine yakışıyor ama Andreas’a yakışmıyor. Çok çirkin oluyorsun be abi.
Ayşe Nur: Büyük turnelere çıkmanızı, çok para kazanmanızı ve kazandığınız tüm parayı bana vermenizi dilerim.
Notunuz?
duraganyolcu: 7/10
Ayşe Nur: 7,5/10
olmamış bu inceleme ama. zevk almadım okurken
:(
tek yazınca daha güsel yazıyonuz bence.
:(((
O değil de grubun eski basçısı Engin’le ilgili dün gece havadis alabildim, o yüzden kritiğe yazamadık. Kendisi ayrıldığı dönemki Japonya turnesine katılamayacağı için gruptan ayrılmış. Ve görünen o ki, evlenip evinin erkeği olmuş. Her Türk erkeğinin başına gelen şey yani; oğlum yaşın geçiyo, çalgıcılıkta para yok, memur ol bak en güzeli… vs vs.
Haklılar ama ya, devlete sırtını dayadın mı, sigorta da var hem, eline ne kadar para geçtiği belli oğlum, kafan rahat olur…