Evet bugün albümünü inceleyeceğimiz grup adından da anlaşılabileceği gibi bizleri Saros Körfezi’nden selamlıyor. Şarkı sözlerinde balıkların sorunları, avlanma, kirlilik gibi mühim konuları ele alan grup, kemençe, cümbüş gibi enstrümanları kullanmaktan da hiç kaçınmıyor. Ülkemizde böyle çalışmaları görmek gerçekten göğsümü kabartıyor. Gavurların Bay Area metali var da, bizim neden Körfez Metalimiz olmasın ha?!
Tamamen yalanlar üzerine kurulu bir giriş paragrafından sonra artık doğruları yüzünüze vurmanın vakti geldi. Grubun körfezle alakası yok, hatta Türk bile değil lan bunlar! E peki isim ne alaka derseniz, Saros döngüsü diye birşey var efenim, tutulma döngüsüymüş, güneş ve ayın tutulmasını hesaplamak için kullanılabilirmiş, 18 yıl 11 gün ve 8 saatlik bir döngü, aç Wiki’yi öğren! İsim konusuna da araştırmacı gazeteci edasıyla ışık tuttuktan sonra gruba geçelim. Grup Amerikalı ve o kutsal yerden, Bay Area’dan selamlıyor bizleri (bu doğru, valla bak). Ama saf Bay Area Thrash metali beklerseniz hayalkırıklığına uğrayacağınızı söyleyebilirim.
Grubun müziğini kategorize etmek zor, en geniş haliyle progresif metal diyebiliriz. Daha detaylı baktığımızda müzikte black, death ve doom metalden esintiler olduğunu söyleyebiliriz. Esinti değil hatta, fırtına diyelim direk. Grubun ilk çıkardığı demodan itibaren (oh, çok underground’um bebek, demodan beri takip ediyorum düşün) progresif yönü gittikçe daha da artmaya başladı. İlk demo daha bir melodik black metal havasında şarkılar içeriyordu. İlk Ep’leri “Five Pointed Tongue” da ise şarkı süreleri uzamış, (5 şarkı 42 dakika civarı) akustik pasajlar ve clean vokaller gibi öğeler eklenmiş, fakat brutaliteden de ödün verilmemişti. Sonuç oldukça iyiydi! Prodüksiyonun çok iyi olmaması ve özellikle clean vokallerin vasat olması dışında. Bu arada belirtmek lazım grubun vokalisti Arap asıllı bir Amerikalı hatun olan Leila Abdul Rauf, gitar çalıp şarkı sözlerini yazıp grubun beyni görevini üstlendiği gibi brutal ve clean vokalleri de yapıyor. Takdir etmemek elde mi a dostlar? Davulcu Blood Eagle ise, bilen bilir, tek albüm çıkarıp dağılmış kült (Nasıl Kült Olunur Kitabı, kural 1: Grup kurulur, albüm çıkarılır ve albüm satılamadığından dağılmaya karar verilir. Tebrikler! Bundan yaklaşık 10 yıl sonra kült bir grupsunuz!) black metal grubu WEAKLING’in davulcusuydu. Neyse efendim, bu EP’den 3 yıl sonra grup ilk albümleri “Acrid Plains”i çıkardı.
Prodüksiyon kalitesinin artışı hemen kendini belli ediyor. NEUROSIS ve EYEHATEGOD gibi gruplarla çalışmışlığı olan Billy Anderson iyi iş çıkarmış. Albümü ilk dinlediğimden beri düşünüyordum “ya bu bana birşeyleri çağrıştırıyor ama neyi?” diye, cevap kısa süre sonra geldi: ENSLAVED. ENSLAVED’in son dönem soundunu, daha spesifik olursak “Vertebrae”yi seviyorsanız, bu albümü sevme olasılığınız hiç de düşük değil sevgili okuyucu. Gitar tonlarının bunda etkisi büyük.
Albüm gerçekten grubun olgunlaştığını hissettiriyor. Akustik geçişler vs. yerli yerinde, sololar iş olsun diye değil gerçekten orda olması gerektiği için atılmış ve her şarkıda 2-3 solo duymak mümkün. En sevmediğim şeylerden biri gereksiz, formülize, ve sırf atılmış olsun, millet “solosuz albüm mü olur la” demesin diye atılmış sololardır, evet. Neyse ki SAROS’ta böyle bir durum söz konusu değil, Leyla ablamız ve Ben Aguilar solo ve rif konusunda cömertçe davranmış ve gayet iyi iş çıkarmışlar. Bas gitar da genelde kolaylıkla duyulabiliyor ve tamamlayıcı bir rolde. Davulda Kan Kartalı dayı beklendiği gibi iyi bir iş çıkarmış, hayalkırıklığına uğratmıyor. Leyla ablanın vokallerini geliştirdiği de dikkatli kulaklardan kaçmıyor tabii. Kendisini ayrıca tane tane brutal vokal yaptığı için tebrik ediyorum zira dinlerken çoğu şarkı sözünü anlamak bile mümkün. Ama clean vokal yapmasa daha iyi olacak sanki be. Olmamış bence. Bu arada belirtmek gerek AMBER ASYLUM’dan Kris Force, As The Tyrant Falls Ill (Reprise) parçasına keman ve çelloyla katkıda bulunmuş. Grubun iyice progresif sularda yüzdüğünün bir kanıtı tabi bu farklı enstrümanlar. Müziklerini farklı yerlere taşımaktan korkmuyorlar, ama hala extreme metalin ağır bastığı ve brutalitenin ön planda olduğu da bir gerçek ki ben hiç şikayet etmiyorum.
Lafı fazla uzatmadan çok az bilinen bir gruptan çıkan bu albümü ENSLAVED’in son dönem halini beğenenlere, progresif ekstrem metal diyerek kısaltmak istediğim türden hoşlanan insanlara ve yeni şeyler denemek isteyen arkadaşlara tavsiye ederek Saros Körfezi’nin buz gibi sularına yöneliyorum (bi kere daha yapmam lazımdı bu espriyi).
Şarkılar 1. Acrid Plains
2. As the Tyrant Falls III
3. Coriolis
4. As the Tyrant Falls III (Reprise)
5. Devouring Conscience
6. Reversion
7. The Sky Will End Soon