Geçmişini kopyalamayan, duygusallıktan da müzikal kaliteden de ödün vermeyen, bağımlısı olunası bir albümle daha karşınızdayız. (Eyvah Ayşe Nur yine yüksek not vermiş!) Pasi’nin ayrılmasıyla bambaşka diyarlara (progresif rock) yelken açan bir Amorphis’e ve iki ayrı güzel gruba (Ajattara ve Shape Of Despair) daha kavuşmuştuk. Tomi’nin clean vokallerinin güzelliğini de önce Eclipse, sonra da Silent Waters’ta iyice sindirmişken işte şimdi Amorphis çok feci bir şey yaptı.
Uzun uzun Kalevala Destanı’ndan bahsetmek istemiyorum ki Amorphis’in nasıl bir grup olduğunu az çok bilen ya da okuma yazması olan herkes zaten öğrenmiştir; Amorphis kişisel ya da toplumsal sorunlardan bahseden sözler yazmaktan ziyade mitolojik hikâyeler anlatır. Ve Kalevala Destanı da grubun “Elegy” albümüyle birlikte, en çok beslendiği eser olmuştu.
Bir dönem bundan vazgeçmişse de, “Eclipse” ve “Silent Waters”la yine destanda geçen hikâyeleri anlatmaya başlamıştı. Üçlemenin son albümü “Skyforger”da da değirmenci Ilmarinen’in öyküsünü dinliyoruz. Özetle bu albümdeki, bizi ilgilendiren kısımdan bahsedersek: Kahramanımız sihirli bir değirmen (Sampo) yapıyor. Bu değirmen savaş sırasında hasar görüyor ve tamir edildikten sonra bütün insanlığa ümit veriyor. Illmarinen’in karısı öldürülüyor ve bunun üstüne değirmenci karısının altından bir heykelini yapıyor… *
Amorphis’in müzikal anlamda geldiği noktaya bakıldığında “Skyforger”, olağanüstü olmayan, bir önceki albümle başa baş gidebilecek, “Eclipse”e de yakın durabilen gayet güzel bir albüm. Tüm bunların yanında bambaşka yenilikler de yok değil. Özellikle daha önce hiç denenmemiş şeyleri klasik Amorphis melodilerinin içine özenle yedirmeleri grubu bunca zamandır sevmemizin en büyük sebebiydi. Bugüne dek grubun hiç kullanılmamış olduğu, “stakato” denilen kesik riflerin bulunması, modern progresif rock gruplarının en çok kullandığı numaralara rastlayışımız bunun özünde de grubun ilk zamanlarında temeline oturttuğu saykodelik rock (bkz. The Doors) elementlerinden tam anlamıyla kopmaması hiç de şaşırtmayan hadiseler.
Aynı ruhla, aynı üslûpla, Amorphis adına yakışır kalitede şarkılar yapabilmek için hem yenilikçi, hem tutarlı, hem riskleri göze alabilecek denli cesur, hem de bu kadar yoğun duyguları ifade edebilecek yeteneğe aynı anda sahip olmak gerekti.
Tüm bunların yanında geçmişte de en iyi yaptığı şekliyle İskandinav melodilerinin en güzel örneklerini de dinliyor, çok nadiren kullandıkları üzere caz etkili kısımlara da denk geliyoruz. CD’nin ilk basımlarında Skyforger şarkısının otuz saniyesi, My Sun şarkısının da iki saniyesinde ses birden gidiyor. Nuclear Blast bu mastering hatasını düzeltip albümü yeniden basacak sanıyorum. Kısa süreli bir çözüm olarak da şirketin resmi web sitesinden bu iki şarkının orijinallerini indirebiliyorsunuz. Ve işin ilginç yanı albümün hatasız sürümünden mp3’e çevrilenlerinde Skyforger’ın kayıp olan o otuz saniyelik kısmı kesinlikle muhteşem. Düşük seste hiçbir şey anlaşılmıyorken orijinalini dinleyince albüme bir kez daha aşık oldum resmen.
Henüz albümü dinlemeden adına hayran kaldığımız, dinleyince de önsezimizin güçlü oluşuna bir kez daha minnet duyduğumuz From The Heaven Of My Heart şarkısı albümün en kırılgan noktası. Şarkıyı resmen sahiplendim, kişiselleştirdim, benim için yazılmış gibi hissediyorum. “Bu benim şarkım,” diyen herkesle ağız dalaşına girebilirim.
Önceki albümlerde de prodüksiyon kısmında adına sıkça rastladığımız Mikko Karmila ve bu sefer back vokallerde de yerini alan ve yine prodüksiyonda da yardımcı olan Nightwish’ten Marco Hietala adını bir kenara not alalım. Tomi’nin muhteşem vokalleri, özellikle From The Heaven Of My Heart şarkısındaki farklı tonlamaları ve her tonlamanın akustik gitarla, elektro gitarla ve klavyeyle ayrı ayrı olan ten uyumu, özellikle de nakarattaki naifliği betimle betimle bitmez güzellikte.
Satırlarımın sonuna gelirken rujlu dudak izimi kritik sahifesinin köşesine iliştirip, mouse’un okunu yeniden From The Heaven Of My Heart’a getirip, akabinde düşünmeden tıklıyor, gözlerimde birikmesi an meselesi olan damlayı yok etmeye şartlanıp, Amorphis’in önünde saygıyla eğiliyorum…
Şarkılar 1. Sampo
2. Silver Bride
3. From The Heaven Of My Heart
4. Sky Is Mine
5. Majestic Beast
6. My Sun
7. Highest Star
8. Skyforger
9. Course Of Fate
10. From Earth I Rose
11. Godlike Machine (bonus)
12. Separated (bonus)
Konuştuğum herkes Amorphis albümlerini birbiriyle kapıştırıp yarıştırıyor, yok efendim “Skyforger” “Silent Waters”dan daha iyi, yok “Silent Waters” “Eclipse”den kötü gibi yaklaşımlar bence doğru değil. Amorphis’e kötü deme lüksümüz yok. Belli bir kalıp çerçevesinde bugüne kadar hep aynı temel üzerine inşa edilmiş albümler yapmış olabilirler ama bu grupta önemli olan bir şey var ki o da her çalışmalarında kendilerini geliştirmeyi bilmiş ve yine her albümünde biraz biraz yenilik katmayı amaç edinmişlerdir. “Eclipse” Amorphis’in yeniden doğduğu bir çalışmaydı, “Silent Waters” ise “Eclipse”deki melodilerin daha da geliştirilmiş halinin kullanıldığı ustaca kaydedilmiş bir albümdü. Şimdi ise “Skyforger” ile bestelere yine kritikte belirtildiği gibi biraz biraz yenilik katarak yollarına devam ediyorlar. Bu üçleme albümlerinin birbiriyle aynı noktaları olduğu kadar farklı noktaları da üzerinde taşıdığı bir gerçek. Onları yarıştırmamalıyız ve yine kritikte doğru bir şekilde saptandığı gibi ancak aradaki farklılıkları söylemeliyiz. Onun için üzerinde fazla debelenmeye hiç gerek yok. Amorphis kötü, berbat albümü olmayan yegâne gruplardan birisi. O müzikal zenginliğe kendinizi kaptırdınız mı hiç vazgeçemiyorsunuz, hangi albümü olursa olsun hiç farkı yok. Herhangi bir albümünü beğenmeseniz bir kenara atsanız (ilk anda) bile yıllar sonra bir daha bir daha dinlediğinizde yanılıp kalıyorsunuz ve sonra gülümsüyorsunuz ben buna niye daha önce dikkat etmedim diye. “From The Heaven Of My Heart” ve “My Sun” bu albümde gerçekten de çok vurucu etkileyici çalışmalar. Bunlar Melodik Progresif Metal’de arka arkaya güçlü imzalar bırakarak yollarına devam ediyorlar. Bize kalanlar ise bir parça hüzün ve katarsis oluyor. Kritik için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim asıl. Kötü olmayan gruplardan bir diğeri de bana göre Dark Tranquillity. Onu da havada karada savunurum.
“Herhangi bir albümünü beğenmeseniz bir kenara atsanız (ilk anda) bile yıllar sonra bir daha bir daha dinlediğinizde yanılıp kalıyorsunuz ve sonra gülümsüyorsunuz ben buna niye daha önce dikkat etmedim diye.” kısmına da sonuna dek katılıyorum. Amorphis cidden “olmamış” deyip kenara atılacak bir grup değil.
Bu durumla ilgili ilginç ki dinleyiciler ve basın dışında -yani asıl tepki vermesi ya da açıklaması yapması gereken- kimse bir şey söylemedi. Amorphis’in neden böyle bir kapak yaptığını albümün konseptini farkedince anladım ama ortada hukuki bir problem de olmadı.
Bence tartışmaya gerek duyulmaması gereken bir konu. Kalevala’da ağaçlar çok önem taşıyor. Kantele bile ağaçtan yapılmıştır. Ki demirci karakter Ilmarinen’in bir gökyüzü kubbesi ustası olması ve bu düşünceyi de destanda önem arzeden ağaç ile vermeleri de bence çok doğal. Albümün konseptine uygun bir çalışma olmuş ki bunu yapan da sıradan bir isim değil, Travis Smith. O her şeyi ince düşünmüştür, eğer kötü bir durum olsaydı çoktan duyulurdu şimdiye kadar.:)
This here is my place, it is my work
I was made the maker of the sky
I am the maker of the sky
I am the forger of the arc
amorphis cidden otomatiğe bağlamış ama iyi bağlamda.eclipsele döndükten sonraki albümleri görünce maşşallah diyor insan.benim en sevdiğim amorphis albümü elegy ama bu yeni amorphiside seviyorum.
Brütal vokal kullanımı biraz andırır başlarda ama onun dışında nesi arak yahu? Kapak kısmıyla ilgili resmi bir açıklama olmadığından bir şey söyleyemiyorum ama Amorphis’in kapağı yukarıda bir yerlerde B’nin de söylediği gibi albümün konseptiyle birebir örtüşüyor.
majestic beast’in klavyelerinde bariz opeth etkisi mevcut ama bu arak şeklinde değil bence. normal bir etkilenme. bugün bir sürü gruba baktığında hepsi birbirinden bir şekilde etkileniyor. ona bakarsan opeth’in “damnation” albümündeki çoğu gitar numaraları da yoğun camel etkisi taşır. hatta “ending credits” bestesi opeth eseri değil de sanki camel’ınmış gibi durur. bu çok normal.:)
iyi tamam canım ben de bütün albümü araklamışlar demedim zaten de majestic beast’in melodilerinin(özellikle brutal vokalli yerler) büyük bölümü grand conjuration şarkısından ETKİLENME mevcut. onun dışında majestic beast dahil olmak üzere güzel albüm bence. tomi ile büyük çıkış yakaladılar.
“From The Heaven Of My Heart şarkısı albümün en kırılgan noktası. Şarkıyı resmen sahiplendim, kişiselleştirdim, benim için yazılmış gibi hissediyorum. “Bu benim şarkım,” diyen herkesle ağız dalaşına girebilirim”
ne tesadüf yaw kırk yıl düşünsem amorphis in ilk iki albümü dışında bir albümde unutamayacağım bir parça çıkacağı aklıma gelmezdi.Bu nasıl bir parçadır.
Bu parça ile ilgili bende aynı hissi bırakan bir parça daha var henüz dinlememiş olanlar var ise çok şey kaçırırlar bu kadar da emin konuşuyorum ve grubun adı ile birlikte parçayı paylaşıyorum
WİTHERED BEAUTY he who comes with the dawn.
Bu albümden her ay başka bir şarkıya sarıyorum.Haziranın başından beri Sky is Mine’ı dinliyorum, bir kere bile sıkmadı.Amorphis’in Eclipse ile başlayan The Beginning of Times ile devam eden zirve döneminin en iyi ürünü bana kalırsa.Eclipse, Silent Waters, The Beginning Of Times on üzerinden dokuz, Skyforger on üzerinden on alır benden.Bir de bu dört albüm tam yaz albümü benim için.Her yaz en çok dinlediğim grup Amorphis’tir heh.
Çok popüler bir görüş olmadığının farkındayım ama ben bu albümü feci derecede sıkıcı buluyorum. Eclipse ve Silent Waters gibi aşırı sevdiğim iki albümden sonra, genelin beğendiği benimse hiç tat alamadığım bir albüm oluşu çok can sıkıcı.
Konuştuğum herkes Amorphis albümlerini birbiriyle kapıştırıp yarıştırıyor, yok efendim “Skyforger” “Silent Waters”dan daha iyi, yok “Silent Waters” “Eclipse”den kötü gibi yaklaşımlar bence doğru değil. Amorphis’e kötü deme lüksümüz yok. Belli bir kalıp çerçevesinde bugüne kadar hep aynı temel üzerine inşa edilmiş albümler yapmış olabilirler ama bu grupta önemli olan bir şey var ki o da her çalışmalarında kendilerini geliştirmeyi bilmiş ve yine her albümünde biraz biraz yenilik katmayı amaç edinmişlerdir. “Eclipse” Amorphis’in yeniden doğduğu bir çalışmaydı, “Silent Waters” ise “Eclipse”deki melodilerin daha da geliştirilmiş halinin kullanıldığı ustaca kaydedilmiş bir albümdü. Şimdi ise “Skyforger” ile bestelere yine kritikte belirtildiği gibi biraz biraz yenilik katarak yollarına devam ediyorlar. Bu üçleme albümlerinin birbiriyle aynı noktaları olduğu kadar farklı noktaları da üzerinde taşıdığı bir gerçek. Onları yarıştırmamalıyız ve yine kritikte doğru bir şekilde saptandığı gibi ancak aradaki farklılıkları söylemeliyiz. Onun için üzerinde fazla debelenmeye hiç gerek yok. Amorphis kötü, berbat albümü olmayan yegâne gruplardan birisi. O müzikal zenginliğe kendinizi kaptırdınız mı hiç vazgeçemiyorsunuz, hangi albümü olursa olsun hiç farkı yok. Herhangi bir albümünü beğenmeseniz bir kenara atsanız (ilk anda) bile yıllar sonra bir daha bir daha dinlediğinizde yanılıp kalıyorsunuz ve sonra gülümsüyorsunuz ben buna niye daha önce dikkat etmedim diye. “From The Heaven Of My Heart” ve “My Sun” bu albümde gerçekten de çok vurucu etkileyici çalışmalar. Bunlar Melodik Progresif Metal’de arka arkaya güçlü imzalar bırakarak yollarına devam ediyorlar. Bize kalanlar ise bir parça hüzün ve katarsis oluyor. Kritik için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim asıl. Kötü olmayan gruplardan bir diğeri de bana göre Dark Tranquillity. Onu da havada karada savunurum.
“Herhangi bir albümünü beğenmeseniz bir kenara atsanız (ilk anda) bile yıllar sonra bir daha bir daha dinlediğinizde yanılıp kalıyorsunuz ve sonra gülümsüyorsunuz ben buna niye daha önce dikkat etmedim diye.” kısmına da sonuna dek katılıyorum. Amorphis cidden “olmamış” deyip kenara atılacak bir grup değil.
olmamış.
olmuş tabii şaka yapıyorum da, şu kapak konusu can sıkıcı hakkaten.
Bu durumla ilgili ilginç ki dinleyiciler ve basın dışında -yani asıl tepki vermesi ya da açıklaması yapması gereken- kimse bir şey söylemedi. Amorphis’in neden böyle bir kapak yaptığını albümün konseptini farkedince anladım ama ortada hukuki bir problem de olmadı.
Bence tartışmaya gerek duyulmaması gereken bir konu. Kalevala’da ağaçlar çok önem taşıyor. Kantele bile ağaçtan yapılmıştır. Ki demirci karakter Ilmarinen’in bir gökyüzü kubbesi ustası olması ve bu düşünceyi de destanda önem arzeden ağaç ile vermeleri de bence çok doğal. Albümün konseptine uygun bir çalışma olmuş ki bunu yapan da sıradan bir isim değil, Travis Smith. O her şeyi ince düşünmüştür, eğer kötü bir durum olsaydı çoktan duyulurdu şimdiye kadar.:)
This here is my place, it is my work
I was made the maker of the sky
I am the maker of the sky
I am the forger of the arc
Kesinlikle şahane olmuş bu albüm.
cidden müthiş bir albüm. melodileri hep ‘ooo ooooo’ diye söyletiyor. Sampo parçasını ayrı sevdim.
amorphis cidden otomatiğe bağlamış ama iyi bağlamda.eclipsele döndükten sonraki albümleri görünce maşşallah diyor insan.benim en sevdiğim amorphis albümü elegy ama bu yeni amorphiside seviyorum.
Majestic Beast opeth’in Grand Conjuration şarkısından arak. kapak desen bambaşka bir arak bilemiyorum..
Brütal vokal kullanımı biraz andırır başlarda ama onun dışında nesi arak yahu? Kapak kısmıyla ilgili resmi bir açıklama olmadığından bir şey söyleyemiyorum ama Amorphis’in kapağı yukarıda bir yerlerde B’nin de söylediği gibi albümün konseptiyle birebir örtüşüyor.
majestic beast’in klavyelerinde bariz opeth etkisi mevcut ama bu arak şeklinde değil bence. normal bir etkilenme. bugün bir sürü gruba baktığında hepsi birbirinden bir şekilde etkileniyor. ona bakarsan opeth’in “damnation” albümündeki çoğu gitar numaraları da yoğun camel etkisi taşır. hatta “ending credits” bestesi opeth eseri değil de sanki camel’ınmış gibi durur. bu çok normal.:)
iyi tamam canım ben de bütün albümü araklamışlar demedim zaten de majestic beast’in melodilerinin(özellikle brutal vokalli yerler) büyük bölümü grand conjuration şarkısından ETKİLENME mevcut. onun dışında majestic beast dahil olmak üzere güzel albüm bence. tomi ile büyük çıkış yakaladılar.
yeni amorphis in en sevdiğim albümü diyebilirim. konserde de kendimden geçmişim haberim olmadı. 10 puanı verdim gitti.
bu arada o kayıp olan 30 saniyesi hangi kısımda oluyo? çünkü ben ilk edindiğimde normaldi yani bi hata yoktu
“From The Heaven Of My Heart şarkısı albümün en kırılgan noktası. Şarkıyı resmen sahiplendim, kişiselleştirdim, benim için yazılmış gibi hissediyorum. “Bu benim şarkım,” diyen herkesle ağız dalaşına girebilirim”
ne tesadüf yaw kırk yıl düşünsem amorphis in ilk iki albümü dışında bir albümde unutamayacağım bir parça çıkacağı aklıma gelmezdi.Bu nasıl bir parçadır.
Bu parça ile ilgili bende aynı hissi bırakan bir parça daha var henüz dinlememiş olanlar var ise çok şey kaçırırlar bu kadar da emin konuşuyorum ve grubun adı ile birlikte parçayı paylaşıyorum
WİTHERED BEAUTY he who comes with the dawn.
Arkadaş ne albümdür bu ya her parçasına ayrı ayrı tapıyorum, dinledikçe dinleyesim geliyor !
Bu albümden her ay başka bir şarkıya sarıyorum.Haziranın başından beri Sky is Mine’ı dinliyorum, bir kere bile sıkmadı.Amorphis’in Eclipse ile başlayan The Beginning of Times ile devam eden zirve döneminin en iyi ürünü bana kalırsa.Eclipse, Silent Waters, The Beginning Of Times on üzerinden dokuz, Skyforger on üzerinden on alır benden.Bir de bu dört albüm tam yaz albümü benim için.Her yaz en çok dinlediğim grup Amorphis’tir heh.
Tanrı bu yazarı kutsasın.
Dinlediğim en kötü progresif metal albümü olabilir. Hatta ben buna progresif metalin Titaniği diyorum.
15.11.2012
@Osman, yok daha neler. o zaman far from the sun ya da amorphis’in son albümü bundan daha iyi olabilir dediğine göre.
16.11.2012
@b, far from the sun’ı dinlemedim, ama doğru ya son albüm çok daha kötüydü.
Çok popüler bir görüş olmadığının farkındayım ama ben bu albümü feci derecede sıkıcı buluyorum. Eclipse ve Silent Waters gibi aşırı sevdiğim iki albümden sonra, genelin beğendiği benimse hiç tat alamadığım bir albüm oluşu çok can sıkıcı.
10.06.2020
@Canoir, Eclipse’in hakkı yeniyor bence efsane albüm.
10.06.2020
@Ahmet Saraçoğlu, bence de çok net bir şekilde tomi joutsen’li dönemin en iyi 2-3 albümünden biri. Açayım da dinleyeyim, keyfime keyif katayım
2006-2009 arası evrenin en iyi grubu net Amorphis’tir. Muhteşem 3 albüm bahşettiler. Pamuklara sarasım var