Volkan Öktem, Ant Şimşek ve Levent Yüksel’den oluşan Sıfır KM’yi ilk kez Masstival 2007′de dinleme şansına sahip olmuştum. Daha doğrusu o koşuşturma içerisinde bir kısmını izleyebilmiştim. Rush’tan YYZ ile girdikleri konseri, kendi parçaları ve zamanında Levent Yüksel’in seslendirdiği bazı şarkılarla süslemişler, yüksek teknik kapasiteleri ve kimyaları sayesinde çok iyi bir performans sunmuşlar, festival katılımcılarının yüksek beğenisini kazanmışlardı.
O zamandan beri sıfır kilometre bir albümleri olsa da dinlesek diye bekliyordum. Kısmet bugüneymiş.
Kendilerine denk gelmiş olanlar zaten tarzları hakkında fikir sahibidir. Dinlemeyenler için söyleyelim, Rush’ın yaptığı işi yapıyorlar: Progresif hard rock. Zaman zaman sound sertleşiyor, zaman zaman Levent Yüksel’in perdesiz basının girdiği yerlerle alaturkalaşıyor. Bu alaturkalaşmayı Yüksel’in şarkılara vokallerini de kattığı zamanlarda da görüyoruz. Ayrıca, Sting etkilenmeleri de oldukça bariz.
Parçalarda Rush, Marillion, Metallica, Sting etkileri duyulabiliyor. Bu etkilenmeler tecrübesiz bir grubun elinde rahatsız edici olabilecek iken, ülkenin en kalburüstü müzisyenlerinin elinde dinlenesi bir albüm olarak değer kazanmış.
Levent Yüksel’in kendi albümlerinde seslendirdiği Zalim, Yas ve Med Cezir, grubun kendi tarzıyla yeniden yorumlanmış, ayrıca Paranoya ve Speed gibi parçalarda Levent Yüksel sesini bir enstrüman gibi kullanıp fark yaratıyor. Söz ve müziği Ant Şimşek’e ait olan Meraklı ve Rahat Bırak ise albümde enstrümental olmayıp, yeni yazılmış olarak değerlendirilebilecek iki şarkı.
Albüm, piyasadaki bir çok yerli albümde ama önde, ama arkada yer almış, enstrümanına hakim, kabiliyetli müzisyenlerin, ilham aldıkları, etkilendikleri kişilere/gruplara çaktığı bir selam. Sundukları şey yıllar önce yapıldı, bunun da farkındalar ve en azından küresel çapta yepyeni bir şeyler ortaya koyma dertleri yok, bu da çok belli. Ama besteler ve uyumları çok iyi. Dinleyiciyi kolayca yakalıyor, kolay bırakacağa da benzemiyor.
En güzelinden şöyle söyleyelim:
Altında imzası olan, davulda Terry Bozzio, basta Pete Trewavas, gitarda da John Petrucci’den kurulu bir süpergrup olsaydı, “Albüm”, yurtdışında el üstünde tutulacak, heyecan yaratan bir eser olarak ilgi görecekti.
Burnunuzun dibinde sessiz sedasız, aradığınız müziği yapan bir Türk süpergubu var. Kayıtsız kalmayın.
Deniz Can KARACA
Kritik çok güzel olmuş tebrik ederim.
Albümü dün aldım. Cidden çok güzel. Hatta, gereksiz bir yorum tabii ama Scenes From a Memory sonrasında çıkan tüm DT albümlerinden daha zevkli bir albüm benim için.
Terry Bozio demişken “Bozzio Levin Stevens” diye projesi vardı Terry Bozio’nun, Levent Yüksel vokallerini çıkarırsak ara ara üslup açısından o tadı yakalamışlar hafiften. Güzel albüm harbiden.
Med-Cezir’i pek sevemedim ben. Onun dışında dört dörtlük albüm bence de.
Gecenlerde masstival videolarını kurcalarken “ne yapıyorlar acaba” diye merak edip nette aratınca “albüm”ün 3 ay gecikmeli edinebildim.
Yazıda ve yorumlarda belirtildiği gibi mükemmel iş çıkartmışlar. Canlı izlemek ayrı bir keyif ama el altında bir albümün bulunması daha da güzel.
“Antre”de kulağıma DT esintisi geldi, “Paranoya”ya geçiş ise bir harika olmuş.
L.Yüksel şarkılarının yorumları gerçekten başarılı.
Söz bulamıyorum, ellerine sağlık. Umarım bu birliktelik uzun yıllar devam eder, bizlerde keyifle takip ederiz.
Ben de grubu masstival’de keşfedenlerdenim. Festivalde izlemekten en çok keyif aldığım gruplar listesinde ilk 3e girmişlerdi rahatça. O zamandan itibaren albümlerini bulmak için baya bir debelenmiştim de bulamayınca pes etmiştim. Şimdi görünce sürpriz oldu. En yakın zamanda edinmeli.
Not: Volkan Öktem’in 2. fotoğrafta (davul başında olan) Martin Lopez’e hayret verici benzerliği??
15.12.2011
@Berca B., daha ziyade fazıl say’a benzemiş o fotoğrafta :D