İnsanlar ikiye ayrılır. Memnun olmasını bilenler ve bilmeyenler. Bilenler genellikle açık fikirli ve de dikkatli insanlardır. Mesela gömlek alırken düğmesine, yakasına, kesimine dikkat ederler. Memnuniyetsizlerse genellikle tek kelimelik insanlardır. Gömleği giyerler, beğenmezler. Almak zorunda kalırlar, huzursuz olurlar. Almazlar, pişman olurlar. Ve her türlü “olmamış” kelimesi çıkar ağızlarından. Kafaları sadece tek taraflı önermeyi alabildiği için kıstas yapabilecekleri materyalleri azdır.
Genellikle bu tip insanların matematik dersi çok kötüdür. Sözel zekâya sahibim deyip böbürlenirler ama sözel derslerin hepsinde de matematik bilmek gerektiğini anlayamazlar. Kastettiğim dört işlem değil elbette ki. Doğayı anlayabilmek, dünyayı algılayabilmek, müziği götünüzle değil de duyu organlarınızla dinleyebilmek için birazcık matematik bilmeniz gerekir. İstatistik de matematiğin bir alt koludur. Tarihçilere göre genetikle birlikte istatistik de Hitler’in deneylerinin bir parçası olarak ortaya çıkmıştır. Elbette konuyu II. Dünya Savaşı’na getirmek değil amacım. Mümkün olduğunca lafı uzatmaya çalışıyorum. Söylendiğine göre net üzerinden kritik okumak çok meşakkatli bir işmiş, bu yüzden biz de site ekibi olarak bir ödül düşündük. Her paragrafa özel bir şifre yerleştirdim. Onu bulup son cümleyle de birleştirip yorum yazan kişi Lost adasında Paris Hilton’la bir gece kazanacak. Pamuk eller klavyeye…
Gelelim tüm bilinen genellemelere meydan okuyan bir thrash grubuna. Gojira’dan sonra yaş ortalaması bu kadar küçük olup da bu denli iyi müzik yapan bir grupla karşılaşmamıştım. (1) 2004 yılında kurulmuş olan Amerikalı grubun en yetenekli elemanı da yaşça en küçükleri olan bas gitaristleri. Rock Station’ın dilimize kattığı yegâne iyi şey midir bilemiyorum ama “löngürdeyen” bas diye tabir ettiğimiz, site yazarlarının büyük kısmının da pek sevdiği, bu nedenle bu sayfalarda bahsine çok sık rastlayacağınız türdeki bas gitar kullanımının birebir örneklerini bu albümde bulabilirsiniz. Bunun dışında Havok, rif değişkenliği, geçişleri, soloların oranı, vokal melodileri, şarkı sözleri ve de prodüksiyonun kalitesi ile on numara albüm yapmış. (2,3,4,5,6,7)
Genellikle yeni dönem gruplar köklerine bağlı kalma kısmında arasında uçurumlar olan iki uçta geziniyorlar. Ya türe yeni bir şeyler ekleme babında köklerinden tamamen kopuyorlar ya da bu kökleri inşa etmiş olan grupları birebir kopyalıyorlar. Sanıyorum metal adına, 2009 yılından geriye doğru baktığımızda, gelinen noktadaki en büyük problemlerden biri de bu. Ama ödevine iyi çalışan, müziği de gerçekten seven gençler hiç zorlanmadan gayet güzel şarkılar yazabiliyorlarmış. Bu da sanıyorum yukarıda numaralandırdığım kadar istisna demek. Bu da istisnalar kaideyi bozar demek. Bu da illa ki başarılı olmak için herkesin yaptığını değil, içinden geleni, seni mutlu edeni yapmak demek.
Whiplash, Nuclear Assault, Testament ama en fazla da Atrophy etkisi aşikâr olan albüm Wreckquim (intro) dahil 11 şarkı içeriyor. Ekstra olarak demo ve EP’de bulunmayan Afterburner şarkısını da bazı basımlarda bulmak mümkün. Albümün artwork çalışmasını Halsey Swain yapmış ki tam anlamıyla old school ve de çok güzel bir kapağı var. Kendisinin diğer çalışmalarını http://artwanted.com/ adresinde bulabilirsiniz. Merchandise ürünlerinde özellikle “I Love Thrash” konseptli tişörtler göze çarpıyor ki -“böyle tişört mü olur?” diyenler şöyle bir geri dursun- acayip güzel olmuşlar.
Şarkı sözleri de aynen besteler gibi genellikle oldschool temaları içeriyor. Yıkım, katliam ve tabii ki vazgeçilmez insanî zaaflar. Grubun şu anki müzikalitesine artı olarak koyabileceği tek şey vokalin performans açısından az daha öne çıkması, sesini tizleştirdiği kısımları kullanmaması olabilir. Ve tabii ki bu güzellikte şarkılar yapmaya devam etmesi, turne konusunda işini bilen insanlarla çalışması, daha da önemlisi bir an önce “Burn”deki kaliteyi düşürmeyecek şekilde çalabilen bir davulcu bulmaları lazım. Bir aydır davulcu arıyorlar ve 2 Haziran’da çıkan albümün turnesi de takvimlerde hâlâ görünmüyor. Dev grupların önlerinde sahne almaları için bir an önce bu problemleri halletmeleri gerekli ve akabinde de sahneye çıktıkları her karış toprağı titreteceklerinden şüphem yok.
Kısacası seksenlerde çıkan thrash metal gruplarını seviyorsanız Havok’u da seversiniz. 2009’da çıkan en gaz, en güzel, en oturaklı thrash metal albümlerinden birine kulak vermezseniz de gidin muzlu süt için, bu sıcaklarda iyi gelir.
Ayşe Nur
çok güzel özetlemişsin Time is Up kritiğide beklerim sizden :)
diğer yabancı forumlara baktımda millet 8den aşşaa not vermemiş son albüm için.
Time is Up çok beter albüm. Kritiğini bekliyoruz:)
Galiba okuduğum en saçma, kötü ve geçersiz bilgilere sahip kritik. İlk paragraf ve ikinci paragrafın başında yazılanlar o kadar yanlış tespitler ki bunu bir yazıda kullanmak için kafanın baya bir uçmuş olması lazım. Herhalde yazar arkadaş sadece gördüğü bir iki kişiden yola çıkarak bu kanıya varmış. Ne tuhaf, benim gördüğüm en açık fikirli, geniş ve kararlı ve memnuniyetsiz olmayan insanlar sözel zekaya sahip kişilerdi. Ama ben insanlar ikiye ayrılır ve sayısal zekaya sahip kişiler memnuniyetsiz hayata tek taraflı bakar diye birşey demiyorum ve diyemem daha de zaten.
Sanırım şu sitede okuduğum en saçma şey bu krtiğin ilk 2 paragrafı
05.05.2020
@Rust in Peace., Daha kötüsü gelmeyecek, emin ol. Hatta internet mecrasının genelinde de okuduğum en saçma, yanlış, gereksiz şeylerden biri.
05.05.2020
@deadhouse, “Böyle bir kritik yazacağım ama kuru kuru giriş olmaz, ne saçmalasam ki?” düşüncesiyle yazılmış satırlar.
Umarım uzun uzun düşündükten sonra yazılmamıştır o satırlar.
06.05.2020
@deadhouse, bir sözelci olarak sözelin önemini insanlara nasıl anlatabilirim diye düşünüyordum. Onca sene burnumun dibindeymiş meğer. İlk iki paragrafı okutmam yeterli. :)
06.05.2020
@Raddor, Irkçı ifadeler aslında. Irkçılık sadece ilk anlamıyla tanımlanmamalı. Kültürel ırkçılıktan tut, milyon tane ırkçılık türü var. Yazar farkında olmadan, hiçbir bilimsel yanı bulunmayan ifadelerle birtakım insan grubunu aşağılıyor ve kusurlu görüyor. Naziler de kusurlu gördükleri grupları imha ederdi.
06.05.2020
@deadhouse, 11 yıl olduğundan çok ciddiye alıp kızamadım ama güzel güldüm. Yazarın yaşı o zaman 19 olsa şu an 30, 29 olsa 40. Şimdi okusa yazdığından memnun olmayacaktır herhalde.
06.05.2020
@deadhouse, @Raddor, bundan 10 sene öncesinde hatta daha yakın geçmişe kadar internette cürretkâr veya rahatsız edici derecede saçma şeyler yazmak daha sıradandı. Ancak günümüzde durum farklı. Ondan zamanın şartlarını düşünerek geçmişte yazılmış şeyleri çok da ayıplamamak lazım.
07.05.2020
@ismail vilehand, Haklısın abi. Çoğu insan saçmalamıştır epey. Benim de şimdi, “ulan ne salak adammışsın, böyle şey yazılır mı” dediğim yorumlarım var. Gerçi sosyal medyayı bırakalı yıllar oldu. Twitter’da vs. insan saçmalamasa bile oraya bir şeyler yazmak saçmalıkmış gibi geliyor. Aslında genel olarak da internetin her mecrasına ne kadar az şey yazsak o kadar iyi. Yazdığımız şeylerin geri dönüşü yok. Bir de insanı yıllar öncesinden yazdığı bir şeyle de yargılamak pek doğru gelmiyor. Bu sitede de sadece müzikle ilgili haberlere veya konulara yorum yapmak, bunun dışına çıkmamak daha makul gibi. Zamanında epey gereksiz tartışmaya girdiğimi hatırlıyorum. Öğrenmenin yaşı yoktur.