# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
GIANT SQUID – The Ichthyologist
| 27.06.2009

Genel olarak bakıldığında içine girilmesi hiç zor olmayan bir albüm bu. Ama girildiğinde, sabunlu suyla yapılan baloncuğun güneşi görmesiyle gökkuşağının yedi rengini de ortaya çıkarıvermesi gibi sizlere bambaşka tatlar sunuyor.

Taşı toprağı altın ABD’den “modern” sıfatını layık gördüğümüz pek çok gruba, özellikle son dönemde sıkça kulak verdik. Bunlardan şahsımca en başarılısı Tool’du. Normalde “acayip” olan her grubun başına gelen şeyin aksine Tool çok büyük bir kitle tarafından takip edilir olmuştu. Ve müziğine yenilik getiren pek çok grubun da yolunu açan en büyük etkenlerden biri bu oldu. Çok derin temellere dayanan “İnsanlar anlamakta zorlandıkları müziği/grupları sevmezler” klişesine bağlı gelenek yıkılmıştı. Bunda grupların “zekâ” ispatından ziyade dilden dile dolaşan “oğlum gördün mü herifler fibonacci dizinine göre davul yazmış, bunun annesi sapıkmış ve enseste maruz kalmış, adam işkence uzmanıymış da ondan böyle kırmış…” gibisinden söylentilerin de payı çok büyüktü elbette.

Bir kez açılan kapının içinden çıkan şeylerin ne kadar kaliteli ve ne kadar berbat olabilecekleri hususunda hepimizin hem fikir olduğu şey durumun hiç de net olmadığıydı. Derken birkaç ay önce, en başta beni çok şaşırtan bir albüm çıktı. Ne idiği belirsiz ama ortaya çıkan şarkıları da fena olmayan, biraz da talihsiz diyebileceğim Giant Squid’in yeni albümüydü bu. Biraz ondan biraz bundan harmanında, en çok da sludge diyarlarında dolaşan grup bu sefer ruhunu şeytana satmış olacak ki, ortaya çok kaliteli bir albüm koymuş. 2005 yılında çıkan EP’leri Monster In The Ceek’ten bir şarkının çok daha iyi bir düzenleme ve kaydıyla birlikte on adet şarkıyla muhatap oluyoruz. Ep’deki adı Throwing a Donner
-albümdeki Throwing a Donner Party at Sea (Physeter Catodon)- olan şarkının iki düzenlemesini üst üste dinlediğinizde grubun yaptığı atağı çok daha net anlayabilirsiniz.

Önceki kayıtlarda prodüksiyon, mix ve de geriye kalan tüm teferruatlar için çalıştıkları insanları bir kenara bırakarak bu albüm için kendilerini Matt Byles’ın kollarına bırakmaları da aldıkları en iyi karar olmuş. Bilmeyenler için referans olunabilecek birkaç isim vermem gerekirse; Queensrÿche, Pearl Jam, Tragedy, Isis, Mastodon, Buried Inside, Norma Jean, The Blood Brothers, Murder City Devils ve 2008’in kesinlikle en iyi albümlerinden birini yapmış olan Russian Circles demem sanıyorum yeterli olacaktır. Grubun çello vokali abla Jackie Perez Gratz, Neurosis’in Times of Grace albümünde de çello çalmıştı. Ve geçmişte Neurosis, Melvins, High On Fire gibi gruplarla çalışan Billy Anderson da yine prodüksiyon konusunda gruba bir parça yardımcı olmuş.

Giant Squid adını, son birkaç senede bilim dünyasında da epey kendinden söz ettiren, sayıları oldukça artmış durumdaki dev mürekkep balıklarından alıyor. Grubun elemanlarının hem hobi anlamında hem de meslekî anlamda uğraşları olan İhtiyoloji’ye gösterdikleri ilgi artık öyle bir boyuta gelmiş ki grubun liriksel temaları da balıklarla ilgili mitolojik hikâyelere, efsanelere dayanıyor. Tür olarak (daha iyisini yapamayacağımdan, last fm’de yazılan tanımı birebir alıntılıyorum:) sludge, “post-metal, art-core müziklerini harmanı” denebilir. Bu albüme dek su yüzeyine çıkmadığını söyleyebileceğim Giant Squid kendi pişirip kendi yiyen gruplardandı. The Ichthyologist’in dağıtımıyla ilgili de aynı durum söz konusu olsa da grubun ortaya koyduğu ürün, harmanını yaptığı tüm türlerin büyük baş gruplarıyla boy ölçüşebilecek kalitede. Kritiğin en altında sıraladığım albüme konuk olan müzisyenlerin adına şöyle bir göz atarsanız bir nebze fikir sahibi olabilirsiniz bu konuda da.

Albümdeki enstrüman zenginliği bir yana vokal kullanımına değinmek istiyorum. Özellikle de favorim La Brea Tar Pits (Pseudomonas Putida) şarkısında bu zevkin tavan yapmasına sebep olan erkek vokal ve yan roldeki bayan vokale değinelim. Beyimizin normal koşullar altında tek başına söylemeye kalksa muhtemelen kafasına terlik fırlattırabilecek mart kedisi tadındaki vokalliyle başlanıyor, hatun vokalin desteğiyle kısılıyor, yeniden başa dönüyor, yeniden destek alıyor ama kısılmıyor, aynen devam ediyor. Bir anda bambaşka biriymiş gibi devam ediyor çünkü azgın pisicikten yatak odasındaki panter moduna geçiyor (bunun hastasıyım), destek alarak da bitiriyor. Ve tüm bunlar olurken paslı gitar tonları, trompetle olan normal koşullardaki uyumsuzluğuna meydan okuyup, biz birbirimiz için yaratıldık, siz çıkın kerevetine edasıyla arzı endam ediyor.

Genel olarak bakıldığında içine girilmesi hiç zor olmayan bir albüm bu. Ama girildiğinde, sabunlu suyla yapılan baloncuğun güneşi görmesiyle gökkuşağının yedi rengini de ortaya çıkarıvermesi gibi sizlere bambaşka tatlar sunuyor. Kesinlikle dikkatli dinlenmesi, atlanmaması, muhteşem kartonetinin de es geçilmemesi ve bir bakıma da sürekli şirket problemi yaşayan, bu yüzden de genellikle kendi işini kendi yapan bu gruba destek verebilmek adına albümün orijinalinin satıl alınması tavsiye edilir.

Daha ilk albümü Metridium Fields ile fena denmeyecek iş çıkaran ve bu ikinci albümü The Ichthyologist’le bunun kat be kat üstüne çıkan, pek saygıdeğer Kerem Onan’ın (Radical Noise,  Edison Effect) değişiyle “sludge sularının Gogol Bordello’su” olan bu gruba çok dikkat edin.

Konuk müzisyen ve vokaller:
Vokal: Anneke Van Giersbergen (The Gathering, Agua De Annique) ve Karyn Crisis (Crisis), Keman: Kris Force (Amber Asylum, Neurosis),
Flüt: Lorraine Rath (Amber Asylum, The Gault, Worm Ouroboros),
Trompet: Nate Perkins (The Lesdystics)
Obua: Cat Gratz (Bayan vokal olan ve çello çalan ablamız Jackie’nin kız kardeşi)

Ayşe Nur

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.33/10, Toplam oy: 21)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2009
Şirket
Translation Loss
Şarkılar
1.Panthalassa (Lampetra tridentata)
2.La Brea Tar Pits (Pseudomonas putida)
3.Sutterville (Vibrio cholerae)
4.Dead Man Slough (Pacifastacus leniusculus)
5.Throwing A Donner Party At Sea (Physeter catodon)
6.Sevengill (Notorynchus cepedianus)
7.Mormon Island (Alluvial Au)
8.Blue Linckia (Linckia laevigata)
9.Emerald Bay (Prionace glauca)
10.Rubicon Wall (Acipenser transmontanus)
  Yorum alanı

“GIANT SQUID – The Ichthyologist” yazısına 3 yorum var

  1. Ne zamandır unutuyordum şu albümü dinlemeyi. Çok hoşuma gitti kendileri. Sizi sarması, kendini de loopa aldırması zaman almıyor. Idmen gözdem olarak kaldı ama hehe.

  2. Itachi says:

    Bugün iş yerinde arkadaşım dinletti de hemen hemen her şarkı da ”abi çok iyi ya” türevi şeyler söylemişimdir.Kaçırılmaması gereken bi albüm bence.

    9/10

  3. çaksu says:

    Ulan özlemişim. Belki iki üç yıldır dinlememiştim.

    R.I.P. Giant Squid :(

    <3

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.