Ömer Kuş

Windir’in kurucusu ve beyni Valfar’ın ölümünün ardından grubun dağılması grubun pek çok fanını tabi ki üzdü. Grubun Valfar’sız yürümeyeceğinin farkında olan diğer Windir elemanları ise yaratıcılıklarını yeni bir grup kurarak sürdürmeye karar verdi. Bence bu metal dünyası için gerçekten iyi bir haberdi. Sonuçta ortaya çıkan şey işte karşımızda duruyor: Vreid. Grup dördüncü stüdyo albümleri Milorg’u Ocak 2009′da Norveçli Indie Recordings aracılığıyla piyasaya sürdü.

Grubun yaptığı müzik bazı kesimlerce “black&roll” olarak adlandırılıyor. “O da ne ola ki?” diyebilirsiniz. Şöyle ki, grup, hem sıkı sıkıya bağlı oldukları Norveç extreme metalini, hem de 70′lerin efsane rock’n rollunu (Alice Cooper, Black Sabbath, Motörhead vb.) harmanlayarak oldukça orijinal işler ortaya koyuyor. Sonuçta ortaya çıkan şey oldukça dinlenebilir, catchy, biraz da folk soslu bir black metal. Windir kadar folk ezgileri ön planda değil, bunu söylemek mümkün.

Bu albüm şarkı sözleri açısından bir konsept albüm olma özelliğini taşıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndaki Norveç savunmasını konu alıyor. Zaten albüme ismini veren Milorg da Norveççe “militær organisasjon” kelimesinden türetilmiş, gerçekte de var olmuş bir askeri organizasyonun ismi. Diğer albümlerinden farklı olarak bu kez tüm lirikler İngilizce yazılmış, daha fazla kişiye derdini anlatmak için güzel bir yöntem tabi ki.

Milorg, belki de albümün en iyisi olan “Alarm” şarkısıyla başlıyor. 9:11 lik süreye sahip bu parça aynı zamanda albümün en uzun şarkısı. Ortasındaki enstrümental kısımdaki gitar melodileri gerçekten insanı alıp götüren cinsten, oldukça güzel bir şarkı. Nakarattaki riffler de çok sağlam. Albümün diğer öne çıkan parçaları olarak, davullarıyla kafa göz yaran ve yine ortasında yavaşlayıp süper melodilerle içimizi eriten “Speak Goddamnit”, sağlam riffleriyle kendini belli eden “Blucher”, ana riffinin Orion’a benzerliğiyle dikkati çeken ve bunun dışında da çok güzel melodik riffler içeren enstrümental “Blucher Pt. II” ve albümün kapanış şarkısı “Milorg”u gösterebilirim.

Prodüksiyon olarak da albüm çok temiz bir sounda (özellikle bir black metal albümüne göre) sahip. Baslar bile çoğu zaman gayet net duyulabiliyor. Gitar soundunu da ben çok beğendim şahsen, ki daha önceki Vreid albümlerini sevenlerin de memnun kalacağını düşünüyorum. Vokaller oldukça iyi, çoğu zaman black metal screamleri şeklinde ilerlese de, birkaç yerde clean vokaller de karşımıza çıkıyor, çeşitlilik açısından iyi olmuş, çok sırıtmamış. Davullar bazen çeşitli atraksiyonlara girerken bazen blast beatlerle devam ediyor. En azından tekdüze olmadığını söyleyebiliriz.

Albümde eksik gördüğüm yanlardan birisi kesinlikle ilk dinleyişte insanı esir eden “catchy” şarkı eksikliği. “I Krig” albümündeki “Under Isen”i dinleyin, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Bu şarkı ana riffiyle, ilk dinleyişte “oharey bu ne güzel melodi böyle” diyerek hemen akıllarda yer ediyordu ve tekrar tekrar dinleme isteği uyandırıyordu. İşte bu albümde böyle bir şarkının eksikliği hissediliyor, şarkılar oldukça güzel ve albümde birbirini iyi tamamlıyor ama işte, tek başına duran bir şarkı yok gibi.

Ama sonuç olarak oldukça güzel bir albümle karşı karşıyayız. Grup, kendi soundunu oturtma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Genel olarak Norveç black metalinden öyle ya da böyle hazzedenlere (ama “pure black değilse dinlemem abi, Immortal da bozdu” zaten diyorsanız uzak durabilirsiniz), değişik soslarla extreme metal dinlemek isteyenlere, “bakalım nasıl oluyormuş bu black&roll” diyenlere tavsiye edilecek iyi bir albüm. Gönül isterdi ki Kampfar’la birlikte çıktıkları turnede Türkiye’ye de uğrasınlar, biz de izleyelim Norveçli abilerimizi… ama belki başka bahara.