“Karanlık Gün Batımı” manasına gelen bir isme sahip bu Stockholmlü grup, “Maelström Chaos” albümleriyle dinlediğim en orijinal black metal çalışmalarından birine imza atmıştı. Gerçekten kalite akan bir gruptu Mörk Gryning.
Opeth’in black metal versiyonu diyebileceğim, imaj kaygısı gütmeyen, takdir edilesi bir gruptu. Hele “Templar” adlı şarkıları, bugüne dek dinlediğim en iyi şarkılar listesinde üst sıralarda yer alan bir şaheserdir. Geçmiş zaman kullanıyor olmamdan, grubun artık varolmadığını anlamışsınızdır. Zira bu sene içerisinde Mörk Gryning müziği bırakma kararı aldı. Elemanlar başka projelere dalarlar mı bilmem ama, gider ayak kalan parçalarımızı ve birkaç yeni parçayı da bir albüm olarak yayınlayalım, “swansong”umuzu yapalım diye düşünmüşler. İyi de etmişler.
Kendi adlarını taşıyan bu veda albümünde, teknik dersen var, melodi dersen var, duygu dersen ondan bol bir şey yok zaten. Klavyeyi minimum oranda kullanan, hatta neredeyse hiç kullanmayan ve yer yer hızlı, yer yer ağır tempolu, ama her saniyesi dinleyiciyi saran Mörk Gryning müziği, black metal ve özellikle de Opeth’in sert yanını ve ilk dönemlerini sevenler için ilaç gibi gelecektir. Zaten bundan başka da fırsatınız yok çünkü dediğim gibi bu son albüm. Mörk Gryning, grubun vedasını daha da üzücü yapacak kadar iyi bir albüm. Ortalık üç akor bilen ama güzel makyaj yapan gruplardan geçilmezken, bu kadar kaliteli bir grubun müziği bırakması oldukça sıkıcı bir durum. Yine de şimdiye kadar yaptıkları onlara saygı duymak için yeter de artar bile.
Her şarkı başlı başına birer riff deposu, her şarkı soğuğu ve kötülüğü akıtan melodilerle dolu. Black metal olsun, kaliteli olsun, teknik olsun, progresif olsun ama senfonik olmasın diyorsanız, aradığınız albüm budur.
Kesinlikle çok iyi.