BORKNAGAR, EMPEROR, IMMORTAL ve TAAKE’yle birlikte en sevdiğim Norveçli gruplardan biridir ENSLAVED. Hep gelişen müzikleri, müzisyenlikleri ve kendilerine özgü atmosferleriyle, her ENSLAVED albümü başka başka güzellikler taşır benim için. Bu sene on beşinci yılını dolduran grubun dokuzuncu albümü “Ruun”u, çıkışına 1,5 aya yakın bir süre olmasına rağmen -sizin için- dinledim. Grubu bilenler, ENSLAVED’in bir önceki “Isa” albümüyle Norveç Grammy’sini ve bağımsız Alarm ödülünü aldığını da hatırlayacaklardır. Kimi internet sitelerinde de çıktığı yıl yılın albümü seçilen muhteşem “Isa”dan sonra, grup progresif/avangard black metal adına daha eteğindeki tüm taşları dökmediğini göstermiş.
İlk olarak albüm, her zaman olduğu gibi ENSLAVED albümlerindeki o buz gibi havanın yaratılmasını sağlayan tuhaf akorlarla dolu. Günümüzde “OPETH akoru” denilen ancak aslında OPETH’ten çok başka gruplarca da yıllardır kullanılan kalıp dışı akorlar, ENSLAVED müziğinin karakteristiklerinden biri. Bunun yanında aynı riff’in sürekli olarak tekrarlanması sonucu oluşan ve bir nevi ayin havası estiren hipnotik riff ve melodiler de yerli yerinde. “Isa”nın şaheser diyebileceğim şarkısı “Violet Dawning”i bilenler, neden bahsettiğimi anlayacaklardır.
ENSLAVED’i kurduğu sırada yalnızca on üç yaşında olan ve bugün türün en büyük müzisyenlerinden biri olarak gördüğüm Ivar Bjornson’un, gerçekten de “farklı” bir müzik anlayışı var. Çok basit bir akorla, sürekli tekrarlanan tek bir riff’le veya yalnızca dört, beş perdenin kullanılmasıyla ortaya çıkan bir melodiyle çok farklı atmosferler yaratabiliyor. Bas gitarist/vokalist Grutle Kjellson da hem black metal, hem de melodik vokallerde gayet tatmin edici bir işe imza atmış.
Lafın gelişi söylemiyorum ama şarkıların hepsi de çok güzel. Öne çıkan şarkılar, bölümler var; ancak genel yapı itibariyle tüm albüm üstünde iyice düşünülmüş, tüm besteler ayrı ayrı incelenmiş gibi.
Şarkı ismi vermeyi düşünmüyorum, çünkü dediğim gibi, adeta bir OPETH albümü gibi, her şarkı başka bir dinleyicinin favorisi olabilir. Sadece ilk dinlemede duyar duymaz tüylerimi ürperten ve yaptığım işi bıraktıran “Ruun” parçasının 1.42’sinde giren bölümü örnek vereyim yeter. Of ki ne of..
Şunu seviyorsanız seversiniz gibi bir şey demeyeceğim elbet. ENSLAVED gibi bir grubu böyle tarif etmek saygısızlık olur. “Isa”yı sevdiyseniz, buna da hayran olmanız mümkün. Gerçek bir müzisyenlik, özgünlük, yaratıcılık, teknik, duygu, kısacası kaliteli bir müzik adına her şey var burada. Bu albüm bu yıl Norveç Grammy’lerinde yılın metal albümü ödülünü alamazsa, bunun tek nedeni “Isa”nın bu ödülü almış olmasıdır.
Uzun zamandır bu puanı vermemiştim, ama böylesine dopdolu ve her yerinden fikir ve duygu fışkıran bir albümden not kırmanın bir anlamı yok.
Kolay kolay doyulamayacak bir albüm.
bir türlü anlayamadığım, algılayamadığım albümlerden biri. eminim çok şey kaçırıyorum ama yok bir türlü olmuyor
26.09.2010
sevmiyorum bu grubu. tamam onlar da beni sevmiyo ama kesinlikle abartılan bir grup
Enslaved’in en iyi albümü olarak görüyorum ben. Kusursuz bişey. Enslaved’in saygı duyulması gereken bi grup olmasına tek başına yetecek bi neden bence.
Hakkaten mükemmel albüm , fakat kesik kesik ve aynı akorları ve riffleri tekrar ederek atmosfer yaratan grupları sevmeyen arkadaşların ısınmasının zor olduğunu düşünüyorum. Clean vokali girdiği kısımlarda yaratılan atmosfer (klavyeler ve gitar9 gerçekten çok etkileyici , ayrıca bass gitarın kimi yerlerde elektro gitardan bağımsız melodilerle şarkılara eşlik etmesi çok olumlu bir hareket. Disharmonik black metal rifflerini müziğe çok güzel yedirebilmişler ki sanırım en takdir edilesi yanı budur Enslaved’in..
bir entroper yeter..
O riffler döne döne aklımı azaltıyor her seferinde yahu. Yeşil reçeteyle verilmemesinin izahı yok. İnsanlık ayıbı. Hilafsız. Olur olmadık dinlemeyin abi bu albümü, hele gece gece hiç ilişmeyin. Her ne kadar ömrümden kafadan bi on yılı götürsen de, hastasınım be Enslaved. Büyüksün.
İlk yorumdaki duyguları paylaşıyorum. Yok abi,bu grupla olmuyor. Bütün diskografilerini dinledim ciddi ciddi savsaklamadan ama bir şarkılarına bile öyle ”Oha müthiş lan!” dediğim olmadı. Zevk meselesi tabii,ama bazen zevkin de haricinde ciddi ciddi abartıldıklarını düşünüyorum. Yine de biraz daha zaman vereceğim gruba ve Ruun’u da şöyle bir sağlam dinleyeceğim tekrardan.
Ahmet Saraçoğlu yanlış anlamasın ama bu albüme bir daha kritik yazılması gerektiğini düşünüyorum kısa olmuş ama pek öz olmamış açıkçası
Albüm mü. Albüm 10′luk zaten
17.05.2020
@Ali Karabacak, 7,5 yıl sonra cevap veriyorum kusura bakma. Yok yanlış anlamam, yazıyı okumadım ama muhtemelen haklısındır. 11 yıl önce yazılmış yazı, şimdi okusam muhakkak ki değiştireceğim ekleyeceğim pek çok şey olur ama bu tür rötuşlar için zamanım yok maalesef. Bir de her yazı yazıldığı dönemi yansıtırererörö
Uzun suredir bu albumu dinlememistim. Simdi ipod dan dinleyecek bisiler ararken aha dedim ruun. Daha gecen hafta bi below the lights dondurmustum ustune bide isa patlattim ama harbiden epeydir dinlemedim ruun albumlerini. Baya ozlemisim bu albumu. Ayrica albumde ki favori parcam entroper.
Bu bitsin vertebrae dinleyeyim bide. Cok seviom la bu grubu.
Bazen Ruun parçasının Enslaved’in yaptığı en iyi parça olduğunu düşünmüyor değilim. Cidden olabilir böyle bir şey.
Şimdi bir bunu dinle sonra da E’ yi. Sonra gel de sinirlenme, gel de evi barkı yakıp yıkma. İvar kardeşim acilen kendine gelmen lazım. Saçlı sakallı adamsın yakışmıyor.
Api-vat… Nasıl yarattınız olm bu şarkıyı
Öğlen öğlen tides of chaos’u açtım
In a universe where the storms rage endlessly
Time will never come to reinstate me
Mine is none
Diyerek içimden geçti.
Ruun en sevdiğim 20 parça arasına girer. Anısı da var. İlk dinlediğim anı da hatırlıyorum, sonradan dinlediğim zamanları da. Hayatımın kırılma anlarında dinlediğim bir parça. Bir keresinde mahrem olur mu bilmiyorum parkta bankın üzerinde yatmıştım gece 2′ydi kulağımda Ruun. Çaldı da çaldı. Defalarca dinledim. Yaşım 22′ydi. Şarkının verdiği trans etkisi şunu dememe sebebiyet vermişti: Ne yapıyorum burada. Ne işim var burada. Sanırım sıkıntılı bir hayat beni bekliyor. Evet bunları geçirmiştim içimden. Ve öyle de oldu.