Melodik ama o kadar da melodik olmayan bir death metal grubundan daha sevgilerle, bugünkü yazımıza başlıyoruz. ENFORSAKEN artık olmayan bir grup. İki iyi albüm çıkaran ve ardından da kendini dağılan gruplar evreninin milyonlarca üyesi arasına salan bu Şikagolu topluluk, bugün bahsedeceğim ikinci albümünü 2006 yılında piyasaya sürmüş, türe yakından ilgi gösteren insanların dikkatini çekmişti.
ENFORSAKEN İsveç tınısına yakın duran bir death metal icra ediyor, lakin bunu ne modern arayışlara kaçarak, ne de sevilesi cici melodiler kullanarak yapıyor.Her ne kadar ortada GRAVE gibi, DISMEMBER gibi oldschool death metaliyle alâkası olmayan bir müzik olsa da, ENFORSAKEN türün daha sert olan taraflarına eğiliyor ve pizzanın sadece ortadaki yumuşak yerlerini değil, köşelerindeki sert taraflarını da bir güzel mideye indiriyor.
Demem o ki grup yüksek notalardan çalınan melodiler ve klasik power chord’lardan oluşan bildiğimiz melodik death metalden ziyade,AT THE GATES, EUCHARIST gibi daha kalın tellere odaklanmış ve rif zenginliğiyle öne çıkan bir müzik yapıyor. Çiğ bir tınıları var ve bu da müziğe olumlu bir etki yapıyor, verilmek istenen soğukluğun gayet güzel aktarılmasını sağlıyor. Olumsuz olmasa da bahsedilesi bir kısmi negatiflik, davulun bence olması gerektiği kadar canlı kaydedilmemiş olması. Travis Smith tarafından yapıldığı gün gibi ortada olan, ancak çok da orijinalite barındırmayan bir kapağı olan albüme, zamanında Dan Swanö’nün konuk olacağı söylenmişti, ancak sonradan ne grup ne bir başkası bu birliktelikten söz etmedi. Ya gizli tutuldu, ya da ben dinlerken fark edemiyorum.
“Sinner’s Intuition” gayet sağlam bir açılış rifi barındıran Witness to the Fall ile başlıyor. Nakarattaki staccato bölüm, belli ki şarkının sahip olduğu hit potansiyelini yaratan önemli etmenlerden biri. 2.03’te giren koromsu bölüm de parçanın en güzel yerlerinden birini oluşturuyor ve bu şekilde şarkı, “sert ama hüzünlü” İsveç death metali nasıl olmalı sorusuna cevaplar veriyor. Rifler, hemen fark edileceği üzere gitaristlerin ne yaptıklarını bildiklerini anlatır cinsten. Rif anlamında icrası zor olmayan bir müzik yapsalar da, sololar sırasında gitaristlerin yetenekleri gün yüzüne çıkıyor. Neyse ki pek çok grubun düştüğü hataya düşüp “Madem ki iyi gitar çalıyoruz, her şarkıya dörder tane solo koyup kendimizi gösterelim” dememişler.
ENFORSAKEN, sulandırılmamış İsveç usulü death metal sevenler tarafından benimseneceğini düşündüğüm bir gruptuysa da, eğer gruba karşı bir “meeeh”iniz olacaksa, bu olsa olsa vokallerden dolayı olabilir. Eski ARCH ENEMY vokalisti Johan Liiva’nın bağırmalı/kirli vokalini anımsatan çiğ vokal yorumu, türde daha sık görülen jilet gibi yırtıcı vokaller düşünüldüğünde herkese göre olmayabilir. Bunun dışında, SATARIEL tarzı bağırmalı, koromsu tatlar da ara ara kendilerini gösteriyorlar. Korodan kastım bir senfoniklik değil elbet; sayfadaki şarkılarda yer yer var, onlardan anlayabilirsiniz.
Kısa bir özet yapacak olursam, “Sinner’s Intuition” gözümde ilk albüm “The Forever Endeavor”dan daha iyi, daha olgun bir albüm. Barındırdığı iç içe geçmiş gaz, hüzünlü ve soğuk duygular, türe göre iyi bir müzisyenlik ve yine türe göre sert yapısı ile İsveç death metali sevenlerin mutlaka bir şeyler bulabilecekleri bir albüm. Her şarkı muhteşem mi? Hayır. Ama hepsi de ortalamanın üstünde ve her şarkıda hoşunuza gidecek bir rif, bir bölüm, herhangi bir şey bulacağınızı garanti edebilirim.