Bu yıl içinde yaşanan reunion’lardan beni en çok heyecanlandıranlar, efsanevi iki grubun, Dissection ve Candlemass’in tekrar birleşmeleriydi. Dissection’ın yeni çalışmasından sunduğu üç-dört örnek tarafımca pek tutulmasa da (yine de albümün tümünü beklemek lazım), doom metalin kodu mu oturtur gruplarından Candemass kendi adını taşıyan albümüyle türün sevenlerine bayram yaşatmayı bildi. İlk olarak başyapıt demekte hiç tereddüt etmediğim “Epicus Doomicus Metallicus” albümü ile sevdiğim ve takipçisi olduğum grup, kadro değişiklikleri, elemanlardan gelen demeçler ve best of’larla dolu bir son dönem geçirmişti. Ancak şimdi bunların pek bir önemi kalmadı; zira Candlemass, doom metalin Black Sabbath’tan sonraki en büyük grubu sıfatını, 2005 yılında bile böyle bir doom metal albümü çıkartılabileceğini göstererek kanıtladı.
Beyaz zemin üzerindeki siyah bir haçtan ibaret bir kapağa sahip olan bu çalışma, kapakla kontrast oluştururcasına karanlık ve buhranlı anlar barındıran harikulade şarkılara sahip. Şarkılara geçmeden önce, Candlemass’i Candlemass yapan ve yıllardır değişmeyen o enfes vokalin ve yorumun sahibinden, Messiah Marcolin’den kısaca bahsetmek istiyorum. Bir insanın sesi bir müziğe bu kadar mı iyi uyar. Marcolin gerçekten de metal vokalistleri arasında -belki milyonların tanımadığı, ama ne kadar iyi olduğu açıkça ortada olan- kendine önemli bir yer edinmiş üstün bir vokalist.
“Candlemass”e dönecek olursak, albümde Candlemass klasiği olacak pek çok şarkı bulunduğunu söyleyebiliriz. İlk klip şarkısı olan muhteşem “Black Dwarf” (“Kara Cüce” diye şarkı mı olur demeyin, şansınızı deneyin) ve olağanüstü güzellikteki “Assassin Of The Light” başta olmak üzere, “Copernicus”, “Witches”, “Born In A Tank” (bu nasıl gaz bir şeydir) ve bir ayin havasındaki dokuz dakikalık “The Day And The Night” gibi şarkılar doom metal severleri ziyadesiyle memnun edecek, hatta kudurtacak düzeyde, tam anlamıyla enfes parçalar. “Mars And Volcanos” adlı bonus şarkıyı da bir şekilde dinlemenizi öneririm, grubun en coşkulu anlarından biri olmuş. Zaten albümde sıradan tek bir şarkı bile yok; hepsi de Candlemass’in ustalığını yansıtır nitelikte.
Grup, orijinal kadrosuyla yaptığı ve son albüm havası taşıyan tarzda bir kapağa sahip “Candlemass”in ardından başka albümler de yapar mı bilinmez. Ama doom metal namına uzunca bir süredir yapılan en iyi ve nitelikli çalışmalardan biriyle karşı karşıya olduğumuzu bilmek, yeterince rahatlatıcı.
Doom metal adına bir şeyler alacaksanız, paranıza hiç acımadan satın alıp pişman olmayacağınız banko albümlerden biri “Candlemass”.
Sonuçta bu yolu onlar çizdi, nasıl yürüneceğini de doğal olarak en iyi onlar biliyor.
Son dakika edit’i: Albüm İsveç Grammy’lerinde en iyi metal albümü ödülünü kazandı.
epicus doomicus metallicus üstüne ikinci albümlerini dinlediğim zaman aynı adam söylüyo sanmıştım. nasıl bu kadar benziyo sesleri anlayamadım yani. gerçi johan ı daha çok sevmiştim ben. marcolin e kanım ısınamadı bi türlü belki sonra =)
p.s: bu albümü nasıl unutmuşum ben?! “edinip” dinlemek lazım!!
Epicus Doomicus Metallicus da çok tırt bir ismi olsa da ne efsane bir albümdür arkadaş. Bir ara baya başka bir şey dinleyememiştim. O zamanlar Morrowind oynardım deli gibi bir de, belki o havaya çok uyuyor diye öyle takılmıştım albüme bilmiyorum. Ve evet, ben de ikinci albümdeki adamın başka biri olduğunu anlayamamıştım. Bir de yine evet, Jonah’ı ben de daha çok sevmiştim. Ve yine evet bu albümü ben de es geçmişim dinlemem lazım yakında. Invictus amma çok ortak noktamız varmış arkadaş resmen içim ürperdi, böyle bir rahatsız hissettim adeta.
28.03.2010
@Berca B., ewet isim çok tırt yani katılmamak elde diil ama yanlışlıkla baştan sona dinleyince 2-3 gün falan sarıyo bayaa. behemoth konserine gidicem ama gündüz vakti iki kere dönmüştü o albüm. fark ettim ve ben de ufak çaplı bi ürperti yaşadım açıkçası.
p.s: invictus, ancient rites a takık olduğum dönemde “yanlışlıkla” yazdığım ismimdi. aynı kişileriz yani ewet.
Bir de hayatımda en sevdiğim sololardan biri Crystal Ball’un 3.24′te başlayan solosudur. Sadece solo değil, arkaplanı da baya orgazmdır o şarkının.
Bi Death Magic Doom incelemesi de yakışır aslında buralara.
Ard arda 10 kere falan dinleyebilirim şu The Man Who Fell From The Sky’. Mükemmel bir grupsun Candlemass.Üzerine bir doz da Withces’ın solosu. Pırıl pırıl uyurum.
Yine, yeniden dinliyorum ve orgazm diyorum. Bu nasil bir albumdur yahu.
Yok aga bu baska boyut ya. Gorgoroth ustune bunu dinliyorum. Aklim çıkıyor. Çok fazla bu albüm.
Seven silver keys…bokunu çıkarmışlar…
‘Born in a tank’ dinlerken balkondan pikaçuuuu diye bağırarak atlıyordum, son anda kendimi tokatlayarak vazgecirdim…daha alkol almadım ha dikkatinizi çekerim…….
Ne yüce bir şeydir bu albüm ya Rab ya messiah ya marcolin