Finlandiyalı melodik death metal grubu Omnium Gatherum, üç yıllık aranın ardından geri döndü. Her ne kadar grubun ismi Latince’de “var olan her şeyin birleşimi” demek olsa da, grubun müziği pek öyle değil; zira çok klasik, klavye ağırlıklı bir melodik death metal var ortada. Grupta hiçbir zaman tam anlamıyla yer almak istemediğini belirttiği ve aklı başında bir adam olduğunu açıkça gösteren bir veda yazısıyla gruptan ayrılan vokalist Anti Filppu’nun yerine, Elenium’dan Jukka Pelkonen’i saflarına katan grup, klavye yoğunluğu fazla, genelde damar olma çabası güden melodiler barındıran bir müzik yapıyor. “Stuck Here On Snake’s Way” (SHOSW) için, grubun bugüne dek yazdığı en farklı albüm demek mümkün. Zira clean vokaller ve gitarlar, şimdiye dek olmadığı kadar çok kullanılmış ve bu da müziğe daha karanlık bir hava katmış. Total Devastation’ın son albümü “Wreck”deki mükemmel performansını bu albümde de sürdüren davulcu Jarmo Pikka, grubun önemli artılarından. Müziğe yer yer oldukça gotik metal-vari bir hava getiren klavyeler de Omnium Gatherum’un olmazsa olmazlarından.
Gel gelelim Omnium Gatherum, ani parlak çıkışları olsa da ve dinlenebilirliği yükselten çeşitli dinamikler sunsa da, ortalama bir grup olmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki. Bunun sebebini de kısıtlı yaratıcılık olarak açıklamak zorundayım. Her ne kadar grup kötü bir müzik yapmasa da, akılda kalıcı, dikkat çekici, şöyle kodu mu oturtan şarkılar/bölümler/rifler bir hayli az. Bu konuda yapılacak pek bir şey olduğunu sanmıyorum, zira grup üç albümdür aynı ortalamalık istikrarını koruyor. Bir de aklıma gelen diğer bir şeyi söyleyeyim. Melodik olsun, teknik olsun, brutal olsun, bir death metal grubunda canımı en çok sıkan şey, blues/rock’n roll tabanlı rif ve solo kullanımıdır. Kanımca müziğin tüm yırtıcılığını öldüren bu aslında güzel ama bu türe yakışmayan şeyler, Omnium Gatherum tarafından da yer yer kullanılmış. Laaaaaan! Yapmayın oğlum şunu!
Vasat seviyesini aşan ve “bu grup çok çok kassa, belki bir gün adını daha çok kişi duyar” dedirten parçaların sayısı, albümdeki şarkı sayısının yarısını bulmuyor maalesef. İyi çalınmış, iyi sunulmuş, ama özünde bir özgünlük, farklılık barındırmayan çok sayıda şarkı olduğunu söylemek mümkün. Kalmah’ı hatırlatan çok çok güzel ana melodisiyle “Dysnomia”, “Undertaker”, grubun kariyerindeki en farklı çalışmalardan olan ve Katatonia etkisiyle belki de albümün en iyisi denebilecek “Just Signs” ve son olarak da Lamb of God’la Scar Symmetry’nin birlikteliği gibi olağanüstü bir fikri akla getiren “In Sane World”, albümdeki güzel sıfatını hak eden çalışmalar. Diğer bir güzellik de, SHOSW’in bugüne kadarki tartışmasız en güzel Omnium Gatherum kapağını barındırması.
SHOSW’yi oldukça fazla beğenecek kişiler de illa ki olacaktır, zira dediğim gibi albüm kötü değil. Ancak, alışılmışlıkları çokça barındıran, sıradışılıkları ise öne çıkartamayan bir albüm diye özetlemek de mümkün. Beğeniniz, melodik death metali ne kadar yakından takip ettiğiniz ve ne derece kaşarı olduğunuza göre değişecektir. Benim durumum verdiğim nottan anlaşılacaktır sanırım.
bu albümde tek sevmediğim şey vokal ve onun iğrenç söyleyiş tarzı. bazen insanın ben bile daha iyi vokal yaparım dediği oluyor.