Maylene and the Sons of Disaster (MatSoD) için, “arazisine giren her yabancıya ateş etme hakkını kendinde gören ve şu an Amerıka’yı yönetmekte olan kişiyle yaklaşık olarak aynı IQ düzeyini paylaşan, kısaca “Redneck” diye tabir edilen ve Texas başta olmak üzere Amerika’nın güneyinde hüküm süren insan mentalitesinin müziğe dökülmüş hali” demek çok da yanlış olmaz (hatta hiç olmaz). Konsept, yaklaşım ve müzik tam anlamıyla verdiğim bu kalıba uysa da, elemanların IQ’larının sıradan bir rock/metal müzisyeni ayarında olmadığını da söyleyemeyiz. Zira ortada ne yaptığını bilen bir grup var. MatSoD, şu an kafadan salladığım en kısa ifadeyle “south’n roll” yapıyor ve “II” de Amerikalı grubun Mart 2007’de piyasaya çıkan ikinci çalışması. Motörhead’den Black Sabbath’a, Spiritual Beggars’dan Down’a, Lynyrd Skynyrd’a kadar pek çok gruptan yoğun ilham aldıkları ortada olan grup, bunu tam anlamıyla bir Güneyli havasında sunuyor. Şarkılar çoğu yerde birbirlerine benzeseler de, türü seven için deli gibi gaza gelinebilecek, coşulabilecek bir müzik var ortada (özellikle şehirlerarası araba kullanırken arkadaşlarınızla coşabilirsiniz). Teknikleşilen anlarda Mastodon’u da hatırlatan MatSoD, ilginç şekilde üç gitariste sahip. Gerek var mı diye sorulursa, Iron Maiden’da ne kadar gerek varsa burada da o kadar var diyeyim anlayın.
Grupta üzerine eğilmemi gerektiren tek eleman vokalist Dallas Taylor. Mastodon’dan Brendt Hinds ile Motörhead’den Lemmy’nin tam bir karışımı olan bu ses, hem yer yer yırtıcı, hem de promoda da belirtildiği üzere “sigara dumanlı bir Amerikan barındaki kirli sesli rock vokalisti” tanımına tam olarak uyuyor. Akustik şarkılarda yumuşaklaşan ses rengi, ilginç şekilde Steven Wilson’u (Porcupine Tree) andırıyor. Kısaca ortada geleceği parlak bir vokalist var demek mümkün. Bu vokal karakteri ve müziğin de genel yapısıyla, “II”deki çoğu şarkının soundtrack olarak da kullanılma potansiyeli olduğunu eklemek lazım. Bazı bölümlerde kafanızda film sahneleri belirebiliyor (özellikle de Tarantino’nun “Kill Bill”ler öncesindeki kimi filmleri) ve zaten bu da müziğin bir atmosfer, bir kişilik taşıdığını kanıtlıyor.
Eğer yukarıda adı geçen grupların karışımının iyi bir sonuç vereceğine inanıyor ve özellikle de Metallica’nın “Garage Inc.” albümünün “ilk CD’sini” çok seviyorsanız, durmayın derim.
Eğlenceli, fon müziği olarak da çalınabilecek ve kolay dinlenecek şeyler arayanlar, aradığınız şey burada.
bu grubun 2011 çıkışlı IV albümü hariç bütün albümlerini dinledim. ilk albümleri ve III pek açmıyor ama bu süper bir albüm. özellikle Tales Of The Runaways tam kıro şarkısı baya hastasıyım. grup genel anlamda da güzel aslında. ama aminci takıldıkları için bir yandan da antipati duyuyorum. metal müzikte amincilik akımını ilk kim çıkarttı bilmiyorum ama benim en eski bildiğim Mortification var. gidip onları baya sağlam dövmek istiyorum mesela.