Senden nefret ediyorum Arch Enemy.
Günümüz metalinin en “vaka” gruplarından biri Arch Enemy. Türden hoşlanmayanlar hariç, neredeyse herkesin fikir birliğinde olduğu üzere üç adet mükemmel albüm yapan grup, sonrasındaki vokalist değişikliğiyle sonu gelmeyecek tartışmaların da odağı haline geldi. Bir tarafta, “Liiva bu üstün gruba yakışmıyordu, iyi ki gitti” diyenler, diğer tarafta ise “Liiva iyi ki gitti diyenler bu işi bilmiyordur” diye düşünenler. Baştan söyleyeyim, her ne kadar aksi düşünenler bu işi bilmiyordur diyecek kadar motomot olmasam da, ben Liiva’cı grupta yer alıyorum.
İyi, hatta çok iyi bir albüm olduğunu düşündüğüm “Wages of Sin” sonrasında gelen orta karar “Anthems of Rebellion” ve beni “tamam abi bu grup can çekişiyor, uzatmadan dağılsınlar da bitsin bu iş” diye düşündürtecek derecede özelliksiz bir “Doomsday Machine”in ardından, “Rise of the Tyra Banks… eee… Tyrant” benim için tek kelimeyle “uyuz” bir albüm olarak şekillendi.
Nedeni şu. Grup bu albümde “Stigmata”yı klasik yapan türde melodileri, artık death metali tümüyle yok sayan thrash metal alt yapısıyla ve Angela’nın belki de bugüne kadarki en iyi performansıyla (sonunda efektsiz bir şekilde) birlikte sunuyor. Peki bu iyi mi, kötü mü?
1) İyi… Son albüm o kadar kötüydü ki, bu albümde eleştirilere kulak asmışlar, “akıllı olmuşlar” ve “köklere” dönmüşler. Kökler çok önemlidir, kökler her şeydir. Ayrıca ufak Amott’un da geri dönüşüyle pek hızlı, pek dililili sololar atmışlar, melodik harmonik bayağı bir nota basmışlar kulaklara bayram ettirmişler. Anam da blast beat bilem var üç saniye süren. Kökler de kökler.
2) Fena değil… Grup son iki albümüne oranla daha sert şarkılar yapmış ve köklerini anımsatan denemelere girmiş; üstelik şarkılardaki melodiler pek güzel. Bazı şarkılar grubun son beş altı yıldır yazdığı en iyi şarkılardan.
3) Kötü… Besteler artık o kadar formülize ki, farklı bir şey, bir sürpriz, bir gıdım beklenmedik bir şeyler sunun, çocuğumu kesicem diye düşünmeden edemiyoruz. Bunun yanında hayvan sertlikte verse ve köprü bölümlerinin ardından, at pipisine kelebek (canısı…) tadında jelibon kıvamlı melodilerle bezeli nakaratlardan artık fenalık geldi. Halk olarak helak olduk, perişan olduk, çok kötü bi hizmet.
Albüm neredeyse tüm basın tarafından kutsansa ve “oha lan bu melodi “Stigmata”yı anımsattı; demek ki köklere döndüler, hattaaaaa… dur daha duuur… hatta bu köklere dönüşü modern bir yapıyla harmanladılar (böööaaargghhh!)” gibisinden zeka kübü bir yaklaşımla göklere çıkarılsa da, şahsen albümü iyi düzeyinde parçalara da sahip orta karar bir ürün olarak görüyorum. “Anthems…”ın kekremsi tadı ve “Doomsday…”in berbat olmasından kelli gruba karşı oluşan soğukluğumdan olacak, “RotT”a sayısız dinleme sonrasında bile asla ısınamadım. Açıkçası albüme kötü de diyemiyorum, çünkü gerçekten de değil. İçinde dört, zorlarsam beş adet çok iyi şarkı var; geri kalanı ise bana ne olumlu, ne de olumsuz duygular yaşatan, tek kelimeyle nötr yaklaştığım parçalar.
Arch Enemy öyle bir albüm yaptı ki, ne kötü diyebiliyorum, ne de içime sinerek iyi diyebiliyorum. Ne gıcık grupsun sen yahu!
Loading ...
2 tane vasat albümün üzerine ilaç gibi geldi gerçekten. albümün tamamı güzel değil ama bazı melodilere “oha” dedim gerçekten. yani iyi-kötü olmasını bıraktım, beni etkileyen sololar vardı. tabii arch enemy söz konusu olunca pek bir farklılık beklemiyordum ben. özellikle angela geldikten sonra.
ilk 4 şarkıyı komple beğendim. yalnız “revolution begins” tam bir konser parçası. “konserlerde çalarız, seyirciler de eşlik eder” zihniyetiyle yapıldığını düşünüyorum. ancak bu kadar belli edilebilirdi. bence albümün zayıf halkası.
diskografilerinde sırıtmayan bir albüm. arasıra dinlemeyi seviyorum. dinlerken zevk de alıyorum. 7′dir notum.
biraz daha iyi, ama sadece kötülerin iyisi
yahu sız ne notu kıt ınsanlarsınız her bokun en ıyısını ıstınuz emınım bu elestırıyıde yayınlamazsınız hani super ınsanlarsınız ya
yok bilerek yayınlarlar
ünlem!
doomsday machine çok kötüydü grup in flamesleşmeye gidiyo dedirtti ama bu albüm gerçekten iyi. liiva şimdi nerde dostum ya biri bana söylesin bunu. liiva eğer iyi bi vokalist olsaydı oluşturduğu yeni oluşumlar bi yere varabilirdi ya da iyi müzisyenler bulup kendine sağlam bi grup bulabilirdi. Bu grup ortalamanın çok üstünde bi grup şu anda, objektif olabilirsen dinlediğin-övdüğün bir çok gruptan iyi olduğunu anlayabilirsin ama gıcık olmuşsun bi kere. angela’nın çığlıklarına hastayım zaten son albümde görülmüştür “Bridge Of Destiny” yi dinle. bu albüm de baştan sona güzeldir abicim amott un müziği her zaman heycan verici olmuştur doomsdayda bile dinlenebilecek çok şarkı var. neyse ben daha fazla konuşmuyorum “The Day You Died” dinleyim kendime gelicem. notum da 10/10.
09.09.2010
@ex nihilo,
Bir yıl gecikmeli bir destuuuuuuur! çekiyorum burdan. hiç kimse in flames kadar götoğlanı olamaz bir kere laflarımız dikkat edelim biraz.
Kritik çok güzel bikerem (zaten bu adamın kritikler çok güzel ama iş puana geldimi objektiften subjektife dönüyor olay. Gruba gıcıksa -1, gruba hayransa +1 gibi…). Albüm de hiç fena değil. Benim gitara ilgim ve yeteneğim yok ama parçalarda çok iyi melodiler var bence (boru değil senelerdir deicide bile dinliyoz burda).
Zorladım, iteledim, köküne kadar dayadım 6 tane sağlam parça çıkarttım. Diğer parçalar da kötü değil ama bir daha dinlemesem de olur. Yanlız dediğim gibi yavan parçalarda bile güzel melodiler çıkıyor arada.
7 iyidir iyi
Johan Liiva’nın Arch Enemy’den sonraki başarılı projeleri için: “Nonexist” – “Deus Deceptor”
Ek olarak Hearse adlı gruba da bir göz atın. Fanboyluktan çıkıp cidden müzik konuşursak daha yararlı olur.
Bunlara başarısız derseniz, zaten Arch Enemy’nin Liiva’lı dönemi kadar iyi olmasını beklemeyin derim. Sadece gayet sağlam gruplarla devam ediyor yola. Bunu demek istedim.
Bu albüm kötü değil, ama çok abartılacak bir albüm de değil gözümde. Yukarda ilk yorumumda 7 demişim. 6 olarak değiştiriyorum :) Son olarak: gözünüzü seveyim Angela’nın ilk dönem Arch Enemy şarkılarının altından kalkabildiğini söylemeyin bana, lütfen. Hele ki Bridge of Destiny hiç demeyin, saygılarımla :)
ex nihilo, aslında olay Liiva’nın şu an nerede olduğu ya da iyi bir vokalist olup olmaması değil. Liiva’cı Angela’cı olayının özü sanırım Liiva döneminin amatör ruhu ve samimiyet ile Angela sonrasındaki prodüksiyon ve stüdyo harikası vokallerin kıyaslaması.
“Son albümde görülmüştür” dediğin Bridge of Destiny’yi çıktığı yıldan, 1998′den beri bilen biriyim. Yeni halinin tek kelimeyle korkunç olduğunu düşünüyorum. Bridge of Destiny on yıllık gayet güzel bir şarkıdır. Yeni haliyse Century Media’nın saçma sapan bir dayatmasından başka bir şey değildir.
Yani “gıcık olmuşsun bir kere” derken, grubun on yıldır takipçisi olduğumu ve albümden albüme nasıl değiştiğine de bire bir tanık olduğumu da hatırlatmak isterim. :)
Grup şu anda hakettiği ilgiden çok çok çok daha fazlasını görüp şişiriliyor resmen, sebep? Lan lan sarışın hatun vokal yapıyor!
Angela gelmeseydi grup bunun yarısı kadar büyüyebilir miydi acaba? Vokal kalitesi açısından demiyorum tabi ki, göğüs farkı hep.
benim de liiva döneminden nadir beğendim şarkılardan biri bridge of destiny’dir. ben o şarkıyı sevdiğim için angela’dan duymak hoşuma gitti. liiva döneminde arch enemy dinlemiyodum ben-ki o zamanlar daha bu kadar extreme müzik dinlemiyordum-dinleyemezdim de. liiva’nın son projelerini de dinledim vokalden haz alamadağımdan beğenemedim zaten. angela’ya gıcık olmuşsun bi kere dedim-demek istedim. başından beri dinlemen belki de bu liiva sevgisini getiriyo. o zaman dark tranquillity’de de anders friden çok iyiydi diyosundur malum amatör ruh fln. neyse bu muhabbet forumsal tartışmaya dönüyo bunu yapmayı sevmiyorum.
engelleyemiyeceğiniz bir şey şu anda arch enemy vokalisti angela kararı da grup verdi. kaybeden sizsiniz :).
ayrıca 10/10 vermemin nedeni bu abartılmış sertlikteki incelemedir. tabii ki 10/10 luk bi albüm değil. saygılar.
Amatör ruhu o anlamda dememiştim. Friden’a falan gitmeye gerek yok. Angela’ya da gıcık olmadım aslında. Wages of Sin’i çok seven bir insanım. Enemy Within’de Angela’nın sesi ilk girdiğinde hala tüylerim ürperir hatta.
Bana “The Root of All Evil” ile ilgili ters gelen, “Rise of the Tyrant”da gayet dozunda efektle, hiç de fena olmayan Angela vokalinin, “TRoAE”da cidden bilgisayarda üretilmiş gibi olması. Yoksa Angela eski şarkıları söyleyemiyo mu? Söylüyo tabi, canlı da gördük. Ama “TRoAE”de o üst üste 4-5 vokal olayı çok rahatsız edici olmuş.
Yoksa zevk tabi herkes istediğini sever.
bu konu rise of tyrant’ın konusu madem oraya girmişsin oraya da girelim. ben biraz fanatikçe konuşuyorum gerçekten kabul ettim o da yazının gazıylaydı. bence konser kayıtlarında söylediği eski şarkılar çok daha güzel gerçekten de. şu ki her hali liivadan güzel :). Zaten albümde efektle mi bilmiyorm stüdyoya ben girmedim farklı bi vokal tarzı-melodisi kullanmış şarkılarda. aynı şarkıyı aynı şekilde söylemek yerine şarkıları biraz yenilemeye gitmişler ki bu da mantıklı bi tutum. o albüm bi nevi cover albümü, şarkıyı değiştirmeden coverlamak pek mantıklı bi durum değildir.
ben beğenmiştim albümü yahu. neyse yarın dinlerken kritiği de okuyalım bakalım.
Dün akşam indirdim bu sabah da dinledim bu albümü (dinlediğim ilk Arch Enemy albümü bu arada,şarkılarını falan hiç bilmem) ama bu vokali nasıl beğeniyorlar nasıl dinlediklerinden haz alabiliyorlar bilmiyorum kesinlikle cinsiyete bağlı bir yorum değil benimkisi ama kötü yani sevenini de tebrik ediyorum.vokal dışında ise eh işte normal bi albümmüş. bahsi geçen ilk 3 albümü de merak ettim şindi.
I will live again’i al gerisini çöpe at.
27.02.2013
@Kıvanç, In This Shallow Grave de iyidir.
En sevdiğim Arch Enemy albümü değil kesinlikle ama arada bir açıp dinliyorum, birkaç çok sevdiğim şarkının hatrına.
Benim sıralamam aşağı yukarı şöyle:
Stigmata
Wages of Sin
Burning Bridges
War Eternal
Black Earth
Doomsday Machine
Anthems of Rebellion
Rise of the Tyrant
Deceivers
Khaos Legions
Will to Power