# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
ARCH ENEMY – Doomsday Machine
| 31.03.2009

“Hep aynı şeyler…”

Angela’nın katılımı ile ortamlara ayarı veren (müzikal anlamda demiyorum) Arch Enemy, death metalin en çok para kazanan, albüm satan ve tanınan birkaç grubundan biri haline gelmişti. Başlarda bir In Flames kopyası olarak nitelenen, ancak albümden albüme müzisyenliklerini ön plana çıkartarak melodik death metalin en “müzisyen” grubu haline gelen Arch Enemy, satış grafiğini ve turne sürelerini günden güne arttırarak, günümüz metalinin devler arenasında kendine bir yer edinmeyi başardı. Her ne kadar grup fazlasıyla kolay dinlenebilen -yabancılar buna “radyo dostu” diyor- bir müzik yapsa da, sonuçta ortada bir death metal olduğu açık.

“Anthems Of Rebellion” ile basına göre en iyi, bana göre ise en sıradan albümünü ortaya koyan grubun yeni albümü öncesindeki durumu, benim açımdan açıkçası biraz muallaktaydı. Zira “Anthems…” delice satmış ve Century Media tarihindeki en hızlı satan albüm olmuşsa da, müzikal anlamda grubun önceki çalışmalarının bütünlüğünü ve çeşitliliğini aratır nitelikteydi. Buna hit şarkı azlığı veya vurucu melodi noksanlığı deyin, sonuçta “Anthems…” bende ufak da olsa bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Arch Enemy’nin eleştiriye konu olabilecek diğer bir yönü de, zamanla şarkıların çok daha kolay icra edilebilir hale gelmiş olmasıydı. Tabii ki Arch Enemy gibi solo atabilen pek fazla grup yok, ancak şahsen ben “Black Earth”, “Stigmata”, “Burning Bridges” veya “Wages Of Sin”deki şarkıları kendi başıma gitarla çalarken çok daha fazla eğleniyorum (Neyse ki “Doomsday…” bu konuda biraz daha olumlu bir portre çiziyor).

“Doomsday Machine” nedense bana gerektiği kadar promosyon yapılmamış bir albüm gibi geldi. “Anthems…” çıkmadan çok öncesinde her yerde haberlerine, afişlerine rastlıyordum, ancak “Doomsdsay…” için aynı şeyi söyleyemem. Bu kadar çok satan bir albümden sonra ortalığın “Doomsday Machine çıkıyooo!” diye yıkılmasını beklerdim. Albümün satın alışım bile tesadüf eseri oldu (“aaa… bu Türkiye’ye gelmiş mi yahu”). Kapak, grup fotoğrafı, şarkı sözleri ve sunum göz önünde bulundurulduğunda, “Doomsday Machine”in önceki albümlere, en azından “Burning…”, “Wages…” ve “Anthems…”e göre çok daha karanlık bir yapıda olduğunu söylememiz mümkün. Albüm kitapçığı da bu tavrı yansıtır nitelikte ve geleceğe -ve albüm ismine- atıfta bulunurcasına yıkım ve çöküş resimleriyle, nükleer atık ve toksik madde işaretleriyle dolu.

Şarkılara geçmeden önce, grubun bu albümde “Anthems…”den bile daha az hit şarkı yapmış olduğunu, hatta zaten böyle bir derdinin olmadığını gösterircesine bir tavır takındığını söylememiz mümkün. İlk dinleyişte “vay anam bu da neymiş” diyebileceğiniz parça sayısı, örneğin bir “Wages Of Sin”le kıyaslarsanız oldukça az. Açılışı yapan “Enter The Machine”, tıpkı bir önceki albümün açılışındaki “Tear Down The Walls” gibi kısa bir intro niteliğinde. Oldukça güzel bir giriş olduğunu söyleyebilirim. Sonrasında gelen ve albümün en iyileri arasında yer alan “Taking Back My Soul”, kalıplaşmış Arch Enemy beste yapılarından farksız, her şeyiyle bir Arch Enemy parçası. “Hep aynı şeyler…” diyenleri duyar gibiyim. Evet, açıkçası Arch Enemy -tıpkı Children Of Bodom gibi- bir süredir aynı albümü yapıyor. Bu hususta grubu eleştirmek mümkün. Son 2-3 Arch Enemy albümündeki şarkıları karıştırıp tekrardan albümlere dağıtsanız, göze batan pek bir şey -hiçbir şey- olmaz.

Grupları kıyaslamak ne kadar doğru olur bilmem, ama “müzisyenler” hatta “profesörler” grubu denen Arch Enemy ile müzikal gelişimin kitabını yazan Dark Tranquillity’nin son albümlerini karşılaştırırsak (ikisi de melodik death metal olarak adlandırıldığı için), ben asıl müzisyenler grubunu Dark Tranquillity olarak görüyorum (Dark Tranquillity zaten her açıdan Arch Enemy’den üstün, orası ayrı –Amott’lar kadar hızlı ve iyi solo atmayıversinler, o kadar olur). Demek istediğim şu ki, Arch Enemy aynı yemeği ikinci, üçüncü kez önümüze koyuyor. Bu yemek güzel ve lezzetli, ancak yine de bahsettiğim bu sorun pek aşılamayacakmış gibi gözüküyor (aynı durum Children Of Bodom için de geçerli) ve biz daha uzun yıllar benzer ve aynı albümden fırlamışçasına duran şarkılar dinlemeye devam edecekmişiz gibime geliyor. Kimilerinin “ne lan bu?”, hatta iyice saçmalayıp “hardcore olmuş” dediği In Flames’in nasıl doğru bir mantık izlediğini bu şekilde görüyoruz (eleştireceksen bari hardcore’un ne olduğunu bil de konuş). Aynı şekilde Dark Tranquillity, aynı şekilde Opeth’ten de söz edilebilir.

Yine de, bu kadar eleştirdiğim Arch Enemy’yi sevmediğim, kötülediğim düşünülmesin. Arch Enemy ne olursa olsun çok sağlam ve güçlü bir grup. Belki benzer albümler yapıyorlar, ama sonuçta kişilikli bir müzik yapıyorlar.
Nerede kalmıştık? Evet, “Taking Back My Soul” diyorduk. Bu şarkıda Dream Evil ve Nightrage’den tanıdığımız ve kimilerince dünya üzerindeki en iyi Yunan gitarist diye gösterilen Gus G.’nin “sweep’li mweep’li” delişmen bir de solosu var. İkinci sıradaki single ve klip parçası “Nemesis” de albümün iyilerinden. Fazlasıyla tahmin edilebilir ve “geyik” bir ana melodisi olsa da, sonuç olarak iyi bir şarkı. Özellikle Christopher’ın albümün giriş kısmında attığı ışık hızındaki kısacık solo, Jeff Loomis havaları estiriyor ve ağızlardan salya akıtmaya yetiyor.

“My Apocalypse”i 2.30’da giren kısım dışında oldukça vasat buldum. “Carry The Cross” tapping’li melodisi ve ritmik nakaratıyla, “I Am Legend/Out For Blood” sağlam riff’leri ve mükemmel davul kullanımıyla (çok kral bir blast beat bile attırmış Danielcan) öne çıkan diğer iyi parçalar. Grubun bu güne dek yazdığı kesinlikle en “acayip” şarkı olan ve oynak doğu ezgileriyle dumurlara uğratan enstrumantal “Hybrids Of Steel” (albümün bana göre kesinlikle en iyisi –en azından farklı ve cesur bir yaklaşımı olduğu için) ile nefis davul girişi ve taşıdığı hit potansiyeliyle öne çıkan “Machtkampf” bence albümün mutlak favorileri. Geri kalan şarkılarda, “Anthems’e konsalar da olurmuş” gibi bir hissiyata kapılabilirsiniz; dinleyin, sebebini anlarsınız.

Grubun en az hit şarkı taşıyan bu çalışmasını Arch Enemy sevenlere ve İsveç death metalinden hoşlananlara öneriyorum. Ama bu yıl çıkan bir “Character” varken, yani bu tür içinde bile daha yapılabilecek çoook şeyin olduğu kanıtlanmışken, kusura bakmasın ama Arch Enemy’nin de daha iyisini yapması gerekirdi. Bu iki grubu kıyaslamak belki doğru değil, ama kendini geliştirmek adına tüm sınırları aşan bir grup, ve yaklaşık olarak benzer türde müzik yapan ama ikidir aynı albümü çıkartan diğer bir grup olunca, insan ister istemez bir mukayeseye gidiyor. Çok sevdiğim bir grup için bu tabiri kullanmak istemesem de, vasatın az biraz üstü diyebileceğim bir albüm “Doomsday Machine”.

Belki işe yarıyor, ama aynı formül de bir yere kadar öyle değil mi?

4,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.89/10, Toplam oy: 126)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2005
Şirket
Century Media
Şarkılar
01. Enter The Machine
02. Taking Back My Soul
03. Nemesis
04. My Apocalypse
05. Carry The Cross
06. I Am Legend/Out For Blood
07. Skeleton Dance
08. Hybrids Of Steel
09. Mechanic God Creation
10. Machtkampf
11. Slaves Of Yesterday
  Yorum alanı

“ARCH ENEMY – Doomsday Machine” yazısına 20 yorum var

  1. Mustafa Sakallı says:

    4.5 az bu albüm için bence. Aynı şeyler olabilir ama benim için dinlemesi gayet zevkli bir albüm , bitirdiğimde ulan şunları bir daha dinliyim dediğim şarkıları var. Özellikle Taking Back My Soul çok güçlü bir parça. Ama Angela’nın efektli vokalleri biraz baymaya başladı. Konuyla alakasız olarak Burning Angel Arch Enemy’nin yazıp yazabileceği en güzel şarkıdır gözümde.

  2. Mardukcan says:

    hatırladığım kadarıyla en çok “Carry The Cross” u sevmiştim

    “Slaves Of Yesterday”, “Taking Back My Soul”, “Nemesis” de aklımda kalan parçalar. 1-2 tane daha sağlam parça olacaktı…

    Vasat albüm ama 4.5 da ağır olmuş bea 6 verdim gitti :)

  3. Darkerndarker says:

    4.5 mu,yok artık.

  4. Kıvanç says:

    Nemesis ve My Apocalypse için 8 verdim. Ayrıca 4,5 çok az bence.

  5. oğul says:

    en az 7,5 puan alması gereken bir albüm bence nemesis ve my apocalypse başta olmak üzere out for blood,mechanic god creation,machtkampf(2.23deki gitarın girişi yeter),slaves of yesterday bunlar güzel parçalar kanaatimce…gerçekten 4.5 puan çok az olmuş bu konuda diğer arkadaşlara katılıyorum

  6. mardukcan says:

    oha bu nasıl gözğmden kaçmış ? 4.5 ne yahu. bi ara baştan dinelyim notumu veririm ama en az 2-3 tane kalsik parça var bu albümde.

  7. Baybora says:

    Kesinlikle 4,5′luk bir albüm değil. Nemesis ve My Apocalypse zaten ortada,ayrıca Skeleton Dance’in da çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ha diğer şarkılar öyle çok büyük olaylar değil,onu kabul ediyorum. Ama benim puanım 7,5 falan olurdu yine de genel olarak.

  8. serdar91 says:

    saaa puanım dohuz ganga diyorum.bence bu albüm 4.5 gibi bir notu haketmiyor.

  9. Jester says:

    Bu albümle Arch Enemy’yi biliyorum, diğer albümlerini tekrar edip etmediği hakkında pek bilgim yok ama bence güzel albüm ya. 6,5 – 7 falan veririm ama dediğim gibi grubu pek bilmeyerek böyle diyorum, ha bir de efektli vokaller.

  10. MakeMeSpinn says:

    Nemesis’in solosu.

  11. Yiğit says:

    Açıkcası, Nemesis, Taking Back My Soul ve Machtkampf varken 4.5 biraz düşük değil mi? 7.5 hakediyor bu albüm. Nemesis’i tek yazabilirsiniz bile.

  12. Cryosleep says:

    Arch Enemy ile tanıştığımda dinlediğim ilk albümlerden biriydi. Özellikle Carry The Cross ve Machtkampf’ı çok seviyorum.

    Bir de günümüzdeki haline bakınca bu albüm bayağı bayağı iyi kalıyor bence. Hatta Angela dönemi albümleri arasında en iyi ikinci albüm. Birincisi zaten Wages Of Sin.

    8/10

    Cryosleep

    @Cryosleep, Ayrıca Enter The Machine ile beraber Taking Back My Soul’un girişine aşığım.

    PROCESSED
    DILUTED
    VIRTUALLY UNRECOGNIZABLE
    I WAS LOST THERE, NO DIRECTION
    A SCATTERED VOID

    Cryosleep

    @Cryosleep, Bir de Andy Sneap, abi her şey çok güzel de o vokaller öyle efektli olmak zorunda mıydı ya. Yine de gitarlar cillop gibi.

    Cryosleep

    @Cryosleep, Mechanic God Creation gereksiz iyi bir şarkı.

    Cryosleep

    @Cryosleep, Puanımı 9′a çıkardım ayrıca.

  13. Deth says:

    Arch Enemy’nin bana göre en iyi albümü budur ya. Makineli tüfek gibi albüm. Terminatör gibi albüm ulan tam olarak hayatımdaki boşluklardan birini dolduruyor, nasıl oluyor bilmiyorum cidden.

    4.5 puana ağzım açık kaldı.

    Cryosleep

    @Deth, her kelimesine katılıyorum.

  14. Deth says:

    uzun yoldayım yine sana geldim wages of sin ile beraber

  15. Raddor says:

    Ahmet abi puan konusunda gerçekten Satansız davranmış bu albüme. Yıllar sonra dönüp bir tur Arch Enemy çevireyim deyince kendimi bu albümde buldum. Skeleton Dance favorim.

    Angela Gossow nasıl da unutuldu gitti. Günümüz Instagram ve Youtuber Metalcileri bu kadının kim olduğunu, zamanında Metal dünyasında ne derece etki bıraktığını bilmiyorlar.

    Jinjer reaction videolarında “bu hatun nasıl böyle ses çıkarıyor oha!” tepkilerini verirken, brutal vokali icra eden ilk kadının Angela Nathalie Gossow olduğundan habersizler. Alissa White-Gluz’ın ilk defa onu görüp de “aa böyle de söyleyebiliyor muymuşuz?” diyerek kendini geliştirdiğinden de. Hey gidi Angela abla be. Her şeyi başlatan kadındı kendisi ve bir ara en meşhur front’lardan biriydi.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.